Emsal Mahkeme Kararı Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/220 E. 2021/270 K. 20.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANKARA
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/220
KARAR NO : 2021/270
Türk Milleti Adına Yargılama Yapmaya ve Hüküm Vermeye Yetkili
ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR

ESAS NO : 2020/220
KARAR NO : 2021/270

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 26/05/2020
KARAR TARİHİ : 20/04/2021
KAR. YAZ. TAR. : 29/04/2021

Mahkememizin tevzi edilen ve yukarıdaki numarasına kaydı yapılan dosyanın yapılan incelenmesi sonucunda:

DAVA:
Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; uyuşmazlığın çözüm yerinin adlî yargı olduğunu; müvekkili şirket ile … arasında imzalanan Sistem Kullanım Anlaşmasının “Cezai Şartlar” Başlıklı 10. maddesinin genel işlem koşulu niteliğinde olduğundan yazılmamış sayıldığını; sistem kullanım anlaşmasının, düzenlemeye tabi bir piyasanın özelliklerini taşıyan bir tip sözleşme olduğunu ve tip sözleşme olması sebebiyle hükümlerinin genel işlem koşulu niteliğinde olduğunu; genel işlem koşulu niteliği taşıyan Sistem Kullanım Anlaşmasının 10. maddesine istinaden müvekkili şirket adına kesilen faturaların hukuka uygun olmadıklarını ve bu sebeple ihtirazi kayıtla ödenmiş olan fatura bedelinin iadesinin gerektiğini; Sistem Kullanım Anlaşmasının 10. maddesinde “Kullanıcının ilgili mevzuat, taraflar arasında imzalanan bağlantı anlaşması ve bu anlaşma hükümlerinden herhangi birini ihlal etmesi, söz konusu ihlali …’ın uyarısına rağmen uyarıda belirtilen süre içinde sona erdirmemesi durumunda aşağıda belirtilen cezai şartlar uygulanacaktır.” demek suretiyle, tarafların kendi aralarında, cezanın işlerliği için bir ihtarda bulunulmasını ve belirli bir sürenin verilmesini kümülatif şart olarak kararlaştırdıklarını; dava konusu faturalara ilişkin ölçümlerin … tarafından usûle uygun yapılmadığını; bu sebeple, davalı … tarafından Sistem Kullanım Anlaşması’nın 10. maddesine istinaden gönderildiği ifade edilen; 2010 yılına ilişkin sunulan ceza faturalarının ve 2011 yılına ilişkin sunulan ceza faturalarının hukuka ve Sistem Kullanım Anlaşması’na aykırı olduğunun tespiti ile müvekkili şirket tarafından ödenen 2010 yılına ilişkin toplam 3.043.716,70 TL ve 2011 yılına ilişkin toplam 1.090.369,24 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini, talep ve dava etmiştir.

YANIT:
Davalı vekili, yanıt dilekçesinde; zamanaşımı, görev, yetki, husumet, derdestlik, iş bölümü, tahkim, dava ehliyeti ilk itirazlarını ileri sürerek; davacı şirket tarafından 2010 ve 2011 yıllarına ilişkin olarak sistem kullanım ceza faturalarının istirdadı talebiyle iş bu davanın açıldığını; dolayısıyla, dava konusu cezai şart faturalarının davacı … AŞ’nin %100 hissesinin …’a ait olduğu özelleştirme öncesi döneme ilişkin düzenlenen faturalar olduğunu ve bu sebeple davanın idari yargıda görülmesi gerektiğini; davacı şirket ile teşekkülü arasında 15/03/2010 tarihi itibariyle şirket sorumluluğunda bulunan TM’ler için ilk kez sistem kullanım anlaşmaları imzalanmaya başlandığını; Sistem Kullanım Anlaşmasının “Cezai Şartlar” başlıklı maddesinde ve İletim Sistemi Sistem Kullanım ve Sistem İşletim Tarifelerini Hesaplama Yöntem Bildiriminde “İletim