Emsal Mahkeme Kararı Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/693 E. 2022/622 K. 20.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2018/693 Esas
KARAR NO : 2022/622

DAVA : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/10/2018
KARAR TARİHİ : 20/10/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 31/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı ile ekli sözleşmeleri akdederek davalı şirketin Başbakanlık Toplu Konut İdaresinden ihale yolu ile aldığı İzmir İli Bornova ilçesi 200 yataklı Devlet Hastanesi inşaatı ile ilgili elektrik ye mekanik tesisat işlerinin yapımını üstlendiğini, söz konusu işin süresinde bitirilip teslim edildiği halde, bu işten kaynaklı ve ekli listede sayılan alacaklarını ödemediklerini, davalı şirkete 12.06.2018 tarih ve 19819 yevmiye numaralı ihtarname keşide edilerek ödeme yapılması istendiğini, ihtarnamenin 19.06.2018 tarihinde davalı şirkete tebliğ edildiğini, ekli cari hesap ve alacak dökümünden de anlaşılacağı gibi davalıdan 6.000.000,00 TL. sına yakın alacaklı olduklarını, Keza davalının sözleşme içeriğinde belirlenen ödemelerini süresinde yapmayarak geciktirdiğini ve bir kısım ödemeleri hiç yapmadığını, bu sebeple ayrıca geç ödemeden kaynaklıgecikme faizi alacağı da bulunmakta olduğunu, açıklanan sebeplerle fazlaya ilişkin tüm talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile davalıdan şimdilik 10.000 TL alacağının sözleşmede belirtilen ödeme tarihlerinden, olmazsa ihtarnamede belirtilen 23.06.2018 tarihinden itibaren ticari temerrüt faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı ile aralarında, kendi taahhütleri devam etmekte olan T.C. Başbakanlık Toplu Konut İdaresi’ne ait, İzmir İli Bornova İlçesi 200 Yataklı Devlet Hastanesi inşaatı sözleşmesinde belirtilen, ayrıca aynı işe ait onaylı Elektrik Projelerde gösterilen Elektrik Tesisat İşlerinin Sağlık Bakanlığı ve TOKİ proje ve şartnamelerine göre, uygun olmak şartıyla tekniğe ve amacına uygun imalatlarının yapılması, işletmeye alınması ve T.C. Başbakanlık Toplu Konut İdaresi’ne teslim edilmesi işi için 27.02.2015 tarihli sözleşmenin akdedildiğini, 03.03.2015 tarihinde iş yeri tesliminin yapıldığını, Anılan Sözleşmenin 3.7 maddesinde, taşeronun işi müteahhidin kusuru olmaksızın tamamlamadan bırakıp gittiği takdirde müteahhide 1.000.000,00-TL tazminat ödeyeceğini, sözleşmenin 3.10 maddesinde işe başlama tarihinin 04.03.2015, bitiş tarihinin ise 25.12.2015 olacağı belirlenmiş, ayrıca gecikilen her gün için 2.000,00-TL tazminat ödeneceğini, sözleşmenin 5.1 maddesinde, ödemelerin idarenin sözleşmede belirttiği pursantaj değerine ve yapılacak hak edişlere göre ödeneceğini, sözleşmenin 6.2 maddesinde taşeronun çalıştırdığı işçilerin tüm ücretlerini tam ve zamanında ödemesi gerektiğini, ücretleri süresinde SGK birimine bildirerek gerekli prim ödemelerini süresinde yapmayı, sözleşmenin İŞE DEVAM ETME MECBURİYETİ başlıklı 8. Maddesinde ise; “işin sözleşme süresi içinde bitmesine yetecek miktarda malzeme, işçi ve her türlü vesaiti ftaşeron iş başında bulundurmak mecburiyetindedir. Taşeron bu mükellefiyete riayet etmediği taktirde kendisine yazı ile yapılacak ihtarın tebliği tarihinde itibaren en geç 7 gün için bunların yeterli miktara çıkartmaya mecburdur. Şirket işin hızının 3.10 