Emsal Mahkeme Kararı Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/561 E. 2022/521 K. 19.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2019/561 Esas – 2022/521
Türk Ulusu Adına Yargılama Yapmaya ve Hüküm Vermeye Yetkili
ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR

ESAS NO : 2019/561 Esas
KARAR NO : 2022/521

DAVA : ALACAK
DAVA TARİHİ : 15/10/2019

KARAR TARİHİ : 19/09/2022
YAZIM TARİHİ : 19/10/2022
Mahkememizde açılan alacak davasının yapılan yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :
Davacı vekili ; taraflar arasında 4(dört) kişi ile özel güvenlik hizmeti verilmesini konu alan 29/08/2016 tarihli sözleşme imzalandığını, işin süresinin 2 ay ve iş bedelinin 33.339,20 TL olduğunu, işi yerine getirdikleri sırada davalının tek yanlı irade beyanı ile 23/09/2016 tarihinde sözleşmeyi fesih ettiğini, bu işte çalışan 4 kişiye ait işçilik alacaklarının işten çıkarıldıkları için davalından talep edilmesine rağmen ödeme yapılmadığını, bu kişilerin aslında davalı personeli olduğunu, 08/02/2015 tarihli ve 29261 no’lu Resmi Gazetede yayımlanan düzenlemeye göre kıdem tazminatlarından davalının sorumlu olduğunu, aksi düşünülse dahi davacının ancak kendisinde geçen çalışma ile sınırlı olacak şekilde kıdem tazminatından sorumlu olması gerektiğini, sözleşmenin fesihinin tek yanlı ve haklı nedene dayanmadığı için haksız fesih niteliğinde olduğunu belirtip, ödenmeyen işçi alacakları için şimdilik 1.000,00 TL ve haksız fesih nedeni ile uğranılan zararları için şimdilik 100,00 TL alınmak üzere toplam 1.100,00 TL’nin ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
YANIT :
Davalı vekili ; taraflar arasında 4 kişilik personel ile güvenlik hizmeti verilmesini konu alan sözleşme imzalandığını, sözleşmenin 5.24 maddesine göre tüm işçilik alacaklarından davacı yüklenicinin sorumlu olduğunu, buna rağmen sözleşmeye konu işte çalışan davacı çalışanı …. için 11.339,60 TL kıdem tazminatlarının davalı tarafından ödenip ödemelerin de davacı hakedişlerinden kesildiğini, bu ödemelerin davacıdan tahsili için girişimlerde bulunduklarını, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 5.24 ve 5.25 maddelerine göre davalı kurumun yaptığı ve davalı çalışanlarına ait kıdem tazminatından davacı sorumlu olduğu halde bu ödemeleri kendilerinin yaptığını belirtip, davacının alacağı olmadığı için davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLER :
-Taraflar arasında imzalanan güvenlik hizmeti alımını konu alan sözleşme,
-Davalı tarafından düzenlenen fesih ihtarı,
-Davalı tarafından yapılan ödemeler ile ilgili kayıtlar,
-Arabuluculuk anlaşmazlık son tutanağı,
-Bilirkişi raporu.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Davadaki talep; taraflar arasında imzalanan ve güvenlik hizmeti alımını konu alan sözleşmenin davalı tarafından süresinden önce ve haksız nedenle fesih edildiği iddiası ile ödenmeyen hakediş alacakları ve haksız fesihten kaynaklanan kar yoksunluğuna ilişkin davacı zararlarının davalıdan tahsili istemine ilişkindir.
Davalı … Maden A.Ş’ye ait İzmir Kahramanlar’da bulunan ve depo olarak kullanılan iş yerinde davacı tarafından 4 kişilik personel ile güvenlik hizmeti verilmesini konu alan sözleşme imzalanmıştır.
