Emsal Mahkeme Kararı Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/440 E. 2021/120 K. 25.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2019/440 Esas
KARAR NO : 2021/120

DAVA : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/08/2019
KARAR TARİHİ : 25/02/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 04/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin; otobüs, kamyon vb. araçların servis, bakım, tamir vb. tamiratlarını yapan servis olarak Ankara Ostim semtinde faaliyet gösterdiklerini, davalı firmanın ise bildikleri kadarı ile şehirlerarası otobüs firması olarak faaliyet gösterdiğini, davalı şirkete ait olan veya davalı şirket adına çalışan çok sayıda otobüsün tamir ve tadilatı müvekkili şirket tarafından 05.01.2019-02.03.2019 tarihleri arasında, davalının talebi ve onayı doğrultusunda Ankara Ostİm’de bulunan servisinde gerçekleştiğini, bu süreçte müvekkilinin cari hesap kayıtları gereğince davalıya ait çok sayıda aracın, tamiratlarının yapıldığını, tamirat bedellerimin (KDV hariç) 117.625-TL olduğunu, davalı şirket bu tamirat bedellerine mahsuben 85.415-TL tutarında ödeme yaptığını, müvekkili, tarafından her araç için yapılan iş bu tadilat vb. işler nedeni ile araç teslim servis formlarının davalı şirket yetkilisine veya aracı servise getiren davalı işçisine/şoförüne imzalatıldığını vc sonrasında araçların teslim edildiğini, iş bu nedenler ile davalıya ait araçların tamiratının yapılması, iş bu tamirat bedelleri vb. hususlarda hiçbir uyuşmazlığın bulunmadığını, davalı tarafa yapılan bu İşlere ilişkin faturalar gönderilerek tebliğ edildiğini, davalı vekilince bu faturalara haksız ve geçersiz olarak itiraz edildiğini ve faturaların da ihtarname ekinde iade ettiklerini, davalı tarafın müvekkillerine ödeme yapmaması üzerine, yasa gereğince arabuluculuk başvurusunun taraflarınca yapıldığını ancak davalı tarafın bu süreçte uzlaşmaya varmaması sonucunda arabuluculuk toplantısının olumsuz sonuçlandığını, müvekkillerinin davalıdan alacağının tespitine ve fazlaya ilişkin haklan saklı kalmak kaydıyla kısmi olarak 10.000,00 TL alacağın muaccel hale geldiği tarihten itibaren işleyecek avans/ticari faizi ile beraber davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini vekaleten saygı ile arz ve talep ettiklerini dava dilekçelerinde belirtmişlerdir.
CEVAP:
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın dava dilekçesinde müvekkili şirket yönünden ileri sürdüğü hususların ve istemlerin hiçbirinin kabule şayan olmadığını, davacının müvekkili davalı şirkete ait herhangi bir araç bakım ve onanırımı müvekkili davalının onayı ve talebi ile yaptırmadığını, yaptırmamış olmakla beraber davacının davalı müvekkili şirketten herhangi bir alacağının olmadığını, davacının davalı müvekkil şirket yönünden ileri sürdüğü hususların tamamen mesnetsiz ve haksız çıkar sağlamaya yönelik gerçek dışı iddialar olduğunu, davacı tarafın tamamen haksız kazanç elde etme çabalarının yersiz olduğunu ve huzurdaki davanın reddinin gerektiğini, yargılama giderleri ve dava masraflarının davacı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ettikleri görülmektedir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, GEREKÇE VE KABUL:
Dava, servis, bakım, tamirat işlerine ilişkin verilen hizmete dayalı düzenlenen faturalara istinaden alacak isteminden ibarettir.
