Emsal Mahkeme Kararı Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/522 E. 2021/503 K. 07.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANKARA
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/522
KARAR NO : 2021/503
Türk Milleti Adına Yargılama Yapmaya ve Hüküm Vermeye Yetkili
ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR
ESAS NO : 2019/522
KARAR NO : 2021/503

DAVA : Menfi Tespit ve İstirdat
ASIL DAVA TAR. : 25/09/2019
BİRLEŞEN DAVA T. : 08/09/2020
KARAR TARİHİ : 07/07/2021
KAR. YAZ. TAR. : 09/07/2021

Mahkememize tevzi edilen ve yukarıdaki numarasına kaydı yapılan dava dosyası ile birleşen dava dosyasının birlikte yapılan incelenmesi sonucunda:
DAVA:
Asıl davada:
Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin, “Elmalı Rüzgar Enerjisi Santralı”nı işlettiğini ve Yönetmelik hükümleri doğrultusunda üretilen her bir kWH için İdareye 4,24 kuruş ödemeyi taahhüt ederek davalı İdareyle müvekkili arasında 16/12/2011 tarihli (RES) Katkı Payı Anlaşması imzalandığını; anlaşmanın 3.maddesinde ve bu anlaşmanın dayandığı yönetmeliğin 9.maddesinde belirtilen esaslara göre hesaplanacak katkı payının, tesisin bir yıllık elektrik enerjisi üretimi üzerinden hesaplanan bir önceki yıla ait toplam RES katkı payı tutarının 15 Ocak günü saat 17.00’a kadar … tarafından müvekkiline faturalanması gerektiğini; davalının, 8.211.795,28 TL tutarlı fatura düzenlediğini, faturanın müvekkilince iade edildiğini; hesaplamanın yanlış yapıldığını, bu faturanın 3.650.648,40 TL’lik kısmından sorumlu olmadıklarını; 3.650.648,40 TL’lik yanlış hesaplamanın 957.648,42 TL’sinin müvekkilince …’ın hesabına sehven ödendiğini; bu nedenle, 2.692.999,98 TL için müvekkilinin davalı şirkete borçlu olmadığının tespiti ile fazla ödenen 957.648,42 TL’nin iadesine, itiraz edilen 2.692.999,98 TL’nin icra takibine konulmaması için ihtiyati tedbir kararı verilmesini, talep ve dava etmiştir.

Birleşen davada:
Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında 16/12/2011 tarihli RES Katkı Payı Sözleşmesi imzalandığını bu sözleşme uyarınca davacı şirketin ürettiği her bir kwh için 4,24TL ödemeyi taahhüt ettiğini, taraflar arasında tip sözleşme imzalandığını, imzalanan sözleşme ile teklif mektubu arasında ortaya çıkan TÜFE fiyatının sözleşmeye uygulanması yönündeki farklılıkların davalı tarafından sözleşme ve yönetmeliğe aykırı olacak şekilde yorumlanarak davacıya fahiş faturalar tanzim edildiğini, davalının taraflar arasındaki sözleşmenin 3. ve Yönetmeliğin 9. maddesine aykırı olarak 2011 yılından itibaren her yıl belirlenen TÜFE oranına bileşik faiz uygulanmak suretiyle 2011 yılına kadar hesaplayarak hukuka aykırı bir şekilde 23/01/2020 tarihli 10.138.688,58TL bedelli fatura düzenlediğini, burada uygulanması gereken değerin sözleşme ve yönetmelikte olduğu şekilde 2011 yılında imzalanan sözleşmedeki teklif değeri olması gerektiğini, nitekim davalının önceki yıllarda hesaplamayı bu şekilde yaptığını, davalı tarafından kesilen faturaya … … Noterliğinin 12/02/2020 tarihli … yevmiye nolu ihtarnamesi ile itiraz edilerek 5.457.542,86TL’lik fatura kesilerek davalıya tebliğ edildiğini, davalı idare tarafından yargılama konusu edildiği gerekçesi ile dava konusu fatura bedelinin ödenmesinin talep edildiğini, aynı konuda … … ATM’nin …, …… ATM … esas sayılı dosyalarının bulunduğunu, … …. ATM dosyasının lehine sonuçlandığını, diğer davanın derdest olduğunu bildirmiş, davalı tarafından bileşik faiz uygulanarak hesaplanan 23/01/2020 tarih TEE2020015800237 numaralı 10.138.688,58TL’lik faturanın 5.457.542,86 TL’lik kısmın yönünden borçlu olmadığının tespitine teminatsız olarak ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ve dava etmiştir.

