Emsal Mahkeme Kararı Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/572 E. 2021/92 K. 15.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
Türk Ulusu Adına Yargılama Yapmaya ve Hüküm Vermeye Yetkili
ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR

ESAS NO : 2020/572 Esas
KARAR NO : 2021/92

DAVA : MENFİ TESPİT
DAVA TARİHİ : 03/11/2020

KARAR TARİHİ : 15/02/2021
YAZIM TARİHİ : 17/02/2021

Mahkememizde açılan Menfi Tespit davasının yapılan yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :
Davacı vekili ; Bilgileri haricinde davalı tarafından düzenlenen sigorta poliçesine ait primlerin tahsili amacı ile haklarında icra takibi başlatıldığını belirtip, icra takibi nedeni ile davalıya borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
YANIT :
Davalılar vekili ; Verilen kesin süre içerisinde arabulucu anlaşmazlık son tutanağının ibraz edilmediğini belirtip, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLER :
-… Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takip dosyası örneği,
-Tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, menfi tespit isteminden ilişkindir.
Mahkemenin, davanın esası hakkında yargılama yapabilmesi (davayı esastan inceleyebilmesi) için varlığı veya yokluğu gerekli olan haller, dava (yargılama) şartları’dır. Dava şartları, dava açılabilmesi için değil, mahkemenin davanın esası hakkında inceleme yapabilmesi (davanın esasına girebilmesi) için gerekli olan şartlardır. Buna davanın dinlenebilmesi şartları da denilmektedir. Dava şartlarından biri olmadan açılan dava da açılmış (var) sayılır, yani derdesttir. Ancak mahkeme, dava şartlarından birinin bulunmadığını tespit edince, davanın esası hakkında inceleme yapamaz; davayı dava şartı yokluğundan (usulden) reddetmekle yükümlüdür. Dava şartlarının bulunup bulunmadığı davada hakim tarafından kendiliğinden (re’sen) gözetilir; taraflar bir dava şartının noksan olduğu davanın görülmesine (esastan karara bağlanmasına) muvafakat etseler bile, hakim davayı usulden reddetmekle yükümlüdür.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK)’nun 114/1 maddesinin birinci fıkrasında, tüm davalar bakımından geçerlilik taşıyan dava şartlarının neler olduğu hususu açıkça hükme bağlanmış, HMK 114/2 maddesinde ise diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümlerin ise saklı olduğu belirtilmiştir.
19/12/2018 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan 7155 sayılı “Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun”un 20. maddesinde “13/01/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5. maddesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki madde eklenmiştir.
3. Dava şartı olarak arabulucuk
Madde 5/A – (1) Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.”
Aynı Kanun’un 26/1-a bendinde ise anılan maddenin 01/01/2019 tarihinde yürürlüğe gireceği düzenlemesi yer almaktadır.
Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-2 maddesinin “Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” hüküm gereğince davacı arabulucuya başvurmak ve arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır.
7155 sayılı Kanun ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na eklenen ve 01/01/2019 tarihinde yürürlüğe giren, 5/A maddesi uyarınca, “konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkındaki ticari davalarda” dava açmadan önce arabuluculuğa başvurmak zorunlu hale gelmiş, eş söyleyişle arabuluculuğa başvurmak dava şartı haline getirilmiş bulunmaktadır.
Yukarıda belirtilen yasal mevzuat hükümleri doğrultusunda gerçekleşen somut olay değerlendirildiğinde;
Dava dilekçesi içeriğine göre; davacı taraf, davalı tarafından aleyhine … Müdürlüğünün … Esas numarası üzerinden başlatılan icra takibinde, davacının takip alacaklısı davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmektedir, davacı vekilinin bu davalar için arabulucuya baş vurunun dava şartı olmadığına ilişkin beyanı karşısında, eldeki dava, 7155 sayılı Kanun ile 6102 sayılı TTK’na eklenen 5/A maddesinin yürürlük tarihi olan 01/01/2019 tarihinden sonra açılmış olduğu ve dava dilekçesi kapsamı ile davacı vekilinin beyanlarından arabuluculuğa başvurulmadığı anlaşılmaktadır. Davanın konusunu bir miktar para alacağının ödenmesine ilişkin yapılan icra takibinden sonra açılan menfi tespit davası olduğu, bu hali ile davanın Ankara BAM 22. HD Başkanlığı’nın kararları çerçevesinde zorunlu arabuluculuğa tabi olduğu görülmektedir. Davacı tarafça dava tarihinden önce usulünce zorunlu arabuluculuk yoluna başvurulmadan mahkememize dava açıldığı sabit olduğundan davanın HMK 114/2 maddesi yollaması, TTK’nun 5/A ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-2 maddesi gereğince HMK’nın 114/2 ve 115 maddeleri gereğince dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerektiği kabul edilmiştir.
Ticari dava açıldığında yasal zorunluluk gereği dava dilekçesi tebliğ edilmeden davacıdan dava şartı olan arabulucu anlaşmazlık son tutanağının kesin süre içerisinde ibrazı istenilip, istenilen belge sunulmaz ise davanın usulden reddi gerekir iken mahkeme tarafından kesin süre ile birlikte duruşma günü belirlenmiş, davalı taraf bu süre içerisinde davaya cevapta vermiş ise de, mahkememizden kaynaklanan bu uygulamanın davacı aleyhine yorumlanıp davalı için vekalet ücreti verilmesinin mümkün olmadığı kabul edilip, aşağıdaki hüküm oluşturulmuştur.

HÜKÜM: Nedenleri yukarıda açıklandığı üzere;
6100 Sayılı Yasa’nın 114/2, 6325 Sayılı Yasa’nın 18/A-2 maddeleri uyarınca arabuluculuk dava şartı eksikliği nedeniyle davanın USULDEN REDDİNE,
Alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 3.267,08 TL’den mahsubu ile artan 3.207,78 TL’nin karar kesinleştiğinde ve istemi halinde davacıya İADESİNE.
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
Davalı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığına,
Karar kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansı kalması halinde bildirilecek hesap numarası olur ise hesaba, hesap numarası bildirilmez ise gider avansından karşılanmak koşulu ile posta havalesi ile yatıran tarafa İADESİNE.
Dair, Davacı Vekili Av. …, Davalı Vekili Av. …’ın yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.15/02/2021

Katip …

Hakim …