Davacı taraf, müvekkili şirketin otobüs, kamyon gibi araçların servis, bakım, tamir vs tamiratlarını yapan servis olarak Ankara Ostim’de faaliyet gösterdiğini, davalı şirketin ise şehirler arası otobüs firması olduğunu, davalı şirkete ait …. plakalı otobüslerin tamir ve tadilatını davacı şirket tarafından 05/01/2019 – 02/03/2019 tarihleri arasında yapıldığını, toplamda 117.625,00 TL + KDV bedelle işin ifa edildiğini, davalı şirket tarafından toplamda 85.415,00 TL ödeme yapıldığını, bu işlemler için araç teslim formları düzenlenerek davalı şirket yetkilisine veya servise getiren davalı taraf işçisi veya şoförüne bu formların imzalatıldığını, araçların bu şekilde teslim edildiğini, servis formlarının her bir araç için ayrı ayrı düzenlendiğini, bugüne kadar verilen bu hizmete ilişkin taraflar arasında hiçbir uyuşmazlık çıkmadığını, ancak davacı tarafından düzenlenen faturaya itiraz edilerek iade edildiğini, bakiye borcun davalıdan tahsili gerektiğini ileri sürmektedir.
Davalı taraf ise savunmalarında, yetki itirazında bulunarak Adana Mahkemelerinin yetkili olduğunu, davacı şirket tarafından yapılan işlemleri davalı şirketin bilgisi ve sorumluluğunda yapılmadığını ileri sürdüğü anlaşılmaktadır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davacı şirket tarafından davalı firmaya otobüs-kamyon gibi araçlarının servis, bakım, tamirat işlerine ilişkin hizmet verilip verilmediği, verilen bu hizmet nedeniyle davacının bakiye alacağı bulunup bulunmadığı, bu hizmetin davalının bilgisi ve onayı dışında verilip verilmediği noktalarında toplandığı anlaşılmaktadır.
Mahkememizce servis hizmetlerinin Ankara İlinde verilmiş olması davacı şirket adresinin Ankara İlinde bulunması dikkate alınarak BK 89/1 çerçevesinde davalının yerinde görülmeyen yetki itirazının reddine karar verilmiştir.
Mahkememizce taraf delilleri toplanarak davacı tarafından yapılan verilen hizmete ilişkin servis formları, faturalar ve davalı şirket tarafından yapılan ödemelere ilişkin dekontlar dosya kapsamına alınarak öncelikle Adana’da bulunan davalı defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş, Adana 1. ATM’ye sunulan mali müşavir bilirkişi … tarafından düzenlenen 10/08/2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davalı şirketin 2019 yasal defterleri e-defter olup beratlarının süresinde verildiği, GİB imzalı berat indirildiği ancak bu defterlerin VUK/nun 215, ve 219. maddelerinde belirtilen kayıt nizamına göre ve genel kabul görmüş muhasebe standartları, muhasebe sistemi uygulama genel tebliğ hükümlerine uygun olarak tutulmadığından sahibi lehine delil niteliği taşımadığını, taraflar arasında ticari ilişkinin söz konusu olduğunu, şöyle ki davacı şirketin servisinde, davalı taraf ait araçlara bakım onarım servis hizmetinin verildiğini, davacı şirket tarafından davalı şirket adına düzenlenen dava konusu 130,525,70-TL bedelli faturanın düzenlendiğini, bu faturanın davalı şirket defterinde kaydına rastlanmamakla birlikte, davacı şirket tarafından davalı şirket araçlarına bakım ve tamir ve hizmetlerinin yapıldığı göz önünde bulundurulduğunda bu faturanın verilen davalı tarafa verilen hizmetler için düzenlendiğinin kuvvetle muhtemel olduğunu, raporumun önceki bölümünde tabloda gösterilen ödemeler ile ilgili belgelerin davacı tarafından dava dosyasına sunulduğunu, ancak bu ödemelerin davalı deflerinde yer almamakla beraber davacı vekilince davalıya verilen hizmetler karşılığı 85,415,00-TL tahsilat yapıldığı kabul edildiğinden, mahkemenizce dava konusu faturanın verilen hizmetler karşılığı düzenlendiğine hükmedilmesi durumunda, davacı şirketin davalı şirketten; verilen hizmetler karşılığı düzenlenen fatura bedeli olan 130.525,70-TL. den davacı şirketçe davalıdan yapılan tahsilat 85.415,00 TL’nin tenzili sonucu davacı tarafın davalı taraftan talep edebileceği alacağın 45.110,70-TL olduğunu, davalı şirket kayıtlarına göre, davalı şirketin davacı şirkete borcu olmadığı gibi aksine 26.500-TL. alacağının olduğunu, ancak taraflar arasındaki ticarinin varlığı ve davalı defterinin usulüne göre tutulmadığından davalı defterinin sahibi lehine delil niteliği taşımadığı hususları da göz önünde bulundurulması gerektiğinin bildirildiği görülmüştür.
