Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
Türk Milleti Adına Yargılama Yapmaya ve Hüküm Vermeye Yetkili
ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR
ESAS NO : 2020/447 Esas
KARAR NO : 2023/669
BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …
DAVACI : …
VEKİLLERİ : Av. …
Av. …
DAVALI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/09/2020
KARAR TARİHİ : 17/10/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 25/10/2023
DAVA:
Davacı vekili 21/09/2020 tarihli dava dilekçesinde, davalı borçlunun aleyhine … Esas sayılı dosyası kapsamında ilamsız icra takibi başlatıldığını, takibe 21/09/2019 tarihli dilekçe uyarınca itiraz edildiğini, itiraza istinaden 24/09/2019 tarihinde icra takibinin borçlu yönünden durdurulmasına karar verildiğini,
Müvekkili şirketin uzun yıllardan beri tünel açma ile madencilik alanında kullanılmak üzere makine, teçhizat ve bunlara ilişkin aksam üretimi yaptığını ve bunları uluslararası boyutta satışa arz ettiğini, müvekkilinin faaliyet alanı kapsamında, bir süre davalı borçlu şirket ile de ticari bir ilişki içerisine girdiğini, davalıya makine teçhizat ve aksamı satışını yaptığını, ürün satışına konu fatura tutarları davacının tüm ihtarlarına rağmen ödenmediğini, davalı borçlunun davacıya ürün satış bedellerinden ileri gelen ve fatura dayanaklı toplam 70.486,29 Euro borcu bulunduğunu,
Taraflar arasında gündeme gelen e-mail yazışmalarından da anlaşılacağı üzere, müvekkili şirketin mevcut borç tutarının ödenmesi için defalarca ihtarda bulunduğunu, davalı şirketin süreci uzatmak için bu ihtarları görmezden geldiğini, davalı şirketin davacıdan satın almak üzere başkaca makine parçalarının siparişini verdiğini, teslimi gerçekleşen parçaların ödemesi gerçekleşmediğinden bu siparişlerin tesliminden vazgeçildiğini ve fakat davacı ödeme beklediği süreçte diğer siparişleri hazırladığını, davalıya teslim etmek için deposunda beklettiğini, davacının ödenmeyen fatura tutarları dışında sair birçok zarara uğradığını ve davalı firmanın tutumu nedeniyle mağdur olduğunu,
Davalı yanın satın aldığı ürünlerin bedellerini ödemediğinden, davalı borçlunun davacı şirkete 70.486,29 Euro tutarında borcu bulunduğunu belirterek;
Borçlu aleyhine …. Esas sayılı dosyası nezdinde başlatılan takibe karşı yapılan haksız itirazın iptalini ve davalı borçlunun takibe itirazda haksız ve kötü niyetli olması nedeniyle 2004 sayılı Kanun’un 67. maddesi uyarınca, davalı borçlu aleyhine takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra ve inkâr tazminatına hükmedilmesi talep ve dava etmiş,
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının müvekkilini yaklaşık 300.000,00 Euro gibi büyük miktarda zarara uğrattığını, ve müvekkili aleyhine … esas sayılı dosyası ile icra takibi yaptığını, haklı ve yasal olarak takibe itiraz edildiğini, davacının başka bir delile ihtiyaç duyulmaksızın açıkça kötüniyetli olduğunu ve TMK 2.md ve HMK 29.md. ifade bulan dürüstlük kuralına aykırı davrandığını,
Taraflar arasında süren kapsamlı bir ticari ilişki bulunduğunu, karşı davada belirtildiği gibi, davacı/karşı davalının takip tarihinden önce muaccel olmuş yaklaşık 300.000-Euro davalı/karşı davacıya borcu olduğu göz önüne alındığında; davacı/karşı davalının 70.486,29 Euro alacak iddiasından çok daha fazla davacı/karşı davalıdan alacaklı olduğunu,
TTK’nın “Hapis Hakkı” başlıklı 119. Ve TBK 139. maddeleri uyarınca müvekkilinin davacının karşı davada açıklanan bütün alacakları ödeninceye kadar takipte iddia edilen borcu ödemekten kaçınma hakkına diğer bir anlatımla takas hakkına sahip olduğunu,
TBK 97. maddesi gereği, davacı takip tarihinden çok önce muaccel olmuş kendi edimlerini borcunu yerine getirmediğinden ve ifasını önermiş olmadığından müvekkilinden alacak talep hakkı bulunmadığını, karşılıklı borç yükleyen sözleşmelerde, kendi borcunu sözleşmeye uygun olarak ifa etmemiş veya ifasını önermemiş olduğu halde, borcun ifasını isteyen kimseye karşı, diğer taraf “ödemezlik def’i”nde bulunarak ifadan kaçınabileceğini, bu nedenlerle, icra takibine itirazımız tamamıyla haklı ve az yukarıda belirtilen yasal gerekçelere dayandığını belirterek davanın ve inkar tazminatı talebinin reddine ve davacının %20 kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiş ise de,
Yargılamada tahkikat aşaması tamamlanıp, sözlü yargılama aşamasına 26/09/2023 tarihli duruşma da geçildikten sonra, davacı vekili Av. … tarafından UYAP sistemi üzerinden gönderilen 13/10/2023 tarihli dilekçede, dava konusu alacağın müvekkili şirkete ödenmesi nedeniyle davanın konusuz kaldığı müvekkilinin davanın açılmasında kusuru olmaması nedeniyle müvekkili aleyhine vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmemesi yönünde karar verilmesini talep etmiş,
Davalı vekilince karar duruşmasına katılınarak bu konuda beyanda bulunulmamış,
Davacı vekilinin yazılı olarak sunduğu yetersiz beyanından, dava konusu alacağın ferilerinin ve icra inkar tazminatını kapsayacak şekilde haricen tahsil edildiği ve bu nedenle davanın konusunun kalmadığı anlaşılmakla ve mahkememizce de bu yönde kanaat edinilmekle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlere,
1-Konusu kalmayan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
Karşılıklı olarak yargılama gideri ve vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Taraflarca yapılan masrafların kendi üzerilerinde bırakılmasına,
2-492 sayılı Harçlar Kanunu uyarınca, alınması gereken 269,85 TL harcın, peşin alınan 8.525,43TL harcın çıkartılarak kalan 8.255,58 TL’nin karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
3-HUAK 18A/13 maddesi ile HUAK yönetmeliği 26/2 maddesi gereğince yargılama giderlerinden sayılan 1.320,00 TL zorunlu arabuluculuk giderinin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Dair, taraf vekillerinin yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde …. Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.17/10/2023
Başkan …
¸
Üye …
¸
Üye …
¸
Katip …
¸