Emsal Mahkeme Kararı Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/894 E. 2022/797 K. 07.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2018/894 Esas – 2022/797
Türk Milleti Adına Yargılama Yapmaya ve Hüküm Vermeye Yetkili
ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR

ESAS NO : 2018/894 Esas
KARAR NO : 2022/797
DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/12/2012
KARAR TARİHİ : 06/12/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 02/01/2023

DAVA:
Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında “Ankara Büyükşehir Belediyesi Sınırları İçerisinde Muhtelif Bölge Cadde ve Sokaklarda Pissu Yağmursuyu Proje ve Altyapı İnşaatı (II)’nin işi”ni en uygun teklif veren firma olarak davacının yüklendiğini; işin, sözleşme doğrultusunda tamamlandığını ve kesin hesabı yapılarak işin teslim edildiğini; söz konusu iş kapsamında ve işe ilave olarak davalı idarenin iradesi ve talimatı ile aynı neviden metrajları açıkça belirlenen işlerin yapıldığını; buna ilişkin tutanak tutulduğunu (Ankara . Asliye Ticaret Mahkemesinin … E. sayılı dosyasında) ve bu tutanağa bağlı olarak 11.12.2007 tarihli olurun hazırlandığını,yapılan bu işlerin bedellerinin davalı idarece ihale keşfinin dolması gerekçe gösterilerek ödenmediğini; iş sahibi idarenin talimatı ile ve idare yararına yapılan işler olduğu açık olan bu işlerin bedellerinin ödenmemesinin, bedelsiz bırakılmasının iş sahibinin zenginleşmesine neden olduğunu; sözleşme dışı yapıldığı kabul edilen ancak idarenin iradesi ve talimatıyla ve idare yararına yapılan ve vekâletsiz iş görmeye ilişkin tüm şartları taşıdığı açıkça görülen bu işlerin BK m.410 ve devamı uyarınca bedellerinin ödenmesi gerektiğini; bu nedenle, 850.000,00 TL’nin 11.12.2007 tarihinden itibaren ticarî faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini, talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili, 05.03.2015 tarihli ıslah dilekçesiyle talebini 1.706.857,86 TL olarak ıslah etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili, cevap dilekçesinde kısaca; dava konusu talebin zamanaşımına uğradığını; idarece, “Ankara Büyükşehir Belediyesi Sınırları İçerisinde Muhtelif Bölge Cadde ve Sokaklarda Pissu Yağmursuyu Proje ve Altyapı İnşaatı (II)’nin işi”nin, davacıya ihale edildiğini; işin kapsamı dâhilinde tüm imalatların dikkate alınarak davacıya tüm ödemelerin yapıldığının tespit edildiğini; geçici ve kesin kabulleri tamamlanmış iş için davacının hiçbir alacağının bulunmadığını; Ankara …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … E. sayılı dava dosyasında yapılan bilirkişi incelemesinde davacının hiçbir alacağının bulunmadığının belirlendiğini; işin kapsamı dâhilinde yapılan tüm imalatların dikkate alınarak yüklenici firmaya gerekli tüm ödemelerin ara hak edişlerle yapıldığını; bu arada hak edişlere davacının herhangi bir itirazının bulunmadığını; ödenen ara hak edişlerin baz alınarak işin kesin hesabının geçici ve kesin kabullerinin de yapıldığını; davacının, hiçbir ihtirazı kayıt koymaksızın çıkarılan ara hak edişler sonunda “…idarenin iradesi ve talimatı ile idare yararına iş yapılmıştır…” şeklinde vekâletsiz işgörme hükümlerine göre ileri sürdüğü iddialarının hukukî dayanağının bulunmadığını; davacının, ne işlerin yapılabildiğini ispatladığını ve ne de defter ve kayıtlarında bu hususu ispatladığını; bu sebeple, davanın reddine karar vedrilmesini, savunmuştur.
