Emsal Mahkeme Kararı Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/397 E. 2021/757 K. 24.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
Türk Milleti Adına Yargılama Yapmaya ve Hüküm Vermeye Yetkili
ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

KARAR

ESAS NO : 2020/397 Esas
KARAR NO : 2021/757

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 07/06/2012
KARAR TARİHİ : 24/11/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİHİ : 16/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

DAVA:
Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket tarafından dava dışı …’ye ait olan biçerdöverin Çorum Merkezden Kütahya Tavşanlı’ya nakliyesi için nakliyat emtea poliçesi tanzim edildiğini; emteanın, Davalı “… Cam Ticaret ve Sanayi A.Ş.”nin işletmeci ve Davalı …’ın sürücüsü olduğu …-… plakalı araç ile taşınırken 13/10/2011 tarihinde kamyonun tünel girişinde tünel yüksekliğini dikkate almadan ilerlemesi sonucu emteaların köprüye çarptığını ve hasar gördüğünü; 30.342,00 TL hasar bedelinin 19/12/2011 tarihinde sigortalıya ödendiğini; TTK m.1301 uyarınca sigortalısına halef olarak ödenen tazminatın hasara neden olanlardan rücuen tazmini için talep etme hakkına sahip olduğu ve hasar bedelinin tahsili için Ankara … Müdürlüğü’nün … E. sayılı takip dosyasından icra takibi yapıldığını ve davalıların itiraz ettiklerini; bu sebeple, itirazın iptali ile takiben devamına karar verilmesini, talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı şirket vekili, yanıt dilekçesinde kısaca; müvekkili firma çalışanı …’ın, … plakalı araç ile Çorum iline mal götürdüğünü, Çorum dönüşü müvekkilinin bilgisi dışında … Nakliyat isimli ambar ile anlaşarak 12/10/2011 tarihinde Tavşanlı Balıköy’e götürmek üzere … marka 2011 model biçerdöveri sağlam olarak teslim aldığını, yola çıkarken müvekkiline ait 12/10/2011 tarihli taşıma irsaliyesini tanzim ettiğini; aracın 12/10/2011 tarihinde yola çıktığını ve araç Ankara’ya girdiğinde 23.45 sularında Turgut Özal Bulvarı üzerinde bulunan yüksekliği 4.50 metre olan köprüden sarkan demirlere biçerdöverin kabin kısmını sürttüğünü ve kabin kısmında hasar meydana geldiğini; biçerdöver şoförünün kazayı biçerdövir sahipleri … ve … …’ye bildirdiğini:; taşıma sigortası olmadığından kazanın polise bildirilmediğini; sabah erkenden 13/10/2011 tarihinde davacı firma acentesi …’ndan taşıma sigortası düzenlettirildiğini; davacının hasar tespiti yaptığını ve gerekli incelemeyi yapmadan hasarı ödediğini; müvekkilinin, suç duyurusunda bulunduğunu; davacının rücu hakkının bulunmadığını ve davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı yanıt vermemiştir.
DELİLLER :
1-Ankara … Müdürlüğü’nün … E. sayılı takip dosyası,
2-Kaza tespit zaptı,
3-Trafik kaydı,
4-Poliçe, ödeme dekontu, ibraname ve makbuz
5-Bilirkişi raporu,
6-Tüm dosya münderecatı,
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKÎ NİTELENDİRME :
Dava, davacı … şirketinin hasar nedeniyle ödediği tutarı, halefiyete dayalı olarak zarara neden olan davalıdan rücuen tahsili alacağın tahsili amacıyla başlatılan takibe itiraz edilen alacaklının alacağının varlığını genel hükümlere dayanarak ispat suretiyle itirazın iptaline ilişkindir. (İİK m.67)
Ankara … Müdürlüğü’nün … E. sayılı takip dosyasından; davalı borçlular hakkında, 09/04/2012 tarihi itibariyle sigortalıya yapılan ödeme nedeniyle davalılardan rücuen tahsili için 30.342,00 TL asıl alacak ve 1.622,88 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 31.964,88 TL alacağın tahsili istemiyle takip yapıldığı; borçluların 26/04/2012 tarihinde yetkiye ve borca itiraz ettiği ve takibin durduğu; 07/06/2012 tarihi itibariyle açılan mezkûr itirazın iptali davasının süresinde olduğu, görülmektedir.
Dava konusu poliçe, (411422) nolu acente tarafından tanzim edilmiştir. Poliçeyi tanzim eden acentenin Ankara’da bulunması sebebiyle icra takibine yapılan yetki itirazının reddine karar verilmiştir.
Hukukî Dayanak:
TTK m.1301/(1) uyarınca: “Sigortacı, sigorta bedelini ödedikten sonra hukuken sigorta ettiren kimse yerine geçer. Sigorta ettiren kimsenin vaki zarardan dolayı üçüncü şahıslara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel nispetinde sigortacıya intikal eder.
(2) Sigorta ettiren kimse, 1 inci fıkra gereğince sigortacıya intikal eden haklarını ihlal edecek bir hal ve harekette bulunursa sigortacıya karşı mesul olur. Sigortacı zararı kısmen tazmin etmiş ise sigorta ettiren kimse kalan kısmından dolayı üçüncü şahıslara karşı haiz olduğu müracaat hakkını muhafaza eder.”
Hükmü bulunmaktadır.

