Emsal Mahkeme Kararı Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/302 E. 2021/665 K. 25.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
Türk Ulusu Adına Yargılama Yapmaya ve Hüküm Vermeye Yetkili
ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR

ESAS NO : 2020/302 Esas
KARAR NO : 2021/665
DAVA : ALACAK
DAVA TARİHİ : 26/09/2012
KARAR TARİHİ : 25/10/2021
YAZIM TARİHİ : 11/11/2021
Mahkememizde açılan alacak davalarının yapılan yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Asıl davada davacı vekili; davacının Avustralya Melbourne’e toplam değeri 2.203.70 AUD olan çeşitli yapı malzemelerini davalı taşıyıcı aracılığı ile gönderdiğini, davalının ürünleri üç paket olarak taşıdığını, buna ilişkin bir makbuz verdiğini, Avustralya Melbourne’ deki alıcının ise üç ayrı paket ile taşınan ürünler için normalden üç kat fazla gümrük vergisi ödemesi gerektiği gerekçesi ile malzemeleri kabul etmediğini, malzemelerin Türkiye’ye geri getirildiğini ancak gümrükten çekilemediğini, davalının hatalı işlemi sebebi ile davacının zarara uğradığını belirtip, ürünlerin aynen teslimine, bunun mümkün olmaması halinde ürün bedelinin taşıyıcıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Birleşen davada davacı taşıyıcı vekili ; ödenmeyen taşıma ücretinin tahsili için başlatılan icra takibinin itiraz üzerine durdurulduğunu belirtip, itirazın iptaline karar verilmesini istemiştir.
YANIT :
Asıl davada davalı … vekili ; davacı yanca paketlenen ürünlerin üç ayrı pakette teslim edildiğini ve bu suretle taşının bu şekilde yapıldığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Birleşen davada davalı vekili ; davacı taşıyıcıdan kaynaklanan nedenler ile ürünlerin alıcısına ulaştırılamadığını belirtip, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememiz tarafından yapılan yargılama sonucu, dava konusu sevk evrakının usulüne uygun olarak hazırlanmadığı, bu nedenle taşınan ürünlerin alıcısı tarafından ret edildiği, kargo şirketinin taşımanın tamamlanamamasından sorumlu olduğu, davacı satıcıya ait olan 2.203,70 AUD karşılığı malların depoda mevcut olmadığı, bu malların davacı tarafa teslim edilemeyeceği gerekçesi ile asıl dava yönünden davanın kabulüne, 2.203,70 Avustralya Doları ile 190,60 TL ihtarname bedelinin 26/09/2012 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, birleşen davanın ise reddine karar verilmiştir.
Kararı, esas davada davalı-birleşen davada davacı … Kargo A.Ş vekili temyiz etmiştir. Yargıtay 11.Hukuk Dairesi Başkanlığı 29/06/2018 tarihli temyiz incelemesi sonucu ” asıl davada davalı-birleşen davada davacı … Kargo A.Ş vekilinin aşağıdaki bendin dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine, Asıl dava, taşıtanın uğradığını iddia ettiği zararın tazmini talebine ilişkin olup, birleşen dava ise taşıyanın navlun alacağına yönelik olarak başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali talebine ilişkindir. Mahkemece, yukarıda yazılı gerekçe ile esas davanın kabulüne, birleşen davanın ise reddine karar verilmiştir. Ancak, davacı yanca Avusturalya-Melbourne’daki alıcıya gönderilen malların teslim alınmaması sebebiyle menşeine iade edildiği fakat davalının hatalı eylemleri nedeniyle malların gümrükten çekilemediği iddia edilmiş olup bu hususta mahkemece her hangi bir araştırılma yapılmamıştır. Malların tam ziyaya uğradığının kabul edilebilmesi için gümrüğe terk edilmesi eyleminde davacı ve davalı yana kusur izafe edilip edilemeyeceği yahut hangi oranda kusur izafe edilebileceğinin araştırılması ve esas dava ile birleşen davada sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ile hüküm kurulması doğru olmamıştır. ” gerekçesi ile kararımızın bozulması yoluna gidilmiştir.
