Emsal Mahkeme Kararı Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/581 E. 2022/676 K. 09.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
Türk Milleti Adına Yargılama Yapmaya ve Hüküm Vermeye Yetkili
ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR

ESAS NO : 2020/581 Esas
KARAR NO : 2022/676

DAVA : Menfi Tespit (Kefalet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/11/2020
KARAR TARİHİ : 08/11/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 24/11/2022

DAVA: Davacı … vekili dava dilekçesinde özetle; dava dışı … Tarım Gıda Sanayi A.ş, Türkiye … Bankası AŞ’den kullandığı ticari krediye dayalı, dava dışı … İnş Aş ve … … …’ın birlikte kefil olduklarını, ayrıcı banka lehine verilen bir ipotek bulunduğunu,
Kredi asıl borçlusunun borcu ödememesi nedeni ile bankanın rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapılmasını beklerken, davalı kefil … Danışmanlık AŞ tarafından borcun tamamının bankaya ödenip yapılan ödemenin bütünü için müvekkili aleyhine Ankara …İcra dairesinin … esas sayılı dosyası ile diğer kefilleri de içerecek şekilde borcun tamamı tutarında icra takibi başlattığını,
Oysaki kefillerin sorumluluğunun aksi kararlaştırılmadığı takdirde eşit oranda olup kefiller arasındaki iç ilişkiden doğan sorumluluğun kural olarak eşit bir şekilde paylaştırılmasının gerektiğini kefillerden kendi payından fazla ödemede bulunan kişinin ancak kendi payını aşan tutardaki ödeme için diğer kefillere rücu edebileceği ödeme yapan kefilin ödediği tutarın tümü için diğer kefillere rücu edebilmesinin haklı görülemeyeceğinin, ayrıca alacaklının haklı olduğu kısımda uygulanması gereken faiz oranında avans faizi değil yasal faiz olması gerektiğini belirterek, müvekkilinin Ankara …İcra müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında 742.132,70 TL olan dosya borcuna ilişkin borçlu olmadığının ve takipte talep edilen faiz oranının yasal faiz olması gerektiğinin tespiti ile haksız icra takibi nedeni ile davalı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı şirket vekili 14/01/2020 tarihli cevap dilekçesinde özetle; dava dışı … Tarım Gıda Sanayi ve Ticaret A.ş asıl borçlu sıfatı ile, müvekkili davalı … AŞ, davacı …, dava dışı … … …, dava dışı Müteveffa … … … ve dava dışı … İnş AŞ’nin müteselsil kefaletleri ile Türkiye … Bankası AŞ arasında genel nakdi ve kredi nakdi sözleşmesi imzalandığını, asıl borçlu şirketin söz konusu sözleşmeden doğan 742.132,07 TL tutarlı borcunu ödememesi sonucunda müvekkili şirketin ilgili borcun tamamını TTK’nın 127. maddesi uyarınca ödeyerek alacaklı bankaya halef olduğunu, ilgili borcun TTK’nın 83. maddesi uyarınca müvekkili tarafından ifasının şahsen zorunlu olmamasına karşın borcun müvekkili şirket tarafından ödendiğini ve bu nedenle müvekkili şirketin davacı …’e karşı yapmış olduğu ödeme nedeni ile … Bankası alacakları yönünden halef olduğunu, halefiyet sonucu kefalet borcundan tahsil edilen tutar niteliğinde bankadan herhangi bir izin almaksızın icra takibi başlatmaya ve tüm icra işlemlerini yapmaya yetkili hale geldiğini ve davacıya karşı Ankara …İcra müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında 742.132,07 TL için TTK’nın 127. maddesine dayanarak icra takibi başlatıldığını, takibin kesinleştirilmiş olması nedeni ile mevcut menfi tespit davasının haksız olarak açıldığını belirterek davanın reddine ve müvekkili lehine kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep etmiş,