Dosyada bulunan “Nakliyat Emtea Sigorta Poliçesi”ne göre, sigorta ettiren …’nin, 13/10/2011 tarihinde … Biçerdöver 2001 emteayı, Çorum Merkez hareket yerinden, Kütahya Tavşanlı varış yeri için 150.000,00 TL teminat bedeli ile sigorta yaptırdığı, izlenmiştir. Emtea … plakalı çekici ile taşınmış ve kaza meydana gelmiştir. Araç, “… Cam Ticaret ve Sanayi A.Ş.” adına trafikte kayıtlıdır. Meydana gelen kaza sebebiyle davacı … şirketinin sigortalısına 30.342,00 TL’yi havale ile ödediği ve 15/12/2011 tarihli “Makbuz ve İbraname” alındığı, gözlenmiştir.
Davacı ödenen bu tutarın hasara neden olanlardan tahsili için icra takibine geçmiştir. Dava, hukukî niteliği itibariyle TTK m.1301 uyarınca halefiyete dayalı rücuen tahsile ilişkindir.
Mahkememizin 08/06/2012 tarihli ara kararı ile … ve … plakalı araçların trafik kaydına ihtiyati tedbir konulmuştur. 25/09/2013 tarihli oturumda 40.000,00 TL tutarlı süresiz ve koşulsuz banka teminat mektubu sunulduğunda tedbirin kaldırılmasına karar verilmiş ve banka teminat mektubu sunulmuştur.
Davalı “… Cam Ticaret ve Sanayi A.Ş.” kazanın 12/10/2011 tarihinde saat 23.45’de olduğunu, ertesi gün 13/10/2011 tarihinde poliçe düzenlendiğini ve kaza yeni olmuş gibi ihbarda bulunulduğunu; davacı firmanın, inceleme yapmaksızın ödeme yaptığını; müvekkilinin suç ihbarında bulunduğunu; davacının, müvekkiline rücu şartının olmadığını ve davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Davacı …, sigorta poliçesine dayanmakta olup, ödediği hasar tutarının hasardan sorumlu olanlardan tahsilini istemektedir. Davacının talepte bulunabilmesi için ortada geçerli bir sigorta poliçesi bulunmalıdır. Rizikonun gerçekleşmesinden sonra düzenlenen sigorta sözleşmesine dayanılarak ödenen tazminat nedeniyle sigortacının rücu hakkı doğmaz. Sigortacıya halefiyet hakkı kazandıracak ödemenin mutlaka geçerli ve yürürlükte olan bir sözleşmeye dayalı olması gerekir (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 11/11/1999 tarih, 1999/288-9012 sayılı kararı). Davacı … şirketinin sigortalısı tarafından dolandırıldığı savı ileri sürülmüş olup bu konuda ceza yargılaması bulunmaktadır. Bu nedenle ceza davasının sonuçlanması beklenilmiştir.
Ankara …. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 09/07/2013 tarih ve … K. sayılı kesinleşen karar örneğinden; “Sanıklar … ve … …’nin olay tarihinde biçerdöver aletlerinin Çorum ilinden Tavşanlı ilçesine giderken geceleyin saat 23.30 sıralarında çarparak hasar oluşturduğu, durumun sanıklara bildirildiği sanıkların ise hiçbir işlemi yaptırmayın diyerek gelip iş makinasını sanayiye götürdükleri ve bir gün sonra 13/10/2011 tarihinde aracın sigortasını yaptırdıkları, ve bundan sonra aracı aynı yere götürerek yeni kaza yapılmış gibi hasar tespiti yaptırdıkları ve katılan … şirketinden 30.324 TL sigorta bedelini aldıkları böylece sanıkların fikir ve eylem birliği içinde hileli davranışlarla katılan … şirketini aldatıp onun zararına kendilerine bir yarar sağladıkları ve böylece sigorta bedelini almak maksadıyla atılı nitelikli