Emsal Mahkeme Kararı Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/352 E. 2021/865 K. 28.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANKARA
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/352
KARAR NO : 2021/865
Türk Milleti Adına Yargılama Yapmaya ve Hüküm Vermeye Yetkili
ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR
ESAS NO : 2019/352
KARAR NO : 2021/865

DAVA : Alacak (Sigorta Poliçesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/06/2019
KARAR TARİHİ : 28/12/2021
KAR. YAZ. TAR. : 17/01/2022

Mahkememize tevzi edilen ve Mahkememizin yukarıdaki esas sırasına kaydı yapılan dosyanın yapılan incelenmesi sonucunda:

DAVA:
Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile dava dışı … Bakır A.Ş. arasında “Nakliyat Sigorta Poliçesi” düzenlendiğini, dava dışı şirketin sigortalı bulunan emtiasının (1) nolu davalının sorumluluğunda (2) nolu davalının makili ve sürücüsü olduğu … plakalı araca yüklendiğini; aracın, denizli’ye gideceği yerde Ankara Yenimahalle, OSB Mahallesi, 1453. Sokağa geldiğini ve bu adreste davalının ifadesi ile yük alıcısı gibi davranan kişilerin eşliğinde emtianın araçtan boşaltıldığını, neticede sigortalı emtianın çalındığını; davacı … şirketinin sigortalısına 28/12/2018 tarih ve 39974 nolu ekspertiz raporu doğrultusunda 19/02/2019 tarihinde 155.000,00 USD hasar tazminatı ödediğini, ödenen bedelin tahsili amacıyla Ankara … Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasından icra takibi yapıldığını ve itiraz edildiğini; bu sebeple, seçimlik hak kullanılarak sigortalıya ödenen 155.000,00 USD’nin ödeme tarihinden itibaren kamu bankalarınca USD üzerinden açılan bir yıla kadar vadeli döviz tevdiat hesaplarına uygulanan en yüksek faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini, talep ve dava etmiştir.

YANIT:
Davalı … Şirketi vekilinin yanıt dilekçesinde kısaca; müvekkilinin uzun yıllardır dava dışı … Bakır A.Ş. ile taşıma işi konusunda çalıştığını, diğer davalının araç sahibi ve şoför olduğunu, emtianın diğer davalıya teslim edilerek kararlaştırılan adrese götürmesinin istenildiğini, daha sonra davalı …’ın emtiayı Ankara’da bilmediği bir adrese teslim ettiğinin öğrenilmesi üzerine bu kişiden ve malları çalan diğer kişilerden şikayetçi olunduğunu, meydana gelen olaydan diğer davalının sorumlu olduğunu, hali hazırda olayla ilgili ceza yargılamasının devam ettiğini, ayrıca davanın müvekkilinin sigortacısı olan …’ye ihbarını ve davanın reddine karar verilmesini, savunmuştur.
Davalı … vekili yanıt dilekçesinde; müvekkilinin uzun yıllardır nakliye işi konusunda çalıştığını, diğer davalının sorumluluğundaki emtianın müvekkili tarafından teslim alınarak belirtilen adrese teslim edilmek üzere yola çıktığını, müvekkilinin kötü niyetli kişilerce kandırılarak emtianın 19/09/2018 tarihinde yanlış yere boşaltıldığını; emtianın araca yüklenme tarihinin 18/09/2018, boşaltma tarihinin ise 19/09/2018 günü sabah saatleri olduğunu; sigortalanan 25.049 kg. katot bakır emtiasının sigortalanma faaliyetinden beklenen fayda ortadan kalkıp mevcut savcılık dosyasında belirtilen kişiler tarafından araya girilerek yanlış yere boşaltılmasından sonra sigortalandığını, nakliyat sigorta poliçesinin geçersiz olduğunu; davacı ile dava dışı şirket arasında davaya konu sigorta poliçesinin bu olaydan sonra yapıldığını, hırsızlık olayına ilişkin Ankara … Ağır Ceza Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası ile yargılamanın devam ettiğini ve davanın reddine karar verilmesini, savunmuştur.