Ayrıca taraflar arasındaki ilişkinin kefalet sözleşmesinden kaynaklanması ve tarafların tacir olmaması nedeni ile mevcut davada asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğu belirtilerek görevsizlik kararı verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE : Dava, dava dışı … Tarım Gıda Sanayi ve Ticaret A.ş ile Türkiye … Bankası AŞ Bilkent şubesi arasında 16/05/2016 tarihinde davacı ve davalı şirket ile dava dışı … … … ve … İnşaat AŞ’nin kefaleti ile imzalanan genel nakdi ve gayrinakdi kredi sözleşmesi kapsamında kullandırılan krediler nedeni ile,
Davacı kefilin banka alacağı olan 742.132,07 TL’yi ödemesi nedeni ile davacıyı da kapsayacak şekilde kefillerden TBK’nın 127. maddesi anlamında halefiyet ilkesine dayalı olarak bütünüyle icraen talep edip edemeyeceği, talep edemiyorsa davacının kefaletten kaynaklı sorumlu olduğu tutarın belirlenmesine ilişkindir.
Taraflarca delil olarak dayanan belgeler dosyaya sunulmuş ve yazılan müzekkereler ile temin edilmiştir.
Ankara …İcra dairesinin … esas sayılı takip dosya örneğinin incelenmesinden,
Davalı şirket tarafından davacı … dava dışı … İnş AŞ ve … Tarım Gıda Sanayi ve Ticarett A.ş aleyhine 10/09/2019 tarihinde asıl alacak ve komisyon ödemesi olarak ifade edilen toplam 742.132,07 TL alacağın takip tarihinden itibaren yıllık %19,50 değişen oranlarda avans faizi uygulanmak sureti ile tahsil amacı ile 10/09/2019 tarihinde ilamsız icra takibi yaptığı ve söz konusu takibin davacı açısından kesinleştiği anlaşılmıştır.
Alacaklıya halef olma başlığı altında düzenlenen TBK’nın 127. Maddesinde, alacaklıya ifada bulunan üçüncü kişi, aşağıdaki hallerde ifası ölçüsünde alacaklının haklarına halef olur;
Başkasının borcu için rehnedilen bir şeyi rehinden kurtardığı ve bu şey üzerinde mülkiyet veya başka bir ayni hakkı bulunduğu takdirde,
Alacaklıya ifada bulunan üçüncü kişinin ona halef olacağı, borçlu tarafından ifadan önce alacaklıya bildirildiği takdirde,
Diğer halefiyet hallerine ilişkin kanun hükmü saklıdır şeklindedir.
Yukarıda yazılı madde metninden de anlaşılacağı üzere TBK’nın 127. Maddesine göre, borcun üçüncü bir kişi tarafından ifa edilmesi halinde alacak hakkı halefiyet yoluyla bu kişiye geçeceği için borç üçüncü kişi ile eski borçlular arasında devam etmektedir. Oysaki davalı kredi sözleşmesinin tıpkı davacı gibi dava dışı şahıslar ile birlikte kefil olup, taraflar arasındaki uyuşmazlıkta TBK’nın 127. Maddesi değil kefiller arasındaki rücu ilişkisinin özel bir düzenlemesi olan TBK’nın 587. Ve 596. Maddesi hükümlerinin birlikte uygulanması gereklidir.
Akdi ilişkiyi düzenleyen genel nakdi ve gayrinakdi kredi sözleşmesinin 9.11.2 maddesinde, sözleşmede birden fazla kefilin kefaletinin bulunması halinde, birlikte kefalet söz konusu olmayıp kefiller birbirinden bağımsız olarak kefalet beyanları ve … rızaları bölümünde belirtilen tutara kadar sorumluluk altına girmeyi kabul ve taahhüt ederler, düzenlemesi mevcuttur.
TBK’nın 596/1 maddesinde, ” Kefil alacaklıya ifada bulunduğu ölçüde, onun haklarına halef olur. Kefil, bu hakları asıl borç muaccel olunca kullanabilir.”
TBK’nın 587/4. maddesinde, “Birbirlerinden bağımsız olarak aynı borç için kefil olanlardan her biri, kefalet borcunun tamamından sorumlu olur. Ancak borcu ödeyen kefil aksine anlaşma olmadıkça, diğerlerine toplam kefalet miktarındaki payı oranında rücu hakkına sahiptir.”
Düzenlemesi mevcut olup, somut olayda kefiller imzaladıkları genel nakdi ve gayrinakdi kredi sözleşmesinde birbirlerinden bağımsız olarak aynı borç için kefil olduklarını kabul etmişlerdir.
Borcu ödeyen kefil, aksine anlaşma olmadıkça toplam kefalet tutarındaki payı oranında diğerlerine rücu hakkına sahiptir.
