Emsal Mahkeme Kararı Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/560 E. 2022/70 K. 03.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/560 Esas – 2022/70
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/560 Esas
KARAR NO : 2022/70
DAVA : Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen)
DAVA TARİHİ : 27/10/2020
KARAR TARİHİ : 03/02/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 08/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 27.07.2019 tarihinde davalı sigorta şirketine sigortalı diğer davalı …’in de maliki olduğu … plakalı aracın olay yeri firari sürücüsünün olay yerinde kırmızı ışık ihlali ile önce dava dışı başka araçlara ve akabinde de yeşil ışıkta karşıya geçmekte olan sürücü … idaresindeki davacıya ait … plakalı araca çarptığı ve davacıya ait araçta değer kaybının meydana geldiği belirtilerek, Fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davalılardan şimdilik kaydıyla 60.000,00 TL değer kaybı tazminatı talebinde bulunulmuştur.

CEVAP:
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalıya ait aracın kavşağa girdiği esnada trafik ışıklarının yeşil yanmasının ardından sarıya dönmesi neticesi yoluna devam ettiğini, iddia edildiği gibi kırmızı ışık ihlalinin söz konusu dahi olmadığını, o esnada ise sağ taraftan Sanayi Çıkış Kapısından tali yoldan gelen aracın davalıya ait araca sağ arka tekerinden çarptığını, davalıya ait araca sağ arka tekerinden davacı taraf aracının çarpması nedeniyle karşılıklı bir çarpışmanın yaşanmış olup, davacı şirkete ait aracın direk davalının kullandığı araca hız kurallarına uymayarak çarptığını, dolayısıyla davacı tarafın 6100 oranında kusurlu olduğunu, davalının olay yerini terk etmesinin söz konusu olmadığı ancak davacıya ait araç sürücüsünün çok sinirli olmasından dolayı davalının can güvenliğinden dolayı araçtan inmediğini, davalının kaza esansında … plakalı araçta yolcu konumunda olup, aracı kullanan kişinin ise arkadaşı … olduğunu, davalı ve arkadaşı olan sürücü …’in kazadan hemen sonra hastaneye gidip yarım saat sonra ise kaza yerine dönmüş oldukları ancak olay yerinin terk edilmiş olunduğunu, karşı tarafın tali yoldan ana yola hızlı çıkmak suretiyle davalıya ait aracın sağ arka tekerine arkadan çarpması neticesi kazanın meydana geldiğini, dolayısıyla tek taraflı olarak davacıya ait araç sürücüsü beyanı ile düzenlenen kaza tutanağının hatalı olduğunu, kabul anlamına gelmemekle birlikte davacıya ait araç değer kaybı belirlenirken, aracın vaki dava konusu kaza öncesi ve sonrası Tramer hasar kayıtlarının ve dolayısıyla hasarlarının da dikkate alınması gerektiği belirtilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, GEREKÇE VE KABUL:
Dava, 27/07/2019 tarihinde meydana gelen trafik kazasına dayalı olarak değer kaybı tazminatı talebinden ibarettir.
Mahkememizce taraf delilleri toplanarak davalı sigorta hasar dosyası ve poliçesi, tramer kayıtları celbedilerek dosya içerisine konulmuştur.
Kazaya karışan araç sürücülerinin kusur durumlarının tespiti yönünden Ankara ATK Trafik İhtisas Dairesi’nden rapor istenilmiş, ATK’nın 26/05/2021 tarihli raporunda özetle; davalı sürücü …’in %100 oranında, sürücü …’ın ise kusursuz olduğunun bildirildiği görülmüştür. ATK raporu oluşa uygun görülmekle, mahkememizce hükme esas alınmıştır.
Davacının aracındaki değer kaybı yönünden ATK Trafik İhtisas Dairesi’nden rapor istenilmiş, ATK’nın 25/06/2021 tarihli raporunda özetle; … plaka sayılı otomobilde meydana gelen değer kaybının 25.000,00 TL olduğunun bildirildiği görülmüştür. Ancak ATK tarafından yapılan hesaplamalarda raporun denetime olanaklı düzenlenmediği, ikinci el rayiç araçlara ilişkin emsal örneklerin sunulmadığı görülerek hesap raporuna itibar edilmesi mümkün olmamıştır.
Davalı … vekilinin davalı …’i tanık olarak dinletme isteminde bulunduğu görülmüş ise de, kaza tespit tutanağı ile davalı vekilinin cevap dilekçesi kapsamındaki beyanları dikkate alınarak bu istemi ile aynı gerekçelerle olay yerinde keşif yapılmasına yönelik istemi reddedilmiş, keza dosyada mevcut Kocaeli …Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … D.iş sayılı dosyası kapsamında kaza anını gösteren mobese kayıtlarını içerir CD bulunduğu mahkememizce tespit edilerek bu CD celbedilmiş, makine mühendisi bilirkişi … tarafından değerlendirilerek kusur yönünden belirleme yapılması uygun görülmüştür.