maddesinde tespit edilen sürelerde olmayacağı kanaatine vardığı takdirde programı geciktirmemek için işin bazı kısımlarını veya tamamını taşeron nam ve hesabına yapmak veya başkasına yaptırmak üzere müdahale hakkına sahiptir. ” şeklinde hükme bağlandığını, iş devam ederken davacı yanın, idarenin kendilerine tanıdığı program dahilinde verilen süreye riayet etmeyip işi geciktirdiğini, İşi geciktirdikten sonra da ekonomik acziyet içine girmesi nedeniyle işin iyice yavaşladığını, davacı şirketin, kendi ödemelerini gerçekleştirememesi nedeniyle çok yüklü miktarlarda hacizlere maruz kaldığını, işin gecikmesinin devamı üzerine ….Yevmiye Numaralı ihtarnamesini keşide ederek verilen programın yetişmediğini, idarenin programının aksadığını, derhal bu durumun düzeltilmesi gerektiği aksi takdirde sözleşmenin 8. Maddesine göre işlem tesis edileceği (nam ve hesabına yapmak veya başkalarına yaptırmak) ihtar edildiğini, davacı yanın, keşide edilen ihtarnameye rağmen işi devam ettiremediğini, ekonomik acziyetinin içinden çıkamaması nedeniyle kısa süre içinde de işin durduğunu, davacının bu durumu üzerine, T.C. Başbakanlık Toplu Konut İdaresi ile akdettiği sözleşme kapsamında işi geciktirerek daha fazla maddi zarara uğramamak bakımından, Sözleşmenin işe devam etme mecburiyeti başlıklı 8. Maddesinde kendisine tanınan hak doğrultusunda işi davacının nam ve hesabına başkalarına yaptırdığını belirttiklerini, davacı yanın, İçinde Bulunduğu Ekonomik Acziyeti Nedeniyle İşi Devam Ettiremediği Gibi Kendileri Tarafından Avans Mahiyetinde Yapılan Ödemeler Nedeniyle Alacaklı Olduklarını, Davacı yan, dava dilekçesinde her ne kadar kendilerinden alacaklı olduğunu iddia etmiş ise de bu hususun gerçeği yansıtmadığını, davacının, içinde bulunduğu ekonomik acziyet nedeniyle işi devam ettiremediğini beyan etmesi üzerine, ihaleli iş kapsamında işin yetişmesi gerekliliği nedeniyle iyiniyetle, davacının hak kazandığı hakediş ve bunlara dayanak faturaların bedeli haricinde şirketçe Üç Milyon Türk Lirasının üzerinde avans mahiyetinde ödeme yapıldığını, yapılan ödemelerin şirketin kayıtlarına işlenmiş olup, ticari defterler incelendiğinde görülebileceği belirttiklerini, öte yandan davacının, kendileri ile akdettiği sözleşme kapsamında, çalıştırdığı işçilerin maaş ve SGK prim ödemelerini tam ve zamanında yapmayı taahhüt etmesine rağmen bu ödemeleri de zamanında yapmadığını, T.C. Başbakanlık Toplu Konut İdaresi ile akdedilen asıl sözleşme ve 4857 Sayılı İş Kanunu kapsamında sorumluluğu nedeniyle davacı nam ve hesabına çalışan işçilerin maaş ve SGK prim ödemeleri de kendileri tarafından yapıldığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, GEREKÇE VE KABUL:
Dava, eser sözleşmesine dayalı açılan alacak isteminden ibarettir.
Taraflar arasında 27/02/2015 tarihli sözleşmenin imzalanarak İzmir Bornova 200 yataklı hastane elektrik ve mekanik tesisat işlerinin yapım işinin davacı alt taşerona davalı yüklenici tarafından verildiği anlaşılmaktadır.
Davacı taraf, davalı şirketin TOKİ idaresinden ihale yolu ile aldığı İzmir İli Bornova İlçesi 200 yataklı devlet hastanesi inşaatı ile ilgili elektrik ve mekanik tesisat işlerinin yapım işini kendisine verdiğini, söz konusu işin süresinde bitirilip teslim edilmesine rağmen alacaklarının ödenmediğini ileri sürmektedir.
