Emsal Mahkeme Kararı Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/213 E. 2021/368 K. 14.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
Türk Ulusu Adına Yargılama Yapmaya ve Hüküm Vermeye Yetkili
ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR

ESAS NO : 2019/213 Esas
KARAR NO : 2021/368

DAVA : TAZMİNAT
DAVA TARİHİ : 22/04/2019

KARAR TARİHİ : 14/06/2021
YAZIM TARİHİ : 22/06/2021
Mahkememizde açılan tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :
Davacı vekili ; Davalı … tarafından Zorunlu Trafik Sigorta Poliçesi düzenlenen … plaka sayılı aracın yaya olan davacıya çarparak davacının yaralanması ile sonuçlanan kazaya neden olduğunu belirtip, sürekli çalışma gücü kaybı için 1.000,00 TL ve geçici iş göremezlik zararı için 1.000,00 TL olamak üzere toplam 2.000,00 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren hesaplanacak avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir.
YANIT :
Davalı vekili ; Sorumluluklarının sigortalı araç sürücüsünün kusur dağılım oranına bağlı olmak koşulu ile poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, sigortalı araç sürücüsünün olayda kusurunun bulunmadığını, çalışma gücü kayıp oranı ve kusur dağılımına ilişkin raporunun ATK dan, hesap raporunun aktüer siciline kayıtlı bilirkişiden alınması gerektiğini, geçici iş göremezlik zararının poliçe kapsamında olmadığını, davanın haksız fiilden kaynaklanması nedeni ile ancak dava tarihinden itibaren yasal faiz talep edilebileceğini belirtip, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLER :
-Ruhsat ve poliçe örneğini de içeren hasar dosyası,
-Davacıya olay nedeni ile rücuya tabi ödeme yapılmadığını bildiren SGK yazı cevabı,
-Davacı ile ilgili gelir araştırması,
-Suç soruşturma evrakı,
-Yaralı yaya ile ilgili raporlar,
-Arabulucu anlaşmazlık son tutanağı,
-Davadan önce sigorta şirketine yapılan başvuru ile ilgili kayıtlar,
-Tüm dosya kapsamı,
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Davadaki talep, Trafik kazası nedeni ile davacıda oluştuğu ileri sürülen bedensel zararların giderilmesi istemine ilişkindir.
Davanın hukuki dayanağı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85 vd. maddeleri ile Karayolları Trafik Kanunu Mali Sorumluluk Sigorta Genel Şartları’ndan ibarettir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunun 85. maddesine göre, bir aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin yaralanmasına veya ölümüne sebebiyet verilmesi halinde teşebbüs sahibi ve araç işleteni oluşan zarardan sorumludur. Aynı Yasa’nın 88. maddesine göre; birden fazla zarar verenin bulunması halinde zarar verenler, zarar görene karşı müteselsilen sorumludur. Yine aynı Kanunun 90. maddesine göre ise, maddi tazminatı biçim ve kapsamı ile manevi tazminat konularında Borçlar Kanunu’nun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.
Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası, Karayolları Trafik Kanunun 91/1 maddesi uyarınca işletenlerin aynı kanunun 85/1 maddesi kapsamındaki sorumluluklarının karşılanması için yaptırılması zorunlu bir sigorta türü olduğundan, zorunlu mali sorumluluk sigortasında sigortacı, işletenin yasadan kaynaklanan hukuki sorumluluğunun belirli limitler içinde üzerine almış bulunmaktadır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık 11/10/2018 tarihinde meydana gelen ve davalıya sigortalı … plaka sayılı araç ile yaya olan davacının katıldığı ve davacının yaralanması ile sonuçlanan trafik kazasında davalı … tarfından zorunlu trafik sigorta poliçesi düzenlenen araç sürücüsünün kusurlu olup olmadığı, davacıdaki yaralanmaların geçici ve sürekli çalışma gücü kaybı oluşturup oluşturmadığı, davaya konu tazminatların poliçe kapsamında olup olmadığı, faizin türü ve faizin başlangıç tarihi ile tüm zararın davalıdan talep edilmesinin mümkün olup olmadığı konularında toplanmaktadır.