sistemine doğrudan bağlı tüketiciler ve dağıtım lisansına sahip tüzel kişilerin îletim sisteminin her bir ölçüm noktasında çekecekleri endüktif reaktif enerjinin/verecekleri kapasitif reaktif enerjinin, aktif enerjiye oranının ilgili mevzuata uygun olmaması” şeklinde tanımlanan ihlalle ilgili olarak Aralık 2009-Aralık 2012 dönemleri için sırasıyla 29/04/2013 tarihli ve 78906, 78959, 79022, 79082, 79140, 79201, 79260, 79329, 79390, 79460, 79525, 79595, 79663, 79727, 79792, 79859, 79928, 80004, 80090, 80175, 80278, 80387, 80499, 80620, 80738, 80857, 80969, 81096, 81220, 81346, 81476, 81598, 81734, 81870, 82010, 82138, 82265 numaralı ceza faturaları düzenlenerek 09/05/2013 tarihli ve 4252 sayılı yazı ekinde; “Kullanıcının bağlı olduğu fidere arıza intikal ederek kesicinin açması” şeklinde tanımlanan ihlalle ilgili olarak; Ocak 2010-Ekim 2010 dönemleri için sırasıyla, 26/11/2010 tarihli ve 570701, 570702, 570703, 570704, 570705, 570706, 570707, 570708, 570709, 570710 numaralı ceza faturaları 29/11/2010 tarihli ve 8679 sayılı yazı ekinde, Aralık 2010 dönemi için 31/12/2010 tarihli ve 571698 numaralı ceza faturası 24/01/2011 tarihli ve 674 sayılı yazı ekinde, Ocak 2011 dönemi için 31/01/2011 tarihli ve 572170 numaralı ceza faturası 23/02/2011 tarihli ve 1617 sayılı yazı ekinde, Şubat 2011 dönemi için 28/02/2011 tarihli ve 573042 numaralı ceza faturası 24/03/2011 tarihli ve 2668 sayılı yazı ekinde, Mart 2011 dönemi için 31/03/2011 tarihli ve 573520 numaralı ceza faturası 20/04/2011 tarihli ve 466 sayılı yazı ekinde Nisan 2011 dönemi için 29/04/2011 tarihli ve 574622 numaralı ceza faturası 24/05/2011 tarihli ve 1291 sayılı yazı ekinde, Mayıs 2011 dönemi için 31/05/2011 tarihli ve 579014 numaralı ceza faturası 23/06/2011 tarihli ve 2115 sayılı yazı ekinde, Haziran 2011 dönemi için 30/06/2011 tarihli ve 579036 numaralı ceza faturası 22/07/2011 tarihli ve 2993 sayılı yazı ekinde, Temmuz 2011 dönemi için 29/07/2011 tarihli ve 579056 numaralı ceza faturası 22/08/2011 tarihli ve 3940 sayılı yazı ekinde, Ağustos 2011 dönemi için 31/08/2011 tarihli ve 579076 numaralı ceza faturası 23/09/2011 tarihli ve 4656 sayılı yazı ekinde, Eylül 2011 dönemi için 30/09/2011 tarihli ve 579103 numaralı ceza faturası 21/10/2011 tarihli ve 5467 sayılı yazı ekinde, Ekim 2011 dönemi için 31/10/2011 tarihli ve 579132 numaralı ceza faturası 22/11/2011 tarihli ve 6305 sayılı yazı ekinde, Kasım 2011 dönemi için 30/11/2011 tarihli ve 579157 numaralı ceza faturası 21/12/2011 tarihli ve 7290 sayılı yazı ekinde, Aralık 2011 dönemi için 31/12/2011 tarihli ve 579180 numaralı ceza faturası 20/01/2012 tarihli ve 762 sayılı yazı ekinde “Kullanıcının bağlantı noktasına maksimum enerji kapasitesinin üzerinde elektrik enerjisi vermesi/alması” ihlaline ilişkin Ocak 2010-Aralık 2010 dönemi için 28/02/2011 tarihli ve 572572 numaralı ceza faturası 04/03/2011 tarihli ve 1932 sayılı yazı ekinde davacı şirkete gönderildiğini; reaktif ceza faturalarına ilişkin olarak; reaktif enerji sınır değerlerinin aşılmasına ilişkin ihlal durumunun ve bu ihlale yaptırım uygulanmasının Elektrik İletim Sistemi Arz Güvenilirliği ve Kalitesi Yönetmeliğinin 11. maddesinde belirlendiğini, 09/01/2007 tarihli ve 26398 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan, Elektrik İletim