Emsal Mahkeme Kararı Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/816 E. 2023/114 K. 21.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2018/816 Esas – 2023/114
Türk Milleti Adına Yargılama Yapmaya ve Hüküm Vermeye Yetkili
ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR

ESAS NO : 2018/816 Esas
KARAR NO : 2023/114

DAVA : Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali)
DAVA TARİHİ : 17/11/2018
KARAR TARİHİ : 21/02/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 03/03/2023

DAVA:
Davacı şirket vekili dava dilekçesinde özetle;
Müvekkili şirketin, davalı … Bank A.Ş.’nin Keçiören Şubesi’nden 25/05/2017 tarih ve 4.312.140,00 TL miktarlı, 01/07/2021 vadeli kesin teminat mektubu aldığını ve vade süresi olan 1500 gün karşılığı komisyon bedeli olan 595.828,80 TL’yi peşin defaten ödediğini,
Vadesi 01/07/2021 olan teminat mektubunun 03/05/2018 tarihinde davalı Bankaya iade edildiğini, dolayısıyla müvekkili şirket tarafından peşin ödenen 1500 gün karşılığı alınan komisyon bedelinden, erken iade sonucu, kalan süreye isabet eden kısmın davalı Bankaca iade edilmesi gerektiğini, ancak davalı Bankanın; noterden keşide edilen 1500 gün karşılığı peşin ödenen 595.828,80 TL komisyon bedelinden, mektubun mer’i kaldığı 11 ay 14 güne isabet eden 139.026,72 TL komisyonun düşmesi sonucu, 456.802,08 TL komisyon tutarının faizi ile birlikte ödenmesi talep edilen ihtarnameye rağmen ödememesi nedeniyle,
Fazladan alınan komisyon bedelinin tahsili amacıyla davalı aleyhine Ankara 10. İcra Müdürlüğü’nün 2018/7414 E. sayılı dosyası ile başlatılan icra takibinin haksız itiraz nedeniyle durduğunu belirterek itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına hüküm olunmasını talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı banka vekili cevap dilekçesinde özetle; Teminat mektubu komisyonunun, Müvekkili banka ile davacı arasında imzalanan Bankacılık Hizmetleri Sözleşmesi ve Genel Kredi Sözleşmesi hükümleri ve Bankacılık teamülleri kapsamında olmak üzere talep ve tahsil edildiğini, yapılan tahsilat işleminde herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığını,
Davacı tarafından peşinen ödenen Teminat Mektubu komisyonunun belirli şartlar dahilinde veya sözkonusu mektubun çıkışının yapılması halinde komisyon tutarının ya da bir kısmının iade edileceğine yönelik Müvekkili banka ile davacı arasında bir sözleşme, protokol bulunmadığını, söz konusu Teminat Mektubunun hükümsüzlük şerhini ihtiva etmediğinden kesin ve süresiz bir teminat mektubu olduğunu, mektuba konu iş riskinin süresiz olması ve davacı tarafla Müvekkil Banka arasında komisyon tutarının, mektubun iade tarihine kadar hesaplanıp iade edileceği yönünde özel bir şart olmadığından davacı tarafın iddialarının hukuken geçersiz olduğunu,
Yasal ve sözleşmesel durumun bu olduğunu, Yargıtay İçtihatlarında da bankaların böyle bir talep hakkının olduğu yönünde istikrarlı kararlar mevcut olduğunu,
Davacı Şirketin TTK Hükümleri gereği “Basiretli Tacir” gibi davranmak zorunda olduğunu, müvekkili bankanın ödenmesini talep ettiği tutarların bankacılık teamülüne ve davacı ile müvekkil Banka arasında kredi kullandıranından evvel yapılan görüşmelere uygun olduğunu, bu yönü ile davacının imzaladığı ve içeriğini kabul ettiği sözleşme hükümleri mucibince bankaya ödemekle yükümlü olduğu edimlerini eksiksiz ifa ile mükellef olduğunu, davacıdan sözleşmede açıkça yer almayan ve kendisinin bilgilendirilmediği herhangi bir tahsilât yapılmamış olup, yapılan tahsilâtın hukuken geçerli, tarafların irade beyanı ve anlaşmalarına uygun olduğunu,
Müşterinin sözleşmenin kuruluşu esnasında imzasıyla kabul ettiğini tevsik ettiği, bankanın bu şartlar olmasa kredi vermeyeceğini bildiği, o nedenle de kabul ettiği bu şartlara uymakla yükümlü olduğunu, Sözleşmenin kuruluşu bir kez gerçekleştikten ve kredi alındıktan sonra müşterinin tek taraflı bir irade beyanı ile daha evvel kabul ettiği bu şartlardan vazgeçmesinin hukuken mümkün ve kabul edilebilir bir durum olmadığını belirterek davanın esastan reddini talep etmiş,
Usulü olarak da zamanaşımı itirazında bulunmuştur.