Davalı taraf ise savunmalarında, taraflar arasında 27/02/2015 tarihli sözleşmenin akdedildiğini, TOKİ’ye ait “İzmir İli, Bornova İlçesi 200 Yataklı Devlet Hastanesi Sözleşmesinde belirtilen ayrıca aynı işe ait onaylı elektrik projelerde gösterilen elektrik tesisat işlerinin Sağlık Bakanlığı ve TOKİ proje ve şartnamelerine göre uygun olmak şartıyla tekniğe ve amacına uygun imalatlarının yapılması, işletmeye alınması ve TOKİ’ye teslim edilmesi için” bu sözleşmenin imzalandığını, 03/03/2015 tarihinde iş yeri tesliminin yapıldığını, iş devam ederken davacı yanın idarenin kendilerine tanıdığı program dahilinde verilen süreye uymayarak işi geciktirdiği, işi geciktirdikten sonra da ekonomik acziyet içine girmesi nedeniyle işin iyice yavaşladığını, davacı şirketin kendi ödemelerini gerçekleştirememesi nedeniyle ihtara rağmen işi sürdüremediği, işin durduğunu, sözleşmenin “İşe devam etme mecburiyeti” başlıklı 8.maddesi uyarınca davacının nam ve hesabına işin başkalarına yaptırıldığını, İş Kanunu kapsamındaki sorumluluk nedeniyle yine davacı nam ve hesabına işçilerin maaş ve SGK primlerinin de kendileri tarafından ödendiğini, bu nedenle davanın reddi gerektiğini savunmaktadır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davacının sözleşme konusu işi terk edip terk etmediği, davalı tarafça sahaya alınıp alınmadığı, taraflar arasında götürü usule dayalı yapılan sözleşmede işin tamamlanma oranlarının ne olduğu, bu oranlara göre davacının bakiye alacağı bulunup bulunmadığı, davalı tarafından fazla ödeme yapılıp yapılmadığı hususlarında toplandığı anlaşılmaktadır.
27/02/2015 tarihli sözleşmenin incelenmesinde; 5.600.000,00 TL + KDV tutarlı elektrik işlerine yönelik taşeronluk sözleşmesi imzalandığı, sözleşmenin götürü bedel anahtar teslimi esaslarına dayalı olduğu, sözleşmenin 2. Maddesinde yapılacak işlerin 40 ana grup altında belirtilerek, 2/41.Maddede de tüm proje ve şartnamelerde yer alan elektrik tesisat işlerinin tamamı için teklif verildiğinin belirtildiği, (2-40 bendi uyarınca Jenaratör ve tesisatı da dahil) sözleşmenin 3. Maddesindeki özel şartlara ilişkin 4. Bent uyarınca iş – artış eksilişlerinin fiyatta revize edileceği, 6. Bent uyarınca yüklenici-işveren-davalıdan idarenin kestiği nefaset kesintilerinin davacı taşeron tarafından ödeneceği, 7. Bent uyarınca taşeronun işi davalı işveren yüklenici kusuru olmaksızın bırakması nedeniyle bir milyon tazminat ödeyeceği, 10. Bent uyarınca iş başlangıç tarihinin 04/03/015 ve iş bitim tarihinin de 25/12/015 olduğu, gecikilen her gün için iki bin Türk Lirası tazminat ödeneceği, 18. Bent uyarınca as-built projelerinin çiziminin de taşeron sorumluluğunda olduğu, 37-41 arası bentler uyarınca şantiye aydınlatma, geçici pano işleri de ayrıca bir bedel