DELİLLER :
1-Ataşmanlar,
2-Bilirkişi görüşleri,
4-Tüm dosya münderecatı,
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKÎ NİTELENDİRME :
Dava, fazladan yapılan işler bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
Davaya konu edilen “Ankara Büyükşehir Belediyesi Sınırları İçerisinde Muhtelif Bölge Cadde ve Sokaklarda Pissu Yağmursuyu Proje ve Altyapı İnşaatı (II)’nin işi”nin, davacıya ihale edildiği; 11.11.2007 tarihinde bitirilerek davalı kuruma teslim edilen iş için 11 adet ara hakediş tanzim edildiği; 05.12.2006 tarihli 12 nolu hakedişin ihtirazi kayıtlı olarak imza edildiği; idarinin oluruna dayalı olarak yapılan işlerin hakedişlere girmediğini beyan edildiği, anlaşılmıştır.
Davalı tarafından zamanaşımı def’inde bulunulmuş ise de, fazladan yapılan iş yönünden vekâlet akdi hükümleri çerçevesinde BK m.147/5 gereğince “beş yıllık” zamanaşımının, 12 nolu hakedişin imzalandığı 02.12.2006 tarihi, Ankara . Asliye Ticaret Mahkemesinin … E. sayılı dava dosyasının açıldığı 17.04.2009 tarihi ile Mahkememizde davanın açıldığı 06.12.2012 tarihleri dikkate alındığında, zamanaşımının dolmadığı, izlenmiştir.
Ankara …Asliye Ticaret Mahkemesinin … E., 2012/412 K. sayılı dosyasından verilen 10.09.2012 tarihli “açılmamış sayılma” kararının, 21.07.2015 tarihinde kesinleştiği, gözlenmiştir.
İhtilâf, sözleşme dışı işlerin yapılıp yapılmadığı ve miktarı noktasında toplanmaktadır.
Yasal dayanak;
Dava ve savunma dikkate alındığında yasal dayanağın vekâletsiz işgörme kapsamında çözümlenmesi gerektiği, anlaşılmaktadır.
BK m.526; “Vekâleti olmaksızın başkasının hesabına işgören, o işi sahibinin menfaatine ve varsayılan iradesine uygun olarak görmekle yükümlüdür” şeklindedir.
İşin işsahibinin menfaatine yapılması hâlini düzenleyen BK m.529’da; “İşsahibi, işin kendi menfaatine yapılması hâlinde, işgörenin, durumun gereğine göre zorunlu ve yararlı bulunan bütün masrafları faiziyle ödemek ve gördüğü iş dolayısıyla üstlendiği edimleri ifa etmek ve hâkimin takdir edeceği zararı gidermekle yükümlüdür. Bu hüküm, umulan sonuç gerçekleşmemiş olsa bile, işi yaparken gereken özeni göstermiş olan işgören hakkında da uygulanır.
İşgören, yapmış olduğu giderleri alamadığı takdirde, sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre ayırıp alma hakkına sahiptir” şeklinde düzenleme mevcuttur.
BK m.531; “İşsahibi yapılan işi uygun bulmuşsa, vekâlet hükümleri uygulanır” denilmektedir.
Davacının, sözleşme kapsamında yaptığı ve hak edişe yansımayan alacağı ile sözleşme dışı yaptığı iş yönünden vekâletsiz iş görme hükümleri gereğince, talebe hakkı bulunmaktadır.
Tüm deliller toplanmış, bilirkişi görüşü alınmıştır.
Bilirkişiler kurulunun sırasıyla 06.03.2014 tarihli kök raporunda özetle; davacının bir kısım işleri yaptığı ve bedellerinin ödenmediği kanaatine varıldığını, kesin hakedişe girmeyen imalatların, semt semt, sokak sokak, cadde cadde belirtilerek detaylı şekilde hesaplarının, ilgili ataşmanlarının, olurlarının ve kabullerinin sunulması sonucunda değerlendirme yapılacağının belirtildiği, müşahede olunmuştur.