Sistemi Arz Güvenliği ve Kalitesi Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik ile reaktif enerji kullanımına yönelik sınır değerlerinde değişiklik yapıldığını ve 01/01/2007 tarihinde yürürlüğe giren aynı Yönetmeliğin Geçici 3. maddesinde yer alan, “1/1/2007 tarihinden itibaren iletim sistemine doğrudan bağlı tüketiciler için iletim sisteminin her bir ölçüm noktasında aylık çekilen endüktif reaktif enerjinin sistemden çekilen aktif enerjiye oranı yüzde otuzüç, aylık sisteme verilen kapasitif reaktif enerjinin sistemden çekilen aktif enerjiye oranı yüzde yirmi olarak uygulanır. 1/1/2008’den itibaren bu oranlar sırasıyla yüzde yirmi ve yüzde onbeş olarak uygulanır denildiğini; 1/1/2007 tarihinden itibaren dağıtım lisansına sahip tüzel kişiler için, iletim sisteminin her bir ölçüm noktasında aylık çekilen endüktif reaktif enerjinin sistemden çekilen aktif enerjiye oranı yüzde elli olarak uygulanır. 1/1/ 2008’den itibaren dağıtım lisansına sahip tüzel kişiler için, iletim sisteminin her bir ölçüm noktasında aylık çekilen endüktif reaktif enerjinin sistemden çekilen aktif enerjiye oranı yüzde otuzüç, aylık sisteme verilen kapasitif reaktif enerjinin sistemden çekilen aktif enerjiye oranı yüzde yirmi olarak uygulanır, denildiğini; 1/1/2009 tarihinden itibaren ise bu oranlar, bu Yönetmeliğin 11 inci maddesi hükümlerinde yer alan esaslara göre tespit edilir.” hükmü ile 2007 ve 2008 yılları için reaktif enerji sınır değerleri özel olarak düzenlenmiş ve 01/01/2009 tarihinden itibaren oranların Yönetmeliğin 11′ inci maddesinde düzenlenen şekilde uygulanacağının belirtildiğini; 01/01/2009 tarihinden itibaren bu oranlar ise, “İletim sistemine doğrudan bağlı tüketiciler ve dağıtım lisansına sahip tüzel kişiler tarafından; iletim sistemine bağlantıyla ilgili her bir ölçüm noktasında ve her bir uzlaşma periyodunda, sistemden çekilen endüktif reaktif enerjinin sistemden çekilen aktif enerjiye oranı yüzde yirmiyi, sisteme verilen kapasitif reaktif enerjinin sistemden çekilen aktif enerjiye oranı ise yüzde onbeşi geçemez.” hükmü ile belirlendiğini; Yönetmelikte yer alan düzenleme paralelinde reaktif enerji sınır değerlerinin aşımı ihlalinin, 23/05/2003 tarih ve 148/1-15 sayılı Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu Kararı ile onaylanan mülga Sistem Kullanım Anlaşmasının “Cezai Şartlar” başlıklı 10.maddesinde ve Teşekkülü ile Sistem Kullanım Anlaşması imzalamamış olan kullanıcılar için ise, ilk defa 21/12/2006 tarih ve 1029 sayılı EPDK Kurul Kararı ile onaylanarak 01/01/2007 tarihinden itibaren yürürlüğe giren Yöntem Bildiriminde; “İletim sistemine doğrudan bağlı tüketiciler ve dağıtım lisansına sahip tüzel kişilerin İletim Sisteminin her bir ölçüm noktasında çekecekleri endüktif reaktif enerjinin/verecekleri kapasitif reaktif enerjinin, aktif enerjiye oranının ilgili mevzuata uygun olmaması” şeklinde tanımlandığını, söz konusu ihlal durumuna ilişkin yaptırımın ise, “Kullanıcının o ayki Sistem Kullanım Fiyatına göre hesaplanan bedelin %50’si oranında ceza uygulanır. Ceza, 00.0024.00 saatleri arasında bir defadan fazla uygulanmayacaktır.” hükmü ile düzenlendiğini; dağıtım şirketleri ile 2006, 2007 yıllarında Sistem Kullanım Anlaşmalarının henüz imzalanmamış olması nedeniyle, 21/12/2006 tarihli ve 1029 sayılı