Emsal Mahkeme Kararı Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/451 E. 2022/88 K. 14.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/451 Esas – 2022/88
Türk Ulusu Adına Yargılama Yapmaya ve Hüküm Vermeye Yetkili
ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR

ESAS NO : 2020/451 Esas
KARAR NO : 2022/88

DAVA : TAZMİNAT
DAVA TARİHİ : 22/09/2020
KARAR TARİHİ : 14/02/2022
YAZIM TARİHİ : 14/03/2022
Mahkememizde açılan tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili ; davacıya ait … plaka sayılı araç ile davalı sigorta şirketlerine sigortalı … ve … plaka sayılı araçların 13/01/2020 tarihinde neden oldukları trafik kazası sonucu davacıya ait araçta hasar oluştuğunu, bu hasar nedeniyle araçta değer kaybı meydana geldiğini, ayrıca aracın tamiri için geçen süre içerisinde araçtan yararlanamadıkları için zararları oluştuğunu belirtip. hasar bedeli için 44.604,00 TL, değer kaybı için 10.000,00 TL ve araç mahrumiyeti nedeniyle 5.000,00 TL’den oluşan toplam 59.604,00 TL’nin kazaya karışan araçlar için ZMMS poliçesi düzenleyen davalı şirketlerden müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir.
YANIT :
Davalı … Sigorta vekili ; kendilerinin … plaka sayılı araç için trafik sigorta poliçesi düzenlediklerini, kendilerine sigortalı araç sürücüsünün olayda kusurunun bulunmadığını, tüm kusurun sigortalı araç sürücüsüne ait olduğunu, alacağın zaman aşımına uğradığını, Ankara Mahkemelerinin yetkisiz olup İstanbul … Mahkemelerinin yetkili olduklarını, dava açılmadan önce usulüne uygun şekilde kendilerine başvuru yapılmadığını, araç mahrumiyetinin poliçe kapsamında olmadığını belirtip davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … Sigorta vekili ; … Sigortanın … Sigorta bünyesine alındığını, davadan önce usulüne uygun şekilde kendilerine başvuru yapılmadığını, sorumluluklarının sigortalı araç sürücüsünün kusur oranına bağlı olmak koşuluyla poliçe limiti kapsamındaki riskler için söz konusu olduğunu, kendilerine sigortalı … plakalı araç sürücüsünün olayda kusurunun bulunmadığını, davacı araç sürücüsünün tamamen kusurlu olduğunu, değer kaybı tazminatı ile araç mahrumiyeti zararlarının poliçe kapsamında olmadığını, değer kaybı yönünden aracın daha önce başkaca kazaya karışıp karışmadığının denetlenerek belirlenmesi gerektiğini, olayın haksız fiil olması nedeniyle yasal faiz talep edilebileceğini, dava tarihinden önceki döneme ilişkin faiz talep edilemeyeceğini belirtip, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLER :
-Dava açılmadan önce her iki sigorta şirketine yapılan başvuru ile ilgili kayıtlar,
-Arabulucu anlaşmazlık son tutanağı,
-Kazaya karışan tüm araçlarla ilgili ruhsat örnekleri ile trafik sigorta poliçesi örnekleri,
-Aracın tamirde kaldığı süre ile ilgili tamir işini yapan şirket tarafından düzenlenen belge,
-Hasar dosyaları,
-Kusur dağılımı ve talep edilebilir tazminat miktarları ile ilgili bilirkişi raporları,
-Davacıya ait aracın daha önce başka kazalar nedeniyle hasar ödemesi alıp almadığına ilişkin tramer yazı cevabı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; trafik kazası sonucu davacıya ait araçta meydana gelen hasarın giderilmesi için yapılan gider, hasar nedeniyle araçta oluşan değer kaybı ile birlikte aracın tamirde kaldığı süre içerisinde elde edilmekten yoksun kalınan gelir kaybının her iki sigorta şirketinden müteselsilen tahsili istemine ilişkindir.