Mahkememizce talimat mahkemesi aracılığı ile davalı defterleri incelendikten ve taraflara tebliğ edilip, beyanların tespitinden sonra bu kez Ankara İlinde bulunan davacı defterleri üzerinde karşılaştırmalı olarak bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş, mali müşavir bilirkişi İrfan ÖZSOY tarafından sunulan 15/12/2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle; dosya kapsamına göre, davacı tarafından davalının araçlarına tamir ve bakım hizmeti verildiğinin belirgin olduğunu, ancak verilen hizmetin toplam bedelini hesap etme imkanı olmadığını, dava konusu faturanın davacı defterlerinde kayıtlı olduğunu, ancak davalı defterlerinde kayıtlı olmadığını, davalı borçlu vekilinin davacıdan toplam 81.451,45 TL tutarında hizmet alındığını kabul ettiğini, dosyaya sunulan dekontlara göre davacıya toplam 89.386,00 TL ödendiğin, KDV’nin bu tutara dahil olup olmadığı hususunun hukuki değerlendirme gerektiğinin bildirildiği görülmüştür.
Davacı vekilinin 04/01/2021 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini 43.139,70 TL’ye çıkardığı, bakiye harcı yatırarak karşı tarafa tebliğ ettirdiği anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamı ve deliller, tarafların ticari defter ve kayıtları, düzenlenen fatura ve servis formları ile davalı tarafından yapılan banka ödeme dekontları hep birlikte dikkate alındığında; dosyaya sunulan servis formları ile davalı şirket tarafından davacıya yapılan banka ödeme dekontları dikkate alındığında, davacı şirket tarafından davalıya ait araçlara tamir ve bakım hizmeti verildiğinin, bu çerçevede davalı şirketin bilgisi ve onayı dışında davacı şirketin hizmet vermesinin söz konusu olamayacağı, bu savunmaya itibar edilemeyeceği, incelenen davalı defterlerinin usulüne uygun tutulmamış olduğu, mali müşavir bilirkişi tarafından tespit edilmiş olmakla sahibi lehine delil teşkil etmeyeceği, davalı tarafça bilirkişi raporlarına yönelik sunulan beyan ve itiraz dilekçeleri kapsamında davacı şirketten aldıkları hizmete karşılık 85.415,00 TL ödeme yapıldığının kabul ve ikrar edildiği, bu çerçevede davacı tarafından verilen hizmete karşılık bedellere itiraz edilmeyerek kabul edilmiş sayılacağı dosyada mevcut ödeme dekontlarının mahkememizce yapılan kontrolünde toplamda 87.386,00 TL ödeme yapıldığının açık olduğu, bu tutarın usulüne uygun tutulmuş davacı şirket ticari defter ve kayıtlarına göre KDV dahil verilen hizmet bedeli olarak tespit edilen 130.525,70 TL’den mahsubu sonucu davacı şirketin verdiği hizmet karşılığında bakiye 43.139,70 TL alacağı kaldığının açık olduğu, bu tutar üzerinden davanın kabulünün gerektiği açıkça anlaşılarak davanın bu miktar üzerinden kabulüne ilişkin yapılan ıslah da dikkate alınarak aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜNE,
43.139,70 TL alacağın, 10.000,00 TL’lik kısmına dava tarihi olan 07/08/2019 tarihinden, ıslah ile artırılan 33.139,70 TL’lik kısmına ıslah tarihi olan 04/01/2021 tarihinden işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
Bu karar nedeniyle alınması gerekli 2.946,87 TL harçtan peşin alınan 736,73 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.210,14 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
HUAK 18A/13 maddesi ile HUAK yönetmeliği 26/2 maddesi gereğince yargılama giderlerinden sayılan 1.320,00 TL zorunlu arabuluculuk giderinin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,

Davacı iş bu davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince hesaplanan 6.408,16 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan 2.709,93 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
Dair, Davacı Vekili Av. ….’nin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.25/02/2021

Katip …

Hakim …