Emsal Mahkeme Kararı Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/267 E. 2021/77 K. 10.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
Türk Milleti Adına Yargılama Yapmaya ve Hüküm Vermeye Yetkili
ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

KARAR

ESAS NO : 2020/267 Esas
KARAR NO : 2021/77

DAVA : Tespit
DAVA TARİHİ : 16/09/2014
KARAR TARİHİ : 10/02/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİHİ : 02/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda, Mahkememizce verilen 14/10/2015 tarih ve 2014/694 E., 2014/624 K., sayılı kararı Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 23/10/2019 tarih ve 2019/991 E., 2019/4111 K., sayılı ilamıyla bozulması nedeni ile yapılan yargılama sonucunda;
DAVA:
Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki 15.11.2011 tarihli “genel imalat sözleşmesi” gereğince, konteyner, prefabrik yapılar, çelik konstrüksiyon ve her türlü imalat işlerinin işçilik kısmının sözleşmede öngörülen iki yıllık süre, birim fiyatlar ve diğer şartlarda sadece müvekkili tarafından yapılacağının kararlaştırıldığını; sözleşmenin 2/a maddesinde “…aynı işler için başka taşeronlarla da bu tür işler için bu tür sözleşmeler yapılamaz” maddesinin, devamında, “…taşeron işi yetiştiremeyeceğini şirkete yazılı olarak bildirir ise başka bir taşeron ile anlaşma yapılabilecektir…” denildiğini; davalının, 30.04.2012 tarihinden itibaren müvekkiline işi yaptırmadığını; davacı müvekkilinin kârdan mahrum kaldığını; taraflar arasında, 25.11.2011 tarihli “boya işçiliği sözleşmesi” gereğince 1000 adet 3×7 m. ebatlı yaşam konteynerlerinin “kapama” ve ek parçalarının …malzemesiz olarak boyanması ve tüm dış kapıların takılması ile termosifona montaj deliği açılması işçiliği KDV dâhil 130.000,00 TL bedel ile sözleşme yapıldığını; 01.01.2012 tarihine kadar işin tamamlanmasının kararlaştırıldığını; aynı süre içinde 500 adet parça boyasının yapıldığını; hiçbir sebep gösterilmeksizin kalan 500 adetin yaptırılmadığını; 10.12.2011 tarihli “işçilik sözleşmesi” gereğince, 1000 adet yaşam konteynerinin “tabanına süzgeç deliği açılması ve pencerelere damlalık takılması” işçiliği konusunda 17.000,00 TL+KDV bedelle sözleşme yapıldığını; işin 01.01.2012 tarihinde tamamlanmasının öngörüldüğünü; ancak bu süre içinde sözleşme ile kararlaştırılanların yarısı olan 500 adet imalat yaptırıldığını, 500 adedin ise yaptırılmadığını; müvekkilinin, 25.11.2011 tarihli sözleşme kapsamında 05.01.2012 tarihinde 20.000,00 TL iş avansı talep ettiğini, davalının istemi kabul ederek müvekkilinden 30.000,00 TL bedelli, düzenleme ve vade tarihi yazılı olmayan teminat senedi almış olduğunu; bu sebeplerle, 15.11.2011 tarihli “genel imalat sözleşmesine” uyulmaması nedeniyle mahrum kalınan kâr toplamının şimdilik 1.000,00 TL belirsiz kârın tespitini; 25.11.2011 tarihli “boya işçiliği sözleşmesine” uyulmaması nedeniyle mahrum kalınan kâr toplamının şimdilik 1.000,00 TL belirsiz kârın tespitini; 10.12.2011 tarihli “işçilik sözleşmesine” uyulmaması nedeniyle mahrum kalınan kâr toplamının şimdilik 1.000,00 TL belirsiz kârın tespitini; 25.11.2011 tarihli sözleşme kapsamında tarihi boş bırakılarak 20.000,00 TL iş avansı karşılığında 30.000,00 TL bedel yazılıp verilen teminat senedinin üzeri doldurulmak suretiyle kambiyo senedi vasfı kazandırılıp (15.08.2012 tanzim, 31.12.2012 vade tarihi kaydedilerek) … Müdürlüğü’nün … sayılı dosyası ile takibe konulan dosyadan borçlu olmadığının tespiti ile %20 tazminata hükmedilmesini, tespit edilen alacaklara hak ediş tarihleri itibariyle avans faizi uygulanmasına, karar verilmesini, talep ve dava etmiştir.

