Emsal Mahkeme Kararı Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/939 E. 2022/455 K. 06.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
Türk Milleti Adına Yargılama Yapmaya ve Hüküm Vermeye Yetkili
ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

KARAR

ESAS NO : 2018/939 Esas
KARAR NO : 2022/455

DAVA : Tazminat (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/12/2018
KARAR TARİHİ : 06/07/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİHİ : 22/07/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; Davalı ile 06/10/2018 tarihinde imzalanan peyzaj ve dolgu malzemesi satım ve işçilik sözleşmeleri sonucunda davalıdan alınan hizmet nedeniyle yapılan işte bazı aksaklıkların çıktığını, zemine uygulanan … uygulamasının hatalı yapılması sebebiyle kullanılan malzemenin mevcut zeminden ayrılarak ana yola aktığını, müvekkilinin hasarı önlemek için elinden geleni yaptığını, davalı şirkete de derhal bildirimde bulunduğunu, ancak, davalı şirketin görevlendirdiği personelin herhangi bir hasar düzeltme yoluna gitmediğini, zararı gidermeden olay yerinden ayrıldığını, zararı kendi imkanlarıyla gidermeye çalıştıklarını, oluşan zemin kaymasının tamamen davalı tarafın üzerine düşen yükümlülüğü usulüne uygun bir şekilde yerine getirmemesinden kaynaklandığını, bu nedenle müvekkilinin menfi zararının ayıplı ifa sonucu yapmış olduğu harcamaların ve ayrıca 50.000,00 TL’de ticari itibarının zedelenmesinden kaynaklı tazminatın davalı taraftan alınmasını talep ettiği,
YANIT:
Davalı vekili yanıt dilekçesinde, kısaca; Davacı tarafın sipariş formuna istinaden müvekkilinden malzeme satın aldığını, taraflar arasındaki sözlü anlaşma gereğince, müvekkilinin dava konusu yerin yağışlarda şevlerde meydana gelebilecek akmaların önüne geçmek için şevlerdeki bitkisel toprak ve çim imalatının tutunabilmesi amacıyla yapılan … işi için gerekli malzeme teminini üstlendiğini, … uygulanacak yerin seçilmesi, sahanın zemin dolgusunun standartlara uygun yapılarak … yapılmaya hazır hale getirilmesi, … uygulamasından sonra … üzerine yapılacak toprak dolgunun standartlara uygun olarak yapılması işleri davacının sorumluluğuna olduğunu, uygulama işçiliğini yapan personelin sigortasının davacı tarafından yapıldığını, uygulama personeli davacının talimatlarına göre çalıştığını, davacı yanın yaşanan olaya ilişkin müvekkiline bir ihtar göndermediğini, hasarın … malzemesi ve bunun uygulaması ile bir ilgisi olmadığını, dolgu işinin yapılmasının davacının sorumluluğunda olduğunu, hasarın, Geocel uygulamasından önce ve sonra davacı tarafından yapılan hatalı dolgudan kaynaklandığını, müvekkillinin meydana gelen olayda sorumluluğunun bulunmadığını, davanın zamanaşımına uğradığını, belirterek davanın reddini istemiştir.
DELİLLER :
1- 06/10/2018 tarihinde imzalanan peyzaj ve dolgu malzemesi satım ve işçilik konulu eser sözleşmesi,
3-Cevabî ve diğer ihtarnameler,
4-Taraf defter, kayıt ve belgeleri, yazışmalar
5-Bilirkişi raporu,
6-Tüm dosya münderecatı,
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKÎ NİTELENDİRME :
Davanın, taraflar arasında imzalanan sözleşme kapsamında ifa edilen işteki ayıplar nedeniyle uğranılan zararın tahsili istemlerine ilişkindir.
Eser sözleşmesi, yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi, iş sahibinin de bir bedel ödemeyi üstlendiği iki taraflı işgörme sözleşmesidir. Eldeki asıl davada davacı işsahibi, davalı ise alt yüklenicidir.
“Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür” (MK m.6) hükmü ile “ispat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir” (HMK m.190, f.1) hükmü çerçevesinde davada taraflar iddia ettikleri/dayandıkları vakıaları kanıtlama yükü altındadırlar. Dolayısıyla; davacı, sözleşmeler kapsamında yapılan işin davalı tarafından ayıplı yapıldığını bu kapsamda zarara uğradığını kanıtlamalıdır
Taraflar arasında 06/10/2018 tarihli 2018/0210 sayılı satın alma sipariş formu ile 13.600 m2 için … ve bunun uygulama işçiliği ve 15.10.2018 tarihli 2018/0217 sayılı sipariş formu ile 2.006 m2 … ve 1200 m2 uygulama işçiliği konusunda anlaşmaya varıldığı, davalı şirket tarafından davacı adına düzenlenen malzeme ve uygulamasına ilişkin 12.10.2018 tarihli 24435 nolu,20.10.2018 tarihli 24442 nolu, 22.10.2018 tarihli ve 24447 nolu faturalara göre, … malzemesi ve uygulamasının davalı tarafından yapıldığı anlaşılmaktadır. Ayıplı işlerin giderilmesi için davacı tarafından davalı tarafa Ankara 10.Noterliğinden 21147 yevmiye nolu ihtarnamesi gönderilmiştir. Ancak bu ihtarın davalı tarafa tebliğ edildiğine dair tebliğ şerhi yazılı değildir. Davacı tarafından dava açmada önce hasarla ilgili delil tespiti yapılmadığı, davacı tarafın beyanı ve dosyaya sunduğu belgelere göre, yargılama sırasında delil tespiti yapılmadan hasarlı yerlerin onarım işinin başka firmalara yaptırılmaya başlandığı anlaşılmaktadır.
Taraf vekillerinin iradeleri zabıtlara yansıtılmış, taraf tanıkları dinlenmiş, tüm belgeler ve deliller toplanmıştır. Teknik inceleme gerektirmesi sebebiyle bilirkişilerden kök ve ek raporlar alınmıştır.
Bilirkişi heyetinin düzenlediği 06/11/2019 tarihli kök ve 25/04/2022 tarihli ek raporlara göre; … malzemesi, erezyon kontrolü ve zemin güçlendirme malzemesi olduğu, Eğimli şevlerin erezyona ve heyelana karşı korunmasını sağladığı, daha çok yağışlarda şevlerde meydana gelebilecek akmaların önüne geçmek için şevlerdeki bitkisel toprak ve çim imalatının tutunabilmesi amacıyla yapıldığını, … uygulaması, gerek erezyonu önlemek için yapılsın gerekse şevlerdeki akmaları önlemek için şevlerdeki bitkilerin tutunması amacıyla yapılsın, yapılış amacına göre dolgu malzemesi farklılık gösterdiğini, … uygulaması yapılmadan önce zemin dolgu malzemesinin standartlara uygun olarak seçilmesi ve silindir gibi araçlarla iyice sıkıştırılması gerektiğini, projesinde belirtilen tipte beton ya da sıkıştırılmış topraktan temel tabakası oluşturulduğunu, … serilerek içlerine her kademede uygun dolgu malzemesi yerleştirildiğini ve uygun bir şekilde sıkıştırıldığını, hücre içi dolgu malzemesi vibrasyonlu silindir/kompaktör ile sıkıştırılması gerektiğini, doğru koşullar sağlandığı takdirde … malzemelerinin işlevselliğinin görülebileceğini, dosya kapsamına göre, dolgu işinin yapılmasının davacının sorumluluğunda olduğunu, bu hususta taraflar arasında ihtilaf olmadığını, ancak davacı tarafın … uygulaması yapılabilmesi için gerekli olan saha dolgu şartlarını tam olarak sağlayamadığını, dolgu malzemesinin standartlara uygun olarak seçilmediğini ve iyi sıkıştırılmadığını, ayrıca söz konusu yere ait proje, şartname ve zemin etüd raporunun deliller içerisinde yer almadığını, meydana gelen hasarın