Emsal Mahkeme Kararı Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/450 E. 2023/539 K. 15.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Yargılama Yapmaya ve Hüküm Vermeye Yetkili
ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/450 Esas
KARAR NO : 2023/539

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
VEKİLLERİ : Av. … – ….
Av. … – …
DAVALI : … – …
VEKİLİ : Av. … – ….

DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/06/2017
KARAR TARİHİ : 14/09/2023
YAZIM TARİHİ : 14/10/2023
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili üniversitenin belirli hizmetleri kanuni çerçeve içerisinde hizmet alımı soyul ile yürüttüğünü, bu kapsamda müvekkili üniversitenin yaptığı hizmet alımı ihaleleri sonucunda yapılan hizmet ihalelerini kazanan firmalar ihale konusu işin gerçekleştirilmesi için kendi hesaplarına işçi çalıştırdıklarını, bu çalıştırılan işçilerin müvekkili ile hiçbir organiz bağının bulunmadığını, işçilerin yüklenici firmaların işçisi olarak görev yaptığını, müvekkilinin ihaleyi kazanan firmaların işçilerine hiçbir şekilde maaş veya başka bir isim altında ödeme gerçekleştirmediğini, müvekkilinin her ay ihaleden doğan istihkak ücretini yüklenici firmaya ödediğini, yüklenici firmanın bu istihkak ücreti içerisinden işçilerin maaşlarını, işçilerle ilgili veya kullanılan malzemelere aid diğer giderleri ödediğini, davadışı … isimli işçinin de müvekkili üniversitede 15/01/2011 – 25/07/2016 tarihleri arasında davalı olarak gösterilen muhtelif şirketlerde çalıştığını, dava dışı işçi … son olarak davalılardan … İnş. Taah. Tem. Gıd. Hay. Sağ. Hiz. İth. İhr. San. Ltd. Şti – … Sos. Hiz. Per. Tem. Bil işçisiyken evlilik nedeniyle işten ayrıldığını, dava dışı işçinin müvekkili üniversiteye kıdem tazminatının ödenmesi amacıyla yazılı başvuru yaptığını, bunun üzerine müvekkilinin üniversite tarafından dava dışı işçi …’a 15/01/2011 – 25/07/2016 tarihleri arasında çalışmasına ilişkin olarak 10.386,54-TL tutarında kıdem tazminatını 28/07/2016 tarihinde ödediğini, ihale alan firmaların işçilerine olan kıdem tazminatı ödeme yükümlülükleri olduğunu, bu yükümlülüğünü yerine getirmediği için ihale alan firmalar yerine işçileri kıdem tazminatı ödemek durumunda kalan ihale veren kurumların ilgili firmalardan ödedikleri tazminatları rücuen alma haklarını bulunduğunu, kamu ihale mevzuatı, sosyal sigortalar mevzuatı ile iş kanunundan doğan her türlü işçi ve işveren hakkındaki mevzuattan dolayı işçi alınması, işçi ahkalırın ödenmesi, işçi çıkartılması ve sair konularda tüm sorumluluk yüklenicilere ait olup müvekkili idarenin bu konuda sorumluğunun bulunmadığını, asıl sorumluluğun mevzuat ve taraflar arasındaki sözleşme ile yüklenici firmalara bırakıldığından müvekkili üniversite tarafından ödenen 10.386,54-TL tutarındaki kıdem tazminatının, davalı şirketlerin sorumlu olduğu dönemler ve miktarlar oranında rücuen tahsili için iş bu davayı açtıklarını, müvekkili tarafından ödenen tazminata ilişkin davalıların yükümlülüklerinin ve sorumluluklarının ortadan kalkmadığını, davalıların sorumlu oldukları dönemler ve miktarlar oranında müvekkili üniversite tarafından ödenen kıdem tazminatından sorumlu olduklarını, müvekkili tarafından ödenen 10.386,54-TL tutarındaki kıdem tazminatı ödemesininödeme tarihi olan 28/07/2016 tarihindeni tibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı şirketlerden sorumlu odlukları dönemler ve miktarlar oranında tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraflara yükletilmesine karar verilmesini” talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı taraf davaya cevap vermemiştir.
DELİLLER:
-İhale evrakları, dava dışı işçiye ait … kayıtları,
-27/10/2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacı tarafından dava dışı işçiye ödenen miktardan davalı …. Ltd. Şti.’nin 5.001,31 TL sorumluluğunun bulunduğunun bildirildiği görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, GEREKÇE VE KABUL:
Dava, rücuen alacak talebine ilişkindir.
Tüm dosya kapsamı, taraf beyanları, bilirkişi raporu ve dosya arası edilmiş evraklar birlikte değerlendirildiğinde;
Dava, davacının, davalı şirket tarafından çalıştırılan işçinin evlilik nedeniyle işten ayrılması dolayısıyla ödemek zorunda kalınan kıdem tazminatın rücuen tahsili istemine ilişkindir. Davacının üst işveren, davalının alt işveren olduğu, davacı kurum ile davalı arasında Hizmet Alım Sözleşmesi yapıldığı, bu dönemde dava dışı işçinin davalı şirkette çalıştığı, davalı şirket tarafından, şirketi bünyesinde çalışan işçi …’ın işten ayrılması nedeniyle, kıdem tazminatı ödemesi yapıldığı, davacı kurumun ödenen 10.386,54 TL’nin davalılardan alınarak, rücuen kendilerine verilmesinin talep ettiği, …. Esas sayılı dosyada vermiş olduğu yetkisizlik kararı üzerine davalı adına açılan davanın tefrik edilerek yukarıdaki esasa kaydedildiği anlaşılmıştır.