Emsal Mahkeme Kararı Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/221 E. 2022/145 K. 08.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
Türk Ulusu Adına Yargılama Yapmaya ve Hüküm Vermeye Yetkili
ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR

ESAS NO : 2019/221 Esas
KARAR NO : 2022/145

DAVA : İTİRAZIN İPTALİ
DAVA TARİHİ : 06/07/2018

KARAR TARİHİ : 08/03/2022
YAZIM TARİHİ : 31/03/2022
Mahkememizde açılan İtirazın İptali davasının yapılan yargılaması sonunda,
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde; tarafların 2009 yılından beri ticari ilişki içinde olduklarını, işveren … için hızlı tren işinin davalı şirket tarafından yüklenilmesi nedeniyle taraflar arasında yapılan anlaşma uyarınca müvekkili şirketin tüm edimlerini yerine getirmesine ve davalı şirketin … ile kesin hak edişleri yapmasına rağmen davalı şirketin müvekkilinin hakettiği ödemelerini yerine getirmediğini, düzenledikleri ihtarnamelerin sonuçsuz kalması üzerine icra takibi yaptıklarını, 11/11/2013 ve 11/03/2014 tarihler arası yedi adet mal ve hizmete ilişkin fatura kesilmesine rağmen davalının yalnız 32.873,15 TL ödeme yapıp, kalan alacağı ödemediğini, takibin ödenen bu alacak mahsup edildikten sonra yapıldığını, faturaların ticari defterlere işlendiğini, ödemenin davalı tarafça ispatlanması gerektiğini bildirmiş, itirazın iptali ile takibin devamına, davalının icra inkar tazminatı ve HMK’nun 329. Maddesi uyarınca para cezası ile sorumlu tutulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
YANIT :
Davalı vekili cevap dilekçesinde ; taraflar arasındaki sözleşmenin 48. maddesinde, uyuşmazlıkların çözümünde Ankara Mahkemeleri yetkili kılındığını, HMK’nun 17. maddesi uyarınca yetki sözleşmesi nedeniyle Ankara Ticaret Mahkemelerinin yetkili olduğunu, alacağın zaman aşımına uğradığını, müvekkili şirketin usulüne uygun şekilde temerrüde düşmemesi nedeniyle takip öncesi işlemiş faiz talep edilemeyeceğini, davacının müvekkili şirketten herhangi bir alacağının bulunmadığını, davacının yaptığı imalatların … ve Müşavir firması tarafından kabul edilmeyip sürekli olarak Sözleşme ve eki teknik şartnamelere uygun yapılmaması nedeniyle reddedildiğini bildirmiş, davanın öncelikle yetki yönünden aksi takdirde esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava daha önce İstanbul’da açılmış, İstanbul Anadolu …Asliye Ticaret Mahkemesinin …. Karar sayılı ilamı ile mahkemenin yetkisizliğine ve yetkili mahkemenin Ankara Asliye Ticaret Mahkemesi olduğuna karar verilmiş, süresinde yapılan başvuru üzerine dava dosyası mahkememize tevzi edilip, yukarıda belirtilen esasımıza kayıt edilmiştir.
DELİLLER :
-Taraflar arasında imzalanan uzman ekip anlaşması,
-Davacı tarafından düzenlenen faturalar,
-İstanbul Anadolu … Müdürlüğü’nün … esas sayılı icra takip dosyası,
-Bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen raporlar.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava, taraflar arasındaki sözleşme uyarınca davacının alt taşeron olarak üstlendiği işlerin tamamının yapıldığı ve sözleşmede kararlaştırılan ücretin hak edildiği iddiası ile yapılan icra takibinde davalının borca itirazının iptali istemine ilişkindir.
Davalı ile … arasında hızlı tren işini konu alan eser sözleşmesi imzalanmıştır. Bu işin bir kısmının davacı tarafından yerine getirilmesi amacı ile bu kez davacı ile davalı arasında 24/09/2009 tarihli ” Uzman Ekip Anlaşması ” başlıklı alt yüklenicilik sözleşmesi imzalanmıştır. Bu sözleşme kapsamında üstlendiği tüm işleri sözleşme hükümlerine uygun şekilde yerine getirdiği ve bu nedenle alacakları için düzenlediği faturalar nedeni ile davalıdan alacaklı olduğu düşüncesinde olan davacı tarafından davalı ödemelerinin dışında kalan 342.002,26 TL asıl alacak ile işlemiş faizlerinin tahsili amacı ile davalı hakkında İstanbul Anadolu … Müdürlüğü’nün … esas sayılı icra takibini başlatmıştır. Ödeme emri tebliğ edilen davalının süresinde gerçekleşen itirazı üzerine mahkememizde sadece asıl alacak miktarı olan 342.002,26 TL ye yönelik itirazın iptali amacı ile eldeki dava açılmıştır. Davacının işlemiş faiz talebine yönelik davalı itirazının iptalini de istediğini beyan etmesi sonrası eksik harcın tamamlanması için 01/10/2019 tarihli duruşmada 5. nolu ara kararı oluşturulmuş, süresinde eksik harç tamamlandığı için davanın hem asıl alacak hem de işlemiş temerrüt faizi toplamı olan 503.699,63 TL üzerinden yürütülmesi yoluna gidilmiştir.
