Emsal Mahkeme Kararı Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/26 E. 2021/32 K. 26.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANKARA
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/26
KARAR NO : 2021/32
Türk Milleti Adına Yargılama Yapmaya ve Hüküm Vermeye Yetkili
ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR

ESAS NO : 2020/26
KARAR NO : 2021/32

KÂTİP :

2-

DAVA : Şirket hisselerinin devrine ilişkin sözleşmenin iptali ile payların davacıya ait
olduğuna hükmedilmesi veya hisse bedelinin tahsili
DAVA TARİHİ : 14/01/2020
KARAR TAR. : 26/01/2021
KARAR YAZ. T. : 10/02/2021

Mahkememize tevzi edilen istem dilekçesi, Mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydı yapıldı.

DAVA:
Davacı, dava dilekçesinde özetle; davalı şirkete ait 1.000,00’er TL A grubu paydan 2275 adet paya sahip olduğunu; davalı şirketin, nama yazılı 2275 adet payını usul ve yasaya aykırı olarak davalı … …’a devrettiğini; her ne kadar yazılı bir temlik sözleşmesi imzalanmış, noter tarafından onaylanmış ve aynı zamanda karar da alınarak tescil ve ilân edilmiş ise de payların devrinin hükümsüz olduğunu; çünkü 25/12/2018 tarihli genel kurul toplantısında gündeme bağlılık gereği gündem maddeleri dışındaki hisse devrinin müzakere edilmiş olduğunu; payların devri geçerli kabul edilse dahi bedelinin ödenmesinin gerektiğini; pay devri konusunda iradede esaslı yanılma bulunduğunu; şirket hisselerini istemediği hâlde devretmek zorunda bırakıldığını, bu sebeple, davalı … Yol Yapım İnş. San. ve Tic. A.Ş.’nin A grubu 2275 hissesinin davacıya ait olduğuna hükmedilmesine, aksi halde 2.275.000,00 TL hisse devri bedelinin davalılardan tahsiline karar verilmesini, talep ve dava etmiştir.

YANIT:
Davalılar vekili yanıt dilekçesinde kısaca; hisse devir sözleşmesinin taraflarca usulüne uygun olarak düzenlendiğini; devir bedelinin davacıya ödendiğinin sözleşmede yazılı olduğunu ve pay defterine işlendiğini; bu sebeple, davanın reddine karar verilmesini, savunmuştur.

DELİLLER:
-Davalı şirkete ait ticaret sicili bilgileri, şirkete ait defterler ve eki evrak,
-Hisse devir sözleşmesi, ekleri,
-Pay defteri örneği
-Arabulucu tutanağı
-Tüm dosya münderecatı