DELİLLER :
1-Nakliyat Sigorta Poliçesi,
2-Sevk irsaliyesi,
3-Araç makili ve sürücüsünün beyanları,
4-Ankara C.Başsavcılığının soruşturması ve iddianame ile Ankara 3. Ağır Ceza Mahkemesinin … esas sayılı dava dosyası,
5-Ekspertiz raporu,
6-İbraname, tazminat ödemesi banka dekontu,
7-Arabuluculuk tutanağı,

8-Araç ruhsatı, sürücü belgesi örneği,
9-Ankara … Müdürlüğünün … E. sayılı takip dosyası,
10-Bilirkişi raporu,
11-Tüm dosya münderecatı,

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKÎ NİTELENDİRME :
Dava, “Nakliyat Sigorta Poliçesi” kapsamında sigortacı davacı tarafından dava dışı sigortalıya ödediği bedeli davalıdan rücuan tahsilini amaçlayan alacak davasıdır.
Davacı, alacağın tahsili için Ankara … Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasından ilâmsız icra takibi yapmış, takibe itiraz edilmekle davacı seçimlik hakkını kullanarak talebini ‘alacak davası’ olarak değiştirmiştir.
Davacı …Ş. ile dava dışı … Bakır A.Ş. arasında imzalanmış olan 12565-0001-0410-04946370 poliçe numaralı, 21/09/2018 tarihli Nakliyat Sigorta Poliçesi örneği dosyadadır. Sigorta poliçesinde şu bilgiler yazılıdır: Sigorta konusu, katot bakır; sefer açıklaması, Samsun-Denizli; yükleme tarihi, 18/09/2018; sigorta bedeli 155.000 USD; kamyon bilgileri, … olarak belirtilmiştir. Dava dışı ve gönderici … Bakır A.Ş.’nin düzenlediği 144182 seri numaralı, 18/09/2018 yükleme tarihli sevk irsaliyesinin örneğinin dosya kapsamında mevcut olduğu, sevk irsaliyesinde taşınan katot bakır olduğu, sevk irsaliyesinde not olarak dorse plaka: … yazılı bulunduğu, tespit edilmiştir.
Dosyada yer alan ekspertiz tutanağından; sigortalı … Bakır A.Ş.’nin Samsun ilindeki fabrikalarından Denizli ilindeki … Bakır Mamül A.Ş. firmasına 25.049 kg. Katot bakır emtianın gönderilmesi için davalı … İnş. Taah. ve Dış Ticaret Ltd. Şti.’ne bilgi verdiği, bu şirketin araması ile … plakalı araç ile sürücü …’ın bulunduğu, yapılan taşımada emtianın Ankara Ostim adresine indirildiği, anlaşılmıştır. Sonuç olarak davalı … İnş. Taah. ve Dış Ticaret Ltd. Şti.’nin bulduğu …’ın emtianın teslim etmediği, sabittir. Bu konuda Ankara 3. Ağır Ceza Mahkemesinin … esas sayılı dosyasında devam eden ceza yargılaması bulunmaktadır.
Davacı … 155.000,00 UD emtia tutarını 19/02/2019 tarihli … Bankasına ait makbuz mukabili dava dışı sigortalı … Bakır A.Ş.’ye ödemiştir. Sigorta poliçesi kapsamında nakledilen eşyanın teslim edilmemesi nedeniyle tazminatı ödeyen sigorta şirketi, zarara neden olan davalılardan rücu istemektedir.
Davacı vekili, iş bu davada hem halefiyete hem de temlike dayalı olarak alacak istediğini beyan etmiştir.
Yasal dayanak:
Davacı 6102 sayılı TTK’nın 1472. maddesinde düzenlenen halefiyete dayanmıştır.
