Emsal Mahkeme Kararı Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/234 E. 2021/448 K. 29.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/234 Esas
KARAR NO : 2021/448

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 29/12/2010
KARAR TARİHİ : 29/06/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 12/07/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Asıl davada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin 15/12/1995 tarihli Bakanlar Kurulu Kararı ile Monako Prensliğinde kurulduğunu, daha sonra sermayesinin tamamının T.C. Hazine Müsteşarlığına ait bir anonim şirket olan … Uydu Haberleşme Kablo TV ve İşletme A.Ş.’ye devredildiğini, müvekkili şirketin müşterilerine uydu üzerinden haberleşme hizmeti sunduğunu, bu çerçevede 01/12/2008 tarihinde imzalanan ” uydu iletişim sözleşmesi ” ile davalı şirkete uydu kapasitesi sağlandığını, davalı şirketin hizmet karşılığı aylık 97.500 USD ödemek yükümlülüğünde olduğunu, müvekkili şirketin edemini yerine getirmesine rağmen davalının ödeme yükümlülüğünü aksattığını, davalıdan 94.101,33 USD alacakları bulunduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000,00 TL’nin davalıdan alınarak müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen davada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 07.08.2007 tarihinde aylık 65.000 ABD doları bedelli müvekkili şirket ile davalı arasında 2 defa birer yıllık talebe göre uzatılabilir bir yayın sözleşmesi imzalandığını, … uydusundan frekans kiralandığını, müvekkilinin tüm edimlerini yerine getirdiğini, sözleşme bitim tarihinden 3 ay önce davalıya sözleşmenin uzatılacağına dair irade beyanını bildirdiğini buna rağmen davalının sözleşmeyi uzatmayacağını 29.07.2008 tarihli mektup ile bildirdiğini, müvekkilinin sözleşmenin feshi ile mağdur olduğunu, müvekkilinin fazla ödemelerden dolayı davalıdan alacaklı olduğunu müvekkiline kusur atfedilemeyeceğini belirterek, mahkememizin 2010/813 esas sayılı dosyası ile görülmekte olan davaya karşı dava olarak açılan iş bu davanın kabulüyle, sözleşme dışı fazla ödenen bedel ve faizinin, sözleşmenin uzatılmaması nedeniyle uğranılan zararın hesaplanarak davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Asıl davada davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 1 yıl süreli olup 07/08/2007’de başlayıp 07/08/2009’da sona erdiğini, sözleşme şartına uygun olarak, sözleşmenin taraflarınca uzatılacağına dair irade beyanlarının sözleşmenin bitim tarihinden 3 ay önce davacıya iletildiğini, davacının sözleşmenin uzatılmayacağına ilişkin 29/07/2008 tarihli yazıyı kendilerine gönderdiğini, yapılan görüşmeler neticesinde taraflar arasında 27/10/2008 tarihinden 27/10/2009 tarihine kadar geçerli ikinci bir sözleşme imzalandığını, bu tarihler arasında geçerli bir kiralama yapıldığını, 29/01/2009 tarihinde ise davacı tarafından ek sözleşme gönderilerek imzalamalarının istenildiğini, davacı tarafın bu sözleşme ile 07/08/2008 ile 27/10/2009 tarihleri arasındaki boşluklarını kapatmaya çalıştığını, bu sözleşmenin taraflarınca imzalanmadığını, istenilen bedelin bu döneme ilişkin olduğunu, borçları olsaydı davacının ikinci sözleşmeyi imzalamayacağını ve kanalları kullanıma açmayacağını, müvekkilinin davacıdan alacaklı olduğunu ifade ederek davanın reddini talep etmiştir.