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKÎ NİTELENDİRME:
Dava, anonim şirket pay devrine ilişkin sözleşmenin iptali ile payların kendisine aidiyetine hükmedilmesi, olmadığı takdirde pay bedellerinin tahsili, istemlerine ilişkindir.
Davalı … Yol Yapım İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş., Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğünün (…) numarasında kayıtlı ve “…ANKARA” adresinde aktif faaliyettedir.
Dosyada yer alan “… Yol Yapım İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş. Hisse Devri Sözleşmesi” örneğine göre devir alan … ile devir eden …’ın; … Yol Yapım İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş.’nin nama yazılı 2275 paya karşılık 2.275.000,00 TL tutarlı sermaye hak ve hissesinin tamamını 2.275.000,00 TL bedel ile satışı konusunda anlaştıkları, devir eden …’ın 2275 pay hisselerinin tamamını Türkan’a aktif ve pasifi ile nominal değeri üzerinden devir ettiği, devir bedelini (bugün) haricen nakden ve peşinen tahsil ettiğini, bu hususta bir alacağı kalmadığını beyan ve kabul ettiği, anlaşılmıştır. Sözleşmede isimler altında imza bulunmaktadır. İmzaya itiraz ileri sürülmemiştir.
Davacı, dava dilekçesinin birinci sayfasında şöyle demektedir: “…Her ne kadar yazılı bir temlik sözleşmesi imzalanmış ve noter tarafından onaylanmış, aynı zamanda da karar alınarak tescil ve ilânı da gerçekleşmiş olsa bile payların devri hükümsüzdür. Çünkü, Ankara ….Noterliğinin 25/12/2018 tarih ve …. yevmiye numarası ile tasdik edilen olağanüstü genel kurul tutanağında belirlenen gündem maddeleri dışında yani gündeme bağlılık ilkesi ihlâl edilerek gündemde bulunmayan maddelerden olan hisse devri müzakere edilmiştir. Bu nedenle (…) usul ve yasaya aykırı olmakla hüküm doğurmayacaktır. Hal böyle olunca pay defterine işlenip işlenmemesi önem arz etmemekle birlikte hükümsüz olan pay devrine dayanılarak hak iddiasında bulunulamaz.”
Dosyada yer alan davalı şirket yönetim kurulunun aldığı 18/12/2018 tarih ve (3) sıra nolu kararda: “Şirket ortaklarımızdan …’ın 2275 paya karşılık 2.275.000,00 TL tutarındaki hissesini … T.C. Numaralı ….ANKARA adresinde ikamet eden …’a devir etmesine” ilişkindir. Kararda …’ın da imzası mevcuttur. Keza yönetim kurulunun aynı tarih ve (4) nolu kararı hisse devrine ilişkindir ve yine …’ın imzası bulunmaktadır.
Hemen belirtmek gerekir ki bu kararların alındığı tarihler itibariyle davacı … tarafından yargı yoluna başvurulmamış, kararların usulsüzlükleri, iptalleri ileri sürülmemiştir. Kararlar imzası bulunan davacı … için de bağlayıcıdır.
İhtilâf, davalı … Yol Yapım İnş. San. ve Tic. A.Ş.’nin A grubu 2275 hissesinin davalı …’a devrine ilişkin sözleşmenin iptalinin koşullarının bulunup bulunmadığı; iptali koşullarının bulunmaması durumunda bedellerin tahsili isteminin yerinde olup olmadığı ve varsa tutarı konularından ibarettir.
Dava iki talepten oluşmaktadır. Bunlar: a)Hisse devir sözleşmesinin iptali ile payların aidiyeti, b)Hisse devir bedelinin tahsili
Hisse devir kararlarının alındığı tarihler itibariyle davacı tarafından yargı yoluna gidilmemiştir. Kararlar imzası bulunan davacı … için de bağlayıcıdır.

