Emsal Mahkeme Kararı Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/630 E. 2021/297 K. 24.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2019/630 Esas – 2021/297
Türk Ulusu Adına Yargılama Yapmaya ve Hüküm Vermeye Yetkili
ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR

ESAS NO : 2019/630 Esas
KARAR NO : 2021/297

DAVA : TAZMİNAT
DAVA TARİHİ : 14/11/2019

KARAR TARİHİ : 24/05/2021
YAZIM TARİHİ : 31/05/2021
Mahkememizde açılan tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili ; Davalı sigorta şirketi tarafından Zorunlu Trafik Sigorta Poliçesi düzenlenen … plaka sayılı aracın yaya olan davacı küçüğe çarparak yaralanmasına neden olduğunu belirtip, sürekli çalışma gücü kaybı için 4.300,00 TL ve bakıcı gideri için 100,00 TL olmak üzere toplam 4.400,00 TL nin kaza tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınmasına karar verilmesini istemiştir.
YANIT :
Davalı sigorta şirketi vekili ; Alacağın zaman aşımına uğradığını, davadan önce kendilerine davacı tarafından usulüne uygun şekilde başvuru yapılmadığını, sigortalı araç sürücüsünün olayda kusurunun bulunmadığını, çalışma gücü kayıp oranı ve kusur dağılımına ilişkin raporunun ATK dan, hesap raporunun aktüer siciline kayıtlı bilirkişiden alınması, olay nedeni ile elde edilmiş gelir var ise tazminattan indirim yapılması gerektiğini, davanın haksız fiilden kaynaklanması nedeni ile ancak dava tarihinden itibaren yasal faiz talep edilebileceğini belirtip, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLER :
-Ruhsat ve poliçe örneğini de içeren hasar dosyası,
-Davadan önce davalıya yapılan başvuru ile ilgili evrak,
-Davacıya olay nedeni ile rücuya tabi ödeme yapıldığını bildiren SGK yazı cevabı,
-Davacı ile ilgili gelir araştırması,
-Arabulucu anlaşmazlık son tutanağı,
-Suç soruşturma evrakı,
-Yaralı yaya ile ilgili raporlar,
-Tüm dosya kapsamı,
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Davadaki talep, Trafik kazası nedeni ile davacıda oluştuğu ileri sürülen sürekli çalışma gücü kayıp zararı ile bakıcı giderinin davalıdan tahsili istemine ilişkindir.
Davanın hukuki dayanağı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85 vd. maddeleri ile Karayolları Trafik Kanunu Mali Sorumluluk Sigorta Genel Şartları’ndan ibarettir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunun 85. maddesine göre, bir aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin yaralanmasına veya ölümüne sebebiyet verilmesi halinde teşebbüs sahibi ve araç işleteni oluşan zarardan sorumludur. Aynı Yasa’nın 88. maddesine göre; birden fazla zarar verenin bulunması halinde zarar verenler, zarar görene karşı müteselsilen sorumludur. Yine aynı Kanunun 90. maddesine göre ise, maddi tazminatı biçim ve kapsamı ile manevi tazminat konularında Borçlar Kanunu’nun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.
Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası, Karayolları Trafik Kanunun 91/1 maddesi uyarınca işletenlerin aynı yasanın 85/1 maddesi kapsamındaki sorumluluklarının karşılanması için yaptırılması zorunlu bir sigorta türü olduğundan, zorunlu mali sorumluluk sigortasında sigortacı, işletenin yasadan kaynaklanan hukuki sorumluluğunun belirli limitler içerisinde üzerine almış bulunmaktadır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık 01/11/2011 tarihinde meydana gelen kaza nedeni davalı sigorta şirketi tarfından zorunlu trafik sigorta poliçesi düzenlenen araç sürücüsünün kusurlu olup olmadığı, davacıdaki yaralanmaların sürekli çalışma gücü kaybı oluşturup oluşturmadığı, yaralanmanın bakıcı ihtiyacı oluşturup oluşturmadığı, davaya konu tazminatların poliçe kapsamında olup olmadığı, faizin türü ve faizin başlangıç tarihi ile tüm zararın davalıdan talep edilmesinin mümkün olup olmadığı konularında toplanmaktadır.