Davacının iddia ettiği alacak kalemi var olsa bile alacağın likit bir alacak olmadığını, iddia edilen alacağın kabul ve kanıtlanabilir olması gerektiğinden icra inkâr tazminatı talep edilemeyeceğini, davanın Öncelikle usul ve esasen reddine Mahkeme masraf ve giderleri ile birlikte ücret-i vekâletin davacı yana tahmiline karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava, davacı şirket ile davalı banka arasında düzenlenen 26/12/2016 tarihli genel kredi sözleşmesi kapsamında davalı banka tarafından düzenlenen 25/05/2017 tarih ve 4.312.140,00 TL miktarlı 1500 gün süreli kesin teminat mektubunun, 03/05/2018 tarihinde bankaya iade edilmesi nedeni ile peşin alınan 595.828,80 TL komisyon tutarından, teminat mektubunun erken iadesi nedeni ile davacı şirketin takip tarihi itibari ile fazla ödeme nedeniyle istirdat isteminde bulunup bulunamayacağı , bulunabiliyorsa miktarının belirlenmesi istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki genel kredi sözleşmesi, davacı şirket ile davalı bankanın Keçiören Şube Müdürlüğü arasında düzenlendiği için davalı vekilinin icra takibine yönelik yetki itirazının, keza sözleşmenin düzenlendiği 2016 tarihi ile icra takibinin yapıldığı tarih arasında TBK’nın 146. Maddesinde öngörülen 10 yıllık süre dolmadığı için zamanaşımı itirazı haklı görülmemiştir.
Ankara 10. İcra dairesinin 2018/7414 sayılı takip dosyasının incelenmesinden,
Davacı şirket tarafından davalı banka aleyhine, teminat mektubunun iadesine karşılık taraflarına iadesi gereken fazladan ödenen komisyon bedeli gerekçe gösterilerek, 456.802,08 TL asıl alacak, 4.758,88 TL işlemiş faiz toplamı 461.560,96 TL’nin,
Asıl alacak takip tarihinden itibaren yıllık %9,75 ve değişen oranlarda ticari faiz uygulanmak sureti ile tahsili amacıyla 22/06/2018 tarihinde başlatılan icra takibinde, ödeme emrinin davalı bankaya 26/06/2018 tarihinde tebliğ edildiği, aynı gün vekil aracılığıyla yapılan itiraz üzerine takibin durduğu ve mevcut davanın 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Teminat mektubunun verilmesine dayanak teşkil eden 26/12/2016 tarihli genel kredi sözleşmesi temin edilmiş, taraflarca delil olarak dayanılan belgeler dosyaya sunulmuş ve yazılan müzekkereler ile temin edilmiştir.
Mahkememizce resen seçilen bankacı bilirkişi …’tan, 05/09/2019 tarihli kök rapor, tarafların itirazlarını karşılar şekilde ve mahkememizce yapılan görevlendirme doğrultusunda 21/02/2020 tarihli birinci ek rapor, 03/03/2021 tarihli ikinci ek rapor ve 23/09/2021 tarihli üçüncü ek rapor aldırılmıştır.
Taraflar arasında mevcut genel kredi sözleşmesinin 25. Maddesindeki düzenleme ; Müşteri, banka tarafından verilecek teminat mektupları ile kontrgarantiler için bunların iade veya iptallerine kadar üçer aylık devreler için yetkili mercilerce resen veya banka tarafından resen tespit edilecek olanda komisyon ile bunun gider vergisini…… Üçer aylık devrelerin başında, peşin olarak bankaya ödemeyi… kabul ve taahhüt eder.
Taraflar arasında mevcut genel kredi sözleşmesinin 26. Maddesinde; Müşteri, her devrenin başında banka tarafından taahhuk ettirilerek nakden tahsil edilen veya hesabına borç yazılan komisyon ve gider vergilerinin, ilgili bulundukları teminat mektuplarının veya kontrgarantilerin devre bitiminden önce iade veya iptal edildikleri gerekçesi ile veya diğer bir gerekçe ile kısmen veya tamamen kendisine geri verilmesi istemine hakkı olmadığını kabul eder.
Düzenlemeleri mevcuttur.