Davacının alacağının ne tür taleplerden oluştuğu, taraf defterlerinde alacak iddiasının ne şekilde yer aldığının belirlenmesi için tarafların kayıtları incelenmek sureti ile asıl ve itirazlar üzerine ek raporlar alınmıştır.
Davalı defterleri İstanbul’da olduğu için yazılan talimat üzerine mali müşavir bilirkişi … 30/06/2020 tarihli raporu hazırlamıştır. Bilirkişi, davacı tarafından düzenlenen tüm faturaların davalı defterinde kayıtlı olmasına rağmen, davalı kayıtlarındaki ödemelerle birlikte değerlendirme yapıldığında, davacının davalıdan alacağı olmadığı şeklinde tespitte bulunmuştur.
Davacı defterleri Eskişehir’de olduğu için yazılan talimat üzerine mali müşavir bilirkişi …. 14/07/2020 tarihli raporu hazırlamıştır. Bilirkişi, davacı defterlerindeki kayıtlara göre davacının davalıdan 342.002,26 TL alacağının bulunduğunu belirlemiştir.
Tarafların ticari defterleri üzerindeki inceleme tamamlandıktan sonra, bu kez her iki rapor ile defterler dışındaki kayıtları da incelemek sureti ile rapor hazırlamakla görevlendirilen üç kişilik heyetten 19/03/2021 tarihli rapor alınmıştır. Bilirkişilerimiz davalının davacı ile ilgili hesabını 326 kod ile kayıt altına aldığı, bu kayıtlarda davacının hak edişlerinden teminat kesintisi adı altında 342.002,29 TL toplam kesinti yaptığının kayıtlı olduğu, davacı kayıtlarındaki alacağın 342.002,26 TL olması nedeni ile, icra takibinin dayanağı olan faturaların davalının davacı hak edişlerinden teminat kesintisi olarak alıkoyduğu ve davacıya iade etmediği davacı alacağı için düzenlendiği kabul edilmiştir.
Davalı vekili her ne kadar icra takibinin faturalara dayanılarak başlatıldığını, bilirkişi raporu ile belirlenen alacağın teminat kesintileri ile ilgili olması karşısında icra takibinde dayanılmayan belge ile bir alacak talep edilemeyeceğini ileri sürmüş ise de, davalının davacı ile ilgili hesabını 326 kod ile kayıt altına aldığı, bu kayıtlarda davacının hak edişlerinden teminat kesintisi adı altında 342.002,29 TL toplam kesinti yaptığının kayıtlı olduğu, davacı kayıtlarındaki alacağın 342.002,26 TL olması ve icra takibi ile bu miktarda asıl alacak talep edilmesi nedeni ile, icra takibinin dayanağı olan faturaların davalının davacı hak edişlerinden teminat kesintisi olarak alıkoyduğu ve davacıya iade etmediği davacı alacağı için düzenlendiği, bu hali ile icra takibine konu edilmeyen yeni bir alacağın gündeme getirilmediği kabul edilmiştir.
Davacının davalıdan icra takibi ile talep ettiği alacağı davalının davacıya ait hak edişlerden kestiği teminat kesintilerine ilişkin olduğu kabul edildiği için, bu kez davacının teminat kesintilerini talep etmesi koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği, koşullar gerçekleşmiş ise talep edilmesi mümkün olan teminat kesintisi miktarı ile, işlemiş faiz talep edilmesinin mümkün olup olmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir.
Taraflar arasında imzalanan uzman ekip anlaşması başlıklı sözleşmenin 27.maddesinde hak edişlerden yapılan teminat kesintilerinin hangi şartların gerçekleşmesi halinde iade edilmesi gerektiği açıkça düzenlenmiştir. Buna göre hak edişlerden yapılan toplam teminat kesintisinin % 50’lik birinci bölümünün işin geçici kabul tutanağının imzalanmasından sonra, kalan % 50’lik ikinci bölümünün ise işin kesin kabulü yapıldıktan ve SGK’dan temin edilecek ilişiksizlik belgesinin sunulması halinde iadesi gerekmektedir.