CEVAP:
Davalı vekili, cevap dilekçesinde kısaca; 15.11.2011 tarihli olarak yazılan “genel imalat” sözleşmesinin 15.12.2011 tarihli ve çerçeve sözleşme olduğunu; sözleşmeyle göre iş emri olmayan hiçbir imalata başlanmayacağı düzenlemesi bulunduğunu; müvekkili şirket ile …. arasında …’da meydana gelen deprem nedeniyle imzalanan 10.11.2011 tarihli sözleşme ile 1000 adet yaşam konteynerlerini 09.01.2012 tarihine kadar 60 günde teslim etmeyi taahhüt ettiğini; ancak sürenin çok kısa olması sebebiyle sözleşmede bahsi geçen cezanın daha fazla artmaması için … Derneği’nden 13.12.2011 tarih ve 2586 sayılı yazı ile ek süre verilmesi veya 500 adet konteynır işinin iptal edilmesinin talep edildiğini; …’ının 500 adet (3×7) mt. özel projeli konteyner imalatı işini iptal ettiğini; farklı firmalara yaptırılan işin olmaması sebebiyle davacının kâr payı alacağının bulunmadığını; taraflar arasında yapılan 15.12.2011 tarihli “genel imalat sözleşmesinin 10. maddesinde; “tarafların sui taksiri haricinde işin başlatılmaması, durdurulması veya mücbir sebeplerle işyerinde çalışmaların durması halinde işbu sözleşme kendiliğinden münfesih olur. İnfisah durumunda taraflar karşılıklı zarar, ziyan ve kâr mahrumiyeti talebinde bulunamazlar” şeklinde düzenleme olduğunu; … tarafından iptal edilen 500 konteynır imalatı nedeniyle sözleşme kapsamındaki işlerin durduğunu ve bu nedenle sözleşmenin kendiliğinden sonlandığının açık olması ve bu sebeple tarafların birbirinden zarar, ziyan ve kâr mahrumiyeti talebinde bulunamayacağını; müvekkili şirket ile … … arasındaki sözleşmelerin konusunun … tarafından kısmen iptal edilen imalatları kapsadığından kısmi ifa imkansızlığı söz konusu olduğunu; kısmî ifa imkansızlığının meydana gelmesinde müvekkiline izafe edilecek herhangi bir kusur bulunmadığını; davacıya … Etimesgut Şubesinden 05.01.2012 tarihli 20.000,00 TL (faizi alınmak kaydıyla) ödemeye devam eden süreçte yapılan işlerden mahsup edilmek üzere avans verildiğini; davacının iş avansı karşılığı 31.12.2012 vadeli 30.000,00 TL bedelli senedi verdiğini; davacı tarafından 15.08.2012 düzenleme tarihli 31.12.2012 vadeli 30.000,00 TL bedelli senedin, avans faiz oranları ile hesaplanarak 20.000,00 TL için avans faizi ile birlikte karşılık gelmek üzere oluşturulduğunu; bu nedenle davanın reddi ile tazminata hükmedilmesini, savunmuştur.

DELİLLER :
1-Sözleşmeler ve eki evrak,
2-Bilirkişi raporları,
3-Tüm dosya münderecatı,

