Emsal Mahkeme Kararı Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/28 E. 2021/489 K. 07.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
Türk Milleti Adına Yargılama Yapmaya ve Hüküm Vermeye Yetkili
ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

KARAR

ESAS NO : 2020/28 Esas
KARAR NO : 2021/489

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 15/01/2020
KARAR TARİHİ : 07/07/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİHİ : 30/07/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 20.09.2018 tarihinde davalı … şirketine ZMMS ile sigortalı olan ve … idaresinde bulunan … plaka sayılı otobüsün kapıları açık halde seyretmesi üzerine araçta yolcu olan davacının araçtan düşerek yaralanmasına neden olduğu bu sebeple; şimdilik 1.000,00 TL tazminatın olay tarihinden itibaren avans faizi ile davalılardan müşterek ve mütesesil tahsilini istemiştir.
YANIT :
Davalı … vekili yanıt dilekçesinde özetle; Davanın sürücü … ve araç sahibi …’e ihbarını talep ettiklerini, davacının taleplerini ayrıntılı olarak yazması gerektiğini, geçici iş göremezlik ve bakıcı gideri zararının teminat kapsamında olmadığını, davacının faiz taleplerinin de yerinde olmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
DELİLLER :
– Araç ruhsatı ile poliçeyi de içeren hasar dosyası,
-SGK ‘nın rücu edilmesi mümkün olan ödeme yapılmadığına ilişkin cevabi yazısı,
-Davacı ile ilgili gelir araştırması,
-Bilirkişi incelemesi ve raporlar,
-Tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Davadaki talepler, Trafik kazası sonucu oluşan bedensel zararların davalıdan tahsili isteminden oluşmaktadır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının yaralanması ile sonuçlanan trafik kazasındaki kusur dağılım oranlarının ne olduğu, geçici ve sürekli çalışma gücü kaybı oluşup oluşmadığı, taleplerin poliçe kapsamında olup olmadığı, tazminattan indirim yapılmasını gerektiren durumların olup olmadığı ve davacının talep edilebilecek tazminat olup olmadığı konularından oluşmaktadır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunun 85. maddesine göre, bir aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin yaralanmasına veya ölümüne sebebiyet verilmesi halinde teşebbüs sahibi ve araç işleteni oluşan zarardan sorumludur. Aynı yasanın 88. maddesine göre, birden fazla zarar verenin bulunması halinde zarar verenler, zarar görene karşı müteselsilen sorumludur. Yine aynı kanunun 90. maddesine göre ise, maddi tazminatı biçim ve kapsamı ile manevi tazminat konularında Borçlar Kanunu’nun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.
Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası, Karayolları Trafik Kanunun 91/1 maddesi uyarınca işletenlerin aynı kanunun 85/1 maddesi kapsamındaki sorumluluklarının karşılanması için yaptırılması zorunlu bir sigorta türü olduğundan, zorunlu mali sorumluluk sigortasında sigortacı, işletenin yasadan kaynaklanan hukuki sorumluluğunun belirli limitler içinde üzerine almış bulunmaktadır.
Trafik sigortası genel şartları 01/06/2015 tarihinde değiştirilip, tazminatın diğer yasal düzenlemeler yanında bu genel şartlara göre hesaplanacağına ilişkin 2918 sayılı yasanın 90.maddesinde yapılan değişiklik ise 26/04/2016 tarihinde gerçekleşmiştir. Değişen yeni genel şartların yürürlük maddesi olan C 11 e göre ” yeni genel şartların ancak bu tarihten sonra düzenlenecek poliçeler dolayısı ile uygulanabileceğinin ” öngörülmüş ve davamıza konu araç ile ilgili poliçe ise 10/01/2018 tarihinde düzenlenmiş olup, bu nedenle somut uyuşmazlıkta yeni trafik sigortası genel şartların uygulanması gerektiği kabul edilmiştir.