geocel uygulamasından önceki safhada ve … serilmesinden sonraki safhada davacı tarafından yapılan hatalı dolgudan kaynaklandığını, tarafların dosyaya sunduğu fotoğraf ve CD görüntülerine göre, … uygulaması yapılan yerde, yağış nedeniyle yer yer yarılma, toprak kaymaları ve göçüklerin olduğunu, bazı yerlerde zeminde yaklaşık 2 m gibi çökmelerin olduğunu, buna rağmen geocellde herhangi bir kopma veya parçalanma olmadığını, bu da … malzemesinin stardartlara uygun olduğunu ve fakat davacı tarafından … uygulamasından önce yapılan dolgunun yeterince sıkıştırılmamış olmasından kaynaklandığını, dolgunun hatalı yapıldığını, hatalı dolgu üzerindeki geocellin işlevselliğini yitireceğinin en bariz şekilde gösterdiğini, yukarıda da belirtildiği üzere davacıya satılan … malzemesinde herhangi bir ayıp mevcut değilse de, davacı tarafından gerçekleştirilen … uygulamasına rağmen, anılan sahada yağış sonucu yer, eğimli şevlerde akmaların önüne geçilemediğini, özellikle … uygulanan sahanın alt kısımlarında yer, yer yarılma. toprak kayması ve göçüklerin olduğunu, bazı yerlerde yaklaşık 2m çökmelerin olduğu CD görüntülerinden anlaşıldığını, bu durumda … uygulamasının amacına ulaşmadığını belirtmişlerdir. Bilirkişilerin teknik konuya ilişkin görüşlerinin dosya kapsamına uygun olduğu kanaatine varılmıştır.
Sonuç itibariyle; Yüklenici ve iş sahibinin karşılıklı irade beyanlarıyla oluşan eser sözleşmesinin kurulmasıyla yüklenici eseri imal etme yükümlülüğü ile birlikte imal edilen bu eseri iş sahibine teslim etmekle yükümlüdür. Yüklenicinin bu yükümlülüğünü tam olarak yerine getirebilmesi için eseri zamanında ve ayıpsız olarak iş sahibine teslim etmesi gerekir. Yüklenicinin eseri ayıpsız imal etme borcu asli borçlarından olup, bu yükümlülüğe uymaması halinde ayıba karşı tekeffül sorumluluğuyla karşılaşabilir. Eserin ayıplı olarak teslimi halinde iş sahibine TBK 475 de belirtilen ayıptan doğan seçimlik haklarını kullanabilme imkanı tanınmıştır. Yüklenicinin ayıba karşı borçları da özen borcu kapsamında sayılmaktadır. Bir eserin, işverenin yararına olacak şekilde ve ona hiçbir zarar vermeden yerine getirilmesi, müteahhidin hem sadakat hem de özen borcunun gereğidir. Diğer bir ifadeyle müteahhit iş sahibinin yararına olacak şeyleri yapmak ve zararına olacak her türlü davranıştan kaçınmak zorundadır. Diğer taraftan, işle ilgili ilerde olumsuzluklara neden olabilecek hususların iş sahibine gecikmeksizin ve yazılı olarak bildirilmesi ise müteahhidin özen borcu gereğidir. Davalı alt yüklenicinin işin uzmanı olması sebebiyle, … malzemesini tatbik ederken bu malzemenin tatbik edileceği zemini iyice inceleyip, durumunu gözleyerek, zeminin sıkıştırılmamış olması halinde, … uygulamasının amaca ulaşmayabileceğini … altındaki dolgu malzemesinin yağışlar ve suyun tesiri şevlerde akıntıya neden olacağını bunun … imalatında (eserde) ayıba yol açacağını gecikmeksizin iş sahibine bildirmesi bu ayıba yol açılmaması için yapılması gereken tedbirlere işaret etmesi bunu iş sahibine ihbar etmesi gereklidir. Davalı alt yüklenici işbu uyarma yükümlülüğü yüklenicinin sadakat ve özen borcunun gereğidir. Ne var ki davacı da asıl yüklenici olup, işin ne şekilde yapılması gerektiğini bilmekte