Emsal Mahkeme Kararı Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/589 E. 2021/113 K. 24.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
Türk Milleti Adına Yargılama Yapmaya ve Hüküm Vermeye Yetkili
ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

KARAR

ESAS NO : 2020/589 Esas
KARAR NO : 2021/113

DAVA :Alacak (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/01/2019
KARAR TARİHİ : 24/02/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİHİ : 08/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı ve dava dışı … Taah.A.Ş. İle birliktte … Genel Müdürlüğünden alt yapı ihalesi aldıklarını ve müvekkili ile 18/07/2013 tarihli sözleşme imzalandığını, sözleşme gereğince müvekkili şirketten tüm beton borular teslim alındığını ve buna karşılık 05.10.2013 tanzim, 25.12.2013 vade tarihli 100.000,00 TL, 12/11/2013 tanzim, 25.01.2014 vade tarihli 100.000,00 TL ve 19/12/2013 tanzim, 20/03/2014 vade tarihli 100.000,00 TL bedelli 3 adet senet verdiklerini bu senetlerin vadesinde ödenmediğinden … Müdürlüğlünün … E. (yeni esas …) sayılı dosyası ile takip yaptıklarını her üç senet için … Hakimliğinin … esas sayılı dosyası ile davalının itiraz ettiğini ancak itirazın reddedildiğini, bu takibe konu alacak için 250.000,00 TL bedelli 20/01/2015 keşide tarihli çek alındığını ve her üç icra dosyasına ayrı ayrı yatırıldığını, ancak davalı tarafından hatalı olarak verilen … Hakimliğlinin ilamı gereğince 19.12.2013 tanzim tarihli, 20/03/2014 vade tarihli 100.000,00 TL.lik senet için … Müdürlüğlünün … esas sayılı dosyası ile takip yaptıklarını belirterek, takibe konu 19/12/2013 tanzim tarihli, 20/03/2014 vade tarihli 100.000,00 TL bedelli senetten dolayı borçlu bulunduğunun tespiti ile, … Mahkemesinin … esas sayılı dosyasından tesis edilen hatalı ilama dayalı olarak … Müdürlüğünün … esas sayılı icra takibinin durdurulmasına ve davalı şirketin %20 tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı taraf yanıt dilekçesi sunmamıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, GEREKÇE VE KABUL:
Dava, alacak isteminden ibarettir.
Tarafların uyuşmazlık konularının; Adi ortaklık adına, takip konusu senetleri imzalayan …’ın adi şirketi temsile yetkili olup olmadığı ve davacının bu senetler nedeniyle davalıdan alacaklı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Dava konusu 20/03/2014 vade tarihli 100.000,00 TL bedelli senedin vadesinde ödenmediğinden … Müdürlüğlünün … E. (yeni esas …) sayılı dosyası ile takip yaptığı senede … Hakimliğinin … esas sayılı dosyası ile davalının itiraz ettiği ancak itirazın reddedildiğini, bu ve diğer iki senet için davalıdan 250.000,00 TL bedelli 20/01/2015 keşide tarihli çek alındığını ve her üç icra dosyasına ayrı ayrı yatırıldığını, ancak davalının başvurusu üzerine … Hakimliği tarafından borçlu adi ortaklık tarafından düzenlenen Ankara … Noterliğince 05.07.2012 ve … Yev.No ile onaylanan ek sözleşmede ise; “…İş ortaklığını müdür olarak işin başından sonuna kadar … ve …’in müştereken temsil ve ilzam etmesine” karar verildiğini belirterek takip konusu senette sadece …’ın imzasının bulunduğunu bu durumda senedin davalı yönünden bağlayıcı olmadığından bahisle takibin iptaline ve davacı aleyhine tazminata ve para cezasına hükmedildiği, bu ilam nedeniyle davalı tarafından 19.12.2013 tanzim tarihli, 20/03/2014 vade tarihli 100.000,00 TL.lik senet için … Müdürlüğlünün … esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığı anlaşılmıştır.
