Emsal Mahkeme Kararı Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/463 E. 2022/237 K. 11.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA …ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/463 Esas – 2022/237
Türk Ulusu Adına Yargılama Yapmaya ve Hüküm Vermeye Yetkili
ANKARA …ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR

ESAS NO : 2020/463 Esas
KARAR NO : 2022/237

DAVA : İTRAZIN İPTALİ
DAVA TARİHİ : 25/09/2020

KARAR TARİHİ : 11/04/2022
YAZIM TARİHİ : 19/04/2022
Mahkememizde açılan itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili ; davalı …’ın ortak ve yetkilisi olduğu … Şirketi ile davacı banka arasında imzalanan sözleşme uyarınca kredi kullandırdıklarını, davalı …’ın bu sözleşmeye kefil olduğunu, hesabı kat edip ihtarname tebliğ etmelerine rağmen, borç ödenmediği için davalı hakkında başlattıkları icra takibinin davalının itirazı üzerine durdurulduğunu belirtip, itirazın iptaline ve icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
YANIT :
Davalı … vekili ; Yerleşim yeri itibariyle Ankara Batı Adliyesi Mahkemelerinin yetkili olduğunu, davacı bankanın Denizli Şubesi ile aralarında kredi ilişkisi ve kendisine tebliğ edilmiş hesap kat ihtarı olmadığını, tebligatın yapıldığı söylenen … isimli çalışanları olmadığını, asıl borçluya ihtarname gönderilip sonuçsuz kalma hali gerçekleşmeden kefile başvuru olduğunu, kefile başvuru koşulunun gerçekleşmediğini belirtip, davanın reddine ve kötüniyet tazminatının davacıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
DELİLLER :
-Dava dışı şirket ile davacı banka arasında imzalanan sözleşme,
-Hesap kat ihtarı ve tebliğine ilişkin kayıtlar,
-Kredi kartı ile yapılan harcamalar ile ilgili kayıtlar,
-Davalının asıl borçlu şirketin ortak ve yetkilisi olduğuna ilişkin kayıtlar,
-Arabulucu anlaşmazlık son tutanağı,
-Asıl borçlu şirketin 03/03/2020 tarihinde ticaret sicilden terkin edildiğine ilişkin kayıtlar,
-Davalı …’ın davadan sonra 17/11/2020 tarihte öldüğüne ilişkin aile nüfus kayıt tablosu,
-Davalının mirasın reddine ilişkin Ankara Batı 2. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2020/1107 E., 2021/309 K., sayılı kararı (24/02/2021’de kesinleşti),
-Bilirkişi raporu.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Davadaki talep; davacı banka alacağının tahsili için başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davalı …’ın ortak ve yetkilisi olduğu … Ltd. Şti. ile davacı bankanın Sincan Şubesi arasında 11/09/2014 tarihinde genel kredi ve tazminat sözleşmesi imzalanmıştır. Davalı … da bu sözleşmeye 150.000,00 TL limitli müteselsil kefil olarak katılmıştır. Bu sözleşme uyarınca asıl borçlu şirkete kredi kartı verilmiş ve kart kullanılarak harcamalar yapılmıştır.
Kredi kartı harcaması nedeniyle oluşan borç ödenmediği için davacı banka tarafından 09/01/2020 tarihli hesap kat ihtarnamesi düzenlenip, dava dışı asıl borçlunun sözleşmede yer alan “….Sincan/ANKARA” adresine tebliğ için gönderilmiştir. Kat ihtarnamesi “aynı adreste yetkilisi iş takibi için işyeri dışında olduğu için daimi çalışan …’a 13/01/2020 tarihinde tebliğ edilmiştir.” Her ne kadar davalı kefil asıl borçluya tebliğ edilmediği için kefile başvuru koşullarının gerçekleşmediğini ileri sürmüş ise de; sözleşmenin 13.2 maddesine göre sözleşmede belirtilen adrese kat ihtarnamesi ulaştığı ve halen de borç ödenmediği için ihtarın sonuçsuz kaldığı ve bu nedenle davacı alacaklı yönünden kefil olan davalı …’a başvuru koşulunun gerçekleştiği kabul edilmiştir.
Alacağını tahsil etmek isteyen davacı banka 08/07/2020 tarihinde Ankara …İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı icra takibini başlatmıştır. Henüz ödeme emri tebliğ edilmeden 12/08/2020 tarihinde davalı borçlu yerleşim yeri itibariyle Sincan (Ankara Batı) İcra Müdürlüklerinin yetkili olduklarını, Ankara İcra Müdürlüklerinin yetkili olmadığını ve bankaya borçlarının da bulunmadığını şeklindeki itirazlarını ileri sürmüştür.
Mahkememizde 25/09/2020 tarihinde itiraz nedeniyle duran icra takibinin devamını sağlamak amacıyla eldeki dava açılmıştır. Dava dilekçesi 27/10/2020 tarihinde tebliğ edilen davalı borçlu 12/10/2020 tarihinde cevap dilekçesi ile; yerleşim yerinin Sincan ilçesinde olduğunu, Ankara Mahkemeleri yetkisiz olup Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemelerinin yetkili olduğunu söylemiştir.
Yargılama sürmekte iken temin edilen aile nüfus kayıt tablosuna göre, davalı …’ın 17/11/2020 tarihinde öldüğünün anlaşılması üzerine mirasçıları olan …’a davetiyeler tebliğ edilmiştir. Mirasçıların açtıkları davanın yapılan yargılaması sonucu Ankara Batı 2. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 24/02/2021 tarihinde kesinleşen 2020/1107 E., 2021/309 K., sayılı ilamı ile mirası ret istemlerinin kabulüne karar verilmiş, ölen …’ın terekesinin tasfiyesi için mahkeme tarafından görevlendirilen Av. …’e tebligat yapılıp taraf oluşumu sağlanıp yargılamaya devam edilmiştir.