Yukarıda açıklandığı üzere, mevcut sözleşme kapsamında kullandırılan kredi nedeni ile davalı şirketin ödemiş olduğu toplam 742.132,07 TL’nin, bankacı hukukçu bilirkişi tarafından düzenlenen, gerekçeli ve denetime elverişli olmakla hükme esas alınan 01/11/2021 tarihli raporunda hesaplanıp belirtildiği üzere,
Müteselsil kefil davalının muaccel kredi borcunu ödemesi nedeni ile davacı aleyhine TBK’nın 587. ve 596. Maddeleri hükümleri uyarınca halefiyet kapsamında Ankara …İcra müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında başlattığı ilamsız takip nedeni ile 10/09/2019 olan takip tarihi itibari ile (kullandırılan kredilerin TL cinsinden olması nedeni ile ) davalının, davacıdan yapmış olduğu 742.132,07 TL ödeme nedeni ile davacının kefaletinden kaynaklanan ve ödemekle yükümlü olduğu tutarın 190.538,85 TL olduğu belirlenmiştir.
Taraflar tacir olmadığı gibi aralarındaki ilişki de genel kredi sözleşmesindeki kefaletten kaynaklı olmakla davalının yapmış olduğu ödeme nedeni ile davacının kefaletinden ötürü icraen talep ettiği alacağa avans değil yasal faiz uygulanması gerektiği kabul edilmiştir.
Davalı tarafça icra takibinin kötü niyetli yapıldığı kanıtlanamamakla davacının kötü niyet tazminatının, mevcut davada icra takibinin durdurulması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmemekle, davacı yanın tazminat isteminin reddi cihetine gidilmiştir.
İddia, savunma, dayanılan deliler ve özellikle gerekçeli ve denetime elverişli bilirkişi raporunda yapılan hesaplama ve dosya kapsamı bütün olarak dikkate alındığında davalının yapmış olduğu 742.132,07 TL ödeme nedeni ile davacının kefaletten kaynaklı sorumlu olduğu tutar 190.538,85 TL ( sorumlu olmadığı tutar 742.132,07-190.538,85=550.593,22TL ) olmakla, fazlaya ilişkin istemin reddi ile 550.593,22 TL için davanın kabulü cihetine gidilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlere,
1-Davanın kısmen kabulü ile,
Ankara …İcra Dairesi’nin … esas sayılı takip dosyasında
Davacı borçlunun, davalı alacaklı şirkete takip konusu asıl alacağın 550.593,22 TL’ lik kısmı için borçlu olmadığının ve icra takibinde uygulanacak faiz türünün yasal faiz olması gerektiğinin tespitine,
Fazlaya ilişkin istemin reddine,
Her iki yan açısından koşulları oluşmayan tazminat isteminin reddine,
2-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince,
Alınması gereken 37.611,02 TL harçtan peşin alınan 12.673,78 TL harcın mahsubu ile bakiye 24.937,24 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan 7,80 TL ilk dava, 119,60 TL tebligat ve posta gideri, 1.500,00 TL bilirkişi ücreti toplamı 1.627,40 TL yargılama giderlerinin davanın kabul ve red oranına göre 1.207,38 TL’si ile 54,40 TL başvurma harcı ile 12.673,78 TL peşin harç toplamı 13.935,56 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, artan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
4-HMK m.333/1 uyarınca harcanmayan gider avansının hüküm kesinleştiğinde davacıya iadesine,
5-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca; davacı yararına hesaplanan 78.565,25 TL nispî vekâlet ücretinin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
6-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca; davalı yararına hesaplanan 29.730,92 TL nispî vekâlet ücretinin davacıdan alınarak, davalıya verilmesine,
HUAK 18A/13 maddesi ile HUAK yönetmeliği 26/2 maddesi gereğince yargılama giderlerinden sayılan 1.320,00 TL zorunlu arabuluculuk giderinin davanın kabul ve red oranına göre,
979,32 TL’sinin davalıdan
340,68 TL’sinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,

Dair, davacı vekili….in yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.08/11/2022

Başkan …
¸
Üye …
¸
Üye …
¸
Katip …
¸