YANIT:
Asıl davada:
Davalı vekili, yanıt dilekçesinde kısaca; zamanaşımı, yargı yolu (görev), yetki, husumet, derdestlik, iş bölümü, tahkim, dava ehliyeti itirazını ileri sürdüklerini; 2018 yılı RES katkı payı faturasının hesaplanmasında ilgili tesisin 2018 yılı için net elektrik enerjisi üretimi olan 75.781.041,000 kWh ve teklif yılı olan 2011 yılından itibaren gerçekleşen TÜFE oranları olan 2011 yılına ait %10,45, 2012 yılına ait %6,16, 2013 yılına ait %7,40, 2014 yılına ait %8,17, 2015 yılına ait %8,81, 2016 yılına ait %8,53, 2017 yılına ait %11,92 ve 2018 yılına ait %20,30 kullanılarak 16/01/2019 tarihli RES katkı payı faturası hesaplandığını; “Elmalı RES Projesi” için ../../20.. tarihinde yapılan yarışmada, davacı şirket tarafından teklif mektubu sunulduğunu ve kazanan davacı şirketle “RES Katkı Payı Anlaşması” yapıldığını; yönetmelik ve ekleri olan taahhütname, teklif mektubu formu ile anlaşma hükümlerinin birlikte değerlendirilmesi sonucunda RES katkı payı faturasının hesaplandığını, aralarında hiyerarşi bulunmadığını, davacı şirket tarafından imzalanarak verilen teklif mektubunda: “İdarenizce 15/02/2010 tarihinde, Elmalı RES Projesi için, üretilen kilowatsaat (kWh) başına RES Katkı Payı teklifi verilmesiyle ilgili bütün belgeler ve mevzuat tarafımızdan tamamen okunmuş ve incelenmiş olup, bütün şartlarıyla kabul edilmiştir. Elmalı RES Projesinde yıllık üretilecek net elektrik enerjisi için kilowatsaat (kWh) başına 4,24 (ikivirgüldoksan) kuruş teklifimiz ile … İletim Anonim Şirketi (…) tarafından, yıllık net elektrik enerjisi üretimimizin çarpılmasıyla bulunacak toplam RES Katkı Payı tutarını, teklif yılından ödemeye esas üretim yılına kadar TÜİK (Türkiye İstatistik Kurumu) tarafından Ocak ayında açıklanan yıllık Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) oranında güncelleştirerek takip eden yılın Ocak ayı sonuna kadar, tüm tesisin geçici kabulünün yapıldığı tarihten itibaren yirmi yıl süre boyunca …’a ödemeyi kabul ve taahhüt ederiz” şeklinde taahhütte bulunduğunu; davacı tarafından imzalanan taahhütnamenin 2.maddesinde, “… tarafından fatura edilen RES Katkı Payı tutarını, faturanın düzenlendiği yılın 31 Ocak günü saat 17.00’a kadar …’a ödeyeceğimizi; bu ödemeyi yapmamamız halinde 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulu Hakkında Kanun’un 51.maddesine göre belirlenen gecikme zammı uygulamasını kabul ettiğimizi…” denildiğini; bu nerenle, öncelikle görev nedeniyle ve ayrıca davanın esastan reddine karar verilmesini, savunmuştur.
