Emsal Mahkeme Kararı Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/362 E. 2023/681 K. 23.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/362 Esas – 2023/681
Türk Ulusu Adına Yargılama Yapmaya ve Hüküm Vermeye Yetkili
ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR

ESAS NO : 2020/362 Esas
KARAR NO : 2023/681

HAKİM : ….
KATİP : …

DAVACI : ….
VEKİLİ : Av. ….

DAVALI : ….
VEKİLİ : Av. …

DAVA : TAZMİNAT
DAVA TARİHİ : 09/08/2020

KARAR TARİHİ : 23/10/2023
YAZIM TARİHİ : 31/10/2023
Mahkememizde açılan tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili ; Davalıya sigortalı … plaka sayılı aracın yaya olan davacı küçük …’e çarparak neden olduğu kaza sonucu davacının yaralandığını belirtip, sürekli iş göremezlik için 19.000,00 TL, bakıcı gideri için 500,00 TL, ulaşım ve yol gideri için 250,00 TL ve … tarafından karşılanmayan tedavi gideri için 250,00 TL olmak üzere toplam 20.000,00 TL nin kısmi dava olarak davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
YANIT :
Davalı vekili ; Taleplerin poliçe kapsamında olmadığını, kusur dağılımı ile ilgili olarak sigortalı araç sürücüsünü % 30 oranında kusurlu gösteren raporun esas alınması gerektiğini belirtip, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLER :
-Sigorta poliçesi ile araç ruhsatını içeren hasar dosyası,
-Davacı ile ilgili zabıtanın gelir araştırması yazıları,
-Davacı ile ilgili tedavi evrakı,
-Çalışma gücü kayıp oranı, kusur dağılım oranları ile talep edilebilir tazminat hesabına ilişkin raporlar,
-Davacının davadan önce davalıya yaptığı başvuru belgesi,
-Arabulucu anlaşmazlık son tutanağı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Davadaki talep, Trafik kazası nedeni ile davacıda oluştuğu ileri sürülen bedensel zararlar ile tedavi- yol ve bakıcı giderine ilişkin alacakların davalıdan tahsili istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 27/12/2019 tarihinde meydana gelen ve davalıya trafik sigorta poliçesi ile sigortalı aracın neden olduğu ve yaya olan davacının yaralanması ile sonuçlanan trafik kazasında araç sürücüsü ile davacının kusurlu olup olmadığı, davacıdaki yaralanmaların sürekli çalışma gücü kaybı oluşturup oluşturmadığı, davaya konu tazminatların poliçe kapsamında olup olmadığı, faizin türü ve faizin başlangıç tarihi ile tüm zararın davalıdan talep edilmesinin mümkün olup olmadığı konularında toplanmaktadır.
… tarafından karşılanmayan tedavi ve yol giderlerine ilişkin zararlarının poliçe kapsamında olmadığı ileri sürülmüş ise de, bu taleplerin TBK.nın 54. maddesinde düzenlenen, haksız fiil sonucu uğranılan zararlar kapsamında olup, yasa ile belirlenmiş sorumlulukta, üçüncü kişi yönünden bağlayıcılığı bulunmayan genel şartlar ile sorumlunun değiştirilememesi, yine …. nolu ve 17.07.2020 Tarihli kararı ile, Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinin ZMMS Genel Şartlara atıf yapılan hükümlerinin iptal edilmiş olması karşısında, tüm zarar taleplerinin poliçe kapsamında olduğu kabul edilmiştir.
Zorunlu trafik sigorta poliçesi düzenleyen sigorta şirketleri “sigortalı aracın işletilmesi sırasında 3.kişilerin uğradığı ve poliçe kapsamındaki zararları sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında sigortalı adına ödemeyi” üstlenmektedir. Bu nedenle ilk önce davacı ile sigortalı araç sürücüsünün kusur dağılım oranlarının belirlenmesi gerekmektedir.