Sözleşmenin 2.1 maddesine göre işin süresi 2 ay olup, sözleşmenin 2.2 maddesine göre 1/09/2016 tarihinde başlayacak işin 31/10/2016 tarihinde sona ereceği kararlaştırılmıştır. Sözleşme uyarınca davacı güvenlik hizmetini kendi personeli ile verecek, yine sözleşmenin 5.1 ve 5.2 maddelerine göre ayrı bir iş yeri SGK sicil numarası alıp, çalıştıracağı personel ile ilgili tüm kayıtları davalı işverene teslim etmeyi üstlenmiştir. Aynı sözleşmenin 5.24 ve 5.25 maddeleri uyarınca bu işte çalışan işçilerin tüm işçilik alacaklarından davacının sorumlu olduğu kararlaştırılmıştır.
Davacı taraf sözleşme uyarınca özel güvenlik hizmetini 01/09/2016 tarihinde sunmaya başlamış, sözleşme 31/10/2016 tarihinde sona erecek iken, davalı taraf 23/09/2016 tarihinde “güvenlik hizmeti verilen deponun” 23/09/2016 tarihinde satılması nedeni ile sözleşmeyi fesih etmiş ve 27/09/2016 tarihi itibarı ile güvenlik hizmeti sunumuna son verilmesi yönündeki iradesini davacıya bildirmiştir.
Davacı taraf, tek yanlı fesih işleminin haksız fesih niteliğinde olduğu için çalışamadıkları döneme ait kar kayıpları olduğunu ve ödenmeyen hak ediş alacakları bulunduğunu belirtip, alacaklarının ödenmesini talep etmektedir. Davalı taraf ise tüm işçilik alacaklarından davacının sorumlu olduğu halde bu işte çalıştırılan kişilerin kıdem tazminatlarının açılan davalarda verilen kararlar ve başlatılan icra talepleri nedeni ile kendilerinden tahsil edildiğini, bu ödemeleri davacının hak edişlerinden mahsup etme hakları olduğunu, ayrıca özelleştirme kapsamındaki davalıya ait güvenlik hizmeti alınan deponun satılması nedeni ile güvenlik hizmeti alımını sona erdirmek zorunda kaldıklarını, bu nedenle fesih işleminin de haksız olmadığını ileri sürmektedir.
Feshin haklı ya da haksız olup olmadığı hukuki değerlendirme niteliğinde olup, bu konudaki değerlendirmenin mahkememiz tarafından yapılması gerekmekle birlikte, davacının çalıştığı süreye ilişkin hakediş alacağı ve fesih haksız kabul edilir ise yoksun kalınan kar miktarının hesaplanması, teknik hesaplama gerektirdiği için görevlendirilen bilirkişilerden rapor ve itirazlar üzerine ek rapor alınmıştır.
Uyuşmazlık ile ilgili olarak bilirkişiler ….’ten alının ilk rapor 08/02/2021 tarihli olup, raporda da belirtildiği gibi; güvenlik hizmetinin verilmesi gereken toplam sürenin 2 ay olduğu, davacının 01/09/2016 tarihinde hizmet sunmaya başladığı, henüz sözleşmenin ifasının 27. gününde davalının güvenlik hizmeti sunulan deponun satıldığını gerekçe gösterip sözleşmeyi fesih ettiğini, taraflar arasındaki sözleşmenin eki niteliğindeki Genel Şartnamenin 26. Maddesinde fesih işleminin nasıl yapılacağı belirlendiği halde davalının bu düzenlemedeki hiçbir koşul gerçekleşmediği halde güvenlik hizmetinin sunulduğu ve depo olarak kullanılan iş yerinin satıldığını gerekçe gösterip sözleşmeyi feshinin haklı nedene dayanmadığı şeklinde görüş bildirilmiş olup, bu tespit taraflar arasındaki sözleşmenin eki niteliğindeki Genel Şartnamenin 26. maddesinde sayılan nedenler ve şekilde gerçekleştirilmediği gibi fesih işleminin davacının hiçbir kusuruna dayandırılmadığı için fesih işleminin haklı nedene dayanmadığı kabul edilmiştir.