Somut olayda çözümlenmesi gereken sorun; “itirazın iptali davası için özel dava şartı olan yetkili icra müdürlüğünde usulüne uygun şekilde başlatılmış icra takibi bulunması” koşulunun gerçekleşip gerçekleşmediğinin belirlenmesine ilişkindir.
Dava dilekçesinde de açıkça belirtildiği gibi; davacı bankanın merkezinin Beşiktaş İstanbul’da bulunduğu, icra takibine konu harcamaların dayanağı GKS’nin davacı bankanın Sincan Şubesi ile dava dışı asıl borçlu arasında imzalandığı, hem asıl borçlu şirketin hem de davalı borçlunun yerleşim yerinin (merkezinin) Sincan’da olduğu tartışmasızdır.
İcra takibinin Ankara’da başlatılmasının temel dayanağı G.K.S’nin Ankara Mahkeme ve İcra Dairelerinin yetkili olduklarına ilişkin yetki sözleşmesi de yer alan hükümdür. Bu hüküm asıl borçlu ve davacı banka arasındaki uyuşmazlıklar açısından geçerli ve bağlayıcı olmakla birlikte, ölen davalı gerçek kişi kefil olup, GKS de yer alan yetki düzenlemesine ilişkin belirlemenin kefil olan ölen davalıyı bağlamayacağı kabul edilmiş, davacının yetki konusunda sözleşme hükmüne uyulması gerektiği şeklindeki beyanına bu nedenle itibar edilmemiştir.
Sonuç olarak; para alacaklısı olan davacı bankanın HMK’nın 10.maddesine göre merkezinin İstanbul’da olması nedeni ile Ankara da takip yapmasının mümkün olmadığı, alacağın dayanağı sözleşmenin davacı bankanın Sincan Şubesi ile imzalanmış olması ve davalının yerleşim yeri de Sincan ilçesi olup Ankara İcra Müdürlüklerinin yetkili olmadıkları, yetkili icra müdürlüğünün Sincan ilçesinin bağlı olduğu Ankara Batı İcra Müdürlüklerine ait olduğu için özel dava şartı olan yetkili icra müdürlüğünde başlatılmış icra takibi bulunmadığı kabul edilmiştir.
Davalı aynı zamanda Ankara Mahkemelerinin de yetkisiz olduğunu ileri sürmüştür. Yukarıda icra müdürlükleri için ileri sürülen nedenlerle Ankara Mahkemelerinin de yetkili olmadıklarının kabulü zorunludur. Yargıtay 19. HD’nin uzun yıllardır süren uygulamasına göre, bu durumda yetkisiz olduğunu kabul eden mahkemelerin yetkisizlik kararı vermeyip, yargılamaya devam edip icra takibinin başlatıldığı icra müdürlüğü yetkisiz ise, ki somut olayda yetki sözleşmesinin genel düzenlemeleri HMK’nın 17 ve 18.maddelerinde yer almaktadır. HMK’nın 17.maddesindeki diğer koşulların yanında yetki sözleşmesi ancak “kamu kuruluşları veya tacirler arasında” düzenlemesi mümkündür. GKS’yi imzalayan davacı banka tacir olmakla birlikte davalı kefilin de tacir olması halinde yetki sözleşmesi bağlayıcı hale gelecektir. Mahkememizce yapılan araştırma sonucu davalı … adına kayıtlı ticari işletme olmadığı, vergi dairesi yazısına göre ise 14/03/2002 tarihinde vergi kaydı oluşturulup 01/07/2002 tarihinde işyerinin kapatıldığı, 12/07/2007 tarihinde Emlak Komisyonculuğu için işyeri açılışı yapıldığı, bu işin de 31/08/2008 tarihinde terkedildiği, davalının asıl borçlu dava dışı şirketin ortağı olmasının da onu tacir saymak için yeterli olmadığı, bu hali ile davalının tacir olarak kabulü mümkün olmadığı için GKS’deki yetki hükmünün HMK’nın 17.maddesindeki koşulları taşımadığı için davalı yönünden bağlayıcı olmadığı kabul edilmiştir.
Dayanak icra takibinin başlatıldığı Ankara İcra Müdürlüklerinin yetkisiz olduğu için 6100 Sayılı Yasanın 114/2 maddesi uyarınca diğer yasalarda belirlenen özel dava şartlarından olan ve itirazın iptali davası için öngörülen özel dava şartı olan “Yetkili İcra Müdürlüğü’nde usulüne uygun şekilde başlatılmış icra takibi bulunması”na ilişkin dava şartı gerçekleşmediği için 6100 sayılı HMK’nın 114/2, 115/2 maddeleri uyarınca davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği kabul edilip, aşağıdaki hüküm oluşturulmuştur.
HÜKÜM: Nedenleri yukarıda açıklandığı üzere;
6100 sayılı HMK’nın 114/2, 115/2 maddeleri uyarınca DAVANIN USULDEN REDDİNE,
Alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 261,27 TL’den mahsubu ile artan 180,57 TL’nin karar kesinleştiğinde ve istemi halinde davacıya İADESİNE.
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
Arabuluculuk için ödenen 1.320,00 TL nin 6325 sayılı yasanın 18/A (11) (13) maddesi uyarınca davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
Karar kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansı kalması halinde bildirilecek hesap numarası olur ise hesaba, hesap numarası bildirilmez ise gider avansından karşılanmak koşulu ile posta havalesi ile yatıran tarafa İADESİNE.
Dair, Davacı Vekili Av. …ın yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 11/04/2022