Madde 1472-(1) Sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar sigortacıya intikal eder. Sorumlulara karşı bir dava veya takip başlatılmışsa, sigortacı, mahkemenin veya diğer tarafın onayı gerekmeksizin, halefiyet kuralı uyarınca, sigortalısına yaptığı ödemeyi ispat ederek, dava veya takibi kaldığı yerden devam ettirebilir.
(2) Sigortalı, birinci fıkraya göre sigortacıya geçen haklarını ihlal edici şekilde davranırsa, sigortacıya karşı sorumlu olur. Sigortacı zararı kısmen tazmin etmişse, sigortalı kalan kısımdan dolayı sorumlulara karşı sahip olduğu başvurma hakkını korur.
Davacı aynı zamanda alacağın temlikine dayanmıştır. Dosyaya tarihsiz ibraname sunulmuştur. İbranamede; “Üçüncü şahıslara karşı olan dava ve talep haklarımızı aşağıda yazılı tazminat tutarı kadar …’ye devir ve temlik ettiğimizi kabul, beyan ve taahhüt ederiz. Ödenecek tazminat: 155.000,00 USD” yazılı olduğu gözlenmiştir. İş bu ibraname, alacağın temliki sonuçlarını doğurur. Bu nedenle uyuşmazlık ‘halefiyet’ ve ‘temlik’ kapsamında çözümlenecektir.
Davacının ödeme belgesi dosyadadır. Ödeme tutarına karşı yapılan itiraz bulunmamaktadır.
İhtilâf, davalının zarardan sorumlu olup olmadığı ve buna bağlı olarak tazminat miktarı noktasında toplanmaktadır.
Yeri gelmişken belirtilmelidir ki sigorta hukukundan doğan uyuşmazlıklarda başvurulacak hükümler şöyle sıralanır: a)TTK’nın sigortaya ilişkin emredici hükümleri, b)poliçede yazılı özel şartlar, c)poliçe genel şartları, d)TTK’nın yedek hukuk kuralları, e)ticarî örf ve adet, f)genel hükümler (TMK, TBK hükümleri).
Sigorta sözleşmesinde sigortalanan ‘menfaat’tir. Sigorta sözleşmesinin yapılması anında, sigortalanan menfaat mevcut değilse, sigorta sözleşmesi geçersizdir. Sözleşmenin yapıldığı anda varolan menfaat, sözleşmenin süresi içinde ortadan kalkarsa, sözleşme o anda geçersiz olur (TTK m. 1408, 1). Keza, TTK’nın 1404’üncü aykırı sözleşmeler geçersizdir (TTK m.1452,1). O hâlde, sigorta sözleşmesinde sigortalının menfaati olmalıdır.
TTK’da geçmişe etkili sigorta 1458’inci maddede düzenlenmiştir. Buna göre: “Sigorta, sigorta koruması sözleşmenin yapılmasından önceki bir tarihten itibaren sağlanacak şekilde yapılabilir. Ancak, rizikonun gerçekleştiği veya gerçekleşme ihtimalinin ortadan kalkmış olduğu, sözleşmenin yapılması sırasında, sigortacı ile sigorta ettiren ve sigortadan haberi olmak şartıyla, sigortalı tarafından biliniyorsa sözleşme geçersizdir. Rizikonun gerçekleştiği veya gerçekleşme ihtimalinin ortadan kalktığının sigorta ettiren veya sigortalı tarafından bilinip sigortacı tarafından bilinmediği durumlarda, sigortacı sözleşme ile bağlı olmamakla birlikte, ödenmesi gereken primin tamamına hak kazanır.” Dolayısıyla, rizikonun gerçekleştiği veya gerçekleşme ihtimalinin ortadan kalktığının sigorta ettiren veya sigortalı tarafından bilinip sigortacı tarafından bilinmediği durumlarda, sigortacı sözleşme ile bağlı olmayacaktır.