Trafik sigortası genel şartları 01/06/2015 tarihinde değiştirilip, tazminatın diğer yasal düzenlemeler yanında bu genel şartlara göre hesaplanacağına ilişkin 2918 sayılı yasanın 90.maddesinde yapılan değişiklik ise 26/04/2016 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Değişen yeni genel şartların yürürlük maddesi olan C 11 e göre ” yeni genel şartların ancak bu tarihten sonra düzenlenecek poliçeler dolayısı ile uygulanabileceğinin ” öngörülmüş olup poliçemiz 03/04/2018 tarihinde düzenlenmekle ve kaza ise 11/10/2018 tarihinde meydana gelmekle birlikte 2918 Sayılı Yasanın 90 ve 92. maddeleri ile ilgili Anayasa Mahkemesinin kısmi iptal kararı da dikkate alınarak somut uyuşmazlığın kısmi iptal kararının ortaya çıkardığı durum dikkate alınarak çözümlenmesi gerektiği kabul edilmiştir.
Geçici işgöremezlik tazminatının poliçe kapsamında olmadığı ileri sürülmüş ise de, TBK.nın 54. maddesinde düzenlenen ve haksız fiil sonucu uğranılan zararlar kapsamında olup, yasa ile belirlenmiş sorumlulukta, üçüncü kişi yönünden bağlayıcılığı bulunmayan genel şartlar ile sorumlunun değiştirilememesi, yine Anayasa Mahkemesinin, 2019/40 Esas -2020/40 Karar nolu ve 17.07.2020 Tarihli kararı ile, Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinin ZMMS Genel Şartlara atıf yapılan hükümlerinin iptal edilmiş olması karşısında, geçici iş göremezlik zararının da poliçe kapsamında olduğu kabul edilmiştir.
Zorunlu trafik sigorta poliçesi düzenleyen sigorta şirketleri “sigortalı aracın işletilmesi sırasında 3.kişilerin uğradığı ve poliçe kapsamındaki zararları sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında sigortalı adına ödemeyi” üstlenmektedir. Bu nedenle ilk önce davacı ile sigortalı araç sürücüsünün kusur dağılım oranlarının belirlenmesi gerekmektedir.
Davalı … tarafından dava dışı … adına trafikte kayıtlı … plaka sayılı araç için 03/04/2018 tarihinde kaza tarihi içinde koruma sağlayan Karayolları Zorunlu Trafik Sigorta Poliçesi düzenlenmiştir. Sigortalı araç kayıt maliki olan … idaresinde 40 nolu konutun önüne geldiğinde yolun sağından soluna doğru yolun karşısına geçmeye çalışan ve yaya olan davacıya çarparak davacının yaralanması ile sonuçlanan trafik kazasına neden olmuştur.
Yukarıda anlatılan şekilde gerçekleşen olayda, mahkememiz için düzenlenen 15/11/2019 raporda davacının yolun karşısına geçer iken dikkatli ve tedbirli davranmadığı için % 25 oranında, sigortalı araç sürücüsünün ise hızını yol ve trafik koşullarına uydurmadığı , yaya geçidine yaklaştığı halde hızını düşürmediği için % 75 oranında kusurlu olacak şekilde kazaya neden oldukları şeklinde görüş bildirilmiştir. Aynı olayın Ankara …Asliye Ceza Mahkemesinde yapılan yargılama sırasında ATK Trafik İhtisas Dairesinin düzenlediği 04/07/2019 tarihli raporda, davacının olayda kural ihlalinin olmadığı, olayda tüm kusurun sigortalı araç sürücüsüne ait olduğu şeklinde görüş bildirilmiştir. Her iki rapor arasındaki kusur dağılım oranları ile ilgili çelişkinin giderilmesi amacı ile üç kişiden oluşturulan bilirkişi heyetinden 14/02/2020 tarihi rapor alınmış, bu raporu düzenleyen bilirkişiler mahkememize daha önce rapor düzenleyen bilirkişinin 15/11/2019 tarihli raporunda da belirtildiği gibi, davacının olayda % 25 oranında ve sigortalı araç sürücüsünün ise % 75 oranında kusurlu olacak şekilde kazaya neden oldukları şeklinde görüş bildirmiştir. Mahkememiz bilirkişilerin birbirleri ile uyumlu olan ve olayın oluş şekline uygun olduğu kabul edilen 15/11/2019 ve 14/02/2020 tarihli raporlarda da belirtildiği gibi, davacının somut olayda % 25 oranında sigortalı araç sürücüsünün ise %75 oranında kusurlu olacak şekilde kazaya neden oldukları kabul edilmiştir.