ve bilmesi gerekmektedir. TBK 476. maddesine göre yapılan işin ayıplı olması yüklenicinin belirttiği mütalaaya aykırı olarak iş sahibinin verdiği emir ve talimat sonucu meydana gelmiş ise iş sahibi işin kusurlu olmasından dolayı hak dermeyan edemez. Ancak yüklenicinin bu hükümden yararlanabilmesi için TBK. 471/f.3 hükmü uyarınca ihbar külfetini yerine getirmesi gereklidir. Dava dosyası içeriğinden dinlenen Tanık Kıvanç Tırakman beyanındaki; “…. biz ekip olarak çalışırken yağmur yağması nedeniyle dolgu üzerinde su yolları oluştu, bu su yollarından dolgunun içerisinden su aktı. Yağmur yağdıktan sonra bazı işçiler dolgu üzerine bastığında bileklerine çamura battılar, hatta bazılarının ayakkabıları çamur içerisinde kaldı, dolguya su dolduğu için dolgunun altında boşluklar kaldı biz bu hususu dolgunun sıkıştırılması hususunu davacı çalışanlarına bildirdik, biz davacı çalışanlarına dolgunun hatalı olmasını bildirmemize rağmen davacı şirketin mühendis ve formenleri bizlere 29 Ekimde çok büyük bir açılışın olduğunu, işin acil olduğunu ve yağmur yağsa dahi işin yetiştirilmesi gerektiği yönünde talimatta bulundular,…” şeklindeki beyanından ve benzer şekilde beyanda bulunan tanıklar Mehmet Bülent Afşar ve Vahit Tokgöz’ün beyanlarından, davalı tarafından zeminin uygulamaya uygun olmadığının davacı yana bildirildiği ancak davacı yan sorumlularının işin yapılması konusundaki talimatı ile işin yapımının devam ettiği anlaşılmakla, davalı yanın uyarı yükümlülüğünü yerine getirdiği anlaşılmakta olup, bu bildirimin yapılması sebebiyle eserde ortaya çıkan ayıp nedeniyle davalı yüklenicinin kusurlu davranışı bulunmamaktadır. Ayrıca davacı iş sahibi yukarıda belirtildiği üzere asıl yüklenici olup, işin ne şekilde yapılmasını bilen ve bilmesi gereken kişidir. Buna rağmen kendisinin gerçekleştirdiği dolgunun gereği gibi yapılmadığını kusurlu yapıldığını bilmektedir. Buna rağmen … uygulanmasının yapılması için davalıya yeri teslim etmiştir. Bu nedenle davacı ayıbın vukubulmasında kusurludur. Ayrıca sözleşme gereği davacının denetim görevi de mevcuttur. Ne var ki bunu gereği gibi yerine getirmediği bu nedenle de kusurlu olduğu kanaatine varılmıştır. Bu nedenlerle ortaya çıkan ayıbın davacının kusurlu davranışları sonucunda oluştuğu anlaşılmış, davacının kendi kusuru ile ortaya çıkan ayıp nedeniyle uğranılan zarara katlanması gerektiği kanaatine varılmıştır.
Yapılan yargılama sonundan toplanan tüm deliller bir arada değerlendirilmiş, yukarıda açıklanan yasal ve hukuksal olgu göz önüne alınarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Bu karar nedeniyle alınması gerekli 80,70 TL harcın peşin alınan 2.840,51 TL harçtan çıkartılarak geriye kalan 2.759,81 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı iş bu davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince hesaplanan 19.751,35 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davalı tarafından yapılan 6,40 TL vekalet tasdik harcının davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
Dair, davacı vekili Av. …’in (E-duruşma) yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.06/07/2022

Katip …
¸

Hakim …
¸

Not : Bu evrak 5070 sayılı Elektronik imza yasası kapsamında imzalanmıştır.