Taraflar arasında, davacı şirketin kamu ihalesine katılmak üzere davalı … Bank AŞ’nin Keçiören Şubesinden 25/05/2017 tarih ve 4.312,140 TL tutarlı 01/07/2021 vadeli kesin teminat mektubu aldığı, davalıdan alınan teminat mektubu olarak 595.828,80 TL komisyon bedelini ( 1500 günlük kısmı ) 25/05/2017 tarihinde ödediği, teminat mektubunun 03/05/2018 tarihinde iade olunduğu taraflar arasında itilafsızdır.
Jandarma kriminal daire başkanlığından aldırılan 14/12/2022 tarihli raporda, davacı şirketin davalı bankanın Keçiören şubesine yazdığı 25/05/2017 tarihli teminat mektubu talep yazısında, komisyon oranı/ tutarı kısmında yer alan “Flat” yazısının davacı şirket yetkilisi …’un eli olmadığı tespiti yapılmıştır.
Taraflar arasındaki mevcut sözleşmenin 25.maddesinde, banka tarafından verilecek teminat mektubunun iade ve iptallerine kadar üçer aylık devreler için belirlenecek komisyon ve gider vergisinin üçer aylık devrelerin başında peşin olarak ödeneceği, 26.maddesinde ise nakden tahsil edilen komisyon ve gider vergilerinin teminat mektubunun devre bitiminden önce iade ya da iptal edildiği gerekçesi ile geri verilmesinin istenme hakkı olmadığı düzenlemesini içermektedir.
Yukarıdaki düzenleme dikkate alındığında, davacı üçer aylık dönemler için yapacağı ödemeden yine bu dönem içerisinde teminat mektubunun erken iadesi halinde fazladan ödediği komisyon bedelini talep edemeyeceği anlamı çıkmakta olup, mahkememizce bu iki madde bir arada bu şekilde yorumlanmıştır.
Bilirkişi rapor ve ek raporlarında da belirlendiği üzere, anılan sözleşme kapsamında davacı tarafça bankadan alınan 1500 gün süreli kesin teminat mektubunun, 1500 günlük komisyon bedeli tutarı 595.828,80 TL olarak peşin olarak ödenmiş ancak teminat mektubu mer’i olarak 350 gün kalmış ve bu sürenin sonunda iade edilmiş olup, bu süre 4 adet ( üçer aylık ) devreye tekabül etmekte olup, komisyon bedeli karşılığı gerekçeli ve denetime elverişli olarak bilirkişi tarafından belirlendiği üzere 140.194,99 TL’dir.
Peşin ödenen 595.828,80TL’den 140.194,99 TL’nin mahsubu sonrasında davacının takip tarihi itibariyle fazladan ödediği komisyon bedeli 455.633,81 TL olmakla bu miktar için ( alacağın varlığı hukuki değerlendirme ve yargılamayı gerektirdiği için davacının icra inkar tazminat istemi haklı görülmemiş, yine davacı tarafından davalı bankaya 09/05/2018 tarihinde keşide edilen ihtarnamede talep edilen alacak tutarı mahkememizce kabul edilenden fazla olduğu gibi yine alacak miktarı yapılan yargılama sonucu belirlenmiş olmakla TBK’nın 117. Maddesi anlamında davalının usulünce temerrüde düşürülmediği kabul edilmekle takip öncesi döneme ait faiz istemi de haklı görülmeyerek ) davanın kısmen kabulü cihetine gidilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kısmen kabulü ile,
Ankara 10. İcra Müdürlüğü’nün 2018/7414 esas sayılı takip dosyasında,
455.633,81 TL asıl alacağa yönelik itirazın iptali ile, bu miktar asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %9,75 ve değişen oranlarda ticari faiz uygulanmak suretiyle takibin devamına,
Fazlaya ilişkin istemin reddine,
Koşulları oluşmayan icra inkar tazminat isteminin reddine,
2-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince,
Alınması gereken 31.124,35 TL harçtan peşin alınan 5.493,24 TL harcın mahsubu ile bakiye 25.631,11 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan 5,20 TL vekalet harcı, 366,00 TL tebligat ve posta gideri, 2.700,00TL bilirkişi ücreti toplamı 3.071,20 TL yargılama giderlerinin davanın kabul ve red oranına göre 3.063,35 TL’si ile 35,90 TL başvurma harcı ile 5.493,24 TL peşin harç toplamı 8.592,49 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, artan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
4-HMK m.333/1 uyarınca harcanmayan gider avansının hüküm kesinleştiğinde davacıya iadesine,
5-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca; davacı yararına hesaplanan 66.788,73 TL nispî vekâlet ücretinin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
6-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca; davalı yararına hesaplanan 1.168,27 TL nispî vekâlet ücretinin davacıdan alınarak, davalıya verilmesine,
Dair, Davacı Vekili Av. …., Davalı Vekili Av. …….’in yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.21/02/2023

¸