Davacı geçici ve sürekli çalışma gücü kaybı nedeni ile oluşan zararlarının giderilmesini talep ettiği için bu amaçla Hacettepe Üniversitesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanlığından alınan ve kaza tarihi olan 11/10/2018 tarihinde yürürlükte olan “Özürlülük Ölçütü Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raparları Hakkındaki Yönetmelik” hükümlerine göre hazırlanan 10/12/2019 tarihli raporda yaralanmaların davacıda % 15 oranında sürekli çalışma gücü kaybı oluşturduğu, 12 ( oniki ) ayda iş ve gücünden kaldığı belirlenmiştir. Bu rapor kaza tarihinde yürürlükte olan yönetmeliğe göre hazırlanmış ve davacıdaki yaralanmalar ile uyumlu olduğu için hüküm kurmak için yeterli olduğu kabul edilmiştir.
Davacının asgari ücreti aşan gelir elde ettiği kanıtlanamadığı için hesaplamalar yapılır iken asgari ücret esas alınmıştır.
Davacının talebi geçici ve sürekli iş göremezlik zararına ilişkin olup, bu talebe konu zararların belirlenmesi amacı ile bilirkişiden çeşitli seçeneklere göre hazırlana 07/09/2020 tarihli rapor alınmıştır. Bu raporda 18.175,31 TL geçici iş göremezlik ve 67.805,58 TL sürekli iş göremezlik zararları oluştuğu belirlenmiş, davacı vekili bu miktarları dikkate alıp 30/09/2020 bedel artırım işlemi yapmıştır.
Bedel artırım işleminin dayanağı olan tazminat hesabının Yargıtay uygulamasına uygun olmaması nedeni ile TRH 2010 yaşam tablosu ile teknik faiz dikkate alınmaksızın prograsif rant yöntemi ile hesaplamanın yapıldığı 14/02/2021 tarihli asıl rapor ile 10/05/2021 tarihli ek raporlar alınmıştır.
Tazminat hesaplamasına esas alınması gereken raporun Özürlülük Ölçütü Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raparları Hakkındaki Yönetmelik hükümlerine göre hazırlanan 10/12/2019 tarihli rapor olması gerektiği, bu rapora göre davacıda % 15 oranında sürekli çalışma gücü kaybı oluşturduğu, 12 ( oniki ) ayda iş ve gücünden kaldığına ilişkin rapor olduğu, tazminat hesabının ise TRH 2010 yaşam tablosu ile prograsif rant yöntemi ile yapılan hesaplamanın yapıldığı rapor olduğu, bu halde 10/05/2021 tarihli ek bilirkişi raporunda da belirtildiği gibi davacının talep edebileceği sürekli çalışma gücü kayıp zararının 116.328,42 TL ve geçici iş göremezlikten kaynaklanan zararının ise 17.351,57 TL olduğu kabul edilmiştir. Davacı vekili 14/02/2021 tarihli rapor düzenlendikten sonra verdiği 10/03/2021 tarihli ISLAH dilekçesi ile 17.351,57 TL geçici ve 104.901,72 TL sürekli çalışma gücü kaybı için olmak üzere toplam 122.253,29 TL nin tahsilini istemiştir.