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 2/6. maddesinde, “Bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerinde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde iş alan ve bu iş için görevlendirdiği işçilerini sadece bu işyerinde aldığı işte çalıştıran diğer işveren ile iş aldığı işveren arasında kurulan ilişkiye asıl işveren-alt işveren ilişkisi denir. Bu ilişkide asıl işveren, alt işverenin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak bu Kanundan, iş sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerinden alt işveren ile birlikte sorumludur.” hükmü bulunmaktadır. Dava konusu olayda da taraflar arasında asıl işveren – alt işveren ilişkisi mevcuttur. Dava, asıl işveren davacının, davalı şirketler tarafından çalıştırılan işçinin evlilik nedeniyle işten ayrılması dolayısıyla ödemek zorunda kaldığı tazminatın rücuen tahsili istemine ilişkin olup, işçiye karşı olan bu tazmin yükümlülüğü nedeniyle asıl ve alt işverenler 4857 sayılı İş Kanunu’nun 2/6.maddesi gereğince müteselsilen sorumlu olmaktadırlar. Burada Kanun’dan doğan bir teselsül hali söz konusudur.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 167. maddesinde, müteselsil sorumlu olan borçlular arasındaki iç ilişki düzenlenmiş olup, “Aksi kararlaştırılmadıkça veya borçlular arasındaki hukuki ilişkinin niteliğinden anlaşılmadıkça, borçlulardan her biri, alacaklıya yapılan ifadan, birbirlerine karşı eşit paylarla sorumludurlar. Kendisine düşen paydan fazla ifada bulunan borçlunun, ödediği fazla miktarı diğer borçlulardan isteme hakkı vardır.” şeklindeki bu hükümde, müteselsil borçlulardan her birinin alacaklıya yapılan ifadan birbirlerine karşı genel olarak eşit paylarla sorumlu oldukları, ancak bunun aksinin kararlaştırılabileceği belirtilmiştir. Somut olayda ise, dava dışı işçinin emeklilik nedeniyle doğan dava konusu tazminat alacaklarından, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 2/6.maddesi gereğince işçiye karşı müteselsilen sorumlu olan tarafların, aralarındaki iç ilişkide Hizmet Alımına ait Sözleşme ile Hizmet İşleri Genel Şartnamesinin incelenmesinde bu sorumluluğun nihai olarak alt işverende olacağı konusunda düzenleme bulunduğu anlaşılmaktadır.
Taraflar arasında akdedilen hizmet alımına ilişkin sözleşmelerin 8.maddesinde “Sözleşmenin Ekleri” başlığı altında, Hizmet işleri genel şartnamesinden bahsedilmiş ve bu şartnamelerin içeriğinde “Hizmet İşleri genel şartnamesinin 6. Bölünün Çalışanların özlük hakları başlıklı 38. Maddesine” ve Özel şartnamenin 5-2. Maddesine göre; “Sosyal sigortalar mevzuatının her türlü işçi ve işveren hakkındaki mevzuattan dolayı işçi alınması, işçi çıkartılması ve işçi haklarının ödenmesi v.s konularda tüm sorumluluk yükleniciye aittir.” şeklinde atıf yapıldığı görülmektedir. İşçinin çalışmış olduğu her bir alt işveren dönemine isabet eden işçilik alacaklarından, ilgili olan alt işveren sorumlu olacağından, davalı alt işverenin sorumluluğu da sadece kendi dönemi ile sınırlı olacaktır.
Dosyada bulunan Sözleşmeler ve Şartnamelerde yapılacak ödemelerden dolayı alt işverenin sorumlu olacağının anlaşıldığı, buna göre dava dışı işçiye yapılan ödeme nedeniyle davalıların dava dışı işçiyi çalıştırdıkları dönem itibariyle sorumlu olduklarının kabulü gerekmektedir. TBK nun ilgili maddesine göre davacı yanın ödediği kıdem tazminatı miktarının da tespitlendiği ve ödemeyi davalılardan rücu etme hakkının kanunen bulunduğu anlaşılmakla, mahkememizce denetlenen, usul ve yasaya uygun bilirkişi raporuna itibar edilmiştir. Ancak 7166 Sayılı Sosyal Hizmetler Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 11. Maddesinin; “4734 sayılı Kanunun 62 nci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi uyarınca alt işverenler tarafından çalıştırılan işçilere, 11/09/2014 tarihinden sonra imzalanan ihale sözleşmeleri kapsamında, kamu kurum ve kuruluşlarına ait işyerlerinde 11/09/2014 tarihinden sonra geçen süreye ilişkin olarak kamu kurum ve kuruluşları tarafından yapılan kıdem tazminatı ödemeleri için sözleşmesinde kıdem tazminatı ödemesinden ötürü alt işverene rücu edileceğine dair açık bir hükme yer verilmemişse alt işverenlere rücu edilmez.” hükmü uyarınca 11/09/2014 tarihinden sonra davacı kurum ile davalı arasında imzalanan sözleşmelerden kaynaklı olarak tespit edilen 5.001,31 TL alacakğın dava dışı işçinin davalı şirketlerde çalıştığı süre oranlanmak suretiyle belirlenen tam sorumluluk üzerinden davanın kabulüne karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davanın KABULÜNE,
5.001,31 TL rücuen alacağın 28/07/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
1-Bu karar nedeniyle alınması gerekli 341,64 TL harç ile 54,40 TL başvurma harcının davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
2-Davacı iş bu davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince hesaplanan 5.001,31 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Davacı tarafından yapılan 866,75 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,

Dair, Davacı Vekili Av. … , Davalı Vekili Av. …’in yüzlerine karşı miktar yönünden kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.14/09/2023

Katip …
¸

Hakim …
¸