Birleşen davada davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın süresinde açılmadığını, ileri sürerek derdestlik itirazında bulunmuş, davacıya verilen hizmetin hiçbir zaman kesintiye uğratılmadığını, sözleşmenin devam ettiğini, ancak 27.10.2008-27.10.2009 tarihleri arasında verilen yayın hizmetini kapsayan dönemlere ilişkin davacının süresinde fatura bedellerini ödemediğini bu nedenle açılan davanın haksız ve yersiz olduğunu ve gerçeği yansıtmadığını belirterek karşı davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, GEREKÇE VE KABUL:
Mahkememizce taraflar arasında yapılan yargılama sonucunda mahkememizin 28/04/2016 tarih …. karar sayılı ilamı ile asıl davanın reddine, birleşen davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün vaki temyiz üzerine Yargıtay 23. Hukuk Dairesi Başkanlığı’nın … karar sayılı bozma ilamı ile “…Davacı vekili, müvekkili şirketin müşterilerine uydu üzerinden haberleşme hizmeti sunduğunu, bu çerçevede taraflar arasında imzalanan “Uydu İletişim Sözleşmesi” ile davalı şirkete uydu kapasitesi kiraladığını, davalı şirket tarafından işletilen TV program kanalının söz konusu kapasite üzerinden yayınlandığını, davalı şirketin sözleşme ile belirlenen ödeme yükümlülüğünü aksattığını, müvekkili şirketin ödemeler düşüldükten sonra davalıdan 94.101,33 USD bakiye alacağı bulunduğunu ileri sürerek, şimdilik 10.000 TL’nin tahsilini talep ve dava etmiştir.
Birleşen davada davacı vekili, taraflar arasında 07.08.2007 tarihinde aylık 65.000 USD bedelli 2 defa birer yıllık talebe göre uzatılabilir bir yayın sözleşmesi imzalandığını, … uydusundan frekans kiralandığını, müvekkilinin tüm sözleşme edimlerini yerine getirdiğini, sözleşme bitim tarihinden 3 ay önce davalıya sözleşmenin uzatılacağına dair irade beyanını bildirdiğini, buna rağmen davalının sözleşmeyi uzatmayacağını 29.07.2008 tarihli mektup ile bildirdiğini akabinde 2. sözleşmenin yapıldığını, müvekkilinin fazla ödemelerden dolayı davalıdan 96.309 USD alacaklı olduğunu ileri sürerek, şimdilik 5.555 USD karşılığı 10.000 TL’nin faizi ile davalıdan tahsilini talep ve dava etmiş, ıslahla dava değerini yükseltmiştir.
Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; davacı tarafın sözleşme uyarınca 23.08.2007 ile 01.08.2008 tarihleri arasında 780.000 USD bedelli toplam 13 adet fatura kestiği, 08.08.2008 ile 27.10.2008 tarihleri arasında bir fatura kesmediği, her ay düzenli şekilde fatura kesen asıl davada davacının bu tarihlerde fatura kesmemiş olmasının söz konusu yayınların verilmediği sonucuna varıldığı asıl davada davacının sözleşme bulunmayan döneme ilişkin olarak davalıya faturalandırılmış bir hizmet verilmiş olduğunu da ispat edemediği gerekçesiyle asıl davanın reddi ile her iki tarafın mutabık olduğu ödemeler nedeniyle birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, asıl davada davacı-birleşen davada davalı vekili temyiz etmiştir.
1-Dava taraflar arasında yazılı sözleşme uyarınca verilen hizmet bedelinin tahsili, birleşen dava fazla ödemenin iadesine ilişkindir.
TTK 20. maddesi uyarınca hizmet verilmesi halinde tacirin bir bedel isteyebileceği hükmünü amirdir. Taraflar arasıda bu bedelin istenebilmesi için sözleşme bulunmasına, fatura kesilmesine ihtiyaç yoktur. Fatura kesilmesi vergi hukukunu ilgilendiren bir husustur.
Somut olayda davalının TV yayın işlemi yaptığı, bu işin kesinti olmadan yapılması gerektiği her türlü izahtan varestedir. Eğer yayın yapılmamış ise bu hususun davalı tarafından iddia ve isbat edilmesi gerekir. Bu şekil bir iddia ve isbat bulunmadığına göre davalının yayın hizmetini hangi sağlayıcıdan hangi frekans üzerinden aldığı da yapılacak yazışmalar ile tesbit edilebilecek bir husustur. Bu nedenle asıl davada; uyuşmazlık konusu edilen sözleşme dışı ara dönemde, davalı … … şirketinin yayınlarına devam edip etmediği, yayınlarına devam etmiş ise hangi frekans üzerinden yayın yaptığı, bu hizmeti başka bir kuruluştan alıp almadığı hususları … A.Ş.’den de sorularak açıklığa kavuşturulduktan sonra, mahkemece konusunda uzman bilirkişiden veya bilirkişi kurulundan rapor alınarak oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır.” bozularak mahkememize iade edilmiş işbu esas sırasına kaydedilerek yargılamaya mahkememizce devam edilmiştir.