Yargıtay bozma kararı taraflara tebliğ edilip beyanları alındıktan sonra usul ve yasaya uygun olduğu kabul edilen bu karara uyulması yoluna gidilmiştir. Bu aşamadan sonra mahkememizin görevi bozma kararı doğrultusunda işlem yapmaktan ibaret olduğu için ilk karardan önceki raporu düzenleyen ve bozma kararında belirtilen konularda görüş belirtmeyen bilirkişi …’den rapor alınmıştır. Bilirkişi yaptığı değerlendirme sonucu, sevk evrakı taşıyıcı tarafından hatalı hazırlandığı için alıcının ürünleri kabul etmediği, … şirketinin hatası nedeni ile taşımanın yapılmış sayılamayacağı, gümrükten eşyanın geri alınması işinin taşıyıcı … nin yükümlülüğü olduğu, birleşen davada bu nedenle taşıma ücretinin talep edilemeyeceği, asıl davada ise, taşıyıcı … nin bir evrak yerine üç ayrı evrak ile ürünleri yurt dışına sevk ederek alıcıdan fazla gümrük vergisi talep edilmesine neden olduğu, bu durumun ortaya çıkmasında göndericinin sorumluluğundan söz edilemeyeceği, taşımaya konu ürünlerin tekrar Türkiye gümrüklerine dönmesine taşıma işini yapan … nin neden olduğu, iade edilen ürünlerin gümrükten geri alınmasında da işlemleri takip etmenin taşıyıcı …’ nin sorumluluğunda olup, iade alma konusunda … şirketinin kusuru bulunmadığı belirtilip, oluşan davacı … şirketi zararının taşıyıcı tarafından karşılanması gerektiği şeklinde görüş bildirilmiştir.
Bilirkişi raporuna itiraz ve raporun yeterli açıklıkta olmadığı düşünüldüğü için bu kez yeni bir bilirkişiden 28/07/2021 tarihli rapor alınmıştır. Bu bilirkişi raporunda da belirtildiği gibi, … şirketi tarafından … ye taşınmak üzere 6 adet ürün teslim edilmiş, … bu ürünler için tek bir fatura düzenlemiştir. … şirketi tüm ürünler için tek bir manifesto düzenleyerek sevk işlemini başlatması gerekir iken, iki ürün için bir adet olmak üzere toplam üç adet manifesto düzenleyerek ürünlerin taşıma işini başlatmıştır. Alıcının tek bir manifesto için vergi ödemesi gerekir iken … şirketinden kaynaklanan hata nedeni ile üç ayrı manifesto için üç ayrı vergi ödemek istememiş, ürünü teslim almaktan kaçınmış, bunun üzerine ürünler Türkiye ‘deki gümrüklere geri getirilmiştir. Tüm ürünlerin tek bir manifesto ile taşınması mümkün iken taşıyıcı … den kaynaklanan hata sonucu üç ayrı manifesto ile taşıma yapılmasına ve alıcıdan fazladan gümrük vergisi istenilmesine neden olan … şirketi olduğu için, … şirketinin bu durumun oluşmasında kusuru bulunmadığı, bilirkişi her ne kadar Türkiye’ den Avustralya’ya yapılan taşıma bedelinin talep edilebileceği şeklinde görüş bildirmiş ise de, taşımanın bir bütün olduğu, taşıyıcının sorumluluğunun taşımayı mevzuata uygun şekilde tamamlayıp, ürünü alıcısına teslim etmek olduğu, taşıyıcıdan kaynaklanan nedenlerle taşıma bedeli istenilen ürünlerin alıcısı tarafından kabule zorlanamayacağı, bu halde birleşen davadaki taşıma ücreti isteğinin, taşımanın … nin tam kusuru ile tamamlanmamış olması nedeni ile talep hakkı bulunmadığı, … şirketi takip yapmakta haksız olmakla birlikte kötü niyetli olarak takip yaptığı kanıtlanamadığı için … şirketinin kötü niyet tazminatı isteme koşullarının oluşmadığı kabul edilmiştir.
