Emsal Mahkeme Kararı Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/120 E. 2021/321 K. 31.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
Türk Ulusu Adına Yargılama Yapmaya ve Hüküm Vermeye Yetkili
ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR

ESAS NO : 2020/120 Esas
KARAR NO : 2021/321

DAVA : ALACAK
DAVA TARİHİ : 22/02/2020

KARAR TARİHİ : 31/05/2021
YAZIM TARİHİ : 10/06/2021
Mahkememizde açılan alacak davasının yapılan yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili ; Davalıya ait vergi borcunun yapılandırması amacı ile yaptığı başvurunun kabulü üzerine kooperatife ait vergi borcunu ödediklerini belirtip, yaptıkları 71.689,00 TL ödemenin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
YANIT :
Davalı tarafa davetiye tebliğ edilmiş olmasına rağmen yanıt verilmediği gibi, duruşmalara katılan da olmamıştır.
DELİLLER :
-Davalı Kooperatife ait ticaret sicil özet bilgileri,
-Davacı tarafından yapılandırma işlemi sonucu yapılan ödemeye ilişkin kayıtlar,
-Davacının kooperatif üyeliğinden istifa yolu ile ayrıldığına ilişkin ihtarname,
-Arabulucu anlaşmazlık son tutanağı,
-Tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Davadaki talep, daha önce davalı kooperatifin üyesi iken istifa sureti ile üyelikten ayrılan davacının davlıya ait vergi borcunun yapılandırması için yaptığı başvurunun kabulü üzerine kooperatife ait ödedikleri vergi borcunun davalıdan tahsiline karar verilmesi istemine ilişkindir.
Özel hukuk alanında yapılacak yargılamalar sırasında uyulması gereken genel görev kuralları 6100 sayılı HMK ‘da yer almaktadır. Bu yasanın 1. maddesi ile “Mahkemelerin görevlerinin ancak yasa ile düzenlenebileceği ve bu düzenlemenin de kamu düzenine ilişkin sayılması gerektiği” öngörülmüştür. Bu genel düzenlemenin yanında bir de ticari hayatla ilgili düzenlemeler içen 6102 sayılı TTK mevcuttur. Ticaret yasamızın 3. maddesinde ticari işin tanımı yapılmış, 4. maddesinde ticari davaların neler olduğu sınırlı olarak sayıldıktan sonra, 5. maddesinde ise aksi kararlaştırılmadığı sürece tüm ticari davalar ile ilgili olarak Ticaret Mahkemelerinin görevli oldukları belirtilmiştir.
Ticaret Mahkemelerinin görev alanını ticari davalar oluşturuyor ise, ticari davaların hangileri olduğunu 6102 sayılı TTK’nun 4. maddesine bakarak belirlemek zorunluluğu vardır. Bu madde de ise ticari dava;
1)Her iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili olan hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri,
2-)Tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın,
A) Ticaret Kanunda düzenlenen hususlardan doğan hukuk davaları,
B) Türk Medeni Kanunu’nun rehin karşılığı ödünç verme ile uğraşanlar hakkındaki 962 ila 969 maddelerinde,
C) 6098 sayılı Borçlar Kanunu’nun;
-Mal varlığının veya işletmenin devir alınması ile işletmelerin birleştirilmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki 202 ve 203 maddelerinde,
-Rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447. maddelerinde,
-Yayın sözleşmesine ilişkin 515 ve 519. maddelerinde,
-Komisyon sözleşmesine ilişkin 532 ve 545. maddelerinde,
-Ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan 547. ve 554. maddelerinde,
-Havale hakkındaki 555. ve 560. maddelerinde,
-Saklama sözleşmesini düzenleyen 561. ila 580. maddelerinde,
D) Fikri Mülkiyet Hukukuna dair mevzuatta,
E) Borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerde,
F) Bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde öngörülen konulardan doğan hukuk davalarının TİCARİ DAVA ve ticari nitelikli çekişmesiz yargı işi sayılır, ancak hiçbir ticari işletmeyi ilgilendirmeyen havale ve vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin haklardan doğan davalar bundan istisnadır şeklinde düzenlenmiştir.
