Emsal Mahkeme Kararı Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/442 E. 2022/663 K. 07.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/442 Esas – 2022/663
Türk Ulusu Adına Yargılama Yapmaya ve Hüküm Vermeye Yetkili
ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR

ESAS NO : 2020/442 Esas
KARAR NO : 2022/663

DAVA : TAZMİNAT
DAVA TARİHİ : 17/09/2020
KARAR TARİHİ : 07/11/2022
YAZIM TARİHİ : 24/11/2022
Mahkememizde açılan tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :
Davacı vekili ; Davalı sigorta şirketi tarafından zorunlu trafik sigorta poliçesi düzenlenen … plaka sayılı aracın 20/07/2019 tarihinde davacının kullandığı motosiklet ile neden oldukları kaza sonucu davacının yaralandığını belirtip, sürekli çalışma gücü kaybı nedeni ile 100,00 TL, geçici iş göremezlik zararı için 100,00 TL ve bakıcı gideri için 1.000.00 TL olmak üzere toplam 300,00 TL tazminatın kaza tarihinden itibaren hesaplanacak avans faizi ile birlikte tüm davalılardan, 30.000,00 TL manevi tazminatın gerçek kişi davalılardan alınmasına karar verilmesini istemiştir.

YANIT :
Davalı sigorta şirketi vekili ; Davacının yaralanması ile sonuçlanan kazaya karışan araç için kendileri tarafından trafik sigorta poliçesi düzenlendiğini, sorumluluklarının sigortalı araç sürücülerinin kusur dağılım oranına bağlı olmak şartı ile kaza tarihindeki poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, davadan önce yapılan başvuru üzerine 60.868,80 TL ödeme yaptıkları için sorumluluklarının sona erdiğini, çalışma gücü kayıp oranı ve kusur dağılım oranına ilişkin raporların ATK’dan, hesap raporunun aktüer siciline kayıtlı bilirkişiden alınması, davacı koruyucu kıyafet kullanmadığı için tazminattan indirim yapılması gerektiğini, geçici iş göremezlik zararının poliçe kapsamında bulunmadığını, olayın haksız fiilden kaynaklanması nedeni ile kendilerinden yasal faiz talep edilebileceğini belirtip, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … ; Asliye Hukuk Mahkemeleri’nin görevli olduğunu, suç soruşturması ile ilgili açılan davanın sonucunun beklenmesi gerektiğini, olayda kendisinin kusurlu olmadığını, kusur dağılım oranına ilişkin raporun ATK’dan alınması gerektiğini, talep edilen manevi tazminatın fahiş olduğunu, kaza tarihinden itibaren faiz talep edilmesinin de yasaya uygun olmadığını belirtip davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalı …’e dava dilekçesi ve duruşma günü tebliğ edildiği halde cevap vermediği gibi duruşmalara da katılmamıştır.
DELİLLER :
– Kazaya katılan araçların ruhsat örnekleri ile sigorta poliçesini de içeren hasar dosyası,
-SGK ‘nın rücu edilmesi mümkün olan ödeme yapılmadığına ilişkin cevabi yazısı,
-Dava açılmadan önce yapılan başvuru üzerine davacıya yapılan ödemeye ilişkin kayıtlar,
-Davacı ve gerçek kişi davalılar ile ilgili gelir araştırma belgeleri,
-Bilirkişi incelemesi ve raporlar,
-Tüm dosya kapsamı,
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Davadaki talep, Trafik kazası sonucu davacıda oluştuğu ileri sürülen bedensel zararlar ile bakıcı giderlerinin tüm davalılardan, bunun yanında manevi tazminatın ise gerçek kişi davalılardan tahsili istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacıdaki yaralanmaların sürekli çalışma gücü kaybı ve geçici iş göremezlik oluşturup oluşturmadığı, kaza nedeni ile bakıcı ihtiyacı oluşup oluşmadığı, bu nedenle oluşan zararların davalılardan talep edilmesinin mümkün olup olmadığı, davadan önce yapılan ödeme nedeni ile davacının tüm maddi zararlarının karşılanıp karşılanmadığı, temerrüt tarihi ve istenilecek faizin türü ile talep edilebilecek tazminat miktarına ilişkindir.

Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası, Karayolları Trafik Kanunun 91/1 maddesi uyarınca işletenlerin aynı kanunun 85/1 maddesi kapsamındaki sorumluluklarının karşılanması için yaptırılması zorunlu bir sigorta türü olduğundan, zorunlu mali sorumluluk sigortasında sigortacı, işletenin yasadan kaynaklanan hukuki sorumluluğunun belirli limitler içinde üzerine almış bulunmaktadır.
Davalı gerçek kişilen haksız fiil nedeni ile sorumlu olup, davacının gerçek kişi davalılara yönelik talebi Asliye Hukuk Mahkemelerinin görev alanında ise de, sigorta şirketi yönünden ticaret mahkemelerinin görevli olduğu, sigorta şirketinin poliçe limiti kapsamında davalı gerçek kişiler ile davacı zararından müteselsil sorumlu olmaları nedeni ile delillerin birlikte değerlendirilmesi ve yargılama ekonomisine ilişkin ilkeden hareketle gerçek kişiler yönünden de değerlendirmenin ticaret mahkemeleri tarafından yapılmasının daha uygun olduğu kabul edilip, mahkememizde yargılamaya devam edilmiştir.
Davalılardan … adına trafikte kayıtlı olan araç için davalı sigorta şirketi tarafından kaza tarihi için de koruma sağlayan zorunlu trafik sigorta poliçesi düzenlenmiştir. Sigortalı araç davalılardan … idaresinde Gölbaşı yönünden Ankara yönüne doğru seyir halinde iken sağ banket üzerinde bisikleti ile ilerlemekte olan davacı …’nun kullandığı bisiklete banket üzerinde çarparak davacının yaralanması ile sonuçlanan kaza meydana gelmiştir.
Trafik kazası yukarıda anlatılan şekilde meydana gelmiş olup, kaza tespit tutanağı, suç soruşturma evrakı ve ceza davasının açıldığı Ankara … Asliye Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı dava dosyası için düzenlenen 10/04/2020 tarihli raporda da belirtildiği gibi; davacının kullandığı bisiklet ile Gölbaşı – Ankara yolunun kenarında bulunan banket üzerinde seyir halinde olduğu, davacı …nin aracı ile bulunması gereken yol bölümünden çıkıp banket üzerinde davacının kullandığı bisiklete çarparak neden olduğu kazada davacının trafik kuralı ihlalinin bulunmadığı, davalı araç sürücüsünün ise yayalar için ayrılmış banket üzerinde davacıya ait bisiklete çarparak tam kusurlu olacak şekilde davacının yaralanması ile sonuçlanan olaya neden olduğu, banket üzerinde bisikleti ile seyir halinde olan davacının ise olayda kusurunun bulunmadığı kabul edilmiştir.
Zorunlu Trafik Sigorta Poliçe kapsamında tazmini gereken alacaklar yönünden daha önce temyiz incelemesi konusunda görevli olan Yargıtay 17. Hukuk Dairesi ile bu dairenin kapatılmasından sonra aynı işler yönünden temyiz incelemesi yapan Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin süregelen uygulamasına göre; çalışma gücü kayıp oranı ile ilgili raporun kaza tarihinde yürürlükte olan yönetmelik hükümlerine göre düzenlenmesi gerektiği, somut olayda kaza 20/07/2019 tarihinde meydana gelmiş olup, bu tarihte 28/02/2019 tarihinde yürürlüğe giren Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkındaki Yönetmelik Hükümleri yürürlükte olduğu için alınacak raporun bu yönetmelik hükümlerine göre düzenlenmesi gerektiği kabul edilmiştir.