Davacı … adına … plaka sayılı olarak trafikte kayıtlı araç ile davalı … Sigorta Şirketine trafik sigorta poliçesi ile sigortalı … ve davalı … Sigorta Şirketine trafik sigorta poliçesi ile sigortalı … plaka sayılı çekici ile trafik sigorta poliçesi olup olmadığı belirli olmadığı gibi hakkında dava da açılmayan … plaka sayılı araçların 13/01/2020 tarihinde neden oldukları trafik kazası sonucu davacıya ait araçta hasar meydana gelmiştir.
Davacıya ait araçta meydana gelen hasar, buna bağlı değer kaybı ve araç kullanamamaktan kaynaklanan zararlar yönünden birden fazla aracın katılımı sonucu zarar meydana geldiği için zarara neden olanların tamamı davacının poliçe kapsamında yer alan ve oluşan zararından müteselsilen sorumlulukları söz konusudur. Davacı da bu ilkeden hareketle kazaya katılan … plaka sayılı olup … Sigorta Şirketine sigortalı araç ile … plaka sayılı olup … Sigorta Şirketine sigortalı araçlar yönünden bu iki sigorta şirketi hakkında oluşan zararlarının müteselsilen tahsili için mahkememizde bu davayı açmıştır.
Trafik sigorta poliçesi düzenleyen sigorta şirketleri sigortalı araç sürücüsü ya da sigortalının eyleminden sorumlu olduğu kişilerin sigortalı aracın işletilmesi sırasında üçüncü kişilere verdikleri poliçe kapsamındaki bedensel zararlar ile araçlarında oluşan zararları sigortalı araç sürücüsünün kusur dağılım oranına bağlı olmak kaydıyla poliçe kapsamındaki riskler yönünden sigortalıları adına ödemeyi üstlenmektedir.
Davaya konu olayda davacıya ait araçta oluşan hasar bedeli ile araçtaki değer kaybı zararları poliçe kapsamında olup, bu iki zarar nedeniyle davalılardan talepte bulunulmasının mümkün olduğu, aracın tamir süresi içerisinde kullanılamaması nedeniyle elde edilmekten yoksun kalınan gelirin ise trafik sigorta poliçesi kapsamında olmaması nedeniyle bu son zarar türü yönünden davalı sigorta şirketlerinin sorumluluklarının bulunmadığı kabul edilmiştir.
Trafik sigorta poliçesi düzenleyen sigorta şirketleri sigortalı araç sürücüsünün kusur dağılım oranına bağlı olarak poliçe kapsamındaki riskler nedeniyle oluşan zararlardan sorumlu olduğu için, öncelikle sigortalı araç sürücüsü ile haklarında dava açılan davalı sigorta şirketlerine sigortalı araç sürücülerinin kusur dağılım oranlarının belirlenmesi gerekmektedir. Bu amaçla bilirkişiden 17/05/2021 tarihli rapor alınmıştır. Raporda da belirtildiği gibi, davalı … Sigorta Şirketine sigortalı … plaka sayılı çekici kendisine ekli … plaka sayılı dorse olduğu halde dava dışı sürücü … idaresinde kendisi ile aynı yönde ve önünde seyir halinde olan aracı sollamak istemiş, sollamaya başlamadan önce gerisinden gelen trafiği kontrol edip, yol uygun ise önündeki aracı sollamaya başlaması gerekirken sol gerisinden gelmekte olan ve diğer davalı … Sigorta Şirketine sigortalı … plakalı otomobile rağmen kontrolsüz olarak sol şeride geçmiş, sol şerit üzerinde sisli hava ve yolun ıslak olup süratin de fazla olması nedeniyle kazayı önlemeye çalışan … idaresindeki … plakalı otomobil fren yapıp direksiyon hakimiyetini kaybetmiş, bu araç önce yolun sol kenarındaki bariyerlere çarpmış, savrulan araç sağ arka kapı kısmı ile … plaka sayılı aracın ekinde bulunan … plaka sayılı dorseye çarparak kazaya neden olmuştur. Yukarıdaki şekilde gerçekleşen kaza sonrası çarpışan her iki araç tedbir almadan yol üzerinde durdukları sırada sol şeridi takip edip aynı yönde seyir halinde olan davacı …’a ait olup olay sırasında …’in kullandığı … plaka sayılı araç sol şerit üzerinde duran … plaka sayılı dorseye, bu aracın arkasından aynı yönde seyreden …’un kullandığı … plaka sayılı araç da yine sol şerit üzerinde kaza sonrası önlem alınmaksızın duran ve … Sigorta Şirketine sigortalı … plaka sayılı otomobile çarpmış, bu şekilde dört aracın karıştıkları trafik kazası meydana gelmiştir.