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKÎ NİTELENDİRME :
Dava, sözleşmeler kapsamında alacak ve verilen senetten dolayı borçlu bulunmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Taraflar arasında, 15.12.2011 tarihli “genel imalat sözleşmesi”; 25.11.2011 tarihli “boya işçiliği sözleşmesi” ve 10.12.2011 tarihli “işçilik sözleşmesi” düzenlendiği, konusunda ihtilâf bulunmamaktadır.
Davacı, sözleşmeler kapsamında işin yaptırılmamasına bağlı olarak meydana gelen kâr kaybı ile verdiği bononun bedelsizliğine bağlı menfi tespit isteminde bulunmakta; davalı ise, ifa imkansızlığına bağlı olarak davanın reddini savunmaktadır.
İhtilâf; sözleşmeler kapsamında davacının talep edebileceği alacak bulunup bulunmadığı ve varsa miktarı ile bonodan dolayı borçlu olup olmadığı ve varsa miktarı, konusunda toplanmaktadır.
Tüm deliller toplanmış; taraf vekillerinin iradeleri tutanağa yansıtılmış, bilirkişi görüşleri alınmıştır.
Tüm dosya kapsamından; davalı ile dava dışı … Derneği arasında 10.11.2011 tarihli sözleşme ile KDV hariç 11.350.000,00 TL bedelle 09.01.2012 tarihine kadar teslimi üstlenilen 1.000 adet yaşam konteynerinin imalatının bir kısım işçiliklerinin yapımı için, davalı ile davacı arasında 15.12.2011 tarihli “genel imalat sözleşmesi” isimli çerçeve sözleşme akdedildiği; bu çerçeve sözleşme doğrultusunda 25.11.2011 tarihli 1000 adet konteynerinin elektrostatik fırın boya malzemelerinin boya işçiliğinin 130.000,00 TL bedelle yapımı ve 01.01.2012 tarihine kadar tesliminin davacı tarafından üstlenildiği; ayrıca 10.12.2011 tarihli sözleşme ile davacı taşeronun 3×7 m. ebatlı yaşam konteynerlerinin tabanına süzgeç deliği açılması ve pencerelere damlalık takılması ve 01.01.2012 tarihine kadar teslimi için 17.000,00 TL bedelle işçilik sözleşmesi yapıldığı; bu dönemde 500 adet konteyner parçalarının boya işçiliğinin ve 500 adet yaşam konteynerlerinin tabanına süzgeç deliği açılması ve pencerelere damlalık takılması işinin davacı tarafından tamamlandığı; fakat 500 adet konteynerlerde imalatların yapılmadığı konusunda çekişme bulunmamaktadır.
Yanlar arasındaki ihtilâf bakiye imalat nedeniyle kâr kaybı ve 30.000,00 TL bedelli senetten dolayı borçlu bulunup bulunmadığı, yönlerine ilişkindir.
Taraflar arasındaki 15.12.2011 tarihli genel imalat sözleşmesinin 2/a maddesinde; “…şirket gerekli durumlarda aynı işler için başka taşeronlarla da bu tür işler için bu tür sözleşmeler yapamaz…” şeklindedir.
Davalı şirket tarafından dava dışı …’ına yazılan 13.12.2011 tarihli yazıda özetle; …belirlenen sürede 1000 adet konteyneri üretmelerinin mümkün olmadığını, konteyner yapan diğer firmalarla yapılan görüşmelerde hepsinin dolu olduğunu ve fason konteyner imalatı yapamayacaklarını …” bildirdiği; sözleşme hükmünden, davalı şirketin anılan işleri bir başkasına vermesi ya da işin yapımından mücbir bir sebep olmaksızın vazgeçmesinin mümkün olamayacağı, kanaatine varılmıştır.
BK m.408 uyarınca; “işveren, işgörme ediminin yerine getirilmesini kusuruyla engellerse veya edimi kabulde temerrüde düşerse, işçiye ücretini ödemekle yükümlü olup, işçiden bu edimini daha sonra yerine getirmesini isteyemez. Ancak, işçinin bu engelleme sebebiyle yapmaktan kurtulduğu giderler ile başka bir iş yaparak kazandığı veya kazanmaktan bilerek kaçındığı yararlar ücretten indirilir” şeklinde yasal düzenleme mevcuttur.
Bu sebeple, BK m.408 gereğince 500 adet kenteynerle ilgili kâr kaybı talebi, haklılık taşımaktadır.
Bilirkişiler kurulunun 13.10.2014 tarihli raporlarında kısaca; davacının davalıdan bakiye 500 adet konteyner imalatında elektrostatik boya ve buna bağlı imalatların davacıya yaptırılmaması sebebiyle talepte haklı olduğu kâr kaybı tutarının 3.250,00 TL olduğunu; bu miktara dava tarihinden itibaren faiz uygulanmasının gerekeceğini; davacının davalıdan aldığı 20.000,00 TL’lik avansa karşılık davalıya 30.000,00 TL tutarında senet verdiğini; davacının aldığı avansı ödemelerden mahsup edilmemesi sebebiyle davalının avas tutarı olan 20.000,00 TL’lik senedin tahsili işleminde haklı olacağını; buna göre davaya konu senedin 10.000,00 TL’lik kısmının bedelsiz kaldığını ve davacının anılan senedin 10.000 TL’lik kısmının ve eklentileri sebebiyle davalıya borçlu bulunmadığını, rapor ettikleri, gözlenmiştir.
Davacı vekili, bilirkişilerin sözleşmelerden sadece birini dikkate alarak hesaplama yaptığını ve diğer yönlere ilişkin itirazlarını dile getirmiş; davalı yanın da itirazları bulunmakla ek rapor alınmıştır.
Bilirkişiler kurulunun 20.04.2015 tarihli ek raporlarında kısaca; 25.11.2011 tarihli boya işçiliği sözleşmesinden dolayı kâr kaybının 3.250,00 TL; 10.12.2011 tarihli işçilik sözleşmesinden dolayı kâr kaybının 501,50 TL; bonodan dolayı 6.488,90 TL sorumlu bulunmadığını, mütalaa ettikleri gözlenmiştir.
