Emsal Mahkeme Kararı Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/131 E. 2021/322 K. 31.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
Türk Ulusu Adına Yargılama Yapmaya ve Hüküm Vermeye Yetkili
ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR

ESAS NO : 2020/131 Esas
KARAR NO : 2021/322

DAVA : MENFİ TESPİT – ALACAK
DAVA TARİHİ : 26/02/2020

KARAR TARİHİ : 31/05/2021
YAZIM TARİHİ : 10/06/2021
Mahkememizde açılan Menfi Tespit davasının yapılan yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili ; Davacının aralarındaki ticari ilişki kapsamında davalıdan teslim aldığı ürün karşılığı 1.434,19 TL fazla ödeme yaptığı gibi, her biri 5.000,00 TL bedelli çekleri davalıya avans ödemesi olarak teslim ettikleri halde ürün teslimi yapılmadığı halde haklarında 19.550,24 TL nin tahsili için icra takibi yapıldığını belirtip, fazla ödeme yönünden takibin iptaline ve 11.000,00 TL yönünden ise davalıya borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
YANIT :
Davalı vekili ; Başlattıkları icra takibinin kesinleşmesinden sonra borç kabul edilip, taksitler halinde ödeme yapacağını belirten davacının açtığı davanın reddine karar verilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.
DELİLLER :
-… Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takip dosyası,
-Davalının borcu kabul ve taksitler halinde ödeme yapacağını konu alan belge,
-Bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen rapor,
-Tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Davadaki talep, taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında davalıdan teslim alınan ürün nedeni ile fazladan yapıldığı iddia edilen 1.434,19 TL ödeme ile ileride teslim edilecek ürün karşılığı verilen ve karşılığında ürün teslimi yapılmadığı halde icra takibine konu edilen çeklerden dolayı 11.000,00 TL borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Aralarındaki ticari ilişki nedeni ile davacıdan alacaklı olduğu düşüncesinde olan davalı tarafından davalı hakkında … Müdürlüğünün … Esas sayılı kambiyo senetlerine mahsus yolla icra takibi başlatılmıştır. İcra takibi ile 31/03/2015, 30/04/2015 tarihli ve her biri 5.000,00 TL bedelli ve 01/06/2015 tarihli 11.000,00 TL bedelli çeklere dayanılarak 17.400,00 TL asıl alacak, 358,04 TL işlemiş faiz, 1.740,00 TL çek tazminatı ve 52,20 TL çek komisyonundan oluşan toplam 19.550,24 TL nin tahsili talep edilmiştir.
Davacı taraf, aralarındaki tüm ticari ilişkilerinin 106.269,81 TL olarak gerçekleştiğini, davacının aralarındaki ticari ilişki kapsamında teslim aldığı ürün karşılığı 1.434,19 TL fazla ödeme yaptığı gibi, her biri 5.000,00 TL bedelli çekleri davalıya avans ödemesi olarak teslim ettikleri halde ürün teslimi yapılmadığı halde haklarında 19.550,24 TL nin tahsili için icra takibi yapıldığını belirtip, fazla ödeme yönünden takibin iptaline ve 11.000,00 TL yönünden ise davalıya borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesini istemektedir.
Davacı hakkındaki icra takibi 22/07/2015 tarihinde başlatılmış, 23/07/2015 tarihinde davacıya ödeme emri tebliğ edilmiş, 07/08/2015 tarihinde gidilen haciz sırasında iş yeri kapalı olduğu için haciz işlemi yapılamamıştır. Bu kez 05/05/2017 tarihinde yeniden haciz işlemi için gidilen adresin idari karar ile kapatıldığına ilişkin not görüldüğü için haciz yapılamamış, 22/12/2018 tarihinde yapılan kısmi haciz işlemi ile koltuk takımı, yemek masası ve konsol – vitrin ile ilgili haciz uygulanmış, haciz edilen eşya borçluya yedi emin olarak bırakılmıştır. 16/01/2019 tarihinde ekteki imza sirküsüne göre davacı borçlu şirket yetkilisi olduğu anlaşılan … icra müdürlüğüne gelip ilk taksit ödemesi 25/03/2019 tarihinden başlamak üzere 63 taksit halinde ve son taksit 25/05/2024 tarihinde olacak şekilde toplam icra takip borcunu 31.403,22 TL olarak kabul etmiştir. Daha sonrada mahkememizde 20/02/2020 tarihinde bu davayı açmıştır.
Pek çok Yargıtay kararında da belirtildiği gibi, davacı borçluya ödeme emri 23/07/2015 tarihinde tebliğ edilmiş, 22/08/2018 tarihinde davacının iş yerinde haciz işlemi yapılmış, aradan uzun bir süre geçtikten sonra davacı şirket yetkilisi 16/01/2019 tarihinde icra müdürlüğüne gidip, serbest iradesi ile borcu kabul edip, ödeme amacı ile düzenlenen planı imzalamış olup, bu aşamada davacının icra tehdidi altında ve manevi baskı sonucu borcu kabul ettiğine ilişkin tutanağı imzaladığının kabul edilemeyeceği, borcu kabul eden kişinin bu aşamadan sonra fazla ödeme ve teslim edilmeyen ürün olduğu şeklinde ileri sürdüğü iddiasının dikkate alınamayacağı, bu nedenle davanın reddi gerektiği kabul edilip aşağıdaki hüküm oluşturulmuştur.
HÜKÜM: Nedenleri yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın REDDİNE,
İcra takibi tedbir kararı ile durdurulmadığı için davalının koşulları oluşmayan kötüniyet tazminatı isteğinin REDDİNE,
Alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 212,35 TL’den mahsubu ile artan 153,05 TL’nin karar kesinleştiğinde ve istemi halinde davacıya İADESİNE.
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
Davalı lehine hüküm tarihindeki AAÜT’si uyarınca hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE.
Davalı tarafından yapılan yapılan yargılama gideri bulunmadığına,
Her iki taraf görüşmelere katıldığından Arabuluculuk için ödenen 1.320,00 TL nin 6325 sayılı yasanın 18/A (11) (13) maddesi uyarınca davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
Karar kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansı kalması halinde bildirilecek hesap numarası olur ise hesaba, hesap numarası bildirilmez ise gider avansından karşılanmak koşulu ile posta havalesi ile yatıran tarafa İADESİNE.
Dair, Davacı Vekili Av. …, Davalı Vekili Av. …’ın yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 31/05/2021

Katip …

Hakim …