Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
ANKARA
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/297
KARAR NO : 2021/74
Türk Milleti Adına Yargılama Yapmaya ve Hüküm Vermeye Yetkili
ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR
ESAS NO : 2019/297
KARAR NO : 2021/74
KÂTİP :
DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/05/2019
KARAR TARİHİ : 09/02/2021
KAR. YAZ. TAR. : 01/03/2021
Mahkememize tevzi edilen ve Mahkememizin yukarıdaki esas sırasına kaydı yapılan dosyanın yapılan incelenmesi sonucunda:
DAVA:
Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkili banka ile davalı … Petrol Ürünleri İnş. Nak. Mad. San. ve Tic. Ltd. Şti. arasında genel kredi sözleşmesi imzalandığını, diğer davalılarında müteselsil kefil olarak sözleşmeyi imzaladıklarını, sözleşme gereğince borçlu şirkete kredi kullandırıldığını, kredi hesabının kat edilmesi ile borcun tahsili için … Müdürlüğü’nün … takip sayılı dosyası ile ilâmsız icra takibi yapıldığını, davalıların takibe itirazı üzerine takibin durdurulduğunu, davalıların yapmış olduğu itirazın hiçbir hukukî dayanağının bulunmadığını, takibi uzatmaya yönelik haksız itiraz yapıldığını; bu nedenle davalıların yapmış olduğu itirazın iptali ile %20 icra inkâr tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
YANIT:
Davalılar … Petrol Ürünleri İnş. Nak. Mad. San. ve Tic. Ltd. Şti. ve … vekili yanıt dilekçesinde özetle; dava konusu kredi sözleşmesinin tutarının anlaşılır bir şekilde ayrıntılı olarak yazılmadığını; ayrıca gerçek kişi müvekkilinin kefil olarak imzaladığı tutarın çok üzerinde bir alacak talebinde bulunulduğunu; davacının talep ettiği faiz miktarının haksız olduğunu ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
1-Genel kredi sözleşmesi,
2-İhtarname,
3-Banka kayıtları,
4-… Müdürlüğünün … E. sayılı takip dosyası,
5-Arabuluculuk tutanakları
6-Bilirkişi raporu,
7-Tüm dosya münderecatı,
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKÎ NİTELENDİRME :
Dava; genel kredi sözleşmesinden doğduğu iddia olunan alacağın tahsili amacıyla başlatılan takibe itiraz edilen alacaklının alacağının varlığını genel hükümlere dayanarak ispat suretiyle itirazın iptaline ilişkindir. (İİK m.67)
… Müdürlüğünün … E. sayılı takip dosyasından; davalı borçlular hakkında, 21/03/2019 tarihi itibariyle genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağından dolayı: 1.623.763,53 TL alacağın tahsili istemiyle ilâmsız icra takibine geçildiği; davalı …’ın 28/03/2019 tarihinde, davalılar/borçlular … Şirketi ve … vekilinin 27/03/2019 tarihinde borca itiraz ettiği ve takibin durduğu; 28/05/2019 tarihi itibariyle açılan mezkûr itirazın iptali davasının süresinde olduğu, görülmektedir.
Davacı Bankanın … Şubesi ile davalı asıl borçlu şirket arasında; 20/09/2012 tarihli 750.000,00 TL, 31/10/2013 tarihli 2.000.000,00 TL, 08/03/2016 tarihli 1.500.000,00 TL ve 16/08/2016 tarihli 2.000.000,00 TL limitli genel kredi sözleşmeleri imzalanmıştır. Davalı kefil … bu sözleşmelere sırasıyla 10/09/2012 tarihinde 900.000,00 TL, 31/10/2013 tarihinde 2.300.000,00 TL ve 08/03/2016 tarihinde 1.725.000,00 TL olmak üzere toplam 4.925.000,00 TL limit ile müteselsil kefil olarak imza koymuştur. Davalı … ise bu sözleşmelere sırasıyla 12/09/2012 tarihinde 900.000,00 TL, 04/11/2013 tarihinde 2.300.000,00 TL ve 08/02/2016 tarihinde 1.725.000,00 TL ve 16/08/2016 tarihinde 2.200.000,00 TL olmak üzere toplam 7.125.000,00 TL limit ile müteselsil kefil olarak imza koymuştur.