Birleşen davada:
Davalı vekili, yanıt dilekçesinde kısaca; öncelikle yargı yeri itirazında bulunmuş, İdare Mahkemelerinin görevli olduğunu bildirmiş, davaya konu edilen faturanın düzenlendiği tesis olan Elmalı Res Projesi için gerçekleştirilen yarışmada davacı tarafından sunulan teklif mektubunda Res katkı payı teklifi verilmesiyle ilgili tüm belgelerin ve mevzuatın okunup incelendiğini, ve tüm şartlarıyla kabul edildiğini, buna göre Elmalı Res projesinde yıllık üretilecek net elektrik enerjisi için kilowatt/saat başına 4.24 Kuruş teklifi ile … tarafından yıllık net elektrik enerjisi üretiminin çarpılmasıyla bulunacak tutarı ödemeyi kabul ettiğini çekincesiz bir şekilde bildirdiğini, davacının teklif mektubu ile bağlı olduğunu, davacı iddialarının kabulü halinde …’ a ödenecek Res katkı paylarının yıllar içinde değer kaybetmesinin sonucu doğacağını, teklifin sabit fiyat kabul edilerek bu tutarın kümülatif değir her yıla ait Tüfe oranında belirlenecek artışa göre hesaplanması gerektiği yönündeki davacı iddiasının, yönetmelik ve eklerindeki düzenlemelere aykırı olduğu gibi, formülde yer alan Tüfe endeksinin uygulanma amacına da uygun olmadığını, nitekim … … ATM’ nin … Esas sayılı dosyasında davanın reddine karar verildiğini bildirmiş haksız davanın reddini talep etmiştir.

DELİLLER :
1-Rüzgar Enerjisine Dayalı Üretim Tesisi Kurmak Üzere Yapılan Lisans Başvurularına İlişkin Yarışma Yönetmeliği,
2-16/12/2011 tarihli RES Katkı Payı Anlaşması,
3-12/09/2011 tarihli Teklif Mektubu,
4-12/09/2011 tarihli Taahhütname,
5-Faturalar ve iade faturası,
6-Bilirkişi raporu,
7-Arabulucu tutanağı ve ekleri,
8-Tüm dosya münderecatı,

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKÎ NİTELENDİRME :
Dava, taraflar arasındaki 29/11/2011 tarihli “RES Katkı Payı Anlaşması” kapsamında davalı İdare tarafından düzenlenen faturadaki katkı payı tutarının anlaşmaya aykırı hesaplandığı savına dayalı olarak, asıl davada 2.692.999,98 TL yönünden borçlu olmadığının tespiti, 957.648,42 TL’nin istirdadı; birleşen davada ise 5.457.542,86 TL yönünden borçlu olmadığının tespiti istemlerine, ilişkindir.
Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerden: “Rüzgar Enerjisine Dayalı Üretim Tesisi Kurmak Üzere Yapılan Lisans Başvurularına İlişkin Yarışma Yönetmeliği,” çerçevesinde RES Kapasite Tahsis Yarışmaları düzenlendiği; bu meyanda, “Elmalı RES Projesi” için yapılan yarışmada, davacı tarafından 12/09/2011 tarihli “Teklif mektubu Formu” ve aynı tarihli “Taahhütname” verildiği ve yanlar arasında (11) maddeden oluşan 16/11/2011 tarihli “RES Katkı Payı Anlaşması”nin imzalandığı, konusunda çekişme bulunmamaktadır.
İhtilâf, davacı ile davalı arasında imzalanan “RES Katkı Payı Anlaşması” kapsamında ‘TÜFE’ oranının nasıl uygulanacağı eş deyişle ‘TÜFE’ oranının güncellenip güncellenmeyeceği noktasında toplanmaktadır. Dolayısıyla uyuşmazlık, RES Katkı Payı tutarının hesaplanma tarzında ortaya çıkmaktadır.