Yukarıda belirtilen kabul doğrultusunda ilk rapor Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’ndan alınmış olup, adı geçen yönetmelik hükümleri dikkate alındığında davacıdaki yaralanmaların %15 oranında sürekli çalışma gücü kaybı, 6 ay süre ile geçici iş göremezlik oluşturduğu, geçici iş göremezlik süresinin 2 aylık bölümünde bakıcı ihtiyacı bulunduğu belirlenmiştir. Davalı tarafından rapora itiraz dilekçesi ekinde sunulan emsal raporda ise, aynı yönetmelik hükümlerine göre davacıdaki yaralanmanın %10 oranında sürekli çalışma gücü kaybı, 4 ay süre ile geçici iş göremezlik oluşturduğu, bu sürenin 25 günlük bölümünde bakıcı ihtiyacı olduğu şeklinde görüş bildirilmiştir. Bu iki rapor arasında aykırılık olduğu için ATK 2. İhtisas Kurulu’ndan rapor alınmış, aynı yönetmelik hükümlerine göre düzenlenen bu raporda davacıdaki yaralanmaların %10 oranında sürekli çalışma gücü kaybı, 3 ay süre ile geçici iş göremezlik oluşturduğu, bu yaralanmaların bakıcı ihtiyacı doğurmadığı şeklinde görüş bildirilmiştir. Hacettepe Üniversitesi ile ATK 2. İhtisas Kurulu’nun düzenlediği raporlar arasındaki aykırılığın giderilmesi amacıyla ATK 2. İhtisas Üst Kurulu’ndan alınan rapor 2. İhtisas Kurulu’nun bir önceki cümlede belirtilen raporundaki tespitleri doğruladığı için somut olayda davacıdaki yaralanmaların Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkındaki Yönetmelik Hükümlerine göre %10 oranında sürekli çalışma gücü kaybı ve 3 ay süre ile geçici iş göremezlik hali oluşturduğu, aynı yaralanmaların geçici ya da sürekli bakıcı ihtiyacı oluşturmadığı kabul edilmiştir.
Geçici iş göremezlik talebinin poliçe kapsamında olmadığı ileri sürülmüş ise de; Anayasa Mahkemesi’nin 2918 sayılı Yasa’nın bazı hükümlerine ilişkin iptal kararı sonrası davacının talep edebileceği zararlarının 6098 sayılı BK’nın 54.maddesine göre belirlenmesi gerektiği, bu madde kapsamında bedensel zararlar içerisinde geçici iş göremezlik zararı da yer aldığı için davalı sigorta şirketinin bu zarardan gerçek kişi davalılar ile birlikte sorumlu olduğu kabul edilmiştir.
Davacının yaralanması ile sonuçlanan olay nedeni ile SGK tarafından davacıya rücu edilmesi mümkün olan ödeme yapılmadığı bildirilmiştir. Davacının asgari ücreti aşan gelir elde ettiği kanıtlanamadığı için tazminat hesabının asgari ücret esas alınarak yapılması gerektiği kabul edilmiştir.
Davadan önce davacı tarafından sigorta şirketine yapılan başvuru üzerine aktüer tarafından yapılan hesaplama sonucu sürekli iş göremezlik ödemesi adı altında davacıya 60.868,80 TL ödeme yapıldığı için öncelikle ödemenin yapıldığı tarih itibariyle bu ödemenin davacının gerçek zararını karşılayıp karşılamadığının belirlenmesi gerektiği, ödemenin davacı zararını karşılar nitelikte olmayıp arada fahiş farkın bulunması halinde ödenen miktar da dikkate alınarak davacının gerçek zararının belirlenmesi için bilirkişi incelemesi yapılması gerektiği kabul edilmiştir.
