Emsal Mahkeme Kararı Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/398 E. 2021/233 K. 07.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
Türk Milleti Adına Yargılama Yapmaya ve Hüküm Vermeye Yetkili
ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

KARAR

ESAS NO : 2020/398 Esas
KARAR NO : 2021/233

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 18/11/2013
KARAR TARİHİ : 07/04/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİHİ : 29/04/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 09.05.2008 tarihinde müvekkilinin sevk ve idaresindeki … plaka sayılı araçla davalı şirkete ZMSS poliçesi ile sigortalı dava dışı … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı çekici ve … plaka sayılı dorsenin karıştıkları trafik kazasında müvekkilinin ağır şekilde yaralandığım, kazanın meydana gelmesinde müvekkilinin hiçbir kusuru olmayıp davalı şirkete sigortalı araç sürücüsünün tam ve ağır kusurlu olduğunu, meydana gelen kaza nedeniyle müvekkilinin hayati tehlike geçirecek şekilde ağır yaralandığını ve uzun süren tedaviler sonucunda geçici ve sürekli iş görmezlik hali oluştuğunu, dava öncesinde yapılan başvuruya dayalı davalı yanca bir miktar ödemede bulunulmuş ise de yapılan bu ödemenin müvekkilinin gerçek zararını karşılamaktan uzak olduğunu, müvekkilinin olay tarihi itibariyle kendi nam ve hesabına kamyonu ile nakliye işi yapUğını ve aylık 5.000,00 TL gelir elde ettiğini, müvekkilinin meydana gelen kaza nedeniyle maddi zarara uğradığım belirterek, fazlaya ilişkin haklan saklı kalmak kaydı ile 2.000,00 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekilince 17/03/2015 tarihli dilekçe ile dava değeri 87.206,00 TL’ye artırılmış, harcı ikmal edilmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; yetki itirazında bulunarak dava öncesi yapılan başvuru üzerine yapılan aktüer hesaplama sonucu belirlenen tazminatın 20.04.2012 tarihinde 10.235,00 TL’sinin davacı asile, 2.559,00 TL sinin ise davacı vekiline ödenerek sorumluluklarının yerine getirildiğini, yapılan ödeme ile davacının zararının karşılanmış olup, başkaca bir zararı kalmadığını, aksi halde yapılan ödeme ile ödeme tarihinde davacının zararının karşılanıp karşılanmadığının tespiti gerektiğini, yapılacak hesaplama üe tespit edilecek tazminat arasında fahiş derecede bir fark olması halinde ibranamenin geçersiz olacağını ve davacıya yapılan ödemenin güncellenerek hesaplanan tazminattan mahsubunun gerektiğini, kabul anlamına gelmemek üzere davacının müvekkili şirkete sigortalı aracın kusurlu olduğunu ispatlaması gerektiğini, kaza tespit tutanağına göre kazanın meydana gelmesinde davacı yanın asli ve tam kusurlu olduğunun tespit edildiğini, kusur durumunun tespiti için uzman bilirkişiden rapor alınmasını talep ettiklerini, maluliyet durumunun ise Adli Tıp Kurumundan alınacak rapor ile tespit edilmesi gerektiğini, davacının gelir durumunun kesin delillerle ispatlanmasını, ispatlanamadığı takdirde asgari ücret üzerinden hesap yapılması gerektiğini, davacıya SGK’dan rücuya tabi bir ödemede bulunulup bulunulmadığının sorulmasını, ödeme yapılmışsa hesaplanacak tazminattan mahsubunun gerektiğini bildirerek davanın reddini istemiştir.
DELİLLER:
Trafik kazası tespit tutanağı, SGK yazıları, sigorta poliçesi ve hasar dosyası, sosyal ekonomik durum tespitine ilişkin tutanaklar, tedavi evrakları, Düzce … Sulh Ceza Mahkemesi’nin …esas sayılı dosyası vs deliller dosyamız arasına alınmıştır.
03/11/2014 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacı sürücünün olayda %80 oranında, dava dışı sürücü …’in ise olayda %20 oranında kusurlu olduğunun bildirildiği görülmüştür.
