Emsal Mahkeme Kararı Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/649 E. 2023/533 K. 12.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
Türk Milleti Adına Yargılama Yapmaya ve Hüküm Vermeye Yetkili
ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR

ESAS NO : 2020/649 Esas
KARAR NO : 2023/533

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

DAVACI : ….
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : … – (… T.C. Kimlik Numaralı)
VEKİLİ : Av. …
FERİ MÜDAHİL : … (… T.C. Kimlik Numaralı)

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 03/06/2008
KARAR TARİHİ : 12/09/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 03/10/2023

DAVA:
Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkili, …’nun, “… İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti”nin ortaklarından olup, aynı zamanda şirket müdürü olduğunu; Bankanın borçlarının tasfiyesi için şirketin, şirket ortaklarının ve şirkette sigortalı olarak çalışan …’in kayden üzerinde görünen …. mevkiinde bulunan tapunun…. parselde kayıtlı 85 adet kat irtifaklı bağımsız bölümü vefa hakkı saklı kalmak kaydıyla söz konusu bankalara devir edildiğini; bu vefa hakkını borçlular 31.05.2004 tarihine kadar kullanılmadığında vefa hakkının hükümsüz kalacağını; bu tarih gelmeden, şirketin ortaklarının üzerine kayıtlı olanlar ile şirketin sigortalı işçisi …’e görünürde verilen 9 adet bağımsız bölüm ile birlikte 10.000.000 USD bedelle…, …, … ve …Şirketi, … AŞ’ye satıldığını; bu taşınmazların tapuda devir ve ferağının 15/04/2004, 22/04/2004, 30/04/2004, 23/06/2004, 02/07/2004 tarihinde borçlular ve bankalar tarafından alıcılara verildiğini; tüm bu işlemleri davalının, kendi adına asaleten, …’e vekaleten ve “… İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti”ni temsilen yaptığını; 1 ABD dolarının değeri 1.460.000 TL olup, taşınmazların toplam satış değerinin 14.600.000.000 TL tuttuğunu; bankalara ödenen borç tutarının ise 7.787.746.580.000 TL olduğunu; bu miktarın diğer ödenen borç kalemleri ile birlikte yaklaşık 8.500.000.000.000 TL tuttuğunu; bu paranın bakiyesinin davalı ile diğer ortak… …’nun uhdesinde bulunduğunu; … … aleyhine …. E. sayılı davasında karşı dava şeklinde bir dava ikame edildiğini; davalıya 27/07/2004 tarihinde ve 01/06/2006 tarihinde iki adet ihtarname keşide edildiği halde uhdesindeki taşınmazların bedelini ödemediğini; davalıda kalan taşınmazların bedelini; ayrıca şirketin diğer ortağı ile beraber şirket demirbaşlarının satışından davalı uhdesinde kalan bedeli ile …’deki kum ocağının satışından alınan bedelin davacılara ödenmesinin gerektiğini; davalının uhdesinde sadece taşınmazların satışından bakiye kalan 6.100.000,00 TL alacağının bulunduğunu; bu bakımdan şimdilik 200.000,00 TL’nin 15/04/2004 tarihinden itibaren ticarî faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini, talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili, cevap dilekçesinde kısaca; Yetki ve zamanaşımı itirazının yanı sıra, müvekkilinin 2004 yılında yapmış olduğu tek işlemin, kendisine ve şirkete ait toplam 14 adet bağımsız bölümü satmak olduğunu; davacı şirkete ait 7 adet bağımsız bölümün tapuda devir işleminin müvekkili tarafından yapılmakla birlekte satım bedelinin alıcılar tarafından şirketin banka hesabına gönderildiğini, davacı şirketin de bu satıma ilişkin fatura tanzim ettiğini, faturaları imzalayan davacı … olduğunu; müvekkiline ait olan 7 adet taşınmaz satım bedelinin ise davacı şirketin borçları için ödendiğini, müvekkilinin alacaklı olduğunu; bankalara ait olan taşınmazların satımı ve bedelinin tahsilinin müvekkili dışında gerçekleştiğini; satım bedelinin 10.000.000 USD olduğuna dair iddianın gerçek dışı olup, … ile yapılan protokol sureti denilen imzasız belgenin müvekkilin bilgisi dışında olduğunu; …’ki kum ocağının tüm ortakların bilgisi ve onayı dâhilinde satıldığını; davacı şirketin, fatura keserek bedelini tahsil ettiğini; bu hususun davacı şirket tarafından kesilen 03.10.2002 tarih ve … numaralı, nakden bedeli alınmıştır yazılıp imzalanan kapalı faturadan anlaşılmakta olduğunu; alıcının kum ocağına ilişkin şirket borçlarını da ödediğini; müvekkilinin, davacılardan farklı nedenlerle alacaklarının mevcut olup, takas ve mahsubunu talep etiğini, savunmuştur.