Davacının talep edebileceği alacak miktarlarının belirlenmesi için bilirkişiden 22/06/2022 tarihli rapor alınmıştır. Bu raporda yukarıda da belirtildiği gibi davacının gelirinin asgari ücret olduğu kabul edilmiş, TRH 2010 yaşam tablosu ve prograsif rant yöntemi kullanılmak suretiyle hazırlanan raporda ödemenin yapıldığı tarih itibariyle davacının sürekli iş göremezlik nedeniyle oluşan zararının 93.538,55 TL olduğu, bu miktar ile davalı sigorta şirketinin yaptığı 60.868,80 TL arasında fahiş fark bulunduğu gibi ödeme 26/06/2020 tarihinde yapılmış olup, 2918 sayılı Yasa’nın 111.maddesinde belirtilen 1 yıllık hak düşürücü süre dolmadan mahkememizde yeniden tazminat talebinde bulunulmuş olması nedeniyle davacının gerçek zararı belirlenip yapılan ödeme mahsup edilerek talep edilebilir tazminatın belirlenmesi gerektiği kabul edilmiştir.
Bilirkişi rapor tarihi itibariyle davacının talep edebileceği geçici iş göremezlik zararının 6.062,73 TL ve sürekli iş göremezlik nedeniyle oluşan zararının ödeme ve güncellenmiş değeri düşüldüğünde 90.082,55 TL olduğunu belirlemiş olup, hazırlanan raporun gerekçeleri itibariyle somut olaya uygun ve denetime açık olması nedeniyle hüküm kurmak için yeterli olduğu kabul edilmiştir.
Bilirkişi raporu düzenlendikten sonra davacı vekili 03/07/2022 tarihli dilekçesi ile başlangıçta kısmi dava olarak açtıkları davalarında ortaya çıkan fark alacak nedeniyle ıslah işlemi yapmış, bu dilekçe davalılara tebliğ edilerek yargılamaya devam edilmiştir.
Davacının olay sırasında kask gibi koruyucu kıyafet kullanmadığı, bu nedenle tazminattan indirim yapılması gerektiği ileri sürülmüş ise de; ATK 2. İhtisas Üst Kurulu’nun raporunda açıkça belirtildiği gibi olay sırasında davacının kask kullandığı, çarpmanın etkisiyle kaskın parçalandığı şeklindeki tespit karşısında tazminattan bu nedenle indirim yapılamayacağı kabul edilmiştir.
Her ne kadar bakıcı gideri talep edilmiş ise de; düzenlenen ATK 2. İhtisas ve aynı dairenin üst kurul raporlarına göre, bakıcı ihtiyacı oluşmadığı anlaşılmakla, buna ilişkin tazminat isteğinin reddi gerektiği kabul edilmiştir.
Sigortalı araç hususi nitelikli olarak trafikte kayıtlı olduğu için davacının bedensel zararları nedeniyle talep ettiği maddi tazminat için yasal faiz uygulanması gerektiği kabul edilmiştir.
Davadan önce sigorta şirketine 05/06/2020 tarihinde başvurulmuş, 26/06/2020 tarihinde ödeme yapılmış olmasına göre davacının yaptığı başvurunun eksik belge içermediği, kısa süre içerisinde hesaplama yapılarak kısmi ödeme yapıldığı için davalı sigorta şirketi yönünden faiz başlangıcı olan temerrüdün başvurudan itibaren 8 iş günlük sürenin tamamlandığı 18/06/2020 tarihi itibariyle gerçekleştiği, diğer davalı gerçek kişiler haksız fiil nedeniyle sorumlu oldukları için onlar yönünden ise temerrüdün 20/07/2019 kaza tarihi itibariyle gerçekleştiği kabul edilmiştir.