Kök rapordan sonra dosyaya sunulan klasörde dava konusu ödenmediği belirtilen işlerin icmali, 8, 9, 10,11 nolu ara hakedişler ile 12 nolu kesin hakedişin icmal sayfaları, ataşmanlar, kesin hesap aşamasında iptal edilen ataşmanlar, yeşil defterin mevcut olduğu bilirkişilerce görülmüş olup, bilirkişiler heyetinin 06.11.2014 havale tarihli raporlarında kısaca; bir kısım ataşmanların üzerine “iptal” yazıldığının belirlendiğini ancak herhangi bir imza ve işarete rastlanmadığını; 8, 9, 10 ve 11 nolu hakediş eki bir kısım ataşmanların üzerine “iptal” yazıldığının görüldüğünü; 8 nolu hakediş kapsamındaki 1743 ve 1744, 10 nolu hakediş kapsamındaki 3578 sayılı ataşmanların dışındaki diğer ataşmanların kesin hakedişe dâhil edilmediğinin saptandığını; ataşmanların sonradan tespiti olanaksız imalatlar için düzenlenen imalat öncesi ve sonrası durumu gösteren tutanaklar olduğunu; bunların sonradan tanziminin olanaksız olduğunu; dosya kapsamında taraflarca itirazsız imzalanan ataşmanların sahte olduğu iddiasına rastlanmadığından ataşmanların kesin hesapta neden iptal edildiğinin anlaşılamadığını; bu durumda 3 ataşman dışındaki ataşmanlarda hesaplanan imalatların kesin hakedişte bedellerinin ödenmediğinin belirlendiğini; birim fiyatlar dikkate alınarak davacı alacağının 1.469.332,67 TL eksik hesaplandığının saptandığını; bahse konu sözleşme dışı yapıldığı göz önüne alınarak vekâletsiz iş görme kapsamında müteahhit kârsız (1.469.332,67 TLx%92)=1.351.786,06 TL talep edebileceğinin hesaplandığını, bildirdiği, gözlenmiştir.
Bilirkişiler kurulunun 03.02.2015 tarihli ek 2. Raporunda ise; itiraz üzerine yapılan incelemede ek raporda 4164, 4165, 4171, 4172, 4178, 4179 nolu ataşmanlar dikkate alınmasına rağmen bu ataşmanlarda yer alan TBF.Y-2, TBF.Y-3 pozlarının icmalinin hazırlanan tabloda yer almadığının tespiti üzerine hesaplanan imalat miktarının ek raporda hesaplanan tutara eklenmesi ile davacının 1.351.786,06+94.703,66 = 1.446.489,72 TL+KDV olarak talep edebileceğini mütalaa ettiği gözlemlenmiş; bilirkişinin dosyaya ve bilgi ile belgelere uyumlu olduğu saptanan hesaplamaya yönelik görüşüne (KDV hariç) itibar edilmiş ve hükme esas alınmıştır.
Davacı vekili, 05.03.2015 tarihli ıslah dilekçesiyle talebini (1.446.489,72 TL+%18KDV=) 1.706.857,86 TL olarak ıslah etmiştir.
Yapılan Yargılama sonucunda toplanan tüm deliller bir arada değerlendirildiğinde;
Davada, fazla işler bedelinin istendiği; bilirkişiler kurulunun kök ve tamamlayan ek raporları ile ataşmanlardan ve tüm dosya kapsamından; hakedişlere yansımayan ataşmanlar bedeli olan 1.446.489,72 TL’nin talep edilmesinde davacının haklı olduğu kanaatine varılmıştır.
Davacı vekili, ıslah dilekçesiyle KDV isteminde de bulunmuş ise de dava dilekçesinde dava konusu edilmeyen KDV’nin, ıslah dilekçesiyle talep edilmesi mümkün görülmemiştir.
Davalı idarenin ilk kez usulüne uygun olarak Ankara …Asliye Ticaret Mahkemesinin … E. sayılı dava dosyasından çıkarılan dava dilekçesinin tebliğ tarihi olan 29.04.2009 tarihinde temerrüte düştüğü, belirlenmiştir. Bu sebeple, 50.000,00 TL’yi 29.04.2009; 800.000,00 TL’yi dava tarihinden ve bakiyesi olan 596.489,72 TL’ye ise 05.03.2015 ıslah tarihinden itibaren avans faizi uygulanmalıdır, gerekçesi ile mahkememizce 13/10/2015 tarihinde,
Davanın ıslah da dikkate alınarak kısmen kabulü ile; 50.000,00 TL’ye 29.04.2009 tarihinden, 800.000,00 TL’ye dava tarihi olan 06.10.2012 tarihinden ve 596.489,72 TL’ye ise ıslah tarihi olan 05.03.2015 tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlarda avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine; fazlaya ilişkin istemin reddine,
Şeklinde mahkememizce verilen kararın, her iki yan tarafından temyiz konusu yapılması üzerine Yargıtay 15. Hukuk dairesince mahkememiz kararı 24/04/2017 tarihli ilamı ile,
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre tarafların sair temyiz itirazlarının reddine,
Tarafların diğer temyiz itirazlarına gelince;
Taraflar arasında; davalı idare tarafından açılan ihale sonucu, 17.10.2005 tarihli ve “ Ankara Büyükşehir Belediyesi Sınırları İçerisinde Muhtelif Bölge Cadde ve Sokaklarda Pissu Yağmursuyu Proje ve Altyapı İnşaatı (II)’nin işi“ konulu sözleşmenin imzalandığı konusunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Taraflar arasında uyuşmazlık; sözleşme dışı olup hakedişe girmeyen alacağın bulunup bulunmadığı ve varsa bu alacağın talep edilip edilemeyeceği noktalarında toplanmaktadır.