Dosyada yer alan ifade tutanaklarından; … yetkilisi …; ” (…)21/09/2018 günü saat:15.30 sıralarında Samsun ili … Bakır AŞ’den bizi aradılar ve bu aracın halen Denizli iline ulaşmadığı bilgisini verdiler…” şeklindeki anlatımı; araç sürücüsü …’ın “(…)Ben de 19/08/2018 günü saat:05.00’da Ostim Stadının oraya geldim. Yükü … indirdim. (…) Dün yani 21/09/2018 günü Samsun ilinde bulunduğum esnada … isimli şahıs beni aradı. … isimli şirketin kendisi müdürü olur. … isimli şahıs bana daha öncede nakliye işi vermişti. Sen ne yaptın dedi. Ben de bakırı Ankara Ostim’e boşalttım dedim. Bana malzemenin esas müşteriye teslim edilmediğini, malın Denizli’ye gitmesi gerektiğini ve malın buraya gitmediğini söyledi.” şeklindeki ifadeleri bir arada değerlendirildiğinde 21/09/2018 tarihinde emtianın Denizli iline ulaşmadığı, Ostim’de 19/08/2018 tarihinde boşaltıldığının ortaya çıktığı; bu bilginin … Şirketi ile sürücü … tarafından bilindiği ve buna karşın 21/09/2018 tarihli poliçenin düzenlendiği, anlaşılmıştır. Poliçe düzenlendiği tarihte sürücü … sigorta menfaatinin bulunmadığını bilmektedir. … vekili yanıt dilekçesinde açıklıkla “sigortalanma faaliyetinden beklenen fayda ortadan kalkıp, mevcut savcılık dosyasında belirtilen kişiler tarafından araya girilerek yanlış yere boşaltılmasından sonra sigortalanmıştır” şeklindeki anlatım ve dosyadaki bilgiler karşısında sigorta ettiren … Bakır A.Ş.’nin … Şirketinin yetkilisinden bu durumu öğrenip poliçe düzenlettiği hususunda Mahkememizde kanaat oluşmuştur. Bu kabul doğrultusunda, sigorta sözleşmesinde/poliçesinde yer alması gereken ‘menfaat koşulu’ eksik olduğundan, poliçe geçersiz olacaktır. Geçersiz bir poliçeye dayalı olarak sigortacının yaptığı ödeme nedeniyle rücu hakkı bakımından taraf ehliyeti eksikliği doğar. Ne var ki davacı … vekili, aynı zamanda ‘temlik’ işlemine dayandığını dile getirmiştir. Davacı yaptığı ödeme nedeniyle aldığı temlikten ötürü zararın tahsilini isteyebilir.
Davacı … vekili her ne kadar sigorta ettirenin rizikonun gerçekleştiğini bilmediğini savunmuş ise de her iki davalının zarardan sonra sigorta poliçesi düzenlendiğine ilişkin anlatımları, davalı … şirketi yetkilisi ile sigorta ettiren arasında iletişim olmasının beklenen husus olması gibi TTK m.1146,1 gereğince, sigorta ettirenin, rizikonun gerçekleştiğini öğrenince durumu gecikmeksizin sigortacıya bildirir, hükmüne aykırı olarak iki ay sonra ihbar yapılması hususları bir arada değerlendirildiğinde, davacı iddiasına itibar edilmemiştir.