Trafik sigortası genel şartları 01/06/2015 tarihinde değiştirilip, tazminatın diğer yasal düzenlemeler yanında bu genel şartlara göre hesaplanacağına ilişkin 2918 sayılı yasanın 90.maddesinde yapılan değişiklik ise 26/04/2016 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Değişen yeni genel şartların yürürlük maddesi olan C 11 e göre ” yeni genel şartların ancak bu tarihten sonra düzenlenecek poliçeler dolayısı ile uygulanabileceğinin ” öngörülmüş olup poliçemiz 02/10/2010 tarihinde düzenlenmekle ve kazada 01/11/2011 tarihinde meydana gelmekle birlikte 2918 Sayılı Yasanın 90 ve 92. maddeleri ile ilgili Anayasa Mahkemesinin kısmi iptal kararı da dikkate alınarak somut uyuşmazlığın kısmi iptal kararının ortaya çıkardığı durum dikkate alınarak çözümlenmesi gerektiği kabul edilmiştir.
Dava açılmadan önce davacı arabulucuya başvurmuş, tarafların katılımı sonrası anlaşmaya varılamadığına ilişkin anlaşmazlık son tutanağı düzenlenmiş ve tutanak mahkememize ibraz edilmiştir.
Dava açılmadan önce 12/10/2019 tarihinde davalıya başvuru yapılmış, davalının 23/10/2019 tarihli yazılarından anlaşıldığı gibi eksik belge ile başvuru yapıldığı için dava şartının gerçekleştiği ve davalının dava tarihinde temerrüte düştüğü kabul edilmiştir.
Davalı vekili alacağın zaman aşımına uğradığını ileri sürmüştür. Davacının yaralanması ile sonuçlanan trafik kazası TTK da suç olarak düzenlenmiş ve 8 yıl zaman aşımı süresi öngörülmüştür. 2918 Sayılı Yasanın 109/2 maddesi uyarınca uzatılmış ceza zaman aşımı süresinin tazminat istekli talepler içinde uygulanması gerekmektedir. Somut olayda 8 yıllık zaman aşımı süresi 01/11/2011 kaza tarihi ile işlemeye başlamış, 28/10/2019 tarihinde zorunlu arabulucuya başvuru ile kesilmiştir. Her iki tarih aralığında 7 yıl 11 Ay 27 günlük süre işlemiştir. 6325 Sayılı Yasanın 18/A-(15) maddesi uyarınca arabulucuya başvuru tarihi ile son tutanağın düzenlendiği tarihleri aralığında zaman aşımı süresi işlemediği için arabulucu anlaşmazlık son tutanağının düzenlendiği 12/11/2019 tarihinde zaman aşımı süresi yeniden işlemeye başlamış, 14/11/2019 tarihinde dava açıldığı için davanın 8 yıllık zaman aşımı süresi dolmadan açıldığı kabul edilmiştir.
Zorunlu trafik sigorta poliçesi düzenleyen sigorta şirketleri “sigortalı aracın işletilmesi sırasında 3.kişilerin uğradığı ve poliçe kapsamındaki zararları sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında sigortalı adına ödemeyi” üstlenmektedir. Bu nedenle ilk önce davacı ile sigortalı araç sürücüsünün kusur dağılım oranlarının belirlenmesi gerekmektedir.
Davacı sigorta şirketi tarafından trafikte kayıtlı olan … plaka sayılı araç için 02/10/2010 tarihinde kaza tarihi içinde koruma sağlayan Karayolları Zorunlu Trafik Sigorta Poliçesi düzenlenmiştir. Sigortalı araç dava dışı … idaresinde okul geçidi ve 30 Km hız sınırlamasının bulunduğu yere geldiğinde yolun karşısına geçmeye çalışan davacı küçük …’ a çarparak yaralanmasına neden olmuştur.
Yukarıda anlatılan şekilde gerçekleşen olay ile ilgili ilk rapor 20/02/2020 tarihli olup, sigortalı araç sürücüsünün yaya geçidi ve hız sınırlaması olan yerde gerekli kurallara uymayarak tam kusurlu olduğu, davacı küçüğün olayda kusurunun bulunmadığı şeklinde görüş bildirmiştir. Bu rapora yönelik itirazlar üzerine bu kez ATK Trafik İhtisas Dairesinden 29/07/2020 tarihli rapor alınmıştır. Bu rapor ile sigortalı araç sürücüsünün okul yakını ve hız sınırlaması bulunan bölgede gerekli önlemleri almadığı için % 75 oranında kusurlu olacak şekilde, davacı küçüğün ise yolu kontrol etmeden yola çıktığı için % 25 oranında kusurlu olacak şekilde kazaya neden oldukları şeklinde görüş bildirilmiştir. Her iki rapor arasındaki kusur dağılımı ile ilgili farklılık oluştuğu için aykırılığın giderilmesi amacı ile üç kişiden oluşturulan heyetten 14/12/2020 tarihli rapor alınmıştır. Son raporu düzenleyen bilirkişiler ATK Trafik İhtisas Dairesinin görüşüne uyup sigortalı araç sürücüsünün % 75 oranında, davacı küçüğün ise % 25 oranında kusurlu olacak şekilde kazaya neden oldukları şeklinde görüş bildirmiş, alınan son iki rapor kazanın gerçekleşme şekline daha uygun olup, kusur dağılım oranları konusunda uyuştuğu için sigortalı araç sürücüsünün % 75 oranında, davacı küçüğün ise % 25 oranında kusurlu olacak şekilde kazaya neden oldukları kabul edilmiştir.