20/09/2012 tarihli kefalet sözleşmesinde kefil …’ın kefaletinin usulüne uygun olduğu, fakat kefil …’ın 12/09/2012 kefalet tarihinden sonra 13/09/2012 tarihinde eş rızasının alınmış olduğu; TBK’nın 584’üncü maddesine göre eşin rızasının sözleşmenin kurulmasından önce veya en geç kurulması anında verilmiş olması gerektiğinden, adı geçenin kefaleti usulüne uygun değildir. Adı geçen şirket ortağı olmuş olsa da BK’nın eşin rızasına ilişkin 584’üncü maddesindeki değişiklik tarihi 28/03/2013 tarihidir. Dolayısıyla sözleşmeye kefalet tarihinde 6455 sayılı Yasanın 77’nci maddesiyle yapılan değişiklik sonraki tarihli olduğundan, kefalet tarihinde eş rızasının alınması ve rızanın en geç sözleşme tarihinde bulunması zorunlu koşuldur. Netice itibariyle 20/09/2012 tarihli kefalet sözleşmesinde …’ın kefaleti usulüne uygun değildir. Fakat aşağıda değinileceği üzere kredi bu sözleşmeden kullandırılmadığı belirlenmiştir.
Dosyada yer alan ticaret sicil gazetesi örneklerinden davalı kefiller … ve …’ın şirket ortağı oldukları izlenmiştir. 31/10/2013, 08/03/2016, 16/08/2016 tarihli genel kredi sözleşmelerinde davalı kefil …’ın şirket ortağı oldukları ve kefaletinin unsurlarının bulunduğu izlenmiştir. 31/10/2013, 08/03/2016 tarihli genel kredi sözleşmelerinde davalı kefil …’ın şirket ortağı olduğu ve kefaletinin unsurlarının bulunduğu görülmekle birlikte, 16/08/2016 tarihli genel kredi sözleşmesinde kefalet imzasının bulunmaması sebebiyle bu sözleşmeden sorumlu olmayacağı anlaşılmıştır.
İhtilâf, kredinin hangi sözleşmeden kullandırıldığına bağlı olarak borç bulunup bulunmadığı ve varsa miktarı ile tazminat isteminin haklı olup olmadığı, noktalarında toplanmaktadır.
Taraf vekillerinin iradeleri tutanağa yansıtılmış, tüm deliler toplanmış ve bilirkişi görüşü alınmıştır.
Davacı Banka tarafından …. Noterliğinin 22/02/2019 tarih ve ….yevmiye sayılı ihtarnamesinin keşide edildiği; bu tarih itibariyle 2.048.025,94 TL alacağın ödenmesi, zorunlu çek karşılığı 50.750,00 TL gayrinakit alacağın depo edilmesi için (1 gün) süre verildiği; ihtarnamenin, davalılara 26/02/2019 tarihinde tebliğ olunduğu, izlenmiştir. Dolayısıyla davalılar yönünden 28/02/2019 tarihinde temerrüt oluşmuştur.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığa onlar yönünden bağlayıcı olan sözleşme hükümleri uygulanacaktır. Genel kredi sözleşmesinin 4’üncü maddesinde: “Bankanın aynı tür krediler için cari olan kredi faiz oranı akdi faiz olarak uygulanır. (…) Müşterinin temerrüde düşmesi halinde temerrüt faizi uygulanır. Temerrüt faizi akdi faiz oranının azami %100’ü oranında ilave yapılmak suretiyle hesap edilir.” denilmiştir. Bilirkişi, taksitli ticarî kredi için akdi faiz oranının yıllık %10,92 olduğunu, temerrüt faiz oranının %25,68 olduğunu belirlemiştir. BCH kredileri yönünden akdî faiz oranının; 1211,1214, 1217,1220 nolu krediler için %25, 1223 ve 1226 nolu krediler %22, 1232, 1235, 1238, 1241, 1245, 1248, 1251 nolu hesaplar için yıllık %24,50; temerrüt faiz oranının ise yıllık %25,68 olduğunu saptamıştır.
Bilirkişi Sn. …’un 09/03/2020 tarihli kök raporu tarafların itirazına uğramış, Mahkememizce davacı banka vekiline talebi açıklattırılmıştır.