11/11/2014 tarihli adli tıp raporunda özetle; davacı …’nin vücut genel çalışma gücünden %38 oranında kaybettiğini ve 9 ay süre ile iş göremezlik halinde kaldığının bildirildiği görülmüştür.
09/03/2015 tarihli bilirkişi raporunda özetle; 1. Alternatif olarak Asgari Ücretin 5,13 katı esas alındığında (kusur ve davalı şirket tarafından yapılan güncellenmiş ödemenin mahsubu sonrası) 123.252,51 TL, 2.Alternatif olarak Asgari Ücretin 2 katı esas alındığında (kusur ve davalı şirket tarafından yapılan güncellenmiş ödemenin mahsubu sonrası) 42.083,47 TL olarak hesaplandığı, Hesaplanan tazminatların kaza tarihi itibariyle ZMSS poliçesi teminat limiti 100.000,00 TL olmakla, 1.Alternatif olarak Asgari Ücretin 5,13 katı esas alındığında (100.000.00 – 12.794,00) ~ 87.206,00 TL’sinden da vah sigorta şirketinin sorumlu olduğu, 2.Alternatif olarak Asgari Ücretin 2 katı esas alındığında hesaplanan 42.083,47 TL’nin davalı şirket tarafından temin edilen poliçe limiti dahilinde kaldığı, hükmedilecek tazminata davalı şirkete ilk başvuru tarihini takip eden 8 iş günü sonrasından, bu tarih tespit edilemediği takdirde 20/04/2012 tarihinden itibaren avans faizi yürütülebileceğinin bildirildiği görülmüştür.
03/07/2017 tarihli adli tıp raporunda özetle; davacının Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri TÜzüğü hükümlerince Grup1 kabul olunduğunda %33,1 oranında, mahkemece şoför (meslek numarası 41) olduğunun kabulü halinde ise %33 oranında meslekte kazanma gücünden kaybettiği, 9 ay süre ile iş göremezlik halinde kaldığının bildirildiği görülmüştür.
27/11/2017 tarihli bilirkişi raporunda özetle; A-davacının maluliyet oranının %30.2 olarak kabul edilmesi halinde davacı …’nin geçici işgöremezlikten kaynaklanan tazminat alacağının 1.923,52 TL, sigorta ödemesinin güncellenerek indimi sağlandığında sürekli işgücü kaybından kaynaklanan tazminat alacağının ise 52.522,45 TL olduğu, sigorta şirketine başvurusunun (dosyada başvuru/ihbar tarihi bulunmadığından) 8 iş günü sonrasından itibaren avans faizi yürütülerek tazminat talebinde bulunabileceği, olay tarihi (2012 yılı) itibariyle ZMSS poliçesi ölüm ve sakatlanma teminat limit tutarının 225.000,00 TL olduğu, hesaplanan tazminatın poliçe teminat limitini aşmadığı, B-davacının maluliyet oranının %33 olarak kabul edilmesi halinde davacı …’nin geçici işgöremezlikten kaynaklanan tazminat alacağının 1.923,52 TL, sigorta ödemesinin güncellenerek indimi sağlandığında sürekli işgücü kaybından kaynaklanan tazminat alacağının ise 59.176,71 TL olduğu, sigorta şirketine başvurusunun (dosyada başvuru/ihbar tarihi bulunmadığından) 8 iş günü sonrasından itibaren avans faizi yürütülerek tazminat talebinde bulunabileceği, olay tarihi (2012 yılı) itibariyle ZMSS poliçesi ölüm ve sakatlanma teminat limit tutarının 225.000,00 TL olduğu, hesaplanan tazminatın poliçe teminat limitini aşmadığının bildirildiği görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, 09/05/2008 tarihinde meydana gelen trafik kazası sonucu davacının yaralanması sebebiyle geçici ve daimi iş gücü kaybından dolayı uğradığı maddi zararların tazmini istemine ilişkindir.