Davacı sürekli çalışma gücü kaybı ve bakıcı ihtiyacı nedeni ile oluşan zararlarını talep ettiği için bu amaçla Katip Çelebi Üniversitesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanlığından alınan 17/06/2020 tarihli rapor alınmıştır. 01/11/2011 Kaza tarihinde yürürlükte olan ” Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşleri Yönetmeliği ” hükümlerine göre hazırlanan ve davacıdaki yaralanmalar ile uyumlu olduğu için hüküm kurmaya elverişli olduğu kabul edilen raporda da belirtildiği gibi davacının davaya konu kaza nedeni ile % 8.1 oranında sürekli çalışma gücü kaybı oluşturup 60 ( atmış) gün bakıcı ihtiyacı oluşturacak şekilde yaralandığı kabul edilmiştir.
Anayasa Mahkemesinin 2918 Sayılı yasanın 90 ve 92. maddeleri ile ilgili kısmi iptal kararı dikkate alınarak tazminat hesabının yapılması gerekli olup, bu amaçla bilirkişiden 08/04/2021 tarihli rapor alınmıştır. Bu rapor ile davacının yaşam süresi için TRH-2010 tablosu esas alınıp 1.8 teknik faiz uygulanmaksızın prograsif rant yöntemi esas alınarak yapılan hesaplamaya göre davacının davaya konu kaza nedeni ile sürekli iş göremezlik zararının 182.936,86 TL ve bakıcı ihtiyacı giderinin ise 1.674,00 TL olduğu kabul etmiştir. Davacı vekili de bu raporu esas alıp 21/04/2021 tarihli dilekçe ile toplam 184.610,86 TL üzerinden bedel artırım işlemi yapmıştır.
Dava açılmadan önce 12/10/2019 tarihinde davalıya başvuru yapılmış, davalının 23/10/2019 tarihli yazılarından anlaşıldığı gibi eksik belge ile başvuru yapıldığı için dava şartının gerçekleştiği ve davalının dava tarihinde temerrüte düştüğü kabul edilmiştir. Sigortalı aracın temin edilen ruhsat örneğine göre hususi nitelikli olarak kayıtlı olması nedeni ile davacı alacağına yasal faizi uygulanması gerektiği kabul edilip, aşağıdaki hüküm oluşturulmuştur.
HÜKÜM: Nedenleri yukarıda açıklandığı üzere;
1.674,00 TL bakıcı gideri ve 182.936,86 TL sürekli işgöremezlik zararından oluşan toplam 184.610,86 TL’nin 14/11/2019 dava tarihinden itibaren hesaplanacak değişen oranlı yasal faiziyle birlikte davalıdan alınıp davacıya ödenmesine,
Alınması gereken 12.610,77 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 44,40 TL ile ıslah harcı olarak yatırılan 615,51 TL toplamı 659,91 TL’nin mahsubu ile bakiye 11.950,86 TL’nin davalıdan tahsili ile HAZİNEYE ÖDENMESİNE.
Davacı tarafından yatırılan 44,40 TL başvurma harcı, 659,91 TL peşin harç (ıslah harcı dahil) olmak üzere toplam 704,31 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE.
Davacı lehine hüküm tarihindeki AAÜT’si uyarınca hesaplanan 21.372,76 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE.
Davacı tarafından yapılan tebligat ve posta gideri 216,70 TL ve bilirkişi ücreti 3.100,00 TL olmak üzere toplam 3.316,70 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya ÖDENMESİNE.
Arabuluculuk için ödenen 1.320,00 TL nin 6325 sayılı yasanın 18/A (11) (13) maddesi uyarınca davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
Karar kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansı kalması halinde bildirilecek hesap numarası olur ise hesaba, hesap numarası bildirilmez ise gider avansından karşılanmak koşulu ile posta havalesi ile yatıran tarafa İADESİNE.
Dair, Davacı Vekili Av. …’ün yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
24/05/2021