ödenmeksizin taşeron sorumluluğunda olduğu, sözleşmenin 5. Maddesindeki ödeme şartları incelendiğinde; ödemelerin idarenin davalı yüklenici-işveren firmaya ödemesine esas pursantaj değerine göre yapılacağı, idare tarafından hakediş yapılmasına müteakip 06 teminat, 943,6 tevkifat (KDV) kesintisi ile asgari İşçiliğe ilişkin eksik beyana yönelik kesinti yapılması, %6 teminat kesintisinin %3’ünün geçici kabul, %3’ünün de kesin kabulden sonra ödeneceği, sözleşmenin 8.Maddesi uyarınca işverenin taşeron nam ve hesabına eksik işleri yaptırma hakkının bulunduğu, sözleşmenin 11. Maddesinde fesih şartlarının belirtildiği, işverenin tek taraflı feshi durumunda davalı işveren-yüklenicinin feshe bağlı zararı olup olmadığının anlaşılmasına değin hesap kesme işlemlerinin sona ermeyeceği hükümlerinin yer aldığı, taraflar arasında 27.02.2015 tarihli ve 10.900.000,00 TL + KDV bedelli taşeronluk sözleşmesi akdedildiği, sözleşmenin götürü bedel anahtar teslimi esasına uyduğu, tutarlı mekanik işlerine yönelik sözleşmenin 2. Maddesinde mekanik tesisat işlerinin tamamının taşeron tarafından üstlenildiği, sözleşmenin genel olarak elektrik işlerine ilişkin sözleşme ile benzer nitelikte olduğu, sözleşmenin 3. Maddesindeki özel şartlarda iş başlangıç ve bitiş sürelerinin de aynı olduğu, 3-07 Maddesi uyarınca taşeronun işi bırakması durumunda iki milyon Türk Lirası tazminat ödemesinin öngörülmesi kapsamında farklılık olduğu, bunun dışında yukarıda belirtilen diğer hususlar yönünden sözleşmelerin emsal nitelikte olduğu, anlaşılmıştır.
Davacı taşeron firmanın dava dilekçesinde tüm yapım işindeki elektrik ve mekanik işlerini yaptığı ileri sürülerek 6 milyon TL civarında alacağı bulunduğunu ileri sürdüğü, cevaben davalı yüklenici firma tarafından sözleşmede öngörülen şekilde (03/03/2015 tarihinde) iş yeri teslimi yapıldığı, taşerona avans mahiyetinde sözleşmeye aykırı fazla ödemelerde de bulunulduğu, ancak taşeronun mali acziyete düşerek davalı işveren firmaya davacının borçları nedeniyle haciz ihbarnamelerinin geldiği, işin de geciktiği, bunun üzerine 05/05/2016 – tarihinde ihtarname ile taşeronun gecikmeyi gidermesinin ihtar edildiği, taşeronun işe devam edememesi nedeniyle taşeron nam ve hesabına davalının kalan işleri tamamlatarak idareye teslim ettiği savunulmaktadır.
Mahkememizce taraf delilleri toplanıp, sözleşmeler ile dava dışı TOKİ’ye ait kayıt ve belgeler incelenerek bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş, birinci bilirkişi kurulu tarafından düzenlenen 07/08/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Dosya kapsamında yapılan inceleme, hesaplama ve değerlendirmeler doğrultusunda, davacı davalıdan alacaklı olduğu iddiasıyla dava açmış ise de alacağının tespit edilemediğinin bildirildiği görülmüştür.