Davalı tarafından düzenlenen 16/01/2019 tarih ve TEA2019015800054 nolu 8.211.795,28 TL tutarlı fatura asıl davanın konusudur. Davacı, 3.650.648,40 TL’lik kısmın yanlış hesaplandığını, 957.648,42 TL’sinin sehven ödendiğini ileri sürerek bu tutarın istirdadını ve bakiye 2.692.999,98 TL için müvekkilinin davalı şirkete borçlu olmadığının tespitini dava konusu etmiştir. Yine, davalı tarafından düzenlenen 23/01/2020 tarih ve TEE2020015800237 nolu 10.138.688,58TL’lik faturanın 5.457.542,86TL’lik kısmı yönünden borçlu olmadığının tespiti istemi de birleşen davanın konusudur.
Davacı, “RES Katkı Payı Anlaşması”nin
3.maddesinde ve bu anlaşmanın dayandığı Yönetmeliğin 9.maddesinde belirtilen esaslara göre hesaplanacak katkı payının, tesisin bir yıllık elektrik enerjisi üretimi üzerinden hesaplanan bir önceki yıla ait toplam RES katkı payı tutarının 15 Ocak günü saat 17.00’a kadar … tarafından müvekkiline faturalanması gerektiğini ileri sürerken, davalı ise, davacı tarafından yarışma sırasında verilen teklif mektubu gereğince, “…teklif yılından ödemeye esas üretim yılına kadar TÜİK (Türkiye İstatistik Kurumu) tarafından Ocak ayında açıklanan yıllık Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) oranında güncelleştirerek takip eden yılın Ocak ayı sonuna kadar, tüm tesisin geçici kabulünün yapıldığı tarihten itibaren yirmi yıl süre boyunca …’a ödemeyi kabul ve taahhüt ederiz” şeklinde taahhütte bulunulması sebebiyle teklif mektubuna göre güncellenen bedelin ödenmesi gerektiğini, savunmaktadır.
Davalı vekili yargı yolu (görev) itirazı ileri sürmüştür. Davacı ile davalının anonim şirket ve özel hukuk tüzel kişisi oldukları ve uyuşmazlığın ise taraflar arasında düzenlenen 16/12/2011 tarihli sözleşmenin uygulanmasından kaynaklanan borçsuzluğun tespiti ve istirdat talebine ilişkin bulunduğu dikkate alındığında görevli yargı yolunun adlî yargı yolu olduğu dikkate alınarak bu yöndeki itiraz reddedilmiştir.
Davalı vekili, süre aşımı def’i ileri sürmüştür. Yanlar arasında sözleşme ilişkisi bulunmaktadır. Dava, davalı tarafından düzenlenen 16/01/2019 tarihli ve 23/01/2010 tarihli faturalar yönünden kısmi borçsuzluğun tespiti istemine ilişkin olup, zamanaşımı, TBK’nın 146’ncı maddesine göre on yıllık genel zamanaşımına tabidir. Fatura ve dava tarihlerine göre koşulları olmayan zamanaşımı def’i reddedilmiştir.
Türk Borçlar Hukukunda sözleşmeye bağlılık ( Ahde Vefa-Pacta Sund Servanda ) ve sözleşme serbestliği ilkeleri kabul edilmiştir. Bu ilkelere göre, sözleşme yapıldığı andaki gibi aynen uygulanmalıdır. Diğer bir ifade ile sözleşme koşulları borçlu için sonradan ağırlaşmış, edimler dengesi sonradan çıkan olaylar nedeni ile değişmiş olsa bile, borçlu sözleşmedeki edimini aynen ifa etmelidir. Gerçekte de, sözleşmeye bağlılık ilkesi, hukuki güvenlik, doğruluk, dürüstlük kuralının bir gereği olarak sözleşme hukukunun temel ilkesini oluşturmaktadır.
Doktrinde ise Kılıçoğlu’na göre; sözleşmeler hukukunda ana kural, bir sözleşmenin kurulmasından sonra, tarafların yükümlülüklerini aynen yerine getirmek zorunda olmalarıdır. Bu konuda geçerli olan kural, akde vefa (söze bağlılık) ilkesidir. Bu ilkeye göre, bir sözleşme geçerli bir şekilde kurulduktan sonra, koşullar ne kadar değişirse değişsin taraflar sözleşmenin gereğini aynen yerine getirmek zorundadırlar (Bkz.Prof.Dr. Ahmet M. Kılıçoğlu, Borçlar Hukuk-Genel Hükümler Genişletilmiş 17. Basım, Turhan Kitapevi, Sayfa 254).