Taraf vekillerinin itirazları üzerine makine mühendisi bilirkişi …’den kusur ve değer kaybı hesaplaması yönünden rapor istenilmiş, makine mühendisi bilirkişinin 04/01/2022 tarihli raporunda özetle; dosyada mevcut CD incelenerek davalı Sigorta Şirketine sigortalı … plakalı araç sürücüsünün meydana gelen kazanın oluşumunda, 2918 sayılı KTK.nun 47/b-c., 52/a. ve 84/a. maddeleri kural ihlallerini işlemiş olmakla 4100 oranında kusurlu olduğunu, davacı şirkete ait … plakalı araç sürücüsü …’ın meydana gelen kazanın oluşumunda izafe edilecek herhangi bir kural ihlali olmamakla kusursuz olduğunu, davacıya ait … plakalı araçta meydana gelen değer kaybının reel piyasa koşullarına göre 50.000,00 TL olarak hesaplandığını, sigorta genel şartları hesaplama yöntemine göre ise 22.825,00 TL ve 20.03.2020 tarihli Resmi Gazetenin 31074 sayılı sayısında Karayolu Motorlu Araçlar ZMS Sigortası Genel Şartlarında Değişiklik Yapılmasına Dair Genel Şartlar gereği belirlenen hesaplama yöntemine göre ise 53.223,00 TL olarak hesaplanmış olunduğunu, Anayasa Mahkemesinin 09.10.2020 tarih, 31269 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 2019/40 Es. 2020/40 Karar, 17.07.2020 tarihli Kararında; “13.10.1983 tarihli ve 2918 sayılı KTK.nun; A.14.04.2016 tarih ve 6707 sayılı Kanunun 3. Maddesiyle değiştirilen 90. Maddesinin; 1.nci cümlesinde yer alan; a.”..ve bu Kanunun çerçevesinde hazırlanan Genel Şartlarda…” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve İPTALİNE, ..OYÇOKLUĞUYLA, b.İkinci cümlesinde yer alan “..ve Genel Şartlarda …” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve İPTALİNE,….OYÇOKLUĞUYLA, 17.07.2020 tarihinde karar verildi.” şeklindeki kararı gereği Sigorta Genel Şartları ekindeki formüle göre Değer Kaybı hesaplanması iptal edilmiş olunmakla birlikte, derdest dosyalarda hangi hesaplama yöntemiyle belirlenen değer kaybının esas alınması gerektiği hususunun mahkemenin takdirinde olduğunun bildirildiği görülmüştür. Denetime olanaklı hazırlanan bir çok emsal içeren bilirkişi raporu mahkememizce hükme esas alınmıştır.
Tüm dosya kapsamı ve deliller, kazaya karışan araçların kusur durumu, hesap bilirkişisi raporu kapsamı hep birlikte göz önünde bulundurulduğunda; olay tarihi olan 27/07/2019 günü saat 18.10 sıralarında sürücü … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı otomobil ile İzmir Sanayi çıkışından Ömer Türkçakal Bulvarı’na katılarak Gölcük istikametine gitmek istediği sırada solundan İzmir istikametine seyir halinde olan davalı sürücü … idaresindeki … plaka sayılı otomobil ile çarpışması sonucu davaya konu trafik kazasının meydana geldiği, olayın oluş şekline göre davalı sürücü …’in kırmızı ışık ihlali yapması nedeniyle %100 kusurlu olduğu, davacı araç sürücüsünün ise kusursuz olduğu, davacıya ait … plaka sayılı araçta meydana gelen değer kaybının reel piyasa koşullarına göre makine mühendisi bilirkişi tarafından 50.000,00 TL olarak hesaplandığı, Anayasa Mahkemesi’nin poliçe genel şartlarındaki iptal kararı çerçevesinde yapılan değerlendirmede sigorta genel şartları ekindeki formüle göre değer kaybı hesaplaması yapılamayacağı, bu halde meydana gelen değer kaybının reel piyasa koşullarına göre hesaplanması gerektiği anlaşılarak davacı aracında meydana gelen değer kaybı 50.000,00 TL olarak kabul edilmek suretiyle davanın kısmen kabulüne yönelik aşağıdaki şekilde karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE,
50.000,00 TL değer kaybı tazminatının; davalı … yönünden kaza tarihi olan 27/07/2019 tarihinden, davalı … Sigorta yönünden temerrüt tarihi olan 11/03/2020 tarihinden ve poliçe teminat limiti ile sınırlı sorumlu olması şartıyla işleyecek yasal faizleriyle birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
Fazlaya ilişkin istemin reddine,
Bu karar nedeniyle alınması gerekli 3.415,50 TL harçtan peşin alınan 1.024,65 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.390,85 TL. harcın davalılardan alınarak hazineye gelir kaydına,
HUAK 18A/13 maddesi ile HUAK yönetmeliği 26/2 maddesi gereğince yargılama giderlerinden sayılan 1.100,00 TL zorunlu arabuluculuk giderinin davalılardan, 220,00 TL’sinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Davacı iş bu davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince hesaplanan 7.300,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan 1.926,20 TL yargılama giderinden davanın kabul ve ret oranına göre taktiren 1.615,17 TL’si ile 54,40 TL başvurma, 1.024,65 TL peşin harç toplamı 2.694,22 TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, artan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
Davalılar işbu davada kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen kısım üzerinden AAÜT gereğince hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
Dair, Davacı Vekili Av….’ın yüzlerine karşı diğer tarafların yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.03/02/2022