Taraflar arasındaki sözleşmelere göre götürü bedel ile anlaşma sağlandığı görülmekle, davacı tarafça işin tamamlama yüzdesinin ne olduğu, işin tamamlanma oranına göre davalı tarafça davacı tarafa yapılan ödemelerin bu oranı karşılayıp karşılamadığı, davacının bu duruma göre bakiye alacağının bulunup bulunmadığı, davalının işin tamamlanma oranına göre davacıya yaptığı ödemeleri aşan fazla ödemesi olup olmadığı, ilave işler bulunup bulunmadığı hususlarında defter kayıtları da dikkate alınarak davacı itirazlarını değerlendirerek aynı bilirkişiler kurulu tarafından ek rapor düzenlenmesi istenilmiş, bilirkişilerin 23/01/2020 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; dava konusu sözleşmenin konusu olan tüm işlerin tamamlandığını, işveren idare tarafından işin geçici kabulünün yapıldığını, elektrik işine ait sözleşmenin bedeli 5.600.000,00TL + KDV, mekanik tesisat işlerine ait sözleşmenin bedeli 10.900.000,00TL + KDV olmak üzere, davacının toplam hakedişinin (5.600.000,00 + 10.900.000,00TL) 16.500.000,00 TL + KDV – 19.470.000,00TL olacağını, eksik belgeler sunulmadığından, sözleşme dışı ilave imalat yapılıp yapılmadığının bu aşamada belirlenemediğini, kök raporda, Davalı defterlerinde davacı ile olan ticari ilişkisi incelenmiş, davacıya ait 320 satıcılar hesabında ve 120 Alıcılar hesabında ayrı ayrı iki muavin defter kayıtları olduğunu, 120 hesapta davacıya ödenen bedellerin toplamı 2.526.209,02TL, 320 hesapta davacıya ödenen bedellerin toplamı da 7.137.810,78 TL olduğunu, davalı tarafından davacıya toplam 9.664.01 9,80TL ödendiğini, bu durumda davacının ilave işler yaptığı iddiası dışında (19.470.000,00TL – 9.664.019,80TL=) 9.805.980,20TL alacaklı olduğunun hesaplandığının bildirildiği görülmüştür.
Taraf vekillerinin bilirkişi raporuna yönelik beyan ve itirazları ile ek rapordan sonra dosyaya kazandırılan belgeler ve yazışmalar dikkate alınarak yeniden aynı bilirkişi kurulundan ek rapor düzenlenmesi istenilmiş, birinci bilirkişiler kurulunun 09/06/2021 tarihli ikinci ek raporunda özetle; davacının işçilerini işten çıkardığı 2016 Ağustos sonunda işten el çektiği ve bu tarihe kadar imalata devam edildiği kabul edilmesi halinde, davalının 25.08.2016 tarihinden sonra idare ile tanzim ettiği ilk hakedişin incelenmesi gerekeceği ve bu hak edişin sunulması halinde hesaplamaların yapılabileceğinin bildirildiği görülmüştür.
Bilirkişiler tarafından talep edilen belgelerin dosyaya kazandırılmasından sonra birinci bilirkişiler kurulu tarafından düzenlenen 20/01/2022 tarihli bilirkişi üçüncü ek raporunda özetle; tekrar yapılan inceleme ve hesaplamalar neticesinde davacının üstlendiği işte 25.08.2016 tarihinde işi bıraktığı kanaatine varıldığı ve bu tarihe kadar yaptığı işlerin hesabı tekrar sunulan belgeler kapsamında incelendiğinde davacının bakiye alacağının 4.338.070,94 TL olarak hesaplandığının bildirildiği görülmüştür.