Davanın hukuki dayanağı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 67 vd. Maddeleri ile Karayolları Trafik Kanunu Mali Sorumluluk Sigorta Genel Şartları’ndan ibarettir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; yetki, husumet, zamanaşımı, tazminat miktarı, maluliyet oranı, kusur durumu hususlarından kaynaklanmaktadır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunun 85. maddesine göre; bir aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin yaralanmasına sebebiyet verilmesi halinde teşebbüs sahibi ve araç işleteni oluşan zarardan sorumludur. Aynı Yasanın 88. Maddesine göre; birden fazla zarar verenin bulunması halinde zarar verenler, zarar görene karşı müteselsilen sorumludur. Yine aynı Kanunun 90. maddesine göre ise; maddi tazminatı biçim ve kapsamı ile manevi tazminat konularında Borçlar Kanunu’nun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.
Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası; Karayolları Trafik Kanunun 91/1 maddesi uyarınca işletenlerin aynı kanunun 85/1 maddesi kapsamındaki sorumluluklarının karşılanması için yaptırılması zorunlu bir sigorta türü olduğundan, zorunlu mali sorumluluk sigortasında sigortacı, işletenin yasadan kaynaklanan hukuki sorumluluğunun belirli limitler içinde üzerine almış bulunmaktadır.
Dava belirsiz alacak davası olup, davanın niteliği gereği davacı taraf alacağın miktarını belirleyemediği için belirli bir miktarı dava değeri olarak göstermek suretiyle dava açmaktadır. Bilirkişi raporu ile gerçek tazminat miktarı belirlendikten sonra dava dilekçesinde talep edilen ile bilirkişinin belirlediği miktar arasındaki fark için eksik harç tamamlanmaktadır. Bu işlem HMK’da düzenlenen ıslah olmayıp, davanın niteliğinden kaynaklanan eksik harcın tamamlanmasıdır. Nitekim, davacı iş bu davasını belirsiz alacak davası olarak açmış, bilirkişi raporundan sonra belirlenen miktar üzerinden 17/03/2015 tarihinde harcı tamamlamıştır.
Davalı … şirketi yönünden, tazminatı hesaplanmasında esas olacak tüm belgelerin eksiksiz olarak teslim edilmesinden 8 iş günü sonra ödeme yükümlülüğü başlamaktadır. Sigorta şirketinin temerrüde düşürüldüğünün kabul edilebilmesi için ödeme yapılabilmesine yarar tüm belgelerin eksiksiz olarak teslim edildiğinin davacı tarafça ispatlanması gerekir. Somut olayda davacı tarafın davalı … şirketine başvurusu üzerine davalı şirketçe 20/04/2012 tarihinde ödeme yapıldığı anlaşılmış, temerrüdün ödeme tarihi olan 20/04/2012 tarihinde gerçekleştiği kabul edilmiş, sigortalı araç ticari araç olduğundan avans faizine hükmetmek gerekmiştir.
Davalı vekilince hatır taşıması bulunduğundan bahisle müterafik kusur indirimi yapılması talep edilmiş ise de davacının sigortalı araçta yolcu olarak bulunmayıp bizzat araç sürücüsü olması nedeniyle hatır taşıması hükümlerinin uygulanamayacağı kanaatine varılmış, bu yönden herhangi bir indirim yapılmamıştır.
Tüm dosya kapsamının birlikte değerlendirilmesinde, davacının dava konusu kaza sonucu yaralanarak, adli tıp raporunda belirtilen oran ve sürede geçici ve daimi olarak iş ve gücünden yoksun kaldığı, yine 03/11/2014 tarihli bilirkişi raporunda belirtildiği üzere davalı şirkete sigortalı 31 HZ 056 plakalı araç sürücüsünün dava konusu trafik kazasının meydana gelmesinde %20 oranında, davacının %80 oranında kusurlu oldukları bildirilmiş ve davacının kusur durumu, muhtemel yaşam süresi dikkate alınarak benzer olaylar ile ilgili Yargıtay uygulamasına uygun veriler esas alınarak hazırlanan 09/03/2015 bilirkişi raporunda davacının geçici ve daimi iş göremezlik zararı hesaplandığı anlaşılmıştır.