Trafik kazası yukarıda anlatılan şekilde meydana gelmiş olup, … Sigorta Şirketine sigortalı … plaka sayılı çekici ile ekindeki … plaka sayılı dorse sürücüsü …’in önündeki aracı sollamak isterken öncelikle uyarı vermesi, daha sonra sol şerit üzerinde seyir halinde olan araçların konumlarını gözlemleyip geçiş için uygun şartlar mevcut ise geçiş yapmaya başlaması gerekir iken, bu kurallara aykırı davranarak birinci derecede ve % 80 oranında kusurlu olacak şekilde, davalı … Sigorta Şirketine sigortalı … plaka sayılı araç sürücüsü …’in ise havanın sisli ve yolun ıslak olması nedeniyle aracın yük ve yol koşullarına uygun şekilde kullanması, kontrolsüz biçimde sol şeride giren aracın varlığını gördükten sonra etkili fren ve manevra ile kazayı önlemeye çalışması gerekir iken olağan hız sınırının üzerinde araç kullandığı için, kazayı önleyememesi nedeniyle ikinci derecede ve % 20 oranında kusurlu olacak şekilde kazaya neden oldukları, davacıya ait araç sürücüsünün kendi şeridinde seyir halinde olması nedeniyle trafik kuralı ihlali olmadığı, yine olaya karışan … plaka sayılı araç sürücüsünün de çarpışmayı engelleyecek koşulların ortadan kalkmış olması nedeniyle olayda kusurlarının bulunmadığı kabul edilmiştir.
Bu aşamadan sonra bu kez diğer zarar taleplerinin değerlendirilmesi gerekmektedir. Davacıya ait araçta oluşan hasar bedeli ile değer kaybı zararının belirlenmesi amacıyla bilirkişiden 11/06/2021 tarihli asıl rapor ve davacıya ait araç ile ilgili tramer yazı cevabı geldikten sonra itirazları da karşılayan 27/12/2021 tarihli raporla alınmıştır.
Yukarıda da belirtildiği gibi, aracın tamirde kaldığı süre içerisinde davacının aracından faydalanamaması nedeniyle zarar oluşmakla birlikte, bu zarar türü trafik sigorta poliçesi ile teminat altına alınmadığı için her iki davalı sigorta şirketinin araç mahrumiyetinden kaynaklanan zarardan sorumlu olmadıkları kabul edilmiştir.
Sigorta poliçesi kapsamında davalılardan talep edilebilecek zararlar davacıya ait araçta oluşan hasarın giderilmesi için yapılan harcamalar ile hasara bağlı olarak araçta oluşan değer kaybı zararlarından oluşmakta olup, bilirkişi tarafından yapılan değerlendirme sonucu; davacıya ait aracın hasarlanan parçalarının değiştirilmesi, işçilik ve diğer giderler birlikte değerlendirildiğinde davaya konu trafik kazası sonucu davacıya ait araçta KDV dahil toplam 43.947,92 TL zarar oluştuğu, bu zarar miktarının aracın hasarlanan parçaları dikkate alındığında araçta meydana gelen hasar ve piyasa fiyatlarıyla uyumlu olduğu, dava dilekçesinde hasar bedeli yönünden 44.604,00 TL talep edilmiş olup, bilirkişi raporunda belirtilen miktar ile sınırlı olarak 43.947,92 TL hasar bedelinin her iki davalı sigorta şirketinden müteselsilen alınarak davacıya ödenmesi gerektiği kabul edilmiştir.