Dosya kapsamından, taraflar arasında 16/12/2011 tarihli RES Katkı Payı Anlaşmasının imzalanmasından sonra davalı tarafça düzenlenen RES Katkı Payına ilişkin faturanın, sözleşmenin 3. ve Rüzgar Enerjisine Dayalı Üretim Tesisi Kurmak Üzere Yapılan Başvurulara ilişkin Yarışma Yönetmeliğinin 9. maddesine uygun olarak, yani şirket tarafından kilowatsaat başına ödenmesi taahhüt edilen kuruş x bir önceki yıl gerçekleşen yıllık net elektrik enerjisi tüketimi x Türkiye İstatistik Kurumu tarafından Ocak ayında açıklanan yıllık tüketici fiyat endeksi (TÜFE) değerlerinin çarpımı suretiyle bulunduğu, ancak davalının, asıl davaya konu 2019 yılına ilişkin 16/01/2019 tarihli faturayı ve birleşen davaya konu 23/01/2020 tarihli faturayı 12/09/2011 tarihli teklif mektubuna uygun olarak, yani şirket tarafından kilowatsaat başına ödenmesi taahhüt edilen kuruş x bir önceki yıl gerçekleşen yıllık net elektrik enerjisi tüketimi x santralin hizmete alındığı yıldan itibaren, faturanın düzenlendiği yıla kadar Türkiye İstatistik Kurumu tarafından açıklanan TÜFE değerlerinin çarpımı suretiyle hesaplayarak düzenlediği, davaya konu ihtilâfın bu nedenle doğduğu anlaşılmıştır.
Davacı tarafça teklif mektubunun sunulmasından sonra, taraflar arasında 16/12/2011 tarihli RES Katkı Payı anlaşması imzalanmış olup, sözleşmede RES Katkı Payının hesabı, teklif mektubundaki hesaplamadan farklı olarak düzenlenmiştir. Taraflarca imzalanan sözleşmenin RES Katkı Payının hesap şekli ile ilgili formül, Rüzgar Enerjisine Dayalı Üretim Tesisi Kurmak Üzere Yapılan Başvurulara ilişkin Yarışma Yönetmeliğinin 9. maddesine uygun şekilde kaleme alınmıştır. Davalı tarafça RES Katkı Payının hesabı ile ilgili teklif mektubundaki ibarelerin aynen sözleşmeye geçirilmesi mümkünken, farklı bir hesap şeklini içeren sözleşme imzalanmıştır. Her ikisi de tacir olan tarafların, serbest iradeleriyle imzalamış oldukları anlaşma hükümleri ile bağlı oldukları açıktır. Taraflar arasındaki anlaşmada, davacının sunduğu teklif mektubuna, sadece 3. maddede, toplam RES Katkı Payı tutarının hesaplanması ile ilgili kr* E* TÜFE formülünde, kr değerinin açıklanması sırasında yer verilmiştir. Taraflar arasındaki sözleşme hükmü açık olup, herhangi bir şekilde yoruma ihtiyaç gerektirmemektedir.
Buna göre, davacı tarafça sözleşmenin imzalanmasından önce sunulan 12/09/2011 tarihli teklif mektubunun, farklı bir hesap şekli içeren sözleşmenin imzalanmasından sonra hesap şekli yönünden hükümsüz kaldığı, serbest iradesiyle imzalamış olduğu sözleşmenin davalı yönünden de bağlayıcı olacağı, RES Katkı Payı ile ilgili faturanın sözleşme hükümlerine göre hesaplanması gerektiği kanaatine varılmıştır.