Dava dışı …adına trafikte … plaka sayılı araç için davalı sigorta şirketi tarafından 11/10/2019 tarihinde kaza tarihi içinde koruma sağlayan trafik sigorta poliçesi düzenlenmiştir. Sigortalı araç dava dışı sürücü …idaresinde … Bulvarı üzerinde …yönünden … yönüne doğru seyir halinde iken … civarına geldiğinde bölünmüş yolda karşıdan karşıya geçmeye çalışan davacı küçük …’e çarparak, davacının yaralanma ile sonuçlanan trafik kazasına neden olmuştur.
Trafik kazası yukarıda anlatılan şekilde gerçekleşmiş olup, Mahkememiz tarafından görevlendirilen bilirkişi … 04/01/2021 tarihli raporunda tüm ceza dosyası kapsamı ve olaya tanık olanlar ile katılanların anlatımlarını değerlendirmiş, olay yerinin 12 metre yakınında yaya geçidi olmakla birlikte davacının kaza anında geçişini yaya geçidini kullanarak yapmadığı, çarpma anını gösteren görüntülerinde çarpma yerini yaya geçidi olarak göstermediği, bu hali ile sigortalı araç sürücüsünün davacı yaya geçidini kullanmasa dahi olay yerinin hastanelerin bulunduğu kalabalık yaya topluluğunun bulunduğu bir alanda gerçekleşmesi nedeni ile aracını yol ve trafik durumuna göre daha dikkatli kullanması gerekir iken dikkatsiz araç kullandığı için % 30 oranında, davacı küçüğün ise olay yeri yakınında yaya geçidi olduğu halde buraya kullanmaksızın yolun karşısına hareket halinde olan ve geçiş önceliği bulunan araçların arasından geçmeye çalışarak aslı ve % 70 oranında kusurlu olacak şekilde kazaya neden oldukları şeklinde görüş bildirmiştir.
Ceza yargılaması sırasında ….i tarafından düzenlenen 18/03/2021 tarihli raporda, bilirkişiler davacı küçüğün yaya geçidi üzerende bulunduğunu, çarpmanın burada gerçekleştiğini kabul edip, davacı küçüğün kusuru bulunmadığını, tüm kusurun sigortalı araç sürücüsüne ait olduğu şeklinde görüş bildirmiştir.
Her iki rapor arasında kazanın meydana geldiği yer konusunda açık farklılık oluğu ve kusur dağılım oranlarının bu nedenle farklı öngörülmüş olması nedeni ile aykırılığın giderilmesi için üç kişiden oluşan bilirkişi kurulundan 07/05/2021 tarihli rapor alınmıştır. Son raporu düzenleyen bilirkişilerin tespitine göre, aracın davacıya çarptıktan sonra hemen durduğu ve mesafe kat etmediği, trafik görevlilerinin tutanağında çarpma noktasının yaya geçidi üzeri olarak değil yaya geçidini geçtikten sonraki bir nokta olarak işaretlemeleri ve tüm anlatımlar birlikte değerlendirildiğinde, sigortalı aracın yaya geçidinin 12 metre ilerisinde bir noktada davacı küçüğe çarptığı, kazanın yaya geçidi üzerinde gerçekleşmediği açık olup, bu durumda davacı küçüğün yakında yaya geçidi olduğu halde bunu kullanmayıp, hareket halindeki araçlar arasından yolun karşısına geçmeye çalışıp, araçların öncelik hakkını ihlal ettiği için aslı ve % 70 oranında kusurlu olacak şekilde, sigortalı araç sürücüsünün ise dikkatsiz ve tedbirsiz araç kullandığı için % 30 oranında kusurlu olacak şekilde olaya neden oldukları şeklinde görüş bildirilmiştir.