Taraflar arasında düzenlenen sözleşme, düzenlendiği tarihte yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 355 (6098 sayılı Türk borçlar Kanununun 470.) ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi niteliğindedir. Uyuşmazlığın, eser sözleşmesi hükümlerine göre değerlendirilip çözülmesi gerekli ve zorunludur. Davada sözleşme dışı fazla imalât bedelleri talep edildiğine göre; 818 sayılı mülga Borçlar Kanunu’nun 410 (6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 526.) ve devamı maddelerine göre kural olarak sözleşme dışı yapıldığı iddia edilen imalâtların bedelinin vekâletsiz iş görme hükümleri uyarınca yapıldığı zamanlardaki mahalli serbest piyasa rayiçleri dikkate alınarak hesaplanması gerekir. Mahkemece hakedişe girmeyen iş bedeli talepleri birim fiyat gözetilerek hesaplama yapan bilirkişi kurulu raporu esas alınarak hüküm altına alınması doğru olmamış, hükmün bozulması uygun bulunmuştur.
Öte yandan yüklenicinin davadan önce 23.12.2008 tarihli yazısı ile davalı idareyi temerrüde düşürdüğü gözden kaçırılarak daha sonraki bir tarihten faeize hükmedilmesi de doğru olmamıştır.
O halde, mahkemece yapılması gereken iş; hükme esas alınan bilirkişi raporunu düzenleyen bilirkişi heyetinden ek rapor alınarak, davacının talebinin mülga 818 Borçlar Kanunu’nun 410. maddesinde düzenlenen vekâletsiz iş görme hükümleri gereği yapılan işin davalı iş sahibi yararına olduğu kısımlar belirlenerek bu işlerin yapıldığı yıl serbest piyasa fiyatları ile bedelinin hesaplanması, bu hesaplama yapılır iken serbest piyasa fiyatlarına KDV dahil olduğu hususu gözden uzak tutulmamalı, bu ilkeler doğrultusunda iş bedeli hesaplatılmalı, taleple bağlılık ilkesine dikkat edilerek talep doğrultusunda iş bedeli kabul edilmeli ve belirlenecek bu bedelin 1.000,00 TL’sine 23.12.2008 tarihli dilekçe nazara alınarak temerrüt tarihi belirlenerek faiz işletilmeli, geri kalan kısım var ise bu kısma da dava ve ıslah tarihleri gözetilerek faiz başlatmak olmalıdır.
Gerekçesi ile araştırmalı olarak bozulmuş, söz konusu bozma ilamına karşı her iki yan tarafından karar düzeltilmesi isteminde bulunulması sonrasında,
Yargıtay 15. Hukuk dairesinin 22/11/2018 tarihli ilamı ile,
Yargıtay ilamında belirtilen gerektirici nedenler karşısında tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer karar düzeltme taleplerinin reddi gerekmiştir.