Davacının bir diğer talebi gerçek kişi davalılara yönelik manevi tazminat istemine ilişkin olup; kaza nedeniyle davacıda oluşan %10 oranındaki sürekli çalışma gücü kayıp miktarı ve 3 aylık iyileşme süresi, olayda davacının tamamen kusursuz olması, davacı ile gerçek kişi davalıların belirlenebilir aylık gelirleri de dikkate alınmak koşulu ile davacının bu yaralanmalar nedeniyle oluşan acı ve üzüntülerinin bir ölçüde giderilmesi için 25.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte gerçek kişi davalılardan tahsili gerektiği kabul edilip maddi ve manevi tazminat talepleri ile ilgili olarak aşağıdaki hüküm oluşturulmuştur.
HÜKÜM: Nedenleri yukarıda açıklandığı üzere;
1-Maddi tazminat talebi yönünden;
6.062,73 TL geçici iş göremezlik alacağı,
90.082,55 TL sürekli iş göremezlik alacağı olmak üzere toplam 96.145,28 TL’nin her üç davalıdan müteselsilen alınıp davacıya ödenmesine,
Davacı alacağının davalı sigorta şirketi yönünden 18/06/2020 kısmi ödeme tarihinden itibaren, davalı gerçek kişiler yönünden 20/07/2019 kaza tarihinden itibaren değişen oranlı yasal faiz uygulanmasına,
Bakıcı gideri ile ilgili talebin reddine,
2-Manevi tazminat talebi yönünden;
25.000,00 TL manevi tazminatın 20/07/2019 kaza tarihinden itibaren hesaplanacak değişen oranlı yasal faiziyle birlikte davalılar … ve …’den müteselsilen alınıp davacıya ödenmesine,
Fazla istemin reddine,
Maddi tazminat davası yönünden alınması gereken 6.567,68 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 103,49 TL ile ıslah harcı olarak yatırılan 327,70 TL toplamı 431,19 TL’nin mahsubu ile bakiye 6.136,49 TL’nin tüm davalılardan müteselsilen tahsili ile HAZİNEYE ÖDENMESİNE.
Manevi tazminat davası yönünden alınması gereken 1.707,75 TL karar ve ilam harcının davalılar … ve …’den müteselsilen tahsili ile HAZİNEYE ÖDENMESİNE.
Davacı tarafından yatırılan 54,40 TL başvurma harcı, 431,19 TL peşin harç(ıslah harcı dahil) olmak üzere toplam 485,59 TL’nin davalılardan müteselsilen tahsili ile davacıya VERİLMESİNE.
Maddi tazminat davası yönünden davacı lehine hüküm tarihindeki AAÜT’si uyarınca hesaplanan 15.383,24 TL vekalet ücretinin davalılardan müteselsilen alınarak davacıya VERİLMESİNE.
Maddi tazminat davası yönünden davalı sigorta şirketi lehine hüküm tarihindeki AAÜT’si uyarınca hesaplanan 100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak adı geçen davalıya VERİLMESİNE.
Manevi tazminat davası yönünden davacı lehine hüküm tarihindeki AAÜT’si uyarınca hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalılar … ve …’den müteselsilen alınarak davacıya VERİLMESİNE.
Davacı tarafından yapılan tebligat ve posta gideri 676,50 TL ve bilirkişi ücreti 1.800,00 TL olmak üzere toplam 2.476,50 TL yargılama giderinden davanın kabul ve ret oranına göre takdiren 2.473,93 TL’sinin davalılardan alınarak davacıya ÖDENMESİNE, artan kısmın davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
Arabuluculuk için ödenen 1.320,00 TL nin 6325 sayılı yasanın 18/A (11) (13) maddesi uyarınca;
1.318,63 TL’sinin davalılardan,
1,37 TL’sinin davacıdan
Alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
Karar kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansı kalması halinde bildirilecek hesap numarası olur ise hesaba, hesap numarası bildirilmez ise gider avansından karşılanmak koşulu ile posta havalesi ile yatıran tarafa İADESİNE.
Dair, Davacı Vekili Av. …’un yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.07/11/2022