Taraflar arasında düzenlenen 16/12/2011 tarihli RES Katkı Payı Anlaşması’nın (3). maddesi ile davacı tarafın ödemesi gereken RES katkı payı tutarının nasıl hesaplanacağı açık bir şekilde düzenlenmiştir. Davaya konu, 16/01/2019 ve 23/01/2020 tarihli faturaların düzenlendiği tarihte yürürlükte bulunan 29/11/2011 tarihli sözleşmenin (3). maddesine göre RES katkı payı hesaplanarak ödeme yapılmalıdır. Teknik inceleme gerektirdiğinden bilirkişi incelemesi yapılmıştır. Bilirkişiler Sn. …’un 23/12/2020 tarihli ek raporları terditli verilmiştir. Sözleşme hükümlerinin bağlayıcı olduğunu ilişkin yapılan açıklamalar çerçevesinde, Mahkememiz, 16/12/2011 tarihli sözleşmenin (3).maddesine göre RES katkı payının hesaplanması ve bu yönde değerlendirilme yapılması gerektiği kanaatindedir. Buna göre ödenmesi gereken katkı payının hesaplanması, “RES Katkı Payı Anlaşması”nin 3.maddesinde ve bu anlaşmanın dayandığı Yönetmeliğin 9.maddesinde belirtilen esaslara göre hesaplanmalıdır.
Rüzgar Enerjisine Dayalı Üretim Tesisi Kurmak Üzere Yapılan Başvurulara İlişkin Yarışma Yönetmeliğinin 9. maddesi ise, “Toplam RES Katkı Payı tutarının heplanması için aşağıdaki formül uygulanır:
Toplam RES Katkı Payı Tutarı=Kr x E xTÜFE
Kr = Şirket tarafından …’a kilovats aat (kWh) başına ödenmesi taahhüt edilen kuruş/kWh cins inden RES katkı payı,
E=Bir önceki yılda gerçekleşen Yıllık net elektrik enerjisi üretimi (kWh)
TÜFE=Türkiye İstatistik Kurumu tarafından ocak ayı başında açıklanan bir önceki yılın aynı ayına göre yıllık tüketici fiyat endeksi” düzenlemesini içermektedir.
Taraflar arasındaki 16/12/2011 tarihli RES Katkı Payı Anlaşmasının (3.) maddesi de, “Şirketin bağlantı hakkı kazandığı RES projesinde üretilecek her bir kWh elektrik enerjisi üzerinden 4,24 kr/kWh olarak belirlenen yarışma sonucuna esas RES Katkı Payı tutarı aşağıdaki yöntem ile … tarafından hesaplanacaktır.
Toplam Res Katkı Payı Tutarı=kr x E x TÜFE
Kr=Şirket tarafından …’a kilowatsaat (kWh) başına ödenmesi taahhüt edilen kuruş,
E=Bir önceki yılda gerçekleşen yıllık net elektrik enerjisi Üretimi (kWh)
TÜFE=Türkiye İstatistik Kurumu tarafından ocak ayında açıklanan yıllık tüketici fiyat endeksi.
(2) RES’in yıllık net elektrik enerjisi üretimi üzerinden hesaplanan yıllık toplam RES Katkı Payı tutarı, takip eden yılın 15 Ocak günü saat 17.00’a kadar … tarafından ilgili şirkete faturalanır ve o yılın 31 Ocak günü saat 17.00’a kadar gelir kaydedilmek üzere şirket tarafından herhangi bir taksitlendirme yapılmaksızın …’a ödenir.Şirketin bağlantı hakkı kazandığı RES projesinde üretilecek her bir kWh elektrik enerjisi üzerinden 3,78 kr/kWh olarak belirlenen yarışma sonucuna esas RES Katkı Payı tutarı aşağıdaki yöntem ile … tarafından hesaplanacaktır.
Toplam Res Katkı Payı Tutarı=kr x E x TÜFE
Kr=Şirket tarafından …’a kilowatsaat (kWh) başına ödenmesi taahhüt edilen kuruş,
E=Bir önceki yılda gerçekleşen yıllık net elektrik enerjisi Üretimi (kWh)
TÜFE=Türkiye İstatistik Kurumu tarafından ocak ayında açıklanan yıllık tüketici fiyat endeksi.