Davacı davasında, davalı idare ile aralarında düzenlenen sözleşme ile “Ankara Büyükşehir Belediyesi Sınırları İçerisinde Muhtelif Bölge Cadde ve Sokaklarda Pissu Yağmursuyu Proje ve Altyapı İnşaatı (II)’nin işi’ni üstlenip yaptıklarını ancak işin devamı sırasında yaptıkları sözleşme dışı imalâtların bedellerinin ödenmediğini belirterek talebini yargılama sırasında ıslah etmek suretiyle 1.706.857,86 TL’nin Davalı’dan tahsiline karar verilmesini istemiş, Mahkemece dava kısmen kabul edilmiş, bu kararın taraflarca temyizi üzerine Dairemizce 24.04.2017 tarihli 2017/566 Esas 2017/1757 Karar sayılı ilamı ile bozulmuştur.
Taraflar arasında düzenlendiği ihtilafsız olan sözleşmenin 9. maddesinde sözleşme ekleri sayılmış olup sayılan ekler arasında Yapım İşleri Genel Şartnamesi de bulunmaktadır. Bu şartname 6100 Sayılı HMK’nın 193. maddesine göre delil sözleşmesi niteliğinde olup mahkemelerce görevi gereği kendiliğinden gözetilmesi gerekir. Anılan şartnamenin 21. maddesinde götürü bedelli işlerde sözleşme kapsamında kalması halinde %10 fazla imalâtın sözleşme fiyatlarıyla yaptırılacağı hükmü bulunmaktadır. Bu nedenle sözleşme dışı imalâtlar yönünden inceleme yapılırken sözleşmenin ilgili hükümleri ile şartname hükümlerinin dikkate alınması zorunludur. Yapılacak incelemede %10’u aşan imalâtın tespiti halinde ise bedelinin sözleşme ve işin yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan 818 Sayılı BK’nın 413 ve devamı maddeleri gereğince iş sahibi yararına olması koşuluyla yapıldığı yıl mahalli piyasa rayiçleriyle belirlenmesi gerekir.
Somut olayda mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda sözleşme eki olan Yapım İşleri Genel Şartnamesi hükümleri tartışılmaksızın, tespiti yapılan imalâtların bedellerinin vekâletsiz iş görme kapsamında ödenmesi gerektiği belirtilerek hesaplama yapılmış, bu hesaplamada belirlenen imalâtların tüm işe oranı da hesaplanmamıştır. Bu haliyle hükme esas alınan raporun az yukarıda açıklanan ilkelere uygun olmadığı açıktır. Mahkemece yapılması gereken iş bilirkişilerden alınacak ek rapor ile öncelikle sözleşme kapsamında yapımı gereken imalâtların yapılıp yapılmadığının saptanması, bundan sonra %10 oranda yapıldığı belirtilen imalâtların denetime açık bir şekilde belirlenip götürü bedele oranlama yapılmak suretiyle bedellerinin sözleşme fiyatlarıyla hesaplattırılması, % 10’u aşan oranda imalât yapılmış olması halinde bedellerinin sözleşme tarihinde yürürlükte olan 818 sayılı BK’nın 413 ve devamı maddeleri gereğince iş sahibi yararına olması koşuluyla yapıldığı yıl mahalli piyasa rayiçleriyle hesaplattırılıp sonucuna göre karar verilmesinden ibarettir.
Diğer taraftan davacının davalı iş sahibine gönderdiği 23.12.2008 tarihli yazıda 1.000.000,00 TL’nın ödenmesi talep edilmemiş, yazının son kısmında tebliğden itibaren dilekçe ekinde bulunan tutanakta belirlenen imalâtların bedellerinin ödenmesi talep edilmiş olup ekli tutanakta bedel bulunmaması nedeniyle temerrüte esas oluşturmadığına göre hüküm altına alınan alacağa dava ve ıslah tarihinden itibaren faiz uygulanması gerekirken daha önceki tarihten faiz uygulanması da doğru olmamıştır. Kararın bu sebeplerle bozulması gerekirken Dairemizce hatalı olarak tüm fazla imalâtların bedellerinin vekâletsiz iş görme hükümlerine göre belirlenmesi gerektiği gerekçesiyle bozulduğu bu kez yapılan incelemede anlaşıldığından bozma kararının kaldırılarak Mahkeme kararının değişen bu gerekçe ile bozulması uygun bulunmuştur.
Gerekçesi ile yine mahkememiz kararı araştırmalı olarak önceki ilamla bağlantılı olarak bozulmuştur.