Mahkememiz bu üç raporu birlikte değerlendirdiğinde, sigortalı aracın davacıya çarptığı anda durmuş ve mesafe kat etmemiş olması, trafik görevlilerinin çarpma noktasını yaya geçidinin 12 metre kadar uzakta işaretlemiş olmaları ve ATK raporunda kazanın yaya geçidi üzerinde gerçekletiği kabul edilerek hazırlandığı, fakat çarpışmanın yaya geçidi üzerinde gerçekleştiğini ortaya koyacak yaya olan küçüğün anlatımı dışında başka delil elde edilememiş olması karşısında, çarpışmanın yaya geçidi üzerinde meydana gelmediği, davacı küçüğün yakında yaya geçidi olduğu halde bunu kullanmayıp, hareket halindeki araçlar arasından yolun karşısına geçmeye çalışıp, araçların öncelik hakkını ihlal ettiği için aslı ve % 70 oranında kusurlu olacak şekilde, sigortalı araç sürücüsünün ise dikkatsiz ve tedbirsiz araç kullandığı için % 30 oranında kusurlu olacak şekilde olaya neden oldukları şeklindeki biri diğerini doğrulayan raporlara itibar edilmesi gerektiği kabul edilmiştir.
Bu aşamadan sonra davacıdaki yaralanmaların beden gücü kaybına neden olup olmadığını belirlenmesi için rapor alınması gerekmiştir.
Davacının yaralanması ile sonuçlanan trafik kazası 21/12/2019 tarihinde meydana gelmiş olup, benzeri davalar yönünden temyiz incelemesini yapan …. ile bu dairenin kapatılmasından sonra aynı uyuşmazlıklar yönünden temyiz incelemesini yapan …. ‘nin süreklilik gösteren kararlarında belirtildiği gibi, çalışma gücü kayıp oranının kaza tarihinde yürürlükte olan yönetmelik hükümlerine göre belirlenmesi gerektiği, kaza tarihinde “Erişkin Olmayanlar İçin Engellilik Değerlendirilmesi Hakkındaki Yönetmeliği Hükümleri ” yürürlükte olduğu için raporun bu yönetmelik esas alınarak düzenlenmesi gerektiği kabul edilmiştir.
Bu amaçla ….’nin düzenlediği 01/02/2023 tarihli raporda; adı geçen yönetmelik hükümlerine göre yapılan değerlendirmede yaralanmaların davacıda % 7 oranında sürekli çalışma gücü kaybı oluşturduğu, yaralanmaların iyileşmesi için geçmesi gereken 12 aylık süre içerisinde davacının geçici iş göremez hale geldiği ve bu sürenin 2 aylık bölümünde başka birinin bakımına ihtiyaç duyduğu belirlenmiştir. Davacıdaki yaralanmalar ile uyumlu olup, gerekçeleri itibarı ile denetime açık olduğu için bu rapora itibar edilmesi gerektiği kabul edilmiştir.
Davacının taleplerinden biri … tarafından karşılanmayan tedavi ve yol giderlerine ilişkin olup, bu nedenle davacının talep hakkının olup olmadığının belirlenmesi amacı ile bilirkişi …’dan 03/05/2023 tarihli rapor alınmıştır. Gerekçeleri itibarı ile denetime açık olduğu için itibar edilmesi gerektiği kabul edilen bu rapora göre, davacı küçüğün olaydaki kusur dağılım oranı dikkate alındığında davalıdan talep edebileceği … tarafından karşılanmayan tedavi giderinin 2.640,84 TL ve yol giderinin ise 574,44 TL olduğu, bu hali ile davalının sorumlu olduğu tedavi ve yol gideri toplamının ( 2.640,84 TL + 574,44 TL = 3.215,28 TL ) 3.215,28 TL olduğu kabul edilmiştir.
Davacının bir diğer talebi sürekli çalışma gücü kayıp zararı ile bakıcı giderine ilişkindir. Bu konudaki rapor 17/09/2023 tarihli olup, bilirkişi … tarafından hazırlanmıştır. Rapor hazırlandıktan sonra davacı vekili 16/10/2023 tarihli dilekçe ile ıslah işlemi yapmış, dilekçe davala tarafa tebliğ edilip, yargılamaya devam edilmiştir.
Davacı kaza tarihinde 18 yaşından küçük olup asgari ücreti aşan gelir elde ettiği kanıtlanamadığı için hesaplama asgari ücret esas alınarak yapılmıştır.