Mahkememizce bozma sonrası taraf teşkili sağlanarak duruşmada hazır bulunan tarafların huzurunda bozmaya karşı diyecekleri sorulmuş, usul ve yasaya uygun görülen bozma ilamına uyularak yargılamaya devam edilmiştir.
Mahkememizce asıl ve birleşen davada uyuşmazlığın temelini oluşturan sözleşme dışı 08/08/2008 – 27/10/2008 tarih aralığı döneminde, davalı birleşen davacı … Şirketinin yayınlarına devam edip etmediği, yayınlarına devam etmiş ise hangi frekans üzerinden yayın yaptığı, bu hizmeti bu dönem aralığında kimden hangi kuruluştan aldığı hususlarının kapsamlı bir şekilde tespiti ile mahkememize bildirilmesi için … AŞ’ye yazı yazılmasına karar verilmiş, mahkememizce yazılan yazıya cevap verilerek istenilen tarih aralığı dönemine ilişkin kapasite kullanımına dair tüm kayıtların, taşıyıcı frekans listelerinin gönderildiği anlaşılarak tüm dosya kapsamı üzerinden Yargıtay bozma ilamı kapsamı da dikkate alınmak suretiyle bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiştir.
Mahkememizce resen seçilen hesap bilirkişisi …. tarafından düzenlenen 25/03/2021 tarihli rapor kapsamında özetle; “taraflar arasında asıl davaya konu ihtilaf, taraflar arasında ‘Uydu İletim Anlaşması Genel Şartları ve Koşulları kapsamında yapılan sözleşmeler uyarınca eksik ödenen kira bedeline karşılık 94.101,33 ABD Doları alacağın şimdilik 10.000,00-TL’sinin tahsiline ilişkin olup, birleşen davaya konu ihtilaf ise yine taraflar arasında uydu yayın hizmeti satın alınmasına ilişkin imzalanan sözleşmeler uyarınca fazladan ödenen bedelin istirdadına yöneliktir. Taraflar arasında ilk sözleşme 07.08.2007-07.08.2008, ara dönem 07.08.2008-27.10.2008 ve ikinci sözleşme 27.10.2008-27.10.2009 dönemini kapsayan ticari ilişkinin mevcut olduğu tarafların iddia ve savunmalarından anlaşılmaktadır. Asıl davada davacı, birleşen davada davalı …tarafından yayın hizmetinin ilk sözleşmenin kurulduğu 07.08.2007 tarihinden ikinci sözleşmenin sona erdiği 27.10.2009 tarihine kadar kesintisiz devam ettiği, sözleşmesiz dönem olarak adlandırılan ara dönemi de kapsadığı ileri sürülmesine karşın, birleşen davada davacı … tarafından ara dönemde yayın hizmetinin satın alınmadığı, yayın hizmetinin devam etmediği, ilk sözleşmenin sona erdiği tarih olan 07.08.2008 tarihinden 27.10.2008 tarihine kadarki ara dönemde, taraflar arasında sözleşme ilişkisinin kurulmadığı, dolayısıyla davacı şirketin yayın hizmetinden faydalanmadığı belirtilerek, fazladan ödenen 96.309,00 ABD Doları alacağın şimdilik 10.000.00-TL’sinin davacı birleşen davada davalı şirketten tahsiline karar verilmesi talep edilmiştir. Yargıtay bozma kararı gerekçeleri doğrultusunda yeniden yapılan incelemede, birleşen davada davacı şirketin, 08.08.2008-27.10.2008 tarihleri arasında 10 MHz kapasite kullandığı belirlendiğinden, taraflar arasında ara dönem olarak adlandırılan 07.08.2008-27.10.2008 tarihleri arasında da sözleşme ilişkisi olmaksızın yayının kesintisiz devam ettiği, bövlece bu dönemde de davacının 10 MHz kapasite kullanımı yönünden ilk sözleşmede kararlaştırılan bedel üzerinden ücrete hak kazandığı değerlendirilmektedir. Birleşen Ankara … Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasına sunulan 09.12.2013 tarihli Bilirkişi Kurulu