Dava dışı … adına trafikte kayıtlı olan … plaka sayılı otobüs için davalı … tarafından 10/01/2018 tarihinde kaza tarihi içinde koruma sağlar şekilde zorunlu karayolu trafik sigorta poliçesi düzenlenmiştir. 20.09.2018 günü saat 13.15 sıralarında sürücü … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı yolcu otobüsü ile Kırıkkale istikametinden Ankara istikametine seyir halinde iken kaza mahalline geldiğinde yavaşlayıp yolun sağında yolcu indireceği esnada otobüs içerisinde yolcu olarak bulunan davacı yolcu …’ın araçtan düşmesi neticesi davaya konu trafik kazaya neden olmuştur. Yukarıda anlatılan şekilde gerçekleştiği kabul edilen trafik kazasında 12/10/2020 tarihli Adli Tıp Raporunda da belirtildiği gibi, sigortalı araç sürücüsü …’ın sevk ve idaresindeki yolcu otobüsü ile seyri esnasında aracın kapılarını kapalı vaziyette kontrollü bir şekilde seyre çıkması, yolcuyu otobüsten indirmek için kurallara uygun şekilde aracını durdurup, akabinde gerekli ve yeterli şekilde kontrollerini yaptıktan sonra aracın kapılarını açması hususlara riayet etmeyip aracın kapılarını kapatmadığı, yolcunun inmek için merdiven basamaklarında bulunduğu esnada açık olan kapıdan yere düşmesi ile meydana gelen olayda %50 oranında kusurlu olduğu, davacı yolcu …’ın yolcu olarak bulunduğu otobüste kendi can güvenliği için kendi emniyeti için otobüs içerisinde bulunan demirlere gerekli ve yeterli şekilde tutunmadığı, otobüsün tamamen duruşa geçtikten sonra inmek için ayağa kalkması gerekirken açık vaziyetteki kapının merdivenlerinde beklediği,otobüs tamamen duruşa geçtikten sonra araçtan kurallara uygun şekilde inmesi gerekirken bu hususlara riayet etmeyip hareket halinde bulunan araçtan inmek istemesi esnasında düşmesi ile meydana gelen kazada %50 oranında kusurlu olacak şekilde yaralanma ile sonuçlanan trafik kazasına neden oldukları kabul edilmiştir.
Davacının olay nedeni ile çalışma gücü kaybına uğrayıp uğramadığının belirlenmesi için Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığından 09/04/2021 tarihli rapor alınmıştır. Kaza tarihinde yürürlükte olan Özürlü Ölçütü Sınıflandırılması ve özürlülere verilecek sağlık kurulu raporları hakkındaki yönetmelik, yasa ve diğer düzenleme hükümleri dikkate alınıp hazırlanan ve davacıda tanımlanan yaralanmalara uygun olduğu için hükme esas alınan bu raporlara göre, davacının % 50 oranında sürekli çalışma gücü kaybı oluşturup 12 ayda iyileşebilecek şekilde ve iyileşme süresi olan bir aylık dönem içerisinde bir başkasının bakımına muhtaç olacak şekilde yaralandığı kabul edilmiştir.
Davacının yaralanması ile sonuçlanan olay nedeni ile SGK tarafından davacıya rücuya tabi ödeme yapılmadığı bildirilmiştir.
Davacının talep edebileceği tazminat miktarının belirlenebilmesi için bilirkişiden 30/05/2021 tarihli rapor alınmıştır. Bu raporu ile davacının sürekli çalışma gücü kaybı nedeni ile oluşan zararının 271.660,73 TL, geçici iş göremezlik nedeni ile oluşan zararının 11.421,48 TL olduğu hesaplanmış, bu raporun hüküm kurmak için yeterli olduğu kabul edilmiştir. Bilirkişi raporu hazırlandıktan sonra davacı vekili 25/06/2021 tarihli bedel artırım dilekçesi ile sürekli ve geçici iş göremezlikten kaynaklanan zararlarını rapor ile belirlenen miktarlara yükseltep, bu miktarlarla ilgili eksik harcı tamamlamıştır.