Davacı, hisse devir sözleşmesinin iradesindeki esaslı yanılmaya dayalı olduğunu ileri sürmüştür.
TBK’nın 39’uncu maddesinde, yanılma veya aldatma sebebiyle ya da korkutulma sonucunda sözleşme yapan taraf, yanılma veya aldatmayı öğrendiği ya da korkutmanın etkisinin ortadan kalktığı andan başlayarak bir yıl içinde sözleşme ile bağlı olmadığını bildirmez veya verdiği şeyi geri istemezse, sözleşmeyi onamış sayılır. Somut olayda davacı tarafça davalıya bir yıllık süre zarfında irade açıklaması ile bağlı olmadığına dair beyanı olmadığına göre bu talep hakkı bir yıllık hak düşürücü süre nedeniyle düşmüştür.
Davacı, somut bir korkutulmadan söz etmemektedir. Kaldı ki aynı gerekçe ile davacının varsa korkutulma iddiasını da baskı ve tehditin kalktığı tarihten itibaren bir yıl içinde ileri sürmesi gerekirdi. Aldatmaya ilişkin bir sav ileri sürülmemiştir. Dolayısıyla özetlenen gerekçelerle davacının iddiasına göre yanılma sebebiyle sözleşme ile bağlı olunmadığına dair irade beyan açıklamaları işlem tarihinden itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde dile getirilmediğinden, davanın reddine karar verilmiştir. Davacının, değerler arasında aşırı nispetsizlik iddiasında bulunmadığı, bilakis 2.275.000,00 TL’nin tahsilini istediği de dikkatten kaçırılmamalıdır.
Davacının diğer istemi, 2.275.000,00 TL hisse devir bedelinin alınmadığına yöneliktir. Dosyada yer alan “… Yol Yapım İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş. Hisse Devri Sözleşmesi”nde şunlar yazılıdır: “…. Yol Yapım İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş.’nin nama yazılı 2275 paya karşılık 2.275.000,00 TL tutarlı sermaye hak ve hissesinin tamamını 2.275.000,00 TL bedel ile (…) …’a bugünkü tarih itibariyle bütün aktif ve pasifi ile nominal değeri üzerinden devir ettim. Devir bedelini bugün haricen nakden ve peşinen tahsil eyledim. Bu hususta bir alacağımın kalmadığını (…) beyan, kabul ve taahhüt ederim.” dolayısıyla davacı, kendi imzasını taşıyan hisse devir sözleşmesinde 2275 paya karşılık 2.275.000,00 TL’yi nakden ve peşinen aldığını ikrar etmektedir. Şimdi bu beyanın aksinin yazılı delillerle davacı tarafından kanıtlanması gerekir. Başka bir deyişle kanıt yükü davacıdadır (TMK m.6; HMK m.190, f.1). Davacı, iddiasını, yasal ve yazılı delille kanıtlayamamıştır. Dava dilekçesinde dayanıldığından yemin önerisi hatırlatılmış, davacı yemin deliline dayanmıştır.
Davalılar vekili yemin önerisini kabul etmiştir. Hisse devir bedelinin ödenmesi savı davalı …’a ilişkindir. Mahkememizce, 03/12/2020 tarihli duruşma dışı ara kararı ile yemin metni düzenlenmiş ve 26/01/2021 tarihli oturumda davalı …’a yemin ettirilmiştir. Anılan davalı; “… Yol Yapım İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş. Hisse Devri Sözleşmesine göre; devir alan … olarak, devir eden …’a, … Yol Yapım İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş.’nin nama yazılı 2275 payına karşılık 2.275.000,00 TL satış bedelini tamamen ödediğimi, namusum, şerefim ve kutsal saydığım tüm inanç ve değerler üzerine yemin ederim” şeklinde yemin etmiştir. Davalı …’a, HMK m.238/(1) gereğince, yemin beyanı yüksek sesle okunmuş ve sorulduğunda, beyanında ısrar ettiğini bildirmiş, yanıtı tutanağa kaydedilmiştir.
Somut olayda; davacı, hisse devir bedelinin ödenmediği savını yasal ve yazılı delillerle ispatlayamamış olduğundan, davanın reddine karar verilmelidir.
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A maddesinin 11’inci bendi gereğince; taraflardan birinin geçerli bir mazeret göstermeksizin ilk toplantıya katılmaması sebebiyle arabuluculuk faaliyetinin sona ermesi durumunda toplantıya katılmayan taraf, son tutanakta belirtilir ve bu taraf davada kısmen veya tamamen haklı çıksa bile yargılama giderinin tamamından sorumlu tutulur. Ayrıca bu taraf lehine vekâlet ücretine hükmedilmez. Somut olayda, davalılar arabulucuk toplantısına katılmadıklarından arabuluculuk faaliyetine son verilmiştir. Bu nedenle, dava reddedilmekle birlikte, yargılama giderlerinden davalılar sorumlu tutulmalı ve vekâlet ücretine hükmedilmemelidir.
Yukarda açıklanan yasal ve hukuksal olgu göz önüne alınarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlere, kararın dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, dosyadaki delillere ve Kurul’un takdirine göre;
1.-Davanın reddine,
2.-492 sayılı Harçlar Kanunu uyarınca, alınması gereken 54,40 TL başvurma harcı ve 59,30 TL maktu karar ve ilâm harcının davalılardan alınarak Hazineye irat kaydına,
3.-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A maddesinin 11’inci bendi gereğince; davacı tarafından yapılan 19,00 TL yargılama giderinin davalılardan alınarak, davacıya verilmesine,
4.-HMK. 333/1 gereğince harcanmayan gider avansının hüküm kesinleştiğinde davacıya iadesine,
5.-Davalılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6.-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A maddesinin 11’inci bendi gereğince, davalılar yararına vekâlet ücreti tayinine yer olmadığına,
7-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A maddesinin 13’üncü bendi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmelik’inin 26’ıncı maddesinin ikinci fıkrası uyarınca; Bakanlık bütçesinden ödenen ve yargılama giderinden sayılan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalılardan tahsiline, bu konuda, 6183 sayılı Kanuna göre harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,
Dair, davacı …, davacı vekili Av. … ile davalı … ve davalılar vekili Av. …’nın yüzlerine karşı; kararın, tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’nde İstinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile 26/01/2021 tarihinde verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Başkan-… Üye-… Üye-… Kâtip-
¸ ¸ ¸ ¸