Davacının bir diğer talebi araçtaki değer kaybı zararının giderilmesi istemine ilişkin olup, bilirkişi tarafından hem sigorta genel şartları hem de reel piyasa koşulları dikkate alınarak oluşan değer kaybı yönünden iki ayrı hesaplama yapılmıştır. Kazanın meydana geldiği tarih ve 1918 sayılı Yasa’nın 90 ve 92.maddelerine ilişkin Anayasa Mahkemesi’nin kısmi iptal kararı sonrası değer kaybı hesabının reel piyasa koşullarına göre belirlenmesi gerektiği, bunun ise aracın kazadan önceki özellikleri dikkate alınarak belirlenecek ikinci el piyasa değeri ile hasarlar giderildikten sonra aynı aracın ikinci el piyasa değeri arasındaki farktan oluştuğu kabul edilmiştir. Bu ilke gözetilerek yapılan bilirkişi incelemesi sonucu, davacıya ait aracın tramer kayıtları da incelendiğinde kaza tarihinden önceki ikinci el piyasa değerinin 102.500,00 TL olduğu, aracın hasarlanan bölümleri ve tamir için giderler dikkate alındığında tamir edildikten sonraki ikinci el piyasa değerinin 80.000,00 TL olduğu, bu durumda davacının aracında oluşan değer kaybının iki bedel arasındaki fark olan 22.500,00 TL olduğu, bu zararın da trafik sigorta poliçesi kapsamında kazaya neden olan ve olayda kusurlu bulunan araç sürücüleri nedeniyle bu araçlar için trafik sigorta poliçesi düzenleyen davalı sigorta şirketlerinden müteselsilen tahsili gerektiği kabul edilmiştir.
Bilirkişi raporu düzenlendikten sonra davacı vekili 28/06/2021 tarihli dilekçesiyle değer kaybı yönünden talebinin 10.000,00 TL’den bilirkişi raporunda belirlenen 22.500,00 TL’ye yükseltmiş, bu dilekçe davalılara tebliğ edilerek yargılamaya devam edilmiştir.
Her iki davalı dava açılmadan önce kendilerine usulüne uygun şekilde başvuru yapılmadığını belirtmiş iseler de, temin edilen kayıtlara göre davacının dava açılmadan önce her iki sigorta şirketine zararlarının ödenmesi için başvurduğu, başvurunun kısmi evrak eksikliğini içermesine rağmen 2918 sayılı Yasa’da sayılan davadan önce sigorta şirketlerine başvuru koşulunun yerine getirildiği, davanın açıldığı tarih itibariyle de zorunlu arabuluculuk baş vurusunun yapıldığı, davacı ve davalı sigorta şirketlerinin görüşmelere katıldığı, görüşmelerin anlaşmazlık ile sonuçlandığı, bu durumda özel dava şartlarının yerine getirildiği kabul edilmiştir.
Davalılardan … Sigorta Şirketi yetkisizlik itirazı ile birlikte zaman aşımı, görev, kesin hüküm, husumet, derdestlik ve hak düşürücü süre itirazlarında da bulunmuş olup; Davalı … Sigorta tarafından yetkisizlik itirazı ileri sürülmediği için bu davalı yönünden Ankara Mahkemeleri yetkili hale gelmiş olup, yetkisizlik itirazında bulunan … Sigorta Şirketi yönünden de HMK’nın 7.maddesi uyarınca Ankara Mahkemeleri yetkili hale geldiği, bu nedenle yetkisizlik itirazının yerinde olmadığı kabul edilip mahkememizde yargılamaya devam edilmiştir.