Yargıtay kararında belirtilen ve tartışma dışı kaldığı ileri sürülen bir diğer konu ise Türkiye’ deki gümrüklere geri getirilen ürünlerin gümrükten çekilmemesi nedeni ile oluşan ve asıl davaya konu … alacağına neden olan zararlandırıcı eylemde taraflardan hangisinin kusurlu olduğu konusuna ilişkindir. Bilirkişi raporunda da belirtildiği gibi, taşımayı kurallara uygun şekilde başlatmak ve sonuçlandırmak taşıma işini yapan … şirketine aittir. … şirketi ürünleri tek bir manifesto ile alıcısına sevk etmesi gerekir iken üç ayrı manifesto ile sevk etmiş, bu hatalı işlem nedeni ile alıcıdan ek vergi istenilmiş, alıcı ek vergi ödemeyi kabul etmediği için ürünler Türkiye’ ye geri getirilmiş olup, bu aşamaya kadar olan işlemlerden kaynaklanan tüm kusur taşımayı yapan … şirketine ait olup, gönderici … şirketinin hiç bir kusurunun bulunmadığı kabul edilmiştir. Taşınması tamamlanamayan ürünler Türkiye gümrüklerine iade edildiğinde, yurt dışına çıkarma ve taşıma işlemlerini … şirketi üstlendiği için ürünlerin gümrükten çekilmesi ve … şirketine tesliminin de … nin sorumluluğunda olduğu, ürünlerin gümrükten çekilmesi işleminde gönderenin hiç bir kusur ve sorumluluğu olmadığı, bu hali ile gümrükte zayi olan yada elden çıkan ürün bedelleri nedeni ile oluşan ve 4.176,45 TLM ürün bedeli ile 190,00 TL ihtarname giderinin taşıma işini tam kusuru ile yerine getirmeyen … şirketinden alınarak … şirketine ödenmesi gerektiği, taşıyıcının sorumluluğu 5.010,20 TL olup, … şirketinin dava ile talep ettiği miktarın bu bedelin daha altında olması nedeni ile talebe bağlı kalınarak asıl davanın kabul edilmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.
Asıl davadaki talepler 4.176,45 TL ürün bedeli ve 190,00 TL ihtarname giderinden ibaret olup, tüm istemin kabulüne karar verildiği halde, maddi hata sonucu davanın kısmen kabulüne karar verildiği şeklinde kısa karar oluşturulmuş ise de, bunun maddi hatadan kaynaklandığı, asıl davada ret edilen miktar olmadığı için … şirketi yararına vekalet ücreti verilmesi gerekmediği kabul edilip, her iki dava ile ilgili olarak aşağıdaki hüküm oluşturulmuştur.
HÜKÜM: Nedenleri yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin … esas sayılı (önceki esası …) davası ile ilgili olarak;
Davanın kısmen kabulüne,
4.176,45 TL asıl alacak ve 190,60 TL ihtarname giderinden oluşan 4.367,05 TL’nin 29/06/2012 dava tarihinden itibaren hesaplanacak değişen oranlı avans faiziyle birlikte davalıdan alınıp davacıya ödenmesine,
Fazla istemin reddine,
Alınması gereken 298,31 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 62,05 TL harç ile harç tahsil müzekkeresi ile tahsil olunan 223,24 TL harç toplamı 285,29 TL’nin mahsubu ile bakiye 13,02 TL’nin davalı … den tahsili ile HAZİNEYE ÖDENMESİNE.
Davacı tarafından yatırılan 21,15 TL başvurma harcı, 62,05 TL peşin harç olmak üzere toplam 83,20 TL’nin davalı … den tahsili ile davacıya VERİLMESİNE.
Davacı lehine hüküm tarihindeki AAÜT’si uyarınca hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalı … den alınarak davacıya VERİLMESİNE.
Davacı tarafından yapılan tebligat ve posta gideri 124,35 TL ve bilirkişi ücreti 500,00 TL olmak üzere toplam 624,35 TL yargılama giderinin davalı … den alınarak davacıya ÖDENMESİNE.
2-Birleşen İstanbul … Ticaret Mahkemesi’nin … esas sayılı davası ile ilgili olarak;
Davanın REDDİNE,
Davalının koşulları oluşmayan kötüniyet tazminatı isteğinin reddine,
Alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 143,80 TL’den çıkartılarak ile artan 84,50 TL’nin karar kesinleştiğinde ve istemi halinden davacı … ye İADESİNE.
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
Davalı lehine hüküm tarihindeki AAÜT’si uyarınca hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacı … den alınarak davalıya VERİLMESİNE.
Karar kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansı kalması halinde bildirilecek hesap numarası olur ise hesaba, hesap numarası bildirilmez ise gider avansından karşılanmak koşulu ile posta havalesi ile yatıran tarafa İADESİNE.
Dair, Asıl davada davacı birleşen davada davalı … Şirketi Vekili Av. … yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.25/10/2021

Katip …

Hakim …