Dava temelinde icra takibi bulunan itirazın iptali istemine ilişkin olup, icra takibi 09/05/2018 tarihinde başlatılmıştır. Dava dosyasına sunulan kayıtlardan anlaşıldığı üzere davaya konu iş ile ilgili geçici kabul işlemi icra takibinden önce 23/07/2014 tarihinde yapılmıştır. Bu durumda sözleşmenin 27.maddesi uyarınca hak edişlerden yapılan toplam kesintiden kaynaklanan asıl alacak icra takibinde 342.002,26 TL olarak gösterildiği için bu miktarın yarısı olan 171.001,13 TL’nin icra takibi ile talep edilebilir hale geldiği kabul edilmiştir.
Davalı taraf alacağın zaman aşımına uğradığını ileri sürmekte ise de; taraflar arasındaki uyuşmazlığın eser sözleşmesinden kaynaklandığı, geçici kabulün 23/07/2014, kesin kabulün 22/01/2018 tarihlerinde yapılmış olması karşısında uyuşmazlığın eser sözleşmesinin tabi olduğu 5 yıllık zamanaşımına bağlı olması halinde icra takibinin başlatıldığı 09/05/2018 ve davanın açıldığı 06/07/2018 tarihleri itibariyle sürenin tamamlanmadığı anlaşılmakla; zamanaşımı itirazının yerinde olmadığı kabul edilmiştir.
İcra takibi ile davacının hak edişlerinden yapılan teminat kesintilerinin diğer yarısını oluşturan asıl alacak da talep edilmiş olup; bu ikinci bölümün talep edilebilmesi için işin kesin kabulünün yapılmış olması yeterli olmayıp ayrıca SGK ilişiksizlik belgesinin de birlikte sunulmuş olması gerekir. Somut olayda kesin kabul 22/01/2018 tarihinde icra takibinin başlatıldığı 09/05/2018 tarihinden önce yapılmış ise de, tek başına kesin kabulün yapılmış olmasının teminat kesintisinin ikinci kısmının davacıya iadesi için yeterli olmadığı, kesin kabul ile birlikte ve aynı zamanda SGK ilişiksiz belgesinin de sunulması gerektiği, SGK’nın cevabi yazısından da anlaşıldığı gibi, 25/10/2021 tarihinde davacı yönünden SGK ilişiksizlik belgesinin düzenlendiği, bu hali ile icra takibinin başlatıldığı tarihi itibariyle kesin kabul yapılmakla birlikte SGK’dan borç olmadığına ilişkin belge birlikte sunulmadığı için icra takibi ile talep edilen teminat kesintilerinin %50’lik ikinci kısmının davalıdan talep edilmesi koşullarının icra takibinin başlatıldığı 09/05/2018 ve davanın açıldığı 06/07/2018 tarihleri itibariyle gerçekleşmediği, dava devam etmekte iken 2021 yılında SGK borçsuzluk belgesi sunulmakla birlikte, talep icra takibine bağlı itirazın iptali davası niteliğinde olup davadan sonra gerçekleşen koşullar dikkate alınarak icra takibinin başlatıldığı tarihe geri dönülüp icra takip tarihi itibariyle teminat kesintilerinin %50’lik ikinci kısmı yönünden iade koşullarının gerçekleştiğinin kabul edilemeyeceği, bu durumda davacı hak edişlerinden yapılan toplam hakediş kesintisi olan 342.002,26 TL’nin yarısı olan 171.001,13 TL’nin icra takibi başlatılmadan önce taraflar arasındaki sözleşmenin 27.maddesi uyarınca 23/07/2014 tarihinde geçici kabulün yapılmış olması nedeniyle bu miktar alacağa yönelik davalı itirazı haklı nedene dayanmadığı için 171.001,13 TL asıl alacak ile ilgili itirazın iptali gerektiği kabul edilmiştir.
Davacıya ödenmesi gereken hakediş kesintisi için ayrıca işlemiş faiz talep edilmiştir. İcra takibinden önce işlemiş faiz talep edilebilmesi için ödemenin yapılacağı kesin tarihin önceden belirlenmiş olması ya da ihtarname ya da benzeri işlem ile davalının temerrüde düşürülmüş olması gerekir. Taraflar arasındaki sözleşmenin 27.maddesinde geçici kabulün yapılmasından sonra teminat kesintisinin yarısının iade edileceği belirtilmiş olup, geçici kabulün hangi tarihte yapılacağı, geçici kabul tarihinden sonra belirli bir süre içerisinde ödemenin yapılaması gerektiği konusunda açık ve kesin bir tarih belirlemesi bulunmadığından ödeme gününün kesin vade oluşturmadığı, düzenlenen ihtarnamelerde de alacak miktarı belirtilmek ve ödeme süresi tanınmak suretiyle usulüne uygun şekilde temerrüt gerçekleştirilmediği için davalıdan tahsili gereken teminat kesintisi alacağına icra takibi öncesi döneme ilişkin faiz işletilmesinin mümkün olmadığı kabul edilmiştir.