Somut olayda; dava konusu emtianın, davalı … Şirketi tarafından diğer davalı …’a (araç sahibi ve şoför) teslim edilerek Denizli’ye götürülmesinin istenildiği, emtianın Ankara Ostim’e boşaltıldığı eş deyişle hırsızlandığı anlaşılmıştır. Taşıma işi TTK m.850 ve takip eden maddelerinde düzenlenmiştir. TTK m.850’de: “Taşıyıcı, taşıma sözleşmesiyle eşya veya yolcu taşıma işini veya ikisini birlikte üstlenen kişidir. Eşya her türlü yükü de kapsar. Taşıyıcı, taşıma sözleşmesiyle eşyayı varma yerine götürmeyi ve orada gönderilene teslim etmeyi veya yolcuyu varma yerine ulaştırmayı; buna karşılık, eşya taşımada gönderen ve yolcu taşımada yolcu, taşıyıcıya, taşıma ücretini ödemeyi borçlanır. Taşıma işleri ticari işletme faaliyetidir.” denilmiştir. TTK m.875,1’de: “Taşıyıcı, eşyanın taşınmak üzere teslim alınmasından teslim edilmesine kadar geçecek süre içinde, eşyanın zıyaından, hasarından veya teslimindeki gecikmeden doğan zararlardan sorumludur.” hükmü konulmuş; TTK m.877,1 maddesinde: ” Taşıyıcı, taşıma aracındaki arızaya, taşıtı kiraladığı kişinin onun temsilcilerinin veya çalışanlarının kusuruna dayanarak sorumluluktan kurtulamaz.” denilmiştir. Somut olayda; taşımayı yapan … Şirketi olup, eşyanın teslimine kadar oluşan zarardan sorumludur. Davalı … araç maliki ve sürücüsü olup zarardan sorumludur. TTK m.888,1 gereğince, “Taşıma, kısmen veya tamamen üçüncü bir kişi olan fiilî taşıyıcı tarafından yerine getirilirse, bu kişi eşyanın zıyaı, hasarı veya gecikmesi nedeniyle kendisi tarafından yapılan taşıma sırasında ortaya çıkan zarardan asıl taşıyıcı gibi sorumludur. Asıl taşıyıcının gönderen veya gönderilen ile, sorumluluğun genişletilmesi için yaptığı sözleşmeler, fiilî taşıyıcıya karşı, bunları yazılı olarak kabul etmesi şartıyla geçerlidir.” Keza TTK m.888,3 uyarınca, asıl taşıyıcı ve fiilî taşıyıcı müteselsilen sorumludurlar. Dolayısıyla sürücü … zarardan sorumlu olduğu gibi taşıyan … Şirketi sürücünün kusuruna dayalı olarak sorumluluktan kurtulamaz. Taşıyıcının sorumluluktan kurtulmasını sağlayan haller kanıtlanmamıştır. Bu tespitler çerçevesinde emtiada oluşan zarar miktarı belirlenmelidir.
Dosya kapsamında alınan ekspertiz raporu bulunmaktadır. Teknik inceleme gerektirmesi sebebiyle bilirkişi görüşü de alınmıştır. Bilirkişiler Sn. Dr. ….’ın raporlarında; TTK m.880,1-3 gereğince tazminata esas gerçek değerin belirlenmesi için eşyanın taşınmak üzere teslim alındığı Samsun ilinde ve 18/09/2018 tarihindeki değerinin tespitinin gerektiğini; yapılan araştırma sonunda %99,997 saflığı bulunan 25.049 kg. katot bakırın taşınmak üzere teslim alındığı yer ve zamandaki piyasa değerinin 25.049×6,003=150.369,15 USD olarak saptandığını; gönderenin tamamının ziyaı veya hasarı halinde TTK m.880 ve 881 uyarınca ödenecek tazminatın gönderinin net olmayan ağırlığının her bir kilogram için 8.33 özel çekme hakkını karşılayan tutar ile sınırlı olduğunu (TTK m.882,1); zarara, kasten veya pervasızca bir davranışla sebebiyet verilmesi halinde bu kısımda öngörülen sorumluluktan kurtulma hallerinden yararlanılamayacağını, buna rağmen hesap yapılarak net olmayan ağırlığın 25.049kgx8,33 SDR=208.658,17 SDR bulunduğunu ve eşyanın taşıyıcıya teslim edildiği 18/09/2018 tarihinde 1 SDR=1,40189 USD olduğundan, davalıların sorumlu tutulabileceği miktarın (25.049kgx8,33 SDRx1.40189=)292.515,80 USD olduğunu, taşıyıcıların sorumluluğu konusunda emtia değerinin esas alınması gerektiğini, mütalaa etmişlerdir.