EPDK Kurul Kararıyla onaylanarak 01/01/2007 tarihinde yürürlüğe giren Yöntem Bildirimi ile gerekli düzenleme yapıldığını ve Yöntem Bildiriminin 1.5 maddesinde, Teşekkülüyle Sistem Kullanım Anlaşması imzalamamış olan kullanıcıların yarattığı ihlal hallerinde gerekli yaptırımların uygulanabilmesinin hüküm altına alındığını; bu doğrultuda söz konusu ihlal hallerine ilişkin olarak, davacı şirket ile teşekkülü arasında Sistem Kullanım Anlaşması imzalanana kadar Yöntem Bildiriminin 1.5 maddesinde yer alan hükümler doğrultusunda, Sistem Kullanım Anlaşması imzalandıktan sonraki dönem için ise Sistem Kullanım Anlaşmasındaki “cezai şartlar” başlıklı ilgili hüküm doğrultusunda gerekli yaptırımlar uygulandığını; yöntem bildiriminde, düzenlenen bahse konu faturalar için yazılı uyarıda bulunulmasını gerektirecek bir hüküm bulunmadığını, sistem kullanım anlaşmasının imzalanmasından öncesi döneme ait olan faturaların yasal dayanağının Yöntem Bildiriminin 1.5. maddesi olduğunu, Sistem Kullanım Anlaşmasının Cezai Şartlar başlıklı 10. Maddesinin ilk paragrafında; “Kullanıcının ilgili mevzuat, taraflar arasında imzalanan Bağlantı Anlaşması ve bu Anlaşma hükümlerinin herhangi birini ihlal etmesi, söz konusu ihlali …’ın uyarısına rağmen uyarıda belirtilen süre içinde sona erdirmemesi durumunda, …, aşağıda belirlenen cezai şartları uygulayacaktır. …’ın uğradığı zararlar ayrıca tazmin edilecektir.” ifadesi ile birlikte bu maddede tanımlanan ihlal halleri tek tek ele alındığında “…’ın uyarısına rağmen uyarıda belirtilen süre içinde sona erdirmemesi durumunda,” ifadesinde yer alan uyarı koşulunun uygulamada sadece bazı ihlal hallerinde geçerli olacağını, reaktif kapasite aşımı ihlalinin anlık olarak gerçekleşmesi ve artık geri dönüşün, yani ihlali ortadan kaldırma imkanının bulunmadığını, dolayısıyla, uyarıda bulunulacağı ceza tablosunda belirtilenler dışındaki ihlal durumlarında, teşekkülünün cezai işlem yapabilmesi için yazılı uyarı şartının aranmadığını; bu sebeple, davanın görev, süreaşımı ve esastan reddine karar verilmesini, savunmuştur.
Davalı vekili, 19/04/2021 tarihli dilekçesinde ise 7257 sayılı Yasa nedeniyle görevsizlik kararı verilmesini istemiştir.

DELİLLER :
1-Tüm dosya münderecatı,

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKÎ NİTELENDİRME :
Dava, davalı … tarafından tanzim edilen ceza faturaları nedeniyle, yapılan ödemeden dolayı ödenen tutarların istirdadı istemine ilişkindir.
7257 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun 2 Aralık 2020 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Bu kanun 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun kimi maddelerini değiştirmiştir. Eldeki dava ile ilgili olarak; 7257 sayılı Yasa’nın 33’üncü maddesinde:
“6446 sayılı Kanunun 8 inci maddesinin ikinci fıkrasına (ç) bendinden sonra gelmek üzere aşağıdaki bent eklenmiş ve sonraki bentler buna göre teselsül ettirilmiş…
d) İletim sisteminin normal işletme koşulları içerisinde işletilmesi ile işletme güvenliği ve bütünlüğü üzerinde risk oluşturan durumlara ilişkin olarak bağlantı ve sistem kullanım anlaşmalarında düzenlenen sistem kullanım ihlallerinin takibini yapmak, ihlal durumu tespit edilen tüzel kişilere sistem kullanım anlaşmasında düzenlenen cezai şartları ve diğer yaptırımları uygulamak.”