dolandırıcılık suçunu işledikleri….” hükmü ile mahkûmiyet kararı verdiği ve kararın kesinleştiği belirlenmiştir. Dolayısıyla kesinleşen ceza mahkemesi kararı ile sigorta poliçesini düzenleyen …’nin nitelikle dolandırıcılık suçu işlediği sabit olmuştur. Maddî olgunun tespitine dair ceza mahkemesinin kesinleşen bu kararı hukuk yargıcı için bağlayıcıdır. Sigorta ettirenin nitelikli dolandırıcılık eylemi ile rizikonun gerçekleşmesinden sonra tanzim ettirdiği sigorta poliçesi geçerli sayılamaz ve davacı … böyle bir poliçeye dayalı olarak davalılara başvuramaz. Bu sebeple açılan davanın reddine karar verilmiş Mahkememizden verilen 16/05/2018 tarihli kararın, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi’nin 2020/698 Esas, 2020/534 Karar sayılı ilamıyla “…Her ne kadar mahkemece dava dışı sigorta ettirenin, nitelikli dolandırıcılık eylemi ile rizikonun gerçekleşmesinden sonra tanzim ettirdiği sigorta poliçesinin geçerli sayılamayacağı ve davacı … şirketinin böyle bir poliçeye dayalı olarak davalılara başvuramayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de dosyaya sunulan ve imzası inkar edilmeyen 15.12.2011 tarihli “Makbuz ve İbraname” başlıklı belgenin incelenmesinden, dava dışı sigortalı … tarafından, davacı … şirketinin 30.342 TL hasar bedelini ödemesi kaydıyla ibra edildiği bildirildikten sonra, “ayrıca bu olaydan doğan rücu ve dava haklarımı adı geçen şirkete devrettiğimi beyan ederim” şeklinde beyanda bulunulmak suretiyle davalılardan olan alacağının ve dava hakkının davacıya temlik edildiği görülmektedir. Davacı tarafça dava dışı sigorta ettirene 30.342 TL ödemede bulunulduğu da yine dosyaya sunulan 19.12.2011 tarihli tediye makbuzundan anlaşılmaktadır. Dolayısıyla mahkemece davacının anılan 15.12.2011 tarihli belge uyarınca, dava dışı …’den dava hakkını temlik aldığı ve somut uyuşmazlıkta da aktif dava ehliyetinin bulunduğu kabul edilerek işin esasının incelenmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir..” denilerek kaldırılmakla mahkememizin yukarıda belirtilen esasa kaydının yapılarak yargılamaya devam olunmuştur.
Mahkememizce taraf delilleri toplanarak dosya kapsamı üzerinden kusur yönünden ve talep edilebilecek tazminat tutarları yönünden bilirkişi incelemesi yaptırılmış, bilirkişinin 04/01/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; 12.10.2011 tarihinde meydan gelen kazada … plakalı Çekici ve bağlı … plakalı Dorse sürücüsü davalı …’ın, diğer davalı şirket olan “…””ne ait … plakalı Çekici ve bağlı … plakalı Dorse ile, 12.10.2011 tarihinde davacı … şirketine sigortalı Taşıma İrsaliyesi bulunmayan Biçerdöveri Çorum -Tavşanlı Balıköy’e nakli esnasında Turgut Özal Bulvarı Bostancık Tünel girişinde …. plakalı Dorsenin üzerinde yük olarak bulunan …plakalı Biçerdöverin kabininin köprüye çarpması ve hasarlanması şeklinde kazanın meydana geldiği kaza tutanağında … plakalı Çekici ve bağlı … plakalı Dorse sürücü …’ın köprü yüksekliğini dikkate almamakla kazanın meydana gelmesinde 2918 sayılı KTK.nun 52/b. maddesi kural ihlalini işlemiş olduğu