Raporunda, her iki firmanın da dosyalara sunmuş olduğu ekstreler incelendiğinde, ilk sözleşme ikinci sözleşme kapsamında birleşen davada davacı tarafın ödemiş olduğu tutarlar toplamının her iki tarafta da aynı olarak gözüktüğü ve 2.046.309 USD olduğu, birleşen davada davalı firmanın, davacı firmaya kesmiş olduğu fatura ve diğer belgelere ait dokümanlardaki miktarların 140.404.33 USD olduğu tespit edilmiştir. Yargıtay bozma kararından sonra dosyaya gönderilen belgeler kapsamında, asıl davada davalı birleşen davada davacı şirketin 08.08.2008-27.10.2008 tarihleri arasında kapasite kullanmaya devam ettiği değerlendirildiğinden, asıl davada davalı …’un yayın hizmeti almaya devam ettiği toplam süre 07.08.2007-27.10.2009 tarihine kadar 2 yıl 2 ay 20 güne denk gelmektedir. Bu sürenin 14 ay 20 günü ilk sözleşmede belirtilen aylık 10 MHz karşılığı 65.000 USD üzerinden; ikinci sözleşme dönemi ise 12 ay esas alınarak aylık 15 MHz 97.500 USD üzerinden ödenmesi gereken bedel hesaplanmış ve tabloda gösterilmiştir. Asıl davada davacı birleşen davada davalı …A.M. tarafından kesilen faturaların arasında aylık hizmet bedeli dışında ‘Interest (Faiz)’ açıklamasıyla 3 adet fatura kesildiği, bu 3 adet faturanın toplamının (5.970,71 USD + 7.747.90 USD + 5.099,70 USD ) 18.818.31 USD miktarın yukarıda hizmet bedeli olarak hesaplanan 2.123.333.33 USD’ye ilave edilmesi halinde. … şirketinin talep edebileceği toplam bedel 2.142.151,64 USD olarak hesaplanmış ise de … şirketinin kesmiş olduğu faturalarda ve diğer belgelerde toplam miktar 2.140.404,33 USD olarak tespit edilmiştir. Asıl davada davalı birleşen davada davacı … tarafından asıl davada davacı birleşen davada davalı …A.M. şirketine ödenen miktar 2.046.309.00 USD düşüldüğünde (2.142.151,64 – 2.046.309.00 = 95.842,64 USD) asıl davada davacı şirketin alacağı 95.842,64 USD olarak hesaplanmıştır. Sonuç olarak; Asıl davada davacı …firmasının davalı … … firmasından olan alacağının 95.842,64 USD olarak hesaplandığı, davadaki talebin 10.000.00-TL olduğu, birleşen davada davacı … … firmasının davalı …firmasından alacağının mevcut olmadığı, sözleşmelerin 5.4. maddelerinde, ’…geciken ödemeler için ödeme vadesinden ödemenin Eurasıasat tarafından alındığı tarihe kadar hesaplanacak LIBOR+ %5 yıllık oranda olan bir faiz işleyecektir’ hükmüne yer verildiği yönündeki tespit ve değerlendirmeleri içeren işbu raporu Sayın Mahkemenin takdirlerine saygı ile sunulmaktadır.” şeklinde tespit ve değerlendirmelerde bulundukları anlaşılmıştır. Mahkememizce bilirkişi raporu kapsamı Yargıtay bozma ilamına uygun, denetime olanaklı, bilimsel ve gerekçeli hazırlanmakla, asıl davadaki alacağın varlığına ilişkin ve birleşen davadaki talebe yönelik tespit yönünden hükme esas alınmıştır.
Asıl davada davacı vekilinin bilirkişi raporu doğrultusunda 12/04/2021 tarihli dilekçesiyle davadaki talebini ıslah ederek bakiye harcı yatırdığı, dava dilekçesindeki 10.000,00 TL olarak belirtilen dava değerini 95.842,64 USD bedele çıkartarak geciken ödemeler için ödenmeyen faturaların vadesinden itibaren LİBOR + %5 yıllık oranda faizi ile davalı … Şirketinden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Islah dilekçesi usulünce karşı tarafa tebliğ edilmiştir.