Taraf vekillerinin bilirkişi rapor ve ek raporları arasında oluşan çelişkilere itiraz ederek bir başka heyetten rapor alınmasını talep etmesi dikkate alınarak mahkememizce yeniden bir başka bilirkişiler kurulundan rapor alınmasına karar verilmiş, bilirkişiler Yeminli Mali Müşavir …. tarafından dosyaya sunulan ikinci bilirkişiler kurulunun 29/07/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle; A-Davacının tüm işi kendisinin yaptığına ilişkin iddialar bakımından: davacı yan tarafından tüm işlerin tamamlanmış olması halinde; tüm işin sözleşmeye göre tamamlanması durumunda 18.381.000.00 TL tutarında eksiksiz iş yapılması kabulüne göre alacak tutarı oluşacağını, ancak davacının 6 milyon civarında fatura düzenlediğini, 19 nolu idari hakediş itibariyle (Haziran 2016 başı) 445 elektrik %60 civarın mekanik işi olduğunu, 11 nolu taraflar arasındaki hakediş raporuna göre (Haziran 2016 sonu) %37 elektrik ve %63 mekanik tamamlanması olduğunu, 11 nolu hakediş raporuna göre toplam yapılan iş bedelinin 9 milyon civarında olduğunu, davalının davacıya ve işçilerine yaptığı ödemelerin de 10 milyon TL’ye yakın olduğunu, bu tutarların fiili gerçekleşme ile uyarlılık gösterdiğini, davacının tüm işi kendisinin yaptığını ileri sürerek iş artışları ve eksilişleri dahil tüm işler için kalan fatura kesilmemiş tutarın talep edildiğini, ancak 19 milyon civarındaki bu toplam iş bedeli iddiasına karşılık 6 milyon TL’Lik düzenlenmiş fatura ve yine bu tutar civarında davacının alış kaydının olduğunu, davacının 19 milyon TL’lik iş ve imalat yapması için 15-17 milyon TL civarında mal ve malzemeyi sahaya indirmiş olmasının gerektiği, 6 milyon TL civarındaki malzeme ve işçilik harcaması ile 19 milyon TL’lik iş ve imalat yapılmış olmasının mümkün olamayacağını, davacı kontrolünde işin davalı üzerinden yapıldığı kabulünde de yine davacının alacak hakkının oluşmayacağını, 3.kişilerin davalıya 5-6 milyon TL arasında fatura düzenlediğini, dolayısıyla davacının yapım işini tamamlamayıp, şantiye sahasında bulunmadığına dair haciz tutanakları, müşavir firma tutanağı ve aynı döneme ilişkin uyarlılık gösteren karşılıklı ticari defter kayıtlara nazaran davacının iş başında bulunduğuna ve malzeme alarak işi yaptığına dair sevk irsaliyesi, fatura, fotoğraf v.b tevsik edici deliller sunmadığını, dava konusu yapım işinin tüm elektrik ve mekanik işlerinin davacı tarafından yapıldığına dair bulguya rastlanılmadığını, B-Davacı tarafından yapılan işlerin tespiti ile alacak tutarının belirlenmesi bakımından davacının davalı yüklenimindeki yapım işinde şantiye sahasını 23 Haziran 2016 tarihinde terk ettiğinin anlaşıldığını, 23.06.2016 tarihli … müşavirlik firmasınca onaylı tutanağa göre davacının işyerinde imalat yapmayı sonlandırdığı kabulünün gerektiğini, aksi halde idari hak edişleri hazırlayan ve gerçekleşme yüzdelerini tespit eden dava dışı … firmasının diğer delillerine de itibar edilemeyeceğini, … firmasının sahada kontrol ve yapım işlerinin ilerleme miktarlarını tespit ile yükümlü idare tarafından ayrıca ödemesi yapılan müşavir firma olduğunu, kaldı ki; dava dosyasına sunulan davacının şantiyedeki malları için tanzim olunan haciz tutanaklarından Temmuz 2016 döneminde şantiyedeki haciz işlemlerinde davacının iştirakinin olmadığını, alacaklı vekili icra müdürü ve yediemin olarak İntim firması şantiye şefinin tutanaklarda isimlerinin yer aldığı (Örnek …ayılı dosyasına ilişkin18/07/2016 tarihli haciz tutanağı), dolayısıyla davacının şantiyede olmadığının dava dışı 3.kişilerin haciz işlemlerine es.as haciz tutanakları ile de sabit hale geldiğini, geçmişe yönelik olarak