Davalı fesih edilen 4 işçi için ödediği ve davacı hakedişlerinden kesinti yapılan işçilik alacaklarından davacının sorumlu olduğunu ileri sürdüğü için, ödeme yapılan 4 kişinin davacıda geçen çalışması var ise süresi ile davacının sorumlu olması gereken miktarın belirlenmesi gerekmektedir.
Bilirkişi raporunda da belirtildiği gibi, sözleşmenin feshi nedeni ile açılan davalar sonucu davalı kıdem tazminatı ödemeleri yapıp, davacı hak edişlerinden kesinti yapılmış olup; Davalımız tarafından dava dışı çalışan …. TL olduğu, bu miktarın davalıdan tahsili gerektiği kabul edilmiştir.
Aynı raporda da belirtildiği gibi; sözleşmenin erken feshi nedeni ile davacının 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Yasası’nın 24. maddesi uyarınca sözleşme fiyatları ile yaptığı iş bedelinin %5’i kadar tazminat isteme hakkı bulunduğu, buna göre talep edilebilir tazminat miktarının 571,74 TL ve sözleşme süreden önce fesih edildiği için davacının ödediği sözleşme damga vergisi ve karar pulu bedelinden dolayı 404,64 TL’yi talep hakkı bulunduğu kabul edilmiştir.
Rapora yönelik itiraz üzerine aynı bilirkişiler 15/11/2021 tarihli raporu düzenlemişler, bu raporda % 5 tazminat karşılığı 571,74 TL ve damga vergisi ve karar pulu nedeni ile 404,64 TL yönünden görüşlerde değişiklik olmadığı, 4 işçi için fazladan yapılan ödeme nedeni ile davacı alacağının maddi hataya dayalı belirlendiği bu nedenle oluşan davacı alacağının 19.384,02 TL olduğu belirlenmiş, bu miktarlar mahkememiz tarafından kabul edilmiştir.
Davalı tarafın itirazı üzerine hazırlanan 11/03/2022 tarihli 2. ek raporda bilirkişiler, dava dışı çalışan …İçin ihbar tazminatı ve yıllık izin ücreti olarak ödenen miktarın 12.812,29 TL olduğu, bu miktarın dava dışı diğer 3 çalışan için ödenen 38.329,90 TL’den düşüldüğünde diğer iki işçi için ödenen miktarın (38.329,90 TL – 12.812,29TL = 25.517,61 TL) 25.517,61 TL olduğu, 15/11/2021 tarihli raporda belirtildiği gibi davacı şirkete davalının ödemesi gereken miktarın 19.384,02 TL olduğu, dava dışı 2 işçi için ödenen ve yukarıda 25.517,61 TL davalı ödemesinin sözleşme hükümleri uyarınca davacının sorumluluğunda olup, davacı alacağı olan 19.384,02 TL olmasına rağmen davalının 2 dava dışı çalışan için ödediği ve davacıdan talep etme hakkı olan 25.517,61 TL davacı alacağından mahsup edildiğinde davalının davacıdan halen 6.133,59 TL alacağı bulunduğu, bu durumda davacının davalıdan tahsili gereken alacağı kalmadığı kabul edilip aşağıdaki hüküm oluşturulmuştur.
HÜKÜM: Nedenleri yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın REDDİNE,
Alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 44,40 TL ile ıslah harcı olarak yatırılan 328,92 TL toplamı 373,32 TL’nin mahsubu ile artan 292,62 TL’nin karar kesinleştiğinde ve istemi halinde davacıya İADESİNE.
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA.
Davalı lehine hüküm tarihindeki AAÜT’si uyarınca hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE.
Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığına,
Arabuluculuk için ödenen 1.320,00 TL nin 6325 sayılı yasanın 18/A (11) (13) maddesi uyarınca davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
Karar kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansı kalması halinde bildirilecek hesap numarası olur ise hesaba, hesap numarası bildirilmez ise gider avansından karşılanmak koşulu ile posta havalesi ile yatıran tarafa İADESİNE.
Dair, Davacı Vekili Av. …nın yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.19/09/2022