GEREKÇE:Dava, limited şirket müdürü aleyhine açılan sorumluluk davasıdır.
Taraflarca delil olarak dayanılan ticaret sicil kayıtları ve diğer belgeler yazılan müzekkereler ile temin edilmiş ve taraflarca dosyaya sunulmuştur.
Davacı şirket, …. kayıtlı olup, ticaret sicil kaydının incelenmesinden , davacı şirketin ortaklarının …, … ve… … olduğu, dava tarihi itibariyle adı geçen üç ortağın, şirket müdürü olarak şirketi münferiden temsile yetkili oldukları, anlaşılmaktadır.
Davacı kendisini asaleten ve şirketi temsilen, dava dilekçesinde sözü edilen eylemler nedeniyle 200.000,00 TL tazminatın davalı …’ndan tahsilini talep etmiş, 28/04/2014 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini toplamda 4.139.270,50 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı şirketin adresi itibariyle, mahkememiz yetkilidir.
Davacı vekilince 16/07/2021 tarihli dilekçesinde, dava dilekçesine konu 200.000,00 TL’nin, 1.000,00 TL’lik bölümünün demirbaş satışından doğan bedele, 1.000,00 TL’sinin ise kum ocağı satışından doğan bedele ilişkin olup, bakiye 198.000,00 TL ise davanın uhdesinde kalan taşınmaz satış bedeline ilişkin olduğu yönünde açıklama yapmış, 28/04/2014 tarihli ıslah dilekçesindeki tutarın ise, 189.000,00 TL’sinin demirbaş bedeline, 83.745,76 TL’sinin kum ocağından satışından doğan bedele, bakiye meblağın ise taşınmaz satışına ilişkin olduğu yönünde, açıklayıcı beyanda bulunmuştur.
Mahkememizce 14/06/2016 tarihinde, davacılardan gerçek kişinin doğrudan zararı olmayıp, dolaylı zararı bulunduğu, gerekçesi ile, davacı gerçek kişi … açısından açılan davanın reddine, davacı … İnşaat Sanayi Ve Ticaret Limited Şirketini tarafından açılan davanın ise, üç ortaklı olan şirkette, şirket ortaklarından …’nun müdür, …’nun davalı konumda olması nedeniyle davanın diğer yönetici olmayan ortak tarafından açılması veya davaya icazet veya vekaletname verilmesi gerektiği halde bu eksikliğin yerine getirilmemesi nedeniyle şirket tarafından açılan davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş,
Taraf vekillerinin söz konusu kararı temyiz etmesi üzerine … sayılı 08/11/2018 tarihli ilamı ile mahkememiz kararı,
Davacılardan, …’nun kendisini asaleten açılan davada verilen red hükmüne yönelik temyiz itirazlarının yerinde olmadığına,
Şirket tarafından açılan davanın, dava şartı yokluğundan reddine ilişkin olarak ise yapılan temyiz incelemesinde ise,
Mülga 6762 sayılı TTK 556. Maddesi hükmünde şirket yöneticilerinin sorumlulukları hakkında anonim şirketin bu hususlara ilişkin hükümlerinin uygulanacağı öngörülmüş olup, bu yollama ile uyuşmazlığa aynı yasanın 341. hükümleri uygulama olanağı bulacaktır. 6762 sayılı TTK 341. Maddesi hükmünde, sorumluluk davasının açılabilmesi için bu yönde alınmış genel kurul kararı olması ve davanın denetçiler tarafından açılması gerektiği açıkça belirtilmiştir.
Bununla birlikte limited şirketlerde genel kurulun yetkilerini düzenleyen mülga 6762 sayılı TTK 539/7. Maddesi hükmünde de, şirketin kendi organlarına karşı haiz olduğu tazminat taleplerinin genel kurulun yetkisinde olduğu öngörülmüş, 548. Maddesinde ise ortak sayısı 20’yi aşan limited şirketlerde bir veya birden fazla denetçi bulunacağı, ortak sayısı 20 veya 20’den az olan şirketlerde idare hak ve görevlerin tüm ortaklara ait değil ise müdür sıfatını haiz olmayan diğer ortakların mülga 818s. Borçlar kanununun 531. Maddesi uyarınca denetim hakkına sahip oldukları düzenlenmiştir.
Somut olayda, limited şirketin ortak sayısı 20’den az olup, mahkemenin de kabulünde olduğu üzere dava tarihi itibariyle tüm ortaklar ( davacı Selahattin, davalı … ve dava dışı…) şirketi münferiden temsile yetkili müdür olup, 6762 sayılı TTK 548/2 maddesi , 818s. Borçlar kanununun 531. Maddesi hükümlerinin uygulama alanı bulunmasına rağmen, davanın bu nedenle dava şartı yokluğuyla reddi doğru görülmemiş, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün temyiz eden davacı şirket yararına bozulması gerekmiştir.