belirtilmiş, kaza yeri krokisinde açıkça belirtildiği üzere kazanın meydana geldiği yerdeki köprüye monteli Trafik İşaret Levhasında da açıkça körü yüksekliğinin 4.5 metre olduğu belirtilmiştir. Dava konusu kaza ise … plakalı Dorse üzerinden bulunan Biçerdöver kabinin köprüye çarpması şeklinde meydana gelmiş olup, bu da … plakalı Çekici ve bağlı … plakalı Dorsenin gabarisi dışında yani 4 metrenin üzerinde, 4.5 metre yükseklikteki köprüye değecek şekilde 4.5 metre yüksekliğin de üzerinde yüklü olmasından kaynaklanmıştır. “… plakalı çekici ve bağlı … plakalı Dorse sürücüsü …’ın işinin ehli olarak araçların yüklü ve yüksüz yüksekliklerini bilmesi, yüklediği yükün yüksekliğini ölçmesi ve dolayısıyla gabari dışında emtia yüklememesi, bu bağlamda trafik güvenliğini de tehlikeye sokmaması gerekirken, sürücü …’ın aksine hareketle gabari dışında yüklü seyri esnasında meydana gelen maddi hasarlı kaza olayında yukarıda belirtilen 2918 sayılı KTK.nun 65/d-g-i ve KTY.nin 128/b. maddeleri kural ihlalleri ile dava konusu kazanın meydana gelmesinde 100 oranında kusurlu olduğunun bildirildiği, osyada bulunan hasarlı Biçerdöver fotoğrafları hep birlikte değerlendirildiğinde, hasar giderimi için eksper raporunda belirtilen hasar giderim işlemlerinin Biçerdöver hasar giderim işlemlerini karşılar ve fiyatlarının da o gününün piyasa rayiçlerine uygun oldukları anlaşılmakla, dava konusu biçerdöver hasar tutarının toplam 30.342,50 TL olacağının bildirildiği görülmüştür.
Tüm dosya kapsamı ve deliller, bilirkişi incelemesi kapsamı, incelenen poliçe içeriği ve yapılan ödemelere ilişkin dekont hep birlikte değerlendirildiğinde; 13/10/2011 tarihinde meydana gelen trafik kazası nedeniyle davacı … şirketinin dava dışı sigortalısına 19/12/2011 tarihinde 30.342,00 TL ödeme yaptığı, meydana gelen kazada davalıya ait araç sürücüsünün %100 oranında kusurlu bulunduğu, yapılan ödemenin tamamının dava dışı aracın sigortasından karşılandığı, davacının ödediği hasar bedelini ödeme tarihinden itibaren işleyen faizi ile birlikte davalı taraflara rücu edebileceği anlaşılmakla, davanın kabulüne ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜNE,
Davalıların Ankara … Müd.’nün … esas sayılı dosyasına vaki itirazın iptali ile takibin, 31.964,88 TL asıl alacak ve işlemiş faiz üzerinden devamına,
Davacı asıl alacağına takip tarihinden itibaren değişen oranlı avans faizi uygulanmak sureti ile takibin DEVAMINA,
2-Bu karar nedeniyle alınması gerekli 2.183,52 TL harçtan peşin alınan 314,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.868,62 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı iş bu davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 2.497,15 TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
6-Davalılar tarafından yapılan yargılama giderinin üzerlerinde bırakılmasına,
Dair, davacı vekili Av. …’in yüzüne karşı, davalıların yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.24/11/2021

Katip …
¸

Hakim …
¸

Not : Bu evrak 5070 sayılı Elektronik imza yasası kapsamında imzalanmıştır.