Dosya arasında bulunan … Müdürlüğü’nün … E. sayılı takip dosyasında; 30.000,00 TL asıl alacak, 873,49 TL işlemiş faiz ve 90,00 TL komisyon ücreti olmak üzere 30.963,49 TL alacak üzerinden takibe geçildiği görülmektedir.
Mahkememizce verilen 14/10/2015 tarih ve 2014/694 E., 2014/624 K., sayılı gerekçeli kararı Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 23/10/2019 tarih ve 2019/991 E., 2019/4111 K., sayılı ilamıyla “….Bu durumda mahkemece, davacı yüklenici taşerona verdiği 20.000,00 TL avans kendisine geri ödenmediğinden teminat olarak düzenlenen bononun ödenmeyen 20.000,00 TL avans miktarinca tahsilini talep etmekte haklı ise de, kalan 10.000,00 TL’lik kısmını talep etmekte haklı olmadığından ve iade edilmeyen avansla ilgili takipten önce taşeron temerrüde düşürülmediğinden menfi tespit isteminin 10.000,00 TL üzerinden kısmen kabulüne ve hesaplanan 25.11.2011 ile 10.12.2011 tarihli sözleşme nedeniyle kâr kaybı alacaklarının tahsiline karar verilmesi gerekirken avans alacağı ile ilgili taşeronun temerrüde düşürülmediği ve sözleşmede avansın verilme tarihinden itibaren faiz uygulanmasına dair hüküm bulunmadığı halde yanlış değerlendirme ile menfi tespit davasında yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, kararın bozulması uygun görülmüştür….” denilmek suretiyle bozularak mahkememize gönderilen dosya Yargıtay bozma ilamına uyulmasına karar verilerek mahkememizin yukarıdaki esasına kayıt edilerek yargılamaya devam olunmuştur.
Sonuç itibariyle; davacının, takip konusu edilen senetten dolayı, 10.000,00 TL, borçlu bulunmadığı saptanmıştır. Fazlaya ilişkin olan 20.000,00 TL asıl alacak, yönünden istem reddedilmelidir.
15.12.2011 tarihli “genel çerçeve sözleşmesi” yönünden açılan davada, koşullar ve yükümlülük bulunmadığından istemin; 10.12.2011 tarihli “işçilik sözleşmesi” yönünden ise fazlaya ilişkin istemin, reddi gerektiği, faiz istemleri yönünden taşeronun temerrüde düşürülmediği dikkate alınarak dava tarihinden avans faizi yürütülmesi kanısına varılmıştır.
Tarafların tazminat istemlerinin yasal koşullarının bulunmaması nedeniyle reddi gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan yasal ve hukuksal olgu göz önüne alınarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1.-15.12.2011 tarihli “genel çerçeve sözleşmesinden” dolayı açılan davanın reddine,
2.-25.11.2011 tarihli “boya işçiliği sözleşmesi” nedeniyle 1.000,00 TL’nin 25/12/2013 tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3.-10.12.2011 tarihli “işçilik sözleşmesi” nedeniyle, 501,50 TL’nin 25/12/2013 tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine; fazlaya ilişkin istemin reddine,
4.-Menfi tespit davası yönünden; davalının, … Müdürlüğü’nün … E. sayılı takip dosyası dayanağı 15.08.2012 düzenleme tarihli, 31.12.2012 vade tarihli, 30.000,00 TL bedelli bonodan dolayı; davacının davalıya 10.000,00 TL yönünden borçlu olmadığının tespitine; fazlaya ilişkin istemin reddine,
5.-Koşulları bulunmayan tazminat isteminin reddine,
6.-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince, alınması gereken 785,67 TL karar ve ilâm harcından peşin alınan 604,3‬0 TL’nin mahsubu ile kalan 181,37‬ TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
7.-Davacı tarafından yapılan 1.855,18 TL yargılama giderinden davanın kabul ve ret oranına göre takdiren 628,24 TL’si ile 24,30 TL başvurma, 24,30 TL peşin harç ve 580,00 TL tamamlama harcı toplamı 1.256,84 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, artan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
8.-Davalı tarafından yapılan 4,10 TL vekalet tasdik harcı ile 28,43 TL yargılama gideri toplamı 32,53 TL’nin davanın red ve kabul oranına göre takdiren 21,51 TL’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, artan kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
9.-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca, davacı yararına hesaplanan 4.080,00 TL maktu vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
10.-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca, davalı yararına hesaplanan 4.080,00 TL maktu vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
11.-Taraflar tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider/delil avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
Dair, davacı vekili Av. ….’nin yüzüne karşı, davacı tarafın yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde Yargıtay nezdinde temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
10/02/2021

Katip …
¸

Hakim …
¸

Not : Bu evrak 5070 sayılı Elektronik imza yasası kapsamında imzalanmıştır.