Ticaret yasanın 5. maddesi ile “aksine hüküm olmayan hallerde, dava olunan şeyin değerine bakılmaksızın ticari davalara Asliye Ticaret Mahkemelerinin bakması düzenlemesi getirilmiştir. Bu yasal düzenleme gereği TTK’nın 4. maddesinde düzenlenen ve ticari dava kapsamında sayılan uyuşmazlıkların ticaret mahkemelerinin görev alanını oluşturduğunu kabul etmek gerekir. Bu genel kuralın yanında uyuşmazlığa ilişkin yasal düzenlemenin yer aldığı metinde bu konu ile ilgili uyuşmazlığın açıkça ticaret mahkemelerinde çözüleceği öngörülmüş ise (örneğin İİK’nun 171/4) ya da yasa ile bu yasa kapsamındaki işlerin ticari dava sayılacağı öngörülmüş ise (1163 sayılı yasanın 99. maddesi vb. gibi) bu yasadan kaynaklanan davaların da ticaret mahkemelerinin görev alanında olduklarını kabul etmek gerekecektir.
Somut olaya gelince, davacı taraf davalıya ait vergi borcunun yapılandırması amacı ile yaptığı başvurunun kabulü üzerine kooperatife ait vergi borcunu ödediklerini belirtip, yaptıkları 71.689,00 TL ödemenin davalıdan tahsiline karar verilmesi istenmektedir.
Uyuşmazlık TTK nun 4/2 maddesinde yer alan ve sayma sureti ile belirtilen konulardan kaynaklanmamaktadır. Bu davanın Ticaret Mahkemelerinin görev alanında kabul edilebilmesi için TTK nun 4/1 maddesi uyarınca davanın her iki tarafının da tacir olması ve işin tarafların ticari işletmeleri ile ilgili olması gerekir. Davanın her iki tarafının tacir olmadığı, uyuşmazlığında ticari işletmeleri ile ilgili olmadığı tartışmasızdır.
Davacı vekilinin de kabulünde olduğu gibi, davacı davalı kooperatifin üyesi iken kooperatife tebliğ ettiği Altındağ 5. Noterliğinin 01/04/2004 Tarih ve 14577 yevmiye nolu ihtarnamesi ile kooperatif üyeliğinden ayrılmıştır.
Davacı 09/10/2018 ödeme ve 22/02/2020 dava tarihinde vergi borcunu ödediği kooperatifin üyesi olsa idi kooperatifin vergi borcunu vekaletsiz iş görme hükümlerine göre ödedikten sonra bu ödemeyi üyesi olduğu kooperatiften talep ettiği için davanın 1163 Sayılı Yasanın 99. Maddesine göre ticari dava olarak kabul edilip, ticaret mahkemeleri de görevli hale gelecek idi. Davacı tek taraflı irade beyanı ile sonuç doğuran 01/04/2004 tarihli ihtarname ile kooperatif üyeliğinden ayrıldığı için 09/10/2018 ödeme ve 22/02/2020 dava tarihinde vergi borcunu ödediği kooperatifin üyesi olmadığı için uyuşmazlık yönünden Ticaret Mahkemelerinin görevli olmadıkları, 6100 Sayılı yasa uyarınca somut uyuşmazlık ile ilgili davanın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülerek sonuçlandırılması gerektiği kabul edilmiştir.
6100 sayılı HMK.nun 114/1-c maddesi gereğince görev hususunun dava şartı olduğu, 6100 sayılı HMK.nun 115/1 maddesi gereğince dava şartlarının yargılamanın her aşamasında mahkemece kendiliğinden araştırılacağının belirtildiği anlaşıldığından 6100 sayılı HMK.nun 114/1-c maddesi delaletiyle aynı yasanın HMK.nun 115/2 maddesi gereğince davanın dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden reddine ve mahkememizin görevsizliğine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Nedenleri yukarıda açıklandığı üzere;
HMK m.114/1-c, 115/2 uyarınca göreve ilişkin dava şartı eksikliği nedeniyle davanın usulden reddine,
Ankara Asliye Hukuk Mahkemeleri’nin görevli olduklarının tespitine,
Karar kesinleştiğinde ve süresinde başvuru olduğnda dava dosyasının görevli Ankara Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine,
Süresi içerisinde görevli mahkemeye dava dosyasının gönderilmesi için başvuru yapılmaz ise dosyanın re’sen ele alınıp Mahkememiz tarafından açılmamış sayılması kararı verilmesine,
Yargılama harç ve giderleri hakkında görevli mahkemece değerlendirme yapılmasına,
Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dosyanın görevli mahkemede davaya devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK 331/2 maddesi gereğince bir karar verilmesine,
Dair, Davacı Vekili Av. ….’in yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.31/05/2021

Katip … Hakim …