Asıl davada davacı vekilinin dava dilekçesindeki açıklamaları kapsamında, yapılan ödemeler düşüldükten sonra davalı … Şirketinden 94.101,33 ABD Doları alacağı bulunduğunu açıklayarak alınan hizmete ilişkin tahakkuk eden borçları ve davalı şirket tarafından yapılan ödemeleri gösteren cari hesap ekstresini sunduğu, talep sonucu kısmında ise şimdilik kaydıyla 10.000,00 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini istediği mahkememizce tespit edilmiştir. Bu durumda davacının 10.000,00 TL alacak talebi yönünden faiz istemi bulunmadığı gibi dava dilekçesi kapsamında ve ekinde yer alan cari hesap ekstresi ile alacak talebini kendi cari hesap kayıtlarına dayanarak 94.101,33 USD alacak olarak belirleyerek sınırladığı, bu nedenle bu taleple kendini bağladığı, hükmolunacak tutarların hesabında bu miktarın esas alınması gerektiği kanaatine varılmıştır.
Dava tarihinde asıl davada davacı vekilinin talep sonucunda yer alan 10.000,00 TL yönünden yapılan değerlendirmelerde; dava tarihi itibariyle 1 USD’nin 1,5513 olması dikkate alındığında 10.000,00 TL’nin USD karşılığının 6.446,21 USD ettiği mahkememizce hesaplanmıştır. Davacının dava dilekçesindeki talebinin 94.101,33 USD olarak belirtilmiş olması ve bu tutarla kendisini bağladığı değerlendirildiğinden, bu halde asıl davada davacının davalı şirketten talep edebileceği bakiye alacağın 94.101,33 USD – 6.446,21 USD = 87.655,12 USD olabileceği mahkememizce hesaplanmıştır. Yine ıslah tarihi olan 12/04/2021 tarihi itibariyle Merkez Bankası kur verilerine göre 1 USD = 8,1652 TL olup, buna göre asıl davacının ıslah tarihi itibariyle talep edebileceği tutarın TL karşılığının 87.655,12 USD x 8,1652 TL = 715.721,59 TL olması gerektiği mahkememizce kabul edilmiştir.
Yargıtay 11 HD Başkanlığı’nın 11/02/2020 tarih,….karar sayılı ilamında açıklandığı üzere “…dava tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı BK’nun 83.maddesi (6098 s ayılı TBK’nun 99.maddesi) uyarınca konusu para olan borç ülke parasıyla ödenir. Ancak ödemenin ülke parası dışında başka bir para bilimi ile ödenmesi kararlaştırılmış ise alacaklı ödemenin bu para birimi ile veya ülke para birimi ile ödenmesini istemede seçimlik hakka sahiptir. Ancak yeni doğrucu nitelikteki bu hakkın kullanılması ile birlikte hakkı kullanan kişi bu kararından geri dönemez….” asıl davada davacı vekilinin dava dilekçesi kapsamında şimdilik kaydıyla 10.000,00 TL’nin tahsilini istediği sonradan dosyaya sunduğu 12/04/2021 tarihli ıslah dilekçesi kapsamında ise bu kez kendi hesaplamaları doğrultusunda talebini 95.842,64 USD’ye çıkararak tahsilini istediği anlaşılmış ise de; yukarıda açıklanan Yargıtay 11. HD Başkanlığı’nın ilamına göre seçimlik hakkını TL olarak kullanan davacının bu hakkı kullanmakla birlikte bundan geriye dönmesinin mümkün olamayacağı değerlendirilerek ıslah dilekçesinde bildirdiği talep ve tutarlara itibar edilmesi mümkün olmamıştır.
