Emsal Mahkeme Kararı Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/135 E. 2021/268 K. 20.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANKARA
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/135
KARAR NO : 2021/268
Türk Milleti Adına Yargılama Yapmaya ve Hüküm Vermeye Yetkili
ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR

ESAS NO : 2020/135
KARAR NO : 2021/268

DAVA : Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan), İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/02/2020
KARAR TARİHİ : 20/04/2021
KAR. YAZ. TAR. : 29/04/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan), İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA :
Davacının iddialarının kısaca; müvekkili şirketin, davalı şirketin yetkili satıcısı olduğunu ve 2017 yılından bu yana ürünlerinin satılışını yaptığını; müvekkilin, davalı şirkete fatura karşılığı aldığı ürün ödemelerinin nakit olarak veya 3. kişi kambiyo evrakları ile yapmakta olduğunu; müvekkili şirketin cari kayıtlarında 17.12.2019 tarihi itibari ile davalı yana olan cari borcun 258.595,97 TL olduğunu ve işbu tarihten sonra da 3. kişi kambiyo evrakının vade tarihleri geldikçe davalı yana ödemeler yapıldığını ve yapılmaya da devam ettiğini; davalı yanın, müvekkilinin cari borcunun çok üzerinde işbu davaya sebep aşağıda açıklanan icra takiplerine başladığını:
-… İcra Dairesi’nin … sayılı icra dosyasında …. K. sayılı kararı talebimiz gibi yetki itirazımızı kabul ederek Ankara İcra Dairelerinin yetkisini belirleyerek dosyanın Ankara İcra dairelerine gönderilmesine karar vermiştir) asıl çek alacağı, komisyon, çek tazminatı ve faiz toplamı 95.462,60 TL istemli kambiyo takibi,
Başlatılmış olduğunu; davalı şirketin, müvekkili şirketin cari borcunun yaklaşık üç katının üzerinde miktarda 718.178,11 TL haksız ve mükerrer şekilde müvekkil yana karşı beş adet icra takibi başlatmış olduğunu; bu sebeple, müvekkili şirketin, davalı şirketçe başlatılan icra takipleri toplamı asıl, işletilen faiz, çek tazminatı, çek komisyonu alacağı kadar borçlu olmadığının tespiti istemine dair fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 50.000,00 TL müvekkili şirketin davalı şirketten borçlu olmadığının tespitini, talep ve dava etmiştir.
YANIT :
Davalının savunmaları özetle; davanın kambiyo senedine ve ticari ilişkiden kaynaklanan cari hesap bakiyesine dayalı açılan menfi tespit davası olduğunu ve dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulmuş olmasının dava şartı olarak kabul edildiğini; davacının da belirttiği üzere davacı ile müvekkili firma arasında devam etmiş bir ticari ilişkinin mevcut olduğunu ve bu ticari ilişki çerçevesinde cari hesap bakiyesi bakımından müvekkili firmanın davacıdan 623.224,58 TL alacağının bulunduğunu; bunların:
…. İcra Müdürlüğünün …E. sayılı icra dosyasında; cari hesap bakiyesi kapsamında davacı tarafından müvekkili firmaya ciro edilen 6775663 seri numaralı …. çekine istinaden açılmış olan kambiyo takibi olduğunu ve bu dosyada çekin karşılıksız kalan bedeli olan asıl alacağın 81.970,00 TL olduğunu,
Davacının dava dilekçesinde belirttiği 5 icra takibinin asıl alacak toplamının 597.374,76 TL olduğunu; cari hesap tablosunda ve müvekkili firmanın ticari defterlerinde de görüleceği üzere davacının müvekkili firmaya olan cari hesap bakiye borcunun 623.224,58 TL olduğunu belirterek; davanın reddine ve %20’den az olmamak üzere icra inkâr tazminatına karar verilmesini savunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, menfi tespit istemine ilişkindir.
Mahkemenin, davanın esası hakkında yargılama yapabilmesi için varlığı veya yokluğu gerekli olan haller, dava şartları’dır. Dava şartları, dava açılabilmesi için değil, mahkemenin davanın esası hakkında inceleme yapabilmesi için gerekli olan şartlardır. Buna davanın dinlenebilmesi şartları da denilmektedir. Dava şartlarından biri olmadan açılan dava da açılmış (var) sayılır, yani derdesttir. Ancak mahkeme, dava şartlarından birinin bulunmadığını tespit edince, davanın esası hakkında inceleme yapamaz; davayı dava şartı yokluğundan (usulden) reddetmekle yükümlüdür.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK)’nun 114/1 maddesinin birinci fıkrasında, tüm davalar bakımından geçerlilik taşıyan dava şartlarının neler olduğu hususu açıkça hükme bağlanmış, HMK 114/2 maddesinde ise diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümlerin ise saklı olduğu belirtilmiştir.
19/12/2018 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan 7155 sayılı “Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun”un 20. maddesinde “13/01/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5. maddesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki madde eklenmiştir.
3. Dava şartı olarak arabulucuk
Madde 5/A – (1) Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.”
Aynı Kanun’un 26/1-a bendinde ise anılan maddenin 01/01/2019 tarihinde yürürlüğe gireceği düzenlemesi yer almaktadır.
Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-2 maddesinin “Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” hüküm gereğince davacı arabulucuya başvurmak ve arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır.
7155 sayılı Kanun ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na eklenen ve 01/01/2019 tarihinde yürürlüğe giren, 5/A maddesi uyarınca, “konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkındaki ticari davalarda” dava açmadan önce arabuluculuğa başvurmak zorunlu hale gelmiş, eş söyleyişle arabuluculuğa başvurmak dava şartı haline getirilmiş bulunmaktadır.
Yukarıda belirtilen yasal mevzuat hükümleri doğrultusunda gerçekleşen somut olay değerlendirildiğinde, davanın Ankara BAM 22. HD Başkanlığı’nın kararları çerçevesinde zorunlu arabuluculuğa tabi, davacı tarafça dava tarihinden önce usulünce zorunlu arabuluculuk yoluna başvurulmadan mahkememize dava açıldığı sabit olduğundan davanın HMK 114/2 maddesi yollaması, TTK’nun 5/A ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-2 maddesi gereğince HMK’nın 114/2 ve 115 maddeleri gereğince dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerektiği, kabul edilmiş ve aşağıdaki hüküm oluşturulmuştur.

HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlere, kararın dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, dosyadaki kanıtlara ve Kurul’un takdirine göre;
1-Asıl davanın, TTK’nın 5/A ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-2 maddesi gereğince, HMK’nın 114/2 ve 115/2 maddeleri gereğince dava şartı yokluğundan usulden reddine,
2.- 492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince, alınması gereken 59,30 TL karar ve ilâm harcından, peşin alınan 853,88 TL harçtan indirilerek artan 794,58 TL harcın, karar kesinleştiğinde istemi ve başvurusu halinde davacıya iadesine,
3.-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4.-HMK m.333/1 uyarınca harcanmayan gider avansının hüküm kesinleştiğinde davacıya iadesine,
5.-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca, davalı yararına hesaplanan 4.080,00 TL maktû vekâlet ücretinin davacıdan alınarak, davalıya verilmesine,
Dair, davacı vekili Av. ….’ın yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.20/04/2021