Gerekçesi ile mahkememiz kararı bozulmuş, karar düzeltme istemi haklı görülmemiş, mahkememizce bozmaya uyularak yeniden taraf teşkili yapılarak yargılama sürdürülmüştür.
Davacılardan … tarafından kendi adına açılan davada verilen red kararı uyulan … bozma ilamı içeriğine göre kesinleştiği için, bozma sonrası yapılan yargılamada yeniden kurulan hükümde ve karar başlığında anılan davacıya, bu nedenle yer verilmemiştir.
Türkiye ticaret sicil gazetesinin 27/12/2018 tarih, 9733 sayılı örneğinden anlaşıldığı üzere mahkeme ilamına istinaden … 17/10/2005 tarihinden itibaren, davacı şirketin %25,5 oranında hissedarı olduğu anlaşılmış, Ferhan tarafından Ankara 39. Noterliğinin 31/03/2021 tarih 5036 yevmiye nolu örneği sunulan “Muvafakatname” başlıklı belgeye göre derdest mevcut davaya icazet ve onayın verildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce, yazılan talimat sonrasında, …. eğişik iş sayılı dosyasında, mahalinde keşifte yapılarak dava konusu taşınmazların bilirkişiler tarafından düzenlenen raporda değeri 11.927,017 TL olarak belirlenmiştir.
Mahkememizce yazılan talimat sonrasında …. talimat sayılı dosyasında, 02/05/2014 tarihli bilirkişi raporunda, yine dava konusu…. mevkinde bulunan 50.000 m2 sahayı kapsayan kum ocağı ile ilgili, tahsis ve kullanımı ile ilgili gerekli tespitlerde yapılarak, sonuç itibariyle devir işleminin 10.000,00 TL olduğu, kum/ çakıl ocağı demirbaş malzemelerinin en az satış ve devir bedelinin 84.745,76 TL olup, bu bedelinde dahil edilmesi ile ocak işletilmemesinden kaynaklanan 871.024,00 TL zararın toplamının 955.769,76 TL olacağı belirlenmiştir.
Mahkememizce nitelikli hesap uzmanı, bankacı, SM Mali Müşavir ve inşaat mühendisi gayrimenkul değerleme uzmanından oluşturulan bilirkişi kurulundan 16/05/2022 tarihli rapor ve tarafların itirazlarını karşılar şekilde 12/04/2023 tarihli ek rapor aldırılmıştır.
Gerekçeli ve denetime elverişli olarak düzenlenen, taraf itirazları ek rapor ile karşılanan bilirkişi kurulu raporunda, önceki raporlar, dosyaya sunulan deliller bütün olarak değerlendirilmek sureti ile,
…’da bulunan taşınmazların, mahalinde yapılan tespit ile satış tarihi itibariyle 11.927.017,00 TL olarak belirlenen bedelin serbest piyasa rayiçlerine uygun olduğu, satış bedelinin 8.480.620,21 TL’sinin banka borçları için ödendiği, 490.000,00 TL bedelin şirket kayıtlarına geçtiği, davacı şirketin bu satıştan zararının 2.956.396,79 TL olacağı, bu satış nedeni ile zararı doğuran eylem tarihinin 17/05/2004 olduğu,
Silivrideki kum ocağı ile ilgili olarak bilirkişi raporuyla tespit edilen 871.024,00 TL tutarındaki kar kaybı hesabının uygun olduğu, bu bedelden deftere yansıyan 10.000,00TL tutarındaki devir bedelinin düşülmesi ile 861.024,00 TL zararın oluştuğu, bu satış nedeni ile zararı doğuran eylem tarihinin 03/10/2002 olduğu,
Davacı şirketin demirbaşlarının satış tutarı defter kayıtlarına yansıtıldığından bu kalemde bir zarar tespit edilmediği,
Davalının takas ve mahsup talebi ile ilgili olarak şirketten, şirket ticari defter ve kayıtlarına göre 31/12/2004 tarihi itibariyle 116.550,35 TL alacaklı olduğu tespiti yapılmıştır.
Davalı …, şirketin 2004 yılı ticari defter kayıtlarına göre 116.550,35 TL alacaklı olup, bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere, 2004 yılına ait ticari defterlerin açılış onayı zamanında ve usulünce yapılmış olmasına karşın, kapanış onayı yapılmadığı ve bu tarih itibariyle davalı yönetici olmakla, söz konusu kayda göre geçerli olmayan ticari defter ve kayıtlarına dayalı alacaklı olduğu iddiası kanıtlanamamış ve mahkememizce de bu yönde kanaat edilmiş olmakla, mahsup savunması haklı görülmemiştir.