Dava konusu bono ile ilgili herne kadar … Hukuk Mahkemesinin … Esas- … Karar sayılı dosyası ile Ankara …. Noterliğince 05.07.2012 ve … Yev.No ile onaylanan ek sözleşmede ise; “…İş ortaklığını müdür olarak işin başından sonuna kadar … ve …’in müştereken temsil ve ilzam etmesine” karar verildiğini belirterek takip konusu senette sadece …’ın imzasının bulunduğunu bu durumda senedin davalı yönünden bağlayıcı olmadığından bahisle takibin iptaline karar verilmiş ve bu karar Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 2018/12348Esas- 2018/12348 Karar sayılı dosyası ile onanmış ve kesinleşmiş ise de; İcra Mahkemeleri tarafından verilen kararların maddi anlamda kesin hüküm oluşturmamaları nedeniyle mahkememizce işin esasına girilerek yapılan yargılamada, İcra Mahkemesi herne kadar adi ortaklığın Ankara …Noterliğince 05.07.2012 ve … Yev.No ile onaylanan ek sözleşmede ise; “… İş ortaklığını müdür olarak işin başından sonuna kadar … ve …’in müştereken temsil ve ilzam etmesine” karar verildiğini belirtmişse de adi ortaklığın Ankara … Noterliğince 14.06.2013 ve … Yev.No ile onaylanan ek sözleşmede ise; “…İş ortaklığını müdür olarak işin başından sonuna kadar …’ın münferit imzası ile temsil ve ilzam etmesine” karar verildiği İcra Mahkemesinde yapılan yargılamada bu kararın dikkate alınmayarak karar verildiği, uyuşmazlıkta senet üzerindeki imzanın ortaklığı temsile yetkili kişiye ait olmadığına dair bir iddiada bulunulmadığı, iş ortaklığını temsil hususunda yetkilendirilen kişinin ortaklığı temsilen düzenlemiş olduğu kambiyo senedinin her bir ortak yönünden borç doğurucu bir işlem olduğu, ortaklık yetkilisi tarafından imzalanan senette her bir ortağın ayrıca imzasının bulunmasının gerekmediği, borçlardan sorumluluk esaslarına ilişkin ilgili kararın 3. maddesinin ise adi ortaklığı oluşturan şirketleri bağladığı, 3. kişilerin alacaklarını her bir ortaktan talep hakkını haiz olduğu anlaşılmıştır. 6098 sayılı TBK’nun temsilin sonuçlarını düzenleyen aynı Kanunun 638/son maddesi hükmüne göre, ortaklar, birlikte veya bir temsilci aracılığı ile, bir üçüncü kişiye karşı, ortaklık ilişkisi çerçevesinde üstlendikleri borçlardan aksi kararlaştırılmamışsa müteselsilen sorumlu olurlar. Adi ortaklıkta, aksine bir hüküm yer almadığı sürece, idareci ortağın yapacağı işlemler, diğer ortakları da bağlar. İdareci ortağın hukuki statüsü BK.nun 449. maddesinde düzenlenen ticari mümessile benzer nitelikler taşır. Bu itibarla ticari mümessilin özel bir yetki aranmaksızın kambiyo taahhüdünde bulunma yetkisine haiz olduğu kabul edilmektedir.
Somut olayda, Ankara … Noterliğince 14.06.2013 ve.. Yev.No ile onaylanan adi ortaklık sözleşmesinin ortaklığın idaresi hakkında 2. maddesinde; ortaklığı temsil ve ilzam etmeye, işlemleri ve muameleri takip etmeye adi ortaklığı oluşturan ortakların seçeceği bir veya birkaç müdür tarafından yürütüleceği, müdür olarak işin başından sonuna kadar …’ın münferiden temsil ve ilzam etmesine karar verilmiştir. Takip konusu senet tanzim tarihi (19.12.2013) itibarı ile münferit temsile ilişkin 14.06.2013 tarihinde kararlaştırılan yetki kurallarının yürürlükte olduğu görülmektedir. Bu durumda, adi ortaklardan sadece birine ait imza ile düzenlenen senetten dolayı adi ortaklığın ve diğer adi ortağın borç altına sokulması mümkün bulunmakta, icra mahkemesi tarafından hatalı değerlendirme