Değişiklik yapılmış,
7257 sayılı Yasa’nın 39’uncu maddesinde:
“6446 sayılı Kanuna aşağıdaki ek madde eklenmiştir.
Ek Madde 3 – (1) 8 inci maddenin ikinci fıkrasının (d) bendinin uygulamasından kaynaklanan uyuşmazlıklar idari yargıda görülür.”
Denilmiştir. Dolayısıyla yapılan bu yasal değişiklik sonrasında; iletim sisteminin normal işletme koşulları içerisinde işletilmesi ile işletme güvenliği ve bütünlüğü üzerinde risk oluşturan durumlara ilişkin olarak bağlantı ve sistem kullanım anlaşmalarında düzenlenen sistem kullanım ihlallerinin takibini yapmak, ihlal durumu tespit edilen tüzel kişilere sistem kullanım anlaşmasında düzenlenen cezai şartları ve diğer yaptırımları uygulamak, iletim faaliyeti kapsamına alınmış, 6446 sayılı Yasa’nın 8’inci maddesinin birinci fıkrası gereğince elektrik enerjisi iletim faaliyeti, lisansı kapsamında münhasıran … tarafından yürütüleceği belirtilmiştir. 6466 sayılı Yasa’ya ek madde eklenmiş, ek madde 3/(1)’de, 8 inci maddenin ikinci fıkrasının (d) bendinin uygulamasından kaynaklanan uyuşmazlıklar idari yargıda görülür, hükmü konulmuştur.
Bu noktada, yargılama sırasında meydana gelen yasa değişikliğinin eldeki davaya etkisi belirlenmelidir. Görev kuralları kamu düzenine ilişkindir ve taraflar yönünden müktesep hak doğurmazlar (Baki KURU, HMK, s.310; Ejder YILMAZ, HMK Kanunu Şerhi, Yetkin Yayınları, 2012, s.43). Bu nedenle, yeni bir kanunla kabul edilen görev kuralları, geçmişe de etkili olurlar. 6446 sayılı Yasa’da yapılan değişikliğin geriye yürümeyeceğine ilişkin bir hüküm bulunmamaktadır. Somut olayda, sonradan çıkan bir kanunla (6446 sayılı Yasa’nın 8’inci maddesinin ikinci fıkrasının d bendi atfıyla ek madde 3/(1)) kabul edilen görev kuralı geçmişe etkili bir biçimde uygulanır. Eldeki dava, ‘istirdat alacağı’ istemini içerdiğinden, Mahkememiz yeni kanunla görevsiz hâle geldiğinden, görevsizlik kararı verilmesi zorunludur. Bu nedenle, yargı yoluna ilişkin dava şartı noksanlığından, HMK’nın 114/1-b ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın usulden reddine karar verilmesi gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan yasal ve hukuksal olgu göz önüne alınarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlere, kararın dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, dosyadaki kanıtlara ve Kurul’un takdirine göre;
1.-Yargı yoluna ilişkin dava şartı noksanlığından, HMK’nın 114/(1)-b ve 115/(2). maddeleri uyarınca davanın usulden reddine,
2.- 492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince, alınması gereken 59,30 TL karar ve ilâm harcından, peşin alınan 70.599,86 TL harçtan indirilerek artan 70.540,56 TL harcın, karar kesinleştiğinde istemi ve başvurusu halinde davacıya iadesine,
3.-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4.-HMK m.333/1 uyarınca harcanmayan gider avansının hüküm kesinleştiğinde davacıya iadesine,
5.-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca, davalı yararına hesaplanan 4.080,00 TL maktû vekâlet ücretinin davacıdan alınarak, davalıya verilmesine,
6.-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A maddesinin 13’üncü bendi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmelik’inin 26’ıncı maddesinin ikinci fıkrası uyarınca; Bakanlık bütçesinden ödenen ve yargılama giderinden sayılan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsiline, bu konuda, 6183 sayılı Kanuna göre harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,
Dair, davacı vekili Av. …’nin yüzlerine karşı; kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’nde İstinaf yolu açık olmak üzere 20/04/2021 tarihinde oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup, usûlen anlatıldı.

Başkan … Üye … Üye … Kâtip
¸ ¸ ¸ ¸