(2) RES’in yıllık net elektrik enerjisi üretimi üzerinden hesaplanan yıllık toplam RES Katkı Payı tutarı, takip eden yılın 15 Ocak günü saat 17.00’a kadar … tarafından ilgili şirkete faturalanır ve o yılın 31 Ocak günü saat 17.00’a kadar gelir aydedilmek üzere şirket tarafından herhangi bir taksitlendirme yapılmaksızın …’a ödenir.” şeklinde düzenlenmiştir.
Yönetmelik ve sözleşmenin (3.) maddesindeki hüküm açıktır. Toplam Res Katkı Payı Tutarı=kr x E x TÜFE formülü ile hesaplanacaktır. Formüldeki sembollerin anlamı açıktır. Bu hesaplama tarzında hesap yapan bilirkişi, raporun 8’inci sayfasında “… Tekerrüre gerek kalmayacağı dikkate alınarak ve hesaplamaların doğru olması karşısında, bu hesaplama ilkesi benimsenirse, davacının dava kapsamındaki talebinin tümüyle yerinde olacağı…” denilmiştir. Yönetmelik ve sözleşme hükmünün bağlayıcılığı karşısında rapordaki farklı hesaplama tarzları ve bunlara ilişkin itirazlar yerinde görülmemiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilmesi sonucunda:
2011 yılında TÜFE oranı %10,45’dir. Sonraki yıllar şöyledir: 2012’de %6,16, 2013’de %7,4, 2014’de %8,17, 2015’de %8,81, 2016’da %8,53, 2017’de %11,92, 2018’de %20,30 ve 2019’da %11,84’dür.
Davacı taraf, asıl davada (16/01/2019 tarihli fatura nedeniyle); (4,24×1,1045×1,0616×1,074×1,0817×1,0881×1,0853×1,1192×1,2030=)9,18323165391xE/100xKDV hesabıyla fatura bedeli belirlemiştir. Bu hesaba göre: 9,18323165391×75.781.041,0/100×1,18= 8.211.795,23 TL bulmuştur.
Davacı tarafın, taraflar arasında düzenlenen 16/12/2011 tarihli RES Katkı Payı Anlaşması’nın (3). maddesine göre asıl davada, 2019 yılı için ödemesi gereken katkı payının (4,24xExTÜFE) formulü gereğince 2018 yılı için enerji üretim miktarı 75.781.041,0 kWh ve TÜFE oranı %20,30 olduğundan (4,24×75.781.041,0x1,203/100=) 3.865.378,71 TLx%18 KDV= 4.561.146,88 TL (KDV dâhil) olacaktır. Birleşen davada ise 2020 yılı ödenmesi gereken katkı payının 4.681.145,72 TL olduğu bilirkişilerin ek rapordaki hesaplamalarından anlaşılmıştır.
Somut olayda, asıl davada, KDV dâhil 4.561.146,88 TL yerine 8.211.795,28 TL fatura edildiğinden, 3.650.648,40 TL tutarın talebinde haksızlık bulunmaktadır. Bu fazla tutarın 957.648,42 TL’si davacı tarafından ödendiğinden davacının, davalı şirkete, 2.692.999,98 TL borçlu olmadığının tespitine karar verilmelidir.
Asıl davada istirdat talebi yönünden faiz isteminin bulunmadığı izlenmiştir.

Birleşen dava yönünden:
23/01/2020 tarihli fatura davanın konusudur. 2018 yılına kadar olan TÜFE hesabı yukarıda yapılmıştır. 2019 yılı TÜFE oranı %11,84’dür. Buna göre:
Bilirkişiler 10/03/2021 tarihli ek raporlarında 2019 yılı enerji miktarını 83.657.922,97 kWh olarak hesaplamışlardır. Bu tespite bir itiraz bulunmamaktadır.
