Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
ANKARA
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/241
KARAR NO : 2021/669
Türk Milleti Adına Yargılama Yapmaya ve Hüküm Vermeye Yetkili
ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR
ESAS NO : 2020/241
KARAR NO : 2021/669
DAVA : Menfi Tespit, Sözleşme Hükmünün İptali ve İstirdat
DAVA TARİHİ : 10/06/2020
KARAR TARİHİ : 26/10/2021
KAR. YAZ. TAR. : 09/11/2021
Mahkememizin tevzi edilen ve yukarıdaki numarasına kaydı yapılan dosyanın incelenmesi sonucunda:
DAVA:
Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; davacı şirket ile davalı … arasında imzalanan 13/01/2012 tarihli “RES Katkı Payı Anlaşması”nın değişen koşullara uyarlanması, muarazanın meni ile anlaşma hükümlerin aykırı olarak tahakkuk ettirildiği iddia edilen 16/01/2019 tarihli ve TEA 2019015800021 nolu 2019 yılı RES katkı payı bedeli faturası nedeniyle ihtirazi kayıtla ödenen 1.328.971,14 TL’nin, ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini, talep ve dava etmiştir.
YANIT:
Davalı vekili, yanıt dilekçesinde kısaca; davada idarî yargının görevli olduğunu ileri sürmüş ve esasa ilişkin savunmalarını yapmıştır.
DELİLLER :
1-13/01/2012 tarihli “RES Katkı Payı Anlaşması” ve ekleri,
2-Fatura ve ekleri,
3-Tüm dosya münderecatı,
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKÎ NİTELENDİRME :
Dava, taraflar arasındaki 13/01/2012 tarihli “RES Katkı Payı Anlaşması” kapsamında davalı idare tarafından düzenlenen faturadaki katkı payı tutarının anlaşmaya aykırı hesaplandığı savına dayalı 1.328.971,14 TL’nin tahsili, istemine ilişkindir.
Davacı ile davalı arasında 13/01/2012 tarihli “RES Katkı Payı Anlaşması” imzalandığı konusunda herhangi bir uyuşmazlık bulunmamaktadır.
Davalı idare vekili, yargı yolu itirazı ileri sürmüş ve Mahkememizce görev itirazı reddedilmiştir.
Davalı idare vekili olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılması için Danıştay Başsavcılığına başvurmuş ve Danıştay Başsavcısının “… Genel Müdürlüğünce kamu hukuku alanında, kamu gücüne dayalı, re’sen ve tek yanlı tesis edilen işleme karşı açılan davanın RES Katkı Payı bedelinin tazminine yönelik kısmının yargısal denetiminin, idarî yargıda yapılması gerektiği” görüşüyle, 2247 sayılı Kanun’un 10.maddesi uyarınca olumlu görev uyuşmazlığı çıkartmıştır.
Olumlu görev uyuşmazlığının çıkartılması nedeniyle dosya karar mercii olan Uyuşmazlık Mahkemesine yollanmıştır.
Uyuşmazlık Mahkemesinin 03/05/2021 tarih, 2021/225 E., 2021/313 K. sayılı kararında: “(…)
14.Dava, davacı ve davalı arasında imzalanan 13/01/2012 tarihli rüzgar katkı bedeline ilişkin sözleşmeye (RES Katkı Payı Anlaşması) aykırı fatura düzenlediği ve davacının fahiş ve hatalı hesaplanan faturaları ödemek zorunda bırakıldığından bahisle, muarazanın men-ine, bu mümkün değilse sözleşmenin uyarlanmasına, her iki durumda da, fazla ödendiği belirtilen bedelin ödeme tarihi itibariyle ticari işlerde uygulanan en yüksek avans faizi ile birlikte istirdatı istemleriyle açılmıştır.
15. Tüm dosya kapsamı ve özetlenen mevzuat hükümleri çerçevesinde sonuç olarak; … tüzel kişiliğe sahip, özel hukuk hükümlerine tabi, faaliyetlerinde özerk ve sorumluluğu sermayesi ile sınırlı bir iktisadi devlet teşekkülüdür. Üstün ayrıcalıklara sahip olan ve yükümlülükler rejimine tabi tutulan, sorumluluğu ile denetimi bir kamu otoritesi tarafından üstlenilen kamu hizmeti niteliğindeki elektrik iletim faaliyetini yürüten davalı … Genel Müdürlüğü ile davacı şirket arasında yukarıda alıntılanan yönetmeliğe dayanarak düzenlenen katkı payı anlaşmasının idari sözleşme niteliği tartışmasız olduğu gibi, verilen yetkinin kullanımı sırasında kamu gücüne dayalı, re’sen ve tek yanlı olarak tesis edilen işleme karşı açılan davada RES katkı payının tazminine yönelik kısmı bakımından uyuşmazlığın görüm ve çözümünde İdari Yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır.
16. Yukarıda belirtilen hususlar göz önünde bulundurularak, Danıştay Başsavcısının başvurusunun kabulü ile Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 09/02/2021 tarihli ve E.2020/241 sayılı görevlilik kararının kaldırılması gerektiği düşünülmektedir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Davanın çözümünde İDARİ YARGI YERİNİN GÖREVLİ OLDUĞUNA, (…)”
Kararı verilmiştir. İş bu karar kesin olup Mahkememizi bağlayıcıdır. Kararla birlikte Mahkememizin ‘görevlilik kararı’ kaldırılmıştır. Bu sebeple, 6100 sayılı HMK’nın 114/1-b maddesine göre dava şartı olan “yargı yolunun caiz olmaması” nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan yasal ve hukuksal olgu göz önüne alınarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlere, kararın dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, dosyadaki kanıtlara ve Kurul’un takdirine göre;
1.-Dava şartı olan “yargı yolunun caiz olmaması” nedeniyle, HMK’nın 114/(1)-b ve 115/(2). maddeleri uyarınca davanın usulden reddine,
2.- 492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince, alınması gereken 59,30 TL karar ve ilâm harcından, peşin alınan 22.695,51 TL harçtan indirilerek artan 22.636,21 TL harcın, karar kesinleştiğinde istemi ve başvurusu halinde davacıya iadesine,
3.-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4.-HMK m.333/1 uyarınca harcanmayan gider avansının hüküm kesinleştiğinde davacıya iadesine,
5.-Davalı tarafından yapılan 250,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6.-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca, davalı yararına hesaplanan 4.080,00 TL maktû vekâlet ücretinin davacıdan alınarak, davalıya verilmesine,
Dair, davacı vekili …’ın yüzlerine karşı; kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere 26/10/2021 tarihinde oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup, usûlen anlatıldı.