Bu noktada çözümü gereken soru şudur: Davacı banka, … Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasında, “1.623.763,53 TL alacağın …” tahsilini talep ettiği, takip talebinde ayrıca akdî veya temerrüd faizine yönelik herhangi bir talebinin bulunmadığı, dava dilekçesinde ise “1.332.483,64 TL” alacak yönünden itirazın iptalini istediği, izlenmiştir. Davacı banka vekiline sorulması üzerine, 19/10/2020 tarihli dilekçede, “… Davaya konu edilen her iki tutarın tamamının asıl alacak…” olduğunu beyan etmiştir. İtirazın iptali davasının takibe sıkı sıkıya bağlı dava olup, taleple bağlılık gereğince davacı yanca, takip tarihine kadar asıl alacak, işlemiş faiz ve faizin gider vergisini talep hakkı bulunduğu ve bu toplamın takip tarihi itibariyle ‘alacak’ olduğu, Mahkememizce değerlendirilmiştir. Eş deyişle, asıl alacak hesap kat tarihi itibari ile belirlendikten sonra hesap kat tarihinden itibaren, temerrüt tarihine kadar hesaplanan akdi faiz alacağının da kat tarihindeki alacağa eklenerek (kapitalize edilerek) asıl alacağın belirlenmesi ve bilahare temerrüt tarihinden takip tarihine kadar da temerrüt faizinin hesaplanması gerekli olup, takip tarihinden dava tarihine kadar temerrüt faizi istenebileceğinden bu yönde alacak hesaplanmalıdır. Bilirkişinin ek raporunda terditli olarak bu şekilde hesabı bulunmaktadır.
Dosya kapsamından takipten sonra, davadan önce tahsilat bulunmaktadır. Öncelikle, borçlu, faiz veya giderleri ödemede gecikmemiş ise, kısmen yaptığı ödemeyi ana borçtan düşme hakkına sahiptir (BK m.100). Dolayısıyla, davalı-borçlu 28/02/2019 tarihi itibariyle asıl alacak yönünden temerrüte düşmüş olup tarafların tacir olması sebebiyle asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi işletilmesi ve yapılan kısmi ödemelerin de TBK’nın 100. maddesi gereğince öncelikle ödeme tarihine kadar işleyen faize mahsup edilmesi ve işleyen faiz borcunu aşan ödeme varsa bunun asıl alacaktan mahsup edilmesi ve asıl alacağın kalan kısmına bu kere ikinci ödeme tarihine kadar faiz işletilmesi ve davacı-alacaklının bakiye alacağının bu şekilde hesaplanması gerekmektedir. Bilirkişinin kök raporuna bu yönden gelen itiraz nedeniyle ek rapor alınmıştır. Bilirkişi 05/01/2021 tarihli ek raporunda 21/03/2019 takip tarihi itibariyle:
1.575.575,19 TL asıl alacak
7.867,38 TL işlemiş faiz
393,36 TL BSMV
1.583.835,93 TL olduğunu hesaplamıştır.
Dava tarihi itibariyle ise takipten sonra fakat davadan önce yapılan tahsilatlar öncelikle faize mahsup edilerek 28/05/2019 dava tarihine kadar temerrüt faizi üzerinden yapılan işlemiş faiz talep edilebileceği yönündeki terditli hesaplamada; 1.287.613,48 TL alacak hesaplamıştır. Bu hesaplama şekli, takip talebine, dosyaya, bilgi ve belgelere uyumlu olup, Mahkememizce benimsenmiş ve hükme esas alınmıştır.
Davalı kefiller yönünden yapılan incelemede: bilirkişi kök ve ek raporunda, kredilerin açılış tarihlerine göre hepsinin en son akdedilen 16/08/2016 tarihli sözleşme kapsamında kullandırıldığını tespit etmiştir. Kullandırılan kredilerin 2.000.000,00 TL limit içinde kaldığını belirlemiş olup, teknik incelemeye dayalı bu görüş Mahkememizce benimsenmiş ve sonraki değerlendirmelere esas alınmıştır. Kredilerin 16/08/2016 tarihli sözleşme kapsamında kullandırılmış olması sebebiyle bu sözleşmede kefalet imzası bulunmayan … yönünden davanın reddine karar verilmelidir. Kefil …’ın ise temerrüde düştüğü tarih itibariyle asıl borçlu şirketin borçları toplamının 2.200.000,00 TL kefalet limiti içerisinde kaldığı saptanmış olup, kefil …, borçtan sorumludur. Kefil …’ın 16/08/2016 tarihli sözleşmede imzası bulunmadığından bu sözleşmeden dolayı kullandırıldığı bilirkişi vasıtasıyla saptanan kredi borcundan sorumlu tutulamaz.
Bu sebeple, asıl borçlu ile davalı kefil … yönünden davanın 1.287.613,48 TL yönünden kısmen kabulüne ve fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmelidir. Davalı kefil … yönünden davanın reddine karar verilmelidir. Dava tarihinden itibaren yıllık %25,68 oranı üzerinden temerrüt faizi uygulanmalıdır.