Davacı tarafın, taraflar arasında düzenlenen 16/12/2011 tarihli RES Katkı Payı Anlaşması’nın (3). maddesine göre birleşen davada, 2020 yılı için ödemesi gereken katkı payının (4,24xExTÜFE) formulü gereğince 2019 yılı için enerji üretim miktarı 83.657.922,97 ve TÜFE oranı %11,84 olduğundan (4,24×83.657.922,97×1,1184/100=)x%18 KDV= 4.681.145,72 TL (KDV dâhil) olacaktır. Birleşen davada 2020 yılı ödenmesi gereken katkı payının, talepte dikkate alınarak, 4.681.145,72 TL olduğu bilirkişilerin ek rapordaki hesaplamalarından anlaşılmıştır.
Somut olayda, birleşen davada, KDV dâhil 4.681.145,72 TL yerine 10.138.688,58 TL fatura edildiğinden, 5.457.542,86 TL tutarın talebinde haksızlık bulunmaktadır. Davacının, davalı şirkete borçlu olunmadığı tutar 5.457.542,86 TL’dir. Bu nedenle, birleşen davanın kabulüne karar verilmelidir.
Yukarıda açıklanan yasal ve hukuksal olgu göz önüne alınarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlere, kararın dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, dosyadaki kanıtlara ve Kurul’un takdirine göre;
1.-Asıl davada:
Davanın kabulü ile,
Davacının, davalı tarafça düzenlenen 16/01/2019 tarih ve TEA2019015800054 nolu KDV dâhil 8.211.795,28 TL tutarlı faturanın, KDV dâhil 2.692.999,98 TL’lik kısmından dolayı, davalıya borçlu olmadığının tespitine,
Bu faturaya dayalı olarak, davacı tarafından, davalı şirkete ödenen, 957.648,42 TL’nin istirdadı talebinin kabulü ile, 957.648,42 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2.-Birleşen davada:
Davanın kabulü ile,
Davacının, davalı tarafça düzenlenen 23/01/2020 tarih ve TEE2020015800237 numaralı KDV dâhil 10.138.688,58TL tutarlı faturanın, KDV dâhil 5.457.542,86 TL’lik kısmından dolayı, davalıya borçlu olmadığının tespitine,
3.- 492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince,
Asıl davada, alınması gereken 249.375,79 TL karar ve ilâm harcından, peşin alınan 62.343,95 TL harçtan indirilerek eksik kalan 187.031,84 TL harcın, davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
Birleşen davada, alınması gereken 372.804,75 TL karar ve ilâm harcından, peşin alınan 93.201,19 TL harçtan indirilerek eksik kalan 279.603,56 TL harcın, davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
4.-Asıl ve birleşen davada, 155.658,14 TL ilk dava, 621,70 TL tebligat ve posta gideri, 3.500,00 TL bilirkişi ücreti toplamı 159,779,84 TL yargılama giderlerinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 5.-HMK m.333/1 uyarınca harcanmayan gider avansının hüküm kesinleştiğinde asıl ve birleşen davada davacıya iadesine,
6.-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca;
Asıl davada, davacı yararına hesaplanan 125.131,48 TL nispî vekâlet ücretinin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
Birleşen davada, davacı yararına hesaplanan 143.200,43 TL nispî vekâlet ücretinin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
7.-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A maddesinin 13’üncü bendi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmelik’inin 26’ıncı maddesinin ikinci fıkrası uyarınca; asıl ve birleşen davada ayrı ayrı Bakanlık bütçesinden ödenen ve yargılama giderinden sayılan 1.320,00’er TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsiline, bu konuda, 6183 sayılı Kanuna göre harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,

Dair, davacı vekili Av. Asıl ve birleşen davada davacı vekili Av. … ile asıl ve birleşen davada davalı vekili Av. …’nin yüzlerine karşı; kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde … Bölge Adliye Mahkemesi’nde İstinaf yolu açık olmak üzere 07/07/2021 tarihinde oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup, usûlen anlatıldı.