Davalı taraf geçici iş göremezlikten kaynaklanan alacak talebinin poliçe kapsamında olmadığını ileri sürmüştür. 01/06/2015 tarihli yeni trafik sigorta genel şartlarının A-5-b bendine göre ” trafik kazası nedeni ile çalışma gücünün kısmen yada tamamen azalmasına bağlı GİDERLERİN sağlık teminatı kapsamında SGK nun sorumluluğunda olduğu” düzenlemesi yer almakla birlikte, maddenin içeriğinden anlaşılması gereken geçici iş göremezliğe bağlı zarar GELİR YOKSUNLUĞU OLMAMALIDIR. Maddede GİDERDEN BAHSEDİLMEKTE olup, geçici iş göremezliğe bağlı zarar KAZANÇ KAYBINI içermekte olup, bunun bir GİDER olduğunun kabulü mümkün değildir. Ayrıca 2918 sayılı yasanın 98.maddesinde SGK nun sorumluluğunun kapsamı ” Tıbbi tedavi ile sınırlı sağlık hizmeti gideri ” olarak belirlenmiş olup, geçici iş göremezlik zararının SGK nun sorumluluğunun kapsamını belirleyen 98.maddede de değişiklik yapılmadığı sürece SGK nun ödemesi gereken giderler arasında yer aldığını söylemek mümkün olmadığı için geçici iş göremezlikten kaynaklanan zararın sigorta şirketlerinin sorumluluğunda olduğu gibi kaza tarihinde yürürlükte olan poliçe genel şartları incelendiğinde poliçe kapsamında olmayan zararlar bölümünde geçici iş göremezlik zararının sayılmadığı, bu nedenle geçici iş göremezlik zararının poliçe kapsamında ve bedensel zararlar içerisinde yer alması nedeni ile davalı tarafından karşılanması gerektiği kabul edilmiştir.
Dava açılmadan önce başvuru yapılması 26/04/2016 tarihinde dava şartı haline getirilmiş olup, somut olayda dava açılmadan önce 19/02/2019 tarihinde yasal düzenlemeye uygun biçimde başvuru yapıldığı için dava şartı eksikliği olmadığı kabul edilmiştir.
Toplanan delilere göre ; Davalıya sigortalı araç sürücüsünün % 50 oranında kusurlu olacak şekilde neden olduğu trafik kazası sonucu davacının geçici ve sürekli çalışma gücü kaybı oluşturacak şekilde yaralandığı, her iki zarar türünün poliçe kapsamında yer aldığı, davadan önce yapılan 19/02/2019 tarihli başvurunun üzerinden 8 iş günlük sürenin tamamlanması üzerine 04/03/2019 tarihinde davalı yönünden temerrüdün gerçekleştiği, sigortalı aracın ticari kullanım için tescil edilmiş olması nedeni ile talep edilmesi gereken faizin ise avans faizi olması gerektiği kabul edilmiş, ancak geçici iş göremezlik nedeni ile oluşan zararının 11.421,48 TL olduğu hesaplanmış olmasına ve ıslahın bu miktar üzerinden yapılmasına ve kararın tam kabul olarak belirtilmesine rağmen kısa kararın yazımı sırasında geçici iş göremezlik zararı nedeniyle sehven 1 ve 2 rakamlarının yeri karıştılarak 11.412,48 TL olarak yazıldığı hükmün bu kısmının 11.421,48 TL olması gerektiği anlaşılmış hükmün bu kısmına ilişkin tashih yapılarak, aşağıdaki şekilde hüküm oluşturulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-11.412,48 TL geçici iş göremezlik tazminatı, 271.660,73 TL sürekli iş göremezlik maddi tazminatın 04/03/2019 tarihinden işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Bu karar nedeniyle alınması gerekli 19.337,35 TL harçtan peşin alınan 54,40 TL peşin, 963,46 TL ıslah harcı toplamı 1.017,86‬ TL’nin mahsubu ile bakiye 18.319,49‬ TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı iş bu davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince hesaplanan 28.265,75 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 2.794,46 TL yargılama giderinin (harçlar dahil) davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-HUAK 18A/13 maddesi ile HUAK yönetmeliği 26/2 maddesi gereğince yargılama giderlerinden sayılan 1.320,00 TL zorunlu arabuluculuk giderinin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
6-Taraflar tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana İADESİNE,
Dair, davacı vekili Av. Ahmet Avcı’nın yüzüne karşı, davalının yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.07/07/2021

Katip …
¸

Hakim …
¸TASHİH ŞERHİ

Hüküm fıkrasının 1. maddesinde; geçici iş görmezlik tazminatı 11.412,48 TL olarak yazılmış ise de; bu ibarenin sehven yazıldığı anlaşılmakla “11.421,48 TL geçici iş göremezlik tazminatı, 271.660,73 TL sürekli iş göremezlik maddi tazminatın 04/03/2019 tarihinden işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,” şeklinde tashihen düzeltildiği şerh olunur.30/07/2021