Her ne kadar davacı vekilince müvekkilinin kaza yapan kamyonun maliki olması nedeni ile gelirinin çok yüksek olduğu iddia edilmiş ise de, davacının kamyon nedeniyle elde ettiği gelir değil kişisel çalışması ve emeği nedeniyle elde ettiği gelir miktarı gözetilmelidir. Zira, davacı kamyonu başkasını çalıştırmak sureti ile de gelir elde edebilir. Davacı yanca da Çorum Ticaret ve Sanayi Odası’nca da bildirilen miktarlar kadar elde ettiğine ilişkin delil sunulmamıştır. Bu nedenle bilirkişi raporunda asgari ücretin 4,91 katı esas alınarak yapılan hesaplamaya itibar edilmemiştir. Bununla birlikte davacının kamyon şoförü olması nedeniyle vasıfsız bir işçiden daha fazla kazanacağı anlaşılmakla hükme esas alınan 09/03/2015 tarihli bilirkişi raporunda asgari ücretin iki katı esas alınarak belirlenen miktarın davacının gerçek zararını karşıladığı kanaatine varılmış ve asgari ücretin iki katı esas alınarak hesaplanan 42.083,47 TL’nin tahsiline dair Mahkememizden verilen 17/05/2018 tarihli kararın Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi’nin 2018/2534 Esas, 2020/776 Karar, 18/06/2020 tarihli ilam ile “…Mahkemece, bu kusur raporu esas alınarak karar verilmiş olsa da; kaza tespit tutanağında yapılan değerlendirme ve oluş tasviri yanında, ceza yargılaması sırasında alınan kusur raporları ile hükme dayanak alınan raporlar arasında çelişki bulunmaktadır. Esasen dava konusu kazanın oluşu net olarak belirlenmiş de değildir. Öncelikle, dava konusu kazanın güvenlik şeridinde mi, seyir şeridinde mi meydana geldiği belirlenerek, raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi amacıyla İstanbul Teknik Üniversitesi Makine Fakültesi öğretim üyelerinden oluşacak bilirkişi heyetinden, ayrıntılı, gerekçeli ve denetime açık rapor alınıp ve mevcut raporlar arasındaki çelişki giderildikten sonra sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Davacı vekili tarafından dava dilekçesinde, davacının nakliyecilik işi yaptığı ve aylık gelirinin 5.000,00 TL olduğu belirtilerek, bu gelir üzerinden hesaplama yapılması talep edilmiştir. Dava dilekçesinin ekinde, Sungurlu Şoförler ve Otomobilciler Odası’ndan alınan yazıya göre, davacının oda kaydının 06/06/2013 tarihi itibari ile silindiği bildirilmiş, oda kimliğinin sureti eklenmiştir. Mahkemece yapılan mali ve sosyal durum araştırmasına göre; davacının aylık gelirinin 1.200,00 TL olduğu belirlenmiş, Çorum Ticaret ve Sanayi Odası’ndan bildirilen emsal yazısına göre, kendi nam ve hesabına dingil ve 10 tekerlekli kamyon ile çalışan bir kamyon sürücüsünün 2008 yılında aylık kazancının 2.500,00 TL olacağı belirtilmiştir.
Hesap bilirkişisi tarafından iki olasılıklı olarak hesaplama yapılmış, mahkeme, asgari ücretin 2 katını esas alan hesaplama doğrultusunda karar vermiştir.
Davalı, trafik kazası nedeni ile oluşan gerçek zarar ile sorumludur. Davacı …’nin kaza nedeni ile uğradığı gerçek zarar miktarının tespit edilebilmesi için, öncelikle davacının gelirinin doğru saptanması gerekmektedir. Gerçek zararın belirlenmesi için ise, davacının kaza tarihindeki işinin ve gelir durumunun net ve ispata yarar somut delillerle ortaya konulması gerekmektedir.