ile verilen kararın maddi anlamda kesin hüküm oluşturmadığı, davalının … Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takibine konu senet nedeniyle 26.700,00 TL davacıya borçlu olduğunun tespitine dair Mahkememizce verilen 22/01/2021 tarih, 2019/227 Esas, 2020/35 Karar sayılı dosyanın istinaf incelemesi neticesinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesinin 22. Hukuk Dairesi’nin 11/09/2020 tarih, 2020/790 Esas, 2020/1110 Karar sayılı dosyası ile “..Somut olayda davacı tarafın başlatmış olduğu icra takibi imzaya itiraz nedeniyle icra mahkemesi tarafından iptal edilmiş ve davacı alacaklı aleyhine para cezasına hükmedilmiştir. İİK’nin 170/3. Fıkrasının 3. cümlesine göre davacı alacaklının bu durumda genel mahkemelerde eda davası açabileceği açıkca düzenlenmiştir. Bu durumda davacının olumlu tespit davası açmasında hukuki yarar yoktur. Kaldı ki dava dilekçesi incelendiğinde, davanın konusu kısmında menfi tespit istendiği, sonuç kısmında olumlu tespit talep edildiği, ön inceleme duruşmasında ise olumlu tespit isteminde bulunduğu ve para cezasının kaldırılmasının istediği anlaşılmaktadır. Dolayısıyla mahkemece HMK’nin 31. Maddesine göre davacı tarafa dava dilekçesi ve talebi açıklattırılmalı, davacının talebine göre yukarıdaki ilkeler dikkate alınarak bir karar verilmelidir…” denilerek, verilen karar kaldırılarak mahkememize gönderilmiştir, kaldırma kararı doğrultusunda dosyanın 24/02/2021 günlü duruşmasında davacı vekiline neticei talebi açıklattırılmış ve davacı vekili davalarının 19.12.2013 tanzim tarihli, 20/03/2014 vade tarihli 100.000,00 TL.lik senet nedeniyle bakiye 26.700,00 TL alacağın davalıdan tahsilini talep ettiklerini beyan etmiş ve imzası alınmıştır. Bu durumda davanın alacak davası olduğu anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; TTK’nin 5. maddesine eklenen 5/A maddesiyle, TTK’nın 4. maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalarda konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı haline getirilmiştir. Aynı yasal düzenlemenin 23. maddesinde 6325 sayılı Kanuna eklenen 18/A maddesiyle, arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş, davacının arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorunda olduğu, bu zorunluluğa uyulmaması halinde davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği açıkca ifade edilmiştir. Davanın konusu, alacak davası olup, 15/01/2019 olan dava tarihinden önce arabuluculuk sürecinin bitirilmediği, TTK’nın 5/A maddesi ve HMK’nın 115/2 maddesi gereğince dava şartı noksanlığı nedeniyle davanın usulden reddine karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-6100 Sayılı Yasa’nın 114/2, 6325 Sayılı Yasa’nın 18/A-2 maddeleri uyarınca arabuluculuk dava şartı eksikliği nedeniyle davanın USULDEN REDDİNE,
2-Bu karar nedeniyle alınması gerekli 59,30 TL harcın peşin alınan 455,97 TL harçtan çıkartılarak artan 396,67‬ TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı iş bu davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince hesaplanan 4.080,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davalı tarafından yapılan 51,90 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana İADESİNE,
Dair, davacı vekili Av. …, Davalı Vekili Av…’nın yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.24/02/2021

Katip …
¸

Hakim …
¸

Not : Bu evrak 5070 sayılı Elektronik imza yasası kapsamında imzalanmıştır.