Somut olayda, uyuşmazlık banka kredi sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, nakdi alacak ‘likit’ olduğundan, davacının icra inkâr tazminatı talebi yerinde görülmüştür. Fazlaya ilişkin ve reddedilen dava yönünden takip haksız olmakla birlikte kötü niyet saptanmadığından, davalıların, kötü niyet tazminat taleplerinin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan yasal ve hukuksal olgu göz önüne alınarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlere, kararın dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, dosyadaki kanıtlara ve Kurul’un takdirine göre;
1.-Davalı … hakkındaki davanın reddine,
2.-Davalılar “… Petrol Ürün İnş. Nak. Mad. San. ve Tic. Ltd. Şti.” ile … hakkındaki davanın 28/05/2019 dava tarihi itibariyle kısmen kabulü ile,
Davalıların, … Müd.’nün … esas sayılı takip dosyasına vaki itirazının; 1.287.613,48 TL alacak üzerinden iptaline ve takibin devamına,
Fazlaya ilişkin istemin reddine,
Asıl alacağa (28/05/2019) dava tarihinden itibaren yıllık %25,68 oranı üzerinden temerrüt faizi ve bu faizin %5 BSMV uygulanmasına,
3.-Hükmedilen alacağın %20’si üzerinden hesap edilen 257.522,70 TL icra inkar tazminatının davalılar “… Petrol Ürün İnş. Nak. Mad. San. ve Tic. Ltd. Şti.” ile …’dan alınarak davacıya verilmesine,
4.- Davalıların koşulları bulunmayan kötü niyet tazminatı istemlerinin reddine,
5.- 492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince, alınması gereken, 87.956,88 TL karar ve ilâm harcından peşin alınan 22.755,49 TL harcın mahsubu ile eksik kalan 65.201,39 TL harcın davalılar “… Petrol Ürün İnş. Nak. Mad. San. ve Tic. Ltd. Şti.” ile …’dan alınarak Hazineye irat kaydına,
6.-Davacı tarafça yapılan; 6,40 TL ilk dava, 110,10 TL tebligat ve posta gideri, 1.100,00 TL bilirkişi ücreti toplamı olan 1.216,50 TL yargılama giderinden kabul ve red oranına göre hesaplanan 1.175,54 TL’si ile 44,40 TL başvurma, 22.755,49 TL peşin harç toplamı olan 23.975,43 TL’nin davalılar “… Petrol Ürün İnş. Nak. Mad. San. ve Tic. Ltd. Şti.” ile …’dan alınarak, davacıya verilmesine; arta kalanın davacı üzerinde bırakılmasına,
7.-HMK m.333/1 uyarınca harcanmayan gider avansının hüküm kesinleştiğinde davacıya iadesine,
8.-Davalılar “… Petrol Ürün İnş. Nak. Mad. San. ve Tic. Ltd. Şti.” ile … tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığına,
9.-Davalı … tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığına,
10.-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca;
Davacı yararına hesaplanan 77.866,47 TL nispî vekâlet ücretinin davalılar “… Petrol Ürün İnş. Nak. Mad. San. ve Tic. Ltd. Şti.” ile …’dan alınarak, davacıya verilmesine,
Davalılar “… Petrol Ürün İnş. Nak. Mad. San. ve Tic. Ltd. Şti.” ile … yararına hesaplanan 6.633,12 TL nispi vekâlet ücretinin davacıdan alınarak, anılan davalılara verilmesine,
Davalı … yararına hesaplanan 79.436,93 TL nispî vekâlet ücretinin davacıdan alınarak, anılan davalıya verilmesine,
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A maddesinin 13’üncü bendi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmelik’inin 26’ıncı maddesinin ikinci fıkrası uyarınca; Bakanlık bütçesinden ödenen ve yargılama giderinden sayılan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davanın kısmen kabul ve ret oranına göre 1.275,55 TL’sinin davalılar “… Petrol Ürün İnş. Nak. Mad. San. ve Tic. Ltd. Şti.” ile …’dan; 44,45 TL’sinin davacıdan tahsiline, bu konuda, 6183 sayılı Kanuna göre harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,
Dair, davacı vekili Av. …. ile davalılar vekili Av. …’nin yüzüne karşı; kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’nde İstinaf yolu açık olmak üzere 09/02/2021 tarihinde verilen karar açıkça okunup, usûlen anlatıldı.
Başkan … Üye … Üye … Kâtip
¸ ¸ ¸ ¸