Eksik inceleme ile hüküm kurulamaz. Mahkemece, öncelikle; kaza tarihi itibari ile davacının ne iş yaptığı, kendi adına mı, ücretli mi çalıştığı, aracının ne olduğu konusunda davacı taraftan açıklama alındıktan sonra, davacı tarafa, iddia ettiği gelire ilişkin delillerini sunması bakımından süre tanıması, davacının nakliyecilik yaparak elde ettiği geliri yönünden;
– İşyerinin adına kayıtlı olup olmadığı,
-Resmi kurumlar nezdinde nakliyecilik yaptığına dair kayıt bulunup bulunmadığının araştırılması,
-Varsa vergi kayıtlarının temin edilmesi,
-İlgili sosyal güvenlik kurumundan,
-Ve esnaf odalarından kayıtlarının getirtilmesi, bundan sonra, davacının belirlenen gerçek geliri dikkate alınarak hesap raporu düzenlenmesi gerekirken, varsayımsal olarak yapılan hesaplamaya göre karar verilmesi hatalı olmuştur.
Açıklanan nedenlerle, uyuşmazlığın temelini oluşturan kazanın oluşuna ilişkin kusur raporları arasındaki çelişki giderilmeden ve oluş kesinleştirilmeden kusur kabulü yapılması ile davacının talep edebileceği tazminatının belirlenmesine esas olan gelirine ilişkin delillerin hiç toplanmamış olması ve bu araştırmaya dayanmayan, yok hükmündeki hesap bilirkişisi raporuna göre karar verilmiş olması, HMK’nun 353/1-a-6.maddesi gereği delillerin hiçbirinin toplanmaması şeklinde kabul edilerek, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile kararın kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine…” denilmek suretiyle kaldırılmakla davanın mahkememizin yukarıda belirtilen esasına kaydı yapıldığı dairece belirlenen eksiklerin giderilmesi amacıyla yargılamaya devam olunmuştur.
Mahkememizce talimat ile İTÜ Makine Fakültesi öğretim üyelerinden oluşacak üçlü bilirkişi heyeti oluşturularak alınan 01/02/2021 tarihli bilirkişi heyet raporunda; Sürücü … sevk ve idaresindeki kamyon ile gece vakti, otoyolu takiben seyredip olay mahalline geldiğinde yola gereken dikkatini vermeyip önünde kendisi ile aynı istikamette seyreden … idaresindeki …çekici ve … dorse plakalı araca tehlikeli bir şekilde yaklaşmış, aracı ile önündeki araç arasında güvenli takip mesafesi bırakmayarak dorsenin arka sağ kısmına kendi aracının ön kupa kısmı ile çarpması ile sonuçlanan olayda , dikkatsiz , tedbirsiz ve özen yükümlülüğüne aykırı hareketiyle 2918 sayılı KTK Madde 84/d maddesi gereğince tam ve %100 kusurlu olduğu, Sürücü … sevk ve idaresindeki çekici ile gece vakti otoyolu takiben nizami olarak seyredip olay mahalline geldiğinde, arkadan gelen sürücü …’nin dorsenin sağ arka kısmına çarpması sonucu karıştığı olayda oluşa etken hatalı tutum ve davranışı olmadığından sonuçta atfı kabil kusurunun bulunmadığı belirtilmiştir. Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelere kazanın oluş şekline uygun olduğu kabul edilen rapora göre olayın oluş biçimi itibariyle sürücüye herhangi bir kusur atfedilemeyeceği tereddütsüz bir şekilde tespit edildiğinden sigortalı araç sürücüsü kusursuz olan davalı … yönünden davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Bu karar nedeniyle alınması gerekli 59,30 TL harcın peşin alınan 24,30 TL peşin harç ile ıslah harcı olarak yatırılan 291,03 TL toplamı 315,33 TL harçtan çıkartılarak geriye kalan 256,03 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalı işbu davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince hesaplanan 12.136,78 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığına,
6-Davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekili Av. Birce Tokmak’ın yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 07/04/2021

Katip …
¸

Hakim …
¸

Not : Bu evrak 5070 sayılı Elektronik imza yasası kapsamında imzalanmıştır.