… Sigorta Şirketi tarafından kazaya katılan ve % 20 oranında kusurlu olduğu kabul edilen … plaka sayılı araç için trafik sigorta poliçesi düzenlendiği için davalı sıfatının bulunduğu, uyuşmazlıkla ilgili daha önce açılmış ve halen devam eden dava olmadığı gibi karara bağlanmış dava da bulunmadığı için derdestlik ve kesin hüküm itirazlarının yerinde olmadığı, davalıların sorumluluğu bir kısım hükümleri TTK’da yer alan zorunlu sigortanın bir türü olan zorunlu trafik sigorta poliçesinden kaynaklandığı için Ticaret Mahkemelerinin görevli oldukları, hasar ile sonuçlanan kaza 13/01/2020 tarihinde meydana geldikten sonra 22/09/2020 tarihinde henüz 2 yıllık süre dolmadan dava açıldığı için zaman aşımınında söz konusu olmadığı kabul edilip, cevap süresinin uzatılmasına ilişkin dilekçede ileri sürülen itiraz ve dava şartlarının yerinde olmadığı kabul edilmiştir.
Toplanan delillere göre; davalı … Sigorta Şirketine sigortalı … plaka sayılı aracın sürücüsünün % 80 oranında, diğer davalı … Sigorta Şirketine sigortalı … plaka sayılı araç sürücüsünün % 20 oranında kusurlu olacak şekilde neden oldukları trafik kazası sonucu olayda sürücüsünün kusuru bulunmayan davacıya ait … plaka sayılı araçta hasar oluştuğu, hasar bedelinin 43.947,92 TL olduğu, bu hasarlara bağlı olarak davacıya ait araçta toplam 22.500,00 TL değer kaybı meydana geldiği, bu iki zarardan davalıların müteselsilen sorumlu oldukları, davanın belirsiz alacak davası olarak açılmış olması nedeniyle dava tarihi itibariyle tüm alacak yönünden temerrütün gerçekleştiği, sigortalı araçların ticari nitelikli olmaları nedeniyle davacı alacağına avans faizi uygulanması gerektiği, aracın tamir için geçen sürede kullanılamaması nedeniyle oluşan davacı zararının trafik sigorta poliçesi kapsamında davalılardan talep edilmesinin mümkün olmadığı kabul edilip, davanın kısmen kabulüne ilişkin aşağıdaki hüküm oluşturulmuştur.
HÜKÜM: Nedenleri yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜNE,
43.947,92 TL hasar bedeli ve 22.500,00 TL değer kaybı olmak üzere toplam 66.447,92 TL’nin davalılardan müteselsilen alınıp davacıya ödenmesine,
Davacı alacağına 22/09/2020 dava tarihinden itibaren değişen oranlı avans faizi uygulanmasına,
Hasar bedelinin fazlaya ilişkin kısmı ile kazanç kaybının tamamının reddine,
Alınması gereken 4.539,06 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 1.017,89 TL ile ıslah harcı olarak yatırılan 214,00 TL toplamı 1.231,89 TL’nin mahsubu ile bakiye 3.307,17 TL’nin davalılardan tahsili ile HAZİNEYE ÖDENMESİNE.
Davacı tarafından yatırılan 54,40 TL başvurma harcı, 1.231,89 TL peşin harç (ıslah harcı dahil) olmak üzere toplam 1.286,29 TL’nin davalılardan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE.
Davacı lehine hüküm tarihindeki AAÜT’si uyarınca hesaplanan 9.438,23 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya VERİLMESİNE.
Davalılar lehine hüküm tarihindeki AAÜT’si uyarınca hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara VERİLMESİNE.
Davacı tarafından yapılan tebligat ve posta gideri 198,30 TL ve bilirkişi ücreti 2.300,00 TL olmak üzere toplam 2.498,30 TL yargılama giderinden davanın kabul ve ret oranına göre takdiren 2.302,32 TL’sinin davalılardan alınarak davacıya ÖDENMESİNE, artan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığına,
Arabuluculuk için ödenen 1.320,00 TL nin 6325 sayılı yasanın 18/A (11) (13) maddesi uyarınca;
1.216,45 TL’sinin davalılardan,
103,55 TL’sinin davacıdan
Alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
Karar kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansı kalması halinde bildirilecek hesap numarası olur ise hesaba, hesap numarası bildirilmez ise gider avansından karşılanmak koşulu ile posta havalesi ile yatıran tarafa İADESİNE.
Dair, Davacı Vekili Av. …’ın yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.14/02/2022