Tüm dosya kapsamı ve deliller hep birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasında asıl davaya konu ihtilaf, taraflar arasında ‘Uydu İletim Anlaşması Genel Şartları ve Koşulları kapsamında yapılan sözleşmeler uyarınca eksik ödenen kira bedeline karşılık 94.101,33 ABD Doları alacağın şimdilik 10.000,00-TL’sinin tahsiline ilişkin olup, birleşen davaya konu ihtilaf ise yine taraflar arasında uydu yayın hizmeti satın alınmasına ilişkin imzalanan sözleşmeler uyarınca fazladan ödenen bedelin istirdadına yöneliktir. Taraflar arasında ilk sözleşme 07.08.2007-07.08.2008, ara dönem 07.08.2008-27.10.2008 ve ikinci sözleşme 27.10.2008-27.10.2009 dönemini kapsayan ticari ilişkinin mevcut olduğu tarafların iddia ve savunmalarından anlaşılmaktadır. Asıl davada davacı, birleşen davada davalı …tarafından yayın hizmetinin ilk sözleşmenin kurulduğu 07.08.2007 tarihinden ikinci sözleşmenin sona erdiği 27.10.2009 tarihine kadar kesintisiz devam ettiği, sözleşmesiz dönem olarak adlandırılan ara dönemi de kapsadığı ileri sürülmesine karşın, birleşen davada davacı … tarafından ara dönemde yayın hizmetinin satın alınmadığı, yayın hizmetinin devam etmediği, ilk sözleşmenin sona erdiği tarih olan 07.08.2008 tarihinden 27.10.2008 tarihine kadarki ara dönemde, taraflar arasında sözleşme ilişkisinin kurulmadığı, dolayısıyla davacı şirketin yayın hizmetinden faydalanmadığı belirtilerek, fazladan ödenen 96.309,00 ABD Doları alacağın şimdilik 10.000.00-TL’sinin davacı birleşen davada davalı şirketten tahsiline karar verilmesi talep edilmiştir. Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda yeniden yapılan kapsamlı araştırma ve bilirkişi incelemesi sonucunda, birleşen davada davacı şirketin, 08.08.2008-27.10.2008 tarihleri arasında 10 MHz kapasite kullandığı, yayın hizmetini asıl davada davacı – birleşen davada davalı …Şirketinden kesintisiz olarak aldığı açıkça belirlendiğinden, taraflar arasında ara dönem olarak adlandırılan 07.08.2008-27.10.2008 tarihleri arasında da sözleşme ilişkisi olmaksızın yayının kesintisiz devam ettiği, böylece bu dönemde de davacının 10 MHz kapasite kullanımı yönünden ilk sözleşmede kararlaştırılan bedel üzerinden ücrete hak kazandığı, bu durumda davalı birleşen davacı … Şirketinin birleşen davası yönünden fazladan ödediği bir bedel bulunmadığı açıkça anlaşıldığından, asıl davanın yukarıda mahkememizce bilirkişi raporundaki tespitler ve asıl davada davacı vekilinin dava dilekçesindeki talepleri dikkate alınarak yapılan değerlendirmeler ve hesaplamalar doğrultusunda kısmen kabulüne, birleşen davanın ise reddine yönelik aşağıdaki şekilde hüküm kurulması gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Asıl davada:
Davanın kısmen kabulü ile,
A)10.000,00 TL alacağın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
B)Islah talebinin kısmen kabulü ile 715.721,59 TL alacağın ıslah tarihi olan 12/04/2021 tarihinden işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
Fazlaya ilişkin istemin reddine,
Bu karar nedeniyle alınması gerekli 49.574,04 TL harçtan peşin alınan 13.570,50 TL harcın mahsubu ile bakiye 36.003,54 TL. harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacı iş bu davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince hesaplanan 53.336,08 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan 3.229,00 TL yargılama giderinden davanın kabul ve ret oranına göre taktiren 2.981,71 TL’si ile 17,15 TL başvurma, 13.570,50 TL peşin harç toplamı 16.569,36 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, artan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
Davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
Davalı iş bu davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen kısım üzerinden AAÜT gereğince hesaplanan 8.624,45 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
2-Birleşen davada:
Davanın reddine,
Bu karar nedeniyle alınması gerekli 59,30 TL harcın peşin alınan 3.648,50 TL harçtan çıkartılarak artan 3.589,20 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
Davalı iş bu davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen kısım üzerinden AAÜT gereğince hesaplanan 22.800,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
Dair, Asıl davada davacı birleşen davada davalı Vekili Av. …, Asıl davada davalı birleşen davada davacı Vekili Av…. yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 29/06/2021

Başkan …
¸
Üye …
¸
Üye …
¸
Katip …
¸