Mahkememizin geçici iş göremezlik zararı ile ilgili kabulü 17.351,57 TL olup, davacı 30/09/2020 tarihli bedel artırım dilekçesi ile 18.175,31 TL talep etmiştir. Kabul edilebilir zarar miktarı 17.351,57 TL olduğu için fazlaya ilişkin geçici iş göremezlik zararının reddi gerektiği kabul edilmiştir.
Davacının sürekli iş göremezlik ile ilgili gerçek zararı 10/05/2021 tarihli ek bilirkişi raporunda da belirtildiği gibi 116.328,42 TL olup, davacının 10/03/2021 tarihli ıslah dilekçesi ile bu zarar türü için 104.901,72 TL talep edilmiş olması nedeni ile hüküm altına alınması gereken sürekli iş göremezlik alacağının 104.901,72 TL olması ve fazlaya ilişkin alacağın ise saklı tutulması gerektiği kabul edilmiştir.
Davacı dava açılmadan önce maddi zararlarının giderilmesi için sigorta şirketine 10/01/2019 tarihinde başvuru yapmış ve 8 iş günlük sürenin tamamlanması sonrası sigorta şirketi yönünden temerrüdünün gerçekleşmesi gerekmekle birlikte, davacının tüm zararın belirlenmesine esas olacak eksiksiz belgeleri sunmak sureti ile başvuru yaptığı kanıtlanmadığı için temerrütün dava tarihinde gerçekleştiği kabul edilmiştir. Sigortalı aracın temin edilen ruhsat örneğine göre hususi nitelikli olarak kayıtlı olması nedeni ile davacı alacaklarına yasal faizi uygulanması gerektiği kabul edilip, aşağıdaki hüküm oluşturulmuştur.
HÜKÜM: Nedenleri yukarıda açıklandığı üzere;
17.351,57 TL geçici işgöremezlik zararı, 104.901,72 TL sürekli işgöremezlik zararı olmak üzere toplam 122.253,29 TL’nin 22/04/2019 dava tarihinden itibaren hesaplanacak değişen oranlı yasal faiziyle birlikte davalıdan alınıp davacıya ödenmesine,
Sürekli işgöremezlik alacağının fazlaya ilişkin kısmının saklı tutulmasına,
Geçici işgöremezlik ile ilgili fazla istemin reddine,
Alınması gereken 8.351,12 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 44,40 TL ile ıslah harcı olarak yatırılan 124,00 TL toplamı 168,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 8.182,72 TL’nin davalıdan tahsili ile HAZİNEYE ÖDENMESİNE.
Davacı tarafından yatırılan 44,40 TL başvurma harcı, 168,40 TL peşin harç(ıslah harcı dahil) olmak üzere toplam 212,80 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE.
Kabul edilen tazminat için davacı lehine hüküm tarihindeki AAÜT’si uyarınca hesaplanan 15.564,06 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE.
Ret edilen geçici iş göremezlik zararı 823,74 TL olup, bu miktar esas alınarak AAÜT’si uyarınca hesaplanan 823,74 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE.
Davacı tarafından yapılan tebligat ve posta gideri 188,50 TL ve bilirkişi ücreti 3.450,00 TL olmak üzere toplam 3.638,50 TL yargılama giderinin kabul ve ret oranları dikkate alınarak 3.612,00 TL sinin davalıdan alınarak davacıya ÖDENMESİNE.
Artan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına.
Her iki taraf görüşmelere katıldığı için Arabuluculuk için ödenen 1.320,00 TL nin 6325 sayılı yasanın 18/A (11) (13) maddesi uyarınca ; kabul ve ret miktarları dikkate alınarak
1.300,00 TL sinin davalıdan
20,00 TL sinin davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
Karar kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansı kalması halinde bildirilecek hesap numarası olur ise hesaba, hesap numarası bildirilmez ise gider avansından karşılanmak koşulu ile posta havalesi ile yatıran tarafa İADESİNE.
Dair, Davacı Vekili Av. ….’un karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.14/06/2021

Katip …

Hakim …