… ya yazılan yazıya verilen yanıta göre bu davaya konu olay nedeni ile davacıya rücu edilmesi mümkün olan ödeme yapılmadığı anlaşılmıştır.
Raporda belirtilen ilkelerden hareketle yukarıda tespiti yapılan haller dikkate alınarak hazırlanan ve kusur dağılım oranı da dikkate alındığında , davacının 2 aylık bakıcı gideri için 5.847,54 TL ve % 7 oranındaki sürekli çalışma gücü kayıp oranına bağlı olarak 156.112,43 TL tazminat talep edebileceği kabul edilmiştir.
Davadan önce davalı sigorta şirketine başvuru yapılmış olmakla birlikte, çalışma gücü kayıp oranına ilişkin rapor ilk kez mahkememiz tarafından alındığı için başvurunun eksik belge ile yapıldığı, bu durumda dava kısmi dava niteliğinde olduğu için dava dilekçesinde talep edilen 20.000,00 TL yönünden temerrütün dava tarihinde, ıslah işlemine konu miktar yönünden ise ıslahın yapıldığı tarihte gerçekleştiği kabul edilmiştir.
Sigortalı araç hususi niteliği ile trafikte kayıtlı olduğu için davacı alacağına yasal faiz uygulaması gerektiği kabul edilmiş, yukarıdaki kabuller dikkate alınarak davanın kısmen kabulüne ilişkin aşağıdaki hüküm oluşturulmuştur.
HÜKÜM: Nedenleri yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMAN KABULÜNE;
3.215,28 TL tedavi yol gideri, 5.847,54 TL bakıcı gideri, 156.112,43 TL sürekli iş göremezlik zararı olmak üzere toplam 165.175,25 TL’nin davalıdan alınıp davacıya ödenmesine,
Davacı alacağının 20.000,00 TL’sine 09/08/2020 dava tarihinden itibaren, 145.175,25 TL’sine 16/10/2023 ıslah tarihinden itibaren değişen oranlı yasal faiz uygulanmasına,
Fazla istemin reddine,
Alınması gereken 11.283,12 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 341,55 TL ile ıslah harcı olarak yatırılan 6.819,00 TL toplamı 7.160,55 TL’nin mahsubu ile bakiye 4.122,57 TL’nin davalıdan tahsili ile HAZİNEYE ÖDENMESİNE.
Davacı tarafından yatırılan 54,40 TL başvurma harcı, 6.819,00 TL peşin harç olmak üzere toplam 6.873,40 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE.
Davacı lehine hüküm tarihindeki AAÜT’si uyarınca hesaplanan 26.428,04 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE.
Davalı lehine hüküm tarihindeki AAÜT’si uyarınca hesaplanan 26.428,04 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE.
Davacı tarafından yapılan tebligat ve posta gideri 341,50 TL ve bilirkişi ücreti 8.250,00 TL olmak üzere toplam 8.591,50 TL yargılama giderinden davanın kabul ve ret oranına göre takdiren 3.791,20 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya ÖDENMESİNE, artan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına.
Davalı tarafından yapılan yargılama gideri BULUNMADIĞINA.
Arabuluculuk için ödenen 1.320,00 TL nin 6325 sayılı yasanın 18/A (11) (13) maddesi uyarınca;
559,05 TL’sinin davalıdan,
760,95 TL’sinin davacıdan,
Alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
Karar kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansı kalması halinde bildirilecek hesap numarası olur ise hesaba, hesap numarası bildirilmez ise gider avansından karşılanmak koşulu ile posta havalesi ile yatıran tarafa İADESİNE.
Dair, Davacı … ile Vekili Av. … ‘ın yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde … Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.23/10/2023

Katip ….

Hakim …