Davalı tarafça, dava dilekçesi ve ıslah dilekçesine karşı süresi içerisinde zamanaşımı itirazında bulunulmuştur. TTK 560. Maddesi uyarınca, sorumlu olanlara karşı tazminat istemek hakkı, davacının zararı ve sorumluyu öğrendiği tarihten itibaren iki yıl ve herhalde zararı doğuran fiilin meydana geldiği tarihten itibaren beş yıl geçmekle zamanaşımına uğrar.
Davalı hakkında, dava konusu eylemlere ilişkin yapılmış bir şikayet ya da açılmış bir ceza soruşturması yoktur.
Bilirkişi kurulu raporunda da belirtildiği üzere, taşınmazların satışına ilişkin alınmış karar 17/05/2004 tarihinde alınmış, satış işlemi aynı yıl içerisinde gerçekleştirilmiştir.
Yine kum ocağına ilişkin satış ve devir işlemi 03/10/2002 tarihinde gerçekleştirilmiştir.
Mevcut dava 03/06/2008 tarihinde açılmış, dava değeri, ıslah dilekçesi ile 28/04/2014 tarihinde artırılmıştır. TTK 560. Maddesi dikkate alındığında, ıslah tarihi itibariyle, zararı doğuran fiilin meydana geldiği tarihten itibaren beş yıllık zamanaşımı süresi dolmuş olmakla, artırılan kısma ilişkin davanın zamanaşımı nedeniyle reddi cihetine gidilmiştir.
Son aldırılan gerekçeli ve denetime elverişli olmakla hükme esas alınan bilirkişi rapor ve ek raporunda belirtildiği üzere, davacı şirketin, demirbaş satışıyla ilgili oluşan bir zararının olmadığı, ancak kum ocağı satış ve devri ile ilgili 861.024,00 TL, gayrimenkul satış ve devri ile ilgili 2.956.396,79 TL tutarında, davalının yapmış olduğu işlemler nedeni ile şirketi zarara uğrattığı anlaşılmakla ve mahkememizce de bu yönde kanaat edinilmekle, davacı vekilinin 16/07/2021 tarihli dilekçesinde, başlangıçta 200.000,00 TL olarak talep edilen zararın oluşum şekline ilişkin açıklama dikkate alınarak, 1.000,00 TL demirbaş satışından kaynaklandığı ifade edilen zarara ilişkin istem ve davanın reddine, taşınmaz satışlarından kaynaklı oluştuğu öne sürülen 198.000,00 TL ile kum ocağı satışından kaynaklı 1.000,00 TL zarar toplamına ilişkin 199.000,00 TL için davanın kabulü cihetine gidilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlere,
1-Davanın kısmen kabulü ile,
199.000 TL’nin 03/06/2008 olan dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
Fazlaya ilişkin dava dilekçesinde talep edilen 1.000,00 TL’lik kısmın esastan, ıslah dilekçesi ile arttırılan 3.939.270,50 TL’nin zamanaşımı nedeniyle reddine,
2-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince,
Alınması gereken 13.593,69 TL harcın, 2.700,00 TL peşin harç ile 67.273,00 TL ıslah harcı toplamı 69.973,00 TL harçtan çıkartılarak artan 56.379,31 TL harcın karar kesinleştiğinde ve istemi halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan 2,30 TL vekalet harcı, 796,25 TL tebligat ve posta gideri, 17.500,00TL bilirkişi ücreti toplamı 18.298,55 TL yargılama giderlerinin davanın kabul ve red oranına göre 879,72 TL’si ile 14,00 TL başvurma harcı ile 13.593,69 TL alınması gereken harç toplamı 14.487,41TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile, davacıya ödenmesine, artan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan 2,30 TL vekalet harcı ile 60,00 TL tebligat ve posta gideri toplamı 62,30 TL yargılama giderlerinin, davanın kabul ve red oranına göre 59,30 TL’sinin davacıdan tahsili ile, davalıya ödenmesine,
4-HMK m.333/1 uyarınca harcanmayan gider avansının hüküm kesinleştiğinde davacıya iadesine,
5-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca; davacı yararına hesaplanan 30.850,00 TL nispî vekâlet ücretinin davalıdan tahsili ile, davacıya ödenmesine,
6-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca; davalı yararına hesaplanan 1.000,00 TL nispî vekâlet ücretinin davacıdan tahsili ile, davalıya ödenmesine,
7-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca; zaman aşımı nedeniyle davalı yararına hesaplanan 266.805,41 TL nispî vekâlet ücretinin davacıdan tahsili ile, davalıya ödenmesine,
Dair, Davacı Vekili Av. … , Davalı Vekili Av. …’in yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde …’da temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.12/09/2023

Başkan …
¸
Üye …
¸
Üye …
¸
Katip …
¸