Bozma sonrası yeniden taraf teşkili yapılmış, davacı şirketin Ankara …Asliye Ticaret Mahkemesinin …. esas sayılı dosyasında iflasına karar verilmiş olmakla ikinci alacaklılar toplantısının yapılması ve sonrasında 10 günlük sürenin dolması İİK’nın 194. maddesi dikkate alınarak beklenmiştir.
Uyulan bozma ilamı doğrultusunda önceki bilirkişi kurulundan 16/05/2019 tarihli rapor aldırılmış, bilirkişi kurulunca verilen raporda,
Taraflarca imzalanan sözleşmenin …Maddesine göre, yapılacak işin tutarı 44.484.764,45 TL olarak belirlenmiştir.Yargıtay bozma ilamı kapsamında yeniden yapılan inceleme de, sözleşmenin 9. Maddesi gereği yapım işleri genel şartnamesinin dikkate alınması şeklinde sözleşme bedelinin 44.484.764,45 TL olması ve bu rakamın %10’luk kısmının 4.448.476,45 TL rakamına ulaştığı, yani yapılan imalat toplamının 1.446.489,72 TL olması sebebi ile %10’luk fazla imalat sınırını aşmadığı, bu nedenle bahse konu fazla imalatın Yargıtay ilamında da belirtildiği üzere YİGŞ uyarınca %10 sınırı içerisinde kaldığından sözleşme şartları ile değerlendirilmesi gerektiğini, önceki raporlarında da hesaplandığı üzere yapılan fazla imalatın yapım işleri şartnamesi uyarınca 1.446.489,72 TL olduğu ifade edilmiştir.
Davalı vekilince ek rapora yönelik itirazlar, raporun dosya içeriği ve bozma ilamları dikkate alınarak düzenlenmiş olmasına göre haklı görülmemiş,
Davacı vekilince ise taraflar arasındaki sözleşmenin 7. Maddesinde, ilgili mevzuat uyarınca hesaplanacak katma değer vergisi sözleşme bedeline dahil olmayıp, idare tarafından yükleniciye ödenir, düzenlemesi dikkate alınarak bilirkişice bulunan tutara KDV’nin de eklenerek davanın kabulüne karar verilmesi talep edilmiş,
Taraflar arasında mevcut yapım işlerine ait tip sözleşme başlıklı 17/10/2015 tarihli sözleşmenin 7. Maddesinde, katma değer vergisi sözleşme bedeline dahil olmayıp, idare tarafından yükleniciye ödenir, düzenlemesi de dikkate alınarak,
Yukarıda ayrıntılı olarak açıklanan nedenler ile bozma ve karar düzeltme ilamları ile dosya kapsamı bütün olarak dikkate alınarak düzenlenen 16/05/2019 tarihli bilirkişi kurulu 3. Ek raporunda da belirtildiği üzere davacının yaptığı fazla imalat nedeni ile 1.446.489,72 TL’yi davalı idareden talep edebileceği anlaşılmakla, sözleşmenin 7. Maddesi uyarınca bu tutara KDV’de eklenmek sureti ile 1.706.857,86 TL için davanın kabulü cihetine gidilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlere,
1-Davanın kabulü ile,
1.706.857,86 TL’nin (850.000,00 TL’lik bölümüne 06/12/2012 olan dava tarihinden, 856.857,86TL’lik bölümüne 05/03/2015 olan ıslah tarihinden itibaren uygulanmak kaydıyla) değişen oranlarda avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
2-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince,
Alınması gereken 116.595,46 TL harçtan peşin alınan 12.622,50 TL peşin harç ile 14.633,00 TL ıslah harcı toplamı 27.255,50 TL harcın mahsubu ile bakiye 89.339,96 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,

3-Davacı tarafından yapılan 3,30 TL vekalet harcı, 675,55 TL tebligat ve posta gideri, 3.800,00TL bilirkişi ücreti toplamı 4.478,85 TL yargılama gideri ile 12.622,50 TL peşin harç ile 14.633,00 TL ıslah harcı toplamı 31.734,35 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,

4-HMK m.333/1 uyarınca harcanmayan gider avansının hüküm kesinleştiğinde davacıya iadesine,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca; davacı yararına hesaplanan 184.342,89 TL nispî vekâlet ücretinin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
Dair, Davacı Vekili Av. ….’nın yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.06/12/2022