Bilirkişilerin hesap yöntemi dosyadaki bilgi ve belgelere uyumlu olup, Mahkememizce benimsenmiştir. Somut olayda; davalı … Şirketinin asıl taşıyan, davalı Sedatın alt taşıyan olarak meydana gelen zarardan müteselsilen sorumlu oldukları (TTK m.888,3); davacı … şirketinin ‘alacağın temliki’ işlemine dayalı olarak yaptığı ödemeyi sorumlulardan talepte haklı olduğu; emtianın değerinin bilirkişi raporu ile saptandığı üzere 150.369,15 USD olduğu; TTK m.886,1 maddesi çerçevesinde, “Zarara, kasten veya pervasızca bir davranışla ve böyle bir zararın meydana gelmesi ihtimalinin bilinciyle işlenmiş bir fiilinin veya ihmalinin sebebiyet verdiği ispat edilen taşıyıcı veya 879 uncu maddede belirtilen kişiler, bu Kısımda öngörülen sorumluluktan kurtulma hâllerinden ve sorumluluk sınırlamalarından yararlanamaz.” hükmü gereğince sorumluluğun sınırlandırılmasının koşullarının bulunmadığı gibi TTK m.880 atfıyla TTK m.882 uyarınca hesap yapıldığında, eş deyişle, “gönderinin tamamının zıyaı veya hasarı hâlinde, 880 ve 881 inci maddeler uyarınca ödenecek tazminat, gönderinin net olmayan ağırlığının her bir kilogramı için 8,33 Özel Çekme Hakkını karşılayan tutar ile sınırlıdır.” hükmüne göre ödenmesi gereken tazminat tutarının daha fazla olduğu anlaşıldığından, 150.369,15 USD yönünden davanın kısmen kabulüne ve fazlaya ilişkin kısmın reddine karar verilmesi gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan yasal ve hukuksal olgu göz önüne alınarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlere, kararın dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, dosyadaki kanıtlara ve Kurul’un takdirine göre;
1.-Davanın, kısmen kabulü ile,
150.369,15 USD tazminat alacağının 19/02/2019 ödeme tarihinden itibaren kamu bankalarınca USD üzerinden açılan bir yıla kadar vadeli döviz tevdiat hesaplarına uygulanan en yüksek faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
Fazlaya ilişkin kısmın reddine,
2.- 492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince, alınması gereken, 59.673,54 TL karar ve ilâm harcından peşin alınan 15.305,30 TL harcın mahsubu ile eksik kalan 44.368,24 TL harcın, davalılardan alınarak Hazineye irad kaydına,
3.-Davacı tarafça yapılan; 6,40 TL, 185,20 TL tebligat ve posta gideri, 3.000,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 3.191,60 TL yargılama giderinden kabul ve red oranına göre 3.096,25 TL’si ile harç olarak yatan 15.305,30 TL peşin harç, 44,40 TL başvurma harcı toplamı 18.445,95 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine; fazlaya ilişkin kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
4.-HMK m.333/1 uyarınca harcanmayan gider avansının hüküm kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
5.-Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığına,
6.-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca; davacı yararına hesaplanan 60.728,48 TL nispî vekâlet ücretinin davalılardan alınarak, davacıya verilmesine,
7.-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca; davalılar yararına hesaplanan 5.100,00 TL maktû vekâlet ücretinin davacıdan alınarak, davalılara verilmesine,

8.-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A maddesinin 13’üncü bendi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmelik’inin 26’ıncı maddesinin ikinci fıkrası uyarınca; Bakanlık bütçesinden ödenen ve yargılama giderinden sayılan 1.980,00 TL arabuluculuk ücretinin davanın kısmen kabul ve ret oranına göre 1.920,84 TL’sinin davalılardan; 59,16 TL’sinin davacıdan tahsiline, bu konuda, 6183 sayılı Kanuna göre harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,

Dair, davacı vekili Av. …. ile davalı … vekili Av. …’ün yüzüne karşı; kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’nde İstinaf yolu açık olmak üzere 28/12/2021 tarihinde oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, usûlen anlatıldı.