Her ne kadar davalı taraf; davacı tarafından yapılan işlerin sözleşme hükümlerine uygun olmadığını, işin asıl iş veren tarafından kabul edilmediğini, ödemelerin bu nedenle aksaması nedeniyle … tarafından kendilerine ödeme yapılmadığı için davacıya ödeme yapmak zorunda olmadıklarını ileri sürmüş ise de; davacının icra takibine konu ettiği alacağının eser sözleşmesi kapsamındaki iş bedeline ilişkin olmadığı, davacı tarafından yapılan işlerin eksik ya da ayıplı olduğuna ilişkin hiçbir delil sunulmadığı, asıl iş veren tarafından ödemelerin aksatılmasının davacıya yaptığı iş nedeniyle davalının ödeme yapmaktan kaçınması sonucunu doğurmayacağı, icra takibine konu edilen alacağın teminat kesintisi olması karşısında taraflar arasındaki sözleşmenin 27.maddesi koşullarının gerçekleşmesi halinde teminat kesintisinin davalı tarafından iade edilmesi gerektiği, icra takibinin başlatıldığı tarihten önce geçici kabul yapıldığı için teminat kesintisinin yarısının iadesi gerektiğinden, bu miktarın icra takibi ile talep edilmesinin yerinde olduğu, teminat kesintilerinin ikinci bölümü yönünden ise, icra takibinden önce kesin kabul yapılmakla birlikte SGK ilişiksizlik belgesi davadan sonra 2021 yılı içerisinde sunulduğu için teminat kesintisinin yarısı yönünden icra takibinin başlatıldığı ve davanın açıldığı tarihler itibarı ile talep koşulunun gerçekleşmediği, alacak eser sözleşmesinden kaynaklanmakta olup teminat kesintilerinin miktarı, iade koşullarının bilirkişi incelemesini gerektirmesi nedeniyle alacağın likit nitelikte bulunmadığından icra inkar tazminatı isteme koşullarının oluşmadığı kabul edilip davanın kısmen kabulüne ilişkin aşağıdaki hüküm oluşturulmuştur.

HÜKÜM: Nedenleri yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜNE;
Davalının İstanbul Anadolu … Müdürlüğü’nün … esas sayılı icra takibine yönelik itirazının 171.001,13 TL asıl alacak üzerinden iptaline,
Fazlaya ilişkin istemlerin reddine,
Takip tarihinden itibaren davacı asıl alacağına yıllık %9,75 oranından başlayan ve değişen oranlı ticari avans faizi uygulanmak suretiyle takibin devamına,
Davacının koşulları oluşmayan icra inkar tazminatı isteğinin reddine,
Fazla miktar yönünden davacı icra takibi yapmakta haksız olmakla birlikte kötü niyetli olarak icra takibi yapıldığı kanıtlanamadığı için davalının koşulları oluşmayan kötü niyet tazminatı isteğinin reddine,
Alınması gereken 11.681,09 TL ilâm harcından peşin alınan 5.840,54 TL ile tamamlama harcı olarak yatırılan 2.762,00 TL toplamı 8.602,54 TL’nin indirilmesi ile, noksan kalan 3.078,55 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye ödenmesine,
Davacı tarafından yatırılan 35,90 TL başvurma, 5.840,54 TL peşin harç ve 2.762,00 TL tamamlama harcı olmak üzere toplam 8.638,44 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan 1.018,23 TL tebligat gideri ve 5.100,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 6.118,23 TL yargılama giderinden davanın kabul ve red oranına göre 2.077,08 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, artan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığına,
Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca, davacı yararına hesaplanan 20.195,11 TL vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca, davalı yararına hesaplanan 31.738,90 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Karar kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansı kalması halinde bildirilecek hesap numarası olur ise hesaba, hesap numarası bildirilmez ise gider avansından karşılanmak koşulu ile posta havalesi ile yatıran tarafa iadesine,
Dair, Davacı Vekili Av. …, davalı vekili Av. …’ın (e-duruşma) yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.08/03/2022