kesin olarak yapılan imalat miktarının daha önceki raporlarda subjektif olarak kesin tespit yapılmış gibi fiilen mahallinde inceleme yapılmadan belirlenemeyeceğini, gelinen aşamada bu imkanın da ortadan kalktığını, bu durumda 2 ayrı hesap yöntemi ile belirleme yapılması zorunluluğunun olduğunun, C-Tarafların ticari defter kayıtlarına göre tespit; raporun incelemeler ve değerlendirmeler bölümünde ayrıntılı olarak açıklandığı üzere ve daha önceki raporlar ile de tespit edildiği üzere davacının hem davalı hem de davacı defterlerine göre davalıya borçlu olduğunu, fark kayıtlar bakımından davalı kayıtlarının doğru olduğunu, davacının davalıya 2.526.209,02 TL borçlu olduğu anlaşılmakla davacının iddiasını ticari defter kayıtları kapsamında ispatlayamadığını, ii-İkinci tespit yöntemi daha önceki raporlarda hesaplamalarda dikkate alınan idarenin hakediş raporlarının doğru olduğu kabulüne göre bu hakediş raporlarının düzenlenmesine ve değer tespitlerinin yapılmasından sorumlu olan müşavir firmanın futanağının doğru olduğu kabulü ile 19 nolu idari hakediş raporu ve 11 nolu taraflar arasındaki hakediş raporunun dikkate alınması ile işin bırakıldığı dönemdeki toplam iş miktarının tespiti ile toplam ödemelerin mahsubu sonucu alacak-borç durumunun tespiti: davacı taşeron firma tarafından 20/06/2016 tarihine kadar yapılan işlere yönelik olarak davalı ile arasında 20/06/2016 tarih ve 1 nolu hakediş raporunun dava dosyası ekinde yer aldığını, söz konusu hakediş raporunda davacının onayının bulunduğu ve ihtirazi kaydın olmadığını, bu hakediş raporuna göre; -Mekanik işler toplam imalat tutarı 6.934.430,79 TL, -Elektrik işler toplam imalat tutarı 2.072.085,91 TL, toplam iki sözleşme kapsamında yap. İş 9.006.516,70 TL, %18 KDV-2/10 Tevkifat= %14,40 KDV 1.296.938,41 TL, Yapılması Gereken Stopaj Kesintisi %3-270.195,50TL TOPLAM İŞ TUTARI 10.033.259,61 TL, Davacı defterleri ile davalı defterlerinin uyarlılık gösteren Haziran 2016 dönemine ilişkin kayıtlara ilaveten davalı tarafından davacı işçilerine yapılan ödemeler ile birlikte yapılan toplam ödemeler: 7.137.810,7842.633.144,72 – 9.770.955,50 TL olmak üzere davacının 11 nolu hakediş raporu itibariyle davalının davacının işi terk etmesine bağlı tazminat hakkı ile kalan işleri %18 KDV ile yaptırmasına bağlı zararları ve diğer sözleşmesel talep hakları dışında davacının talep edebileceği alacak tutarının 10.033.259,61 TL – 9.770.955,50 TL = 262.304,11 TL olabileceğini, 11 nolu ihtirazi kayıt bulunmayan hakediş raporundan tevkifatlı KDV ve stopaj kesintilerinden sonra 262.304,11 TL alacak hakkı kaldığını, somut olayda kesin kabulün 15.04.2019 tarihinde yapıldığı, dava tarihinin 04.10.2018 olduğunu, bakiye alacak tutarının teminat kesintisi tutarından az olması nedeniyle dava tarihi itibariyle davacının alacak hakkının oluşmadığını, davacının alacak hakkının 15.04.2019 tarihinde kesin kabul ve kesin hesap onayından sonra doğduğunun bildirildiği görülmüştür.
İkinci bilirkişiler kurulu tarafından düzenlenen raporda kapsamlı incelemeler yapıldığı, ticari defter ve kayıtların incelendiği, sözleşme hükümlerine göre iddia ve savunmaların değerlendirildiği, raporun denetime açık ve gerekçeli düzenlendiği tespit edilerek mahkememizce 29/07/2022 tarihli bilirkişi raporu hükme esas alınmıştır.
Tüm dosya kapsamı ve deliller hep birlikte değerlendirildiğinde; davalı ile TOKİ idaresi arasındaki İzmir İli, Bornova İlçesi, 200 yataklı devlet hastanesi yapımına ilişkin eser sözleşmesi kapsamında; taraflar arasında 27/02/2015 tarihli elektrik işlerine ve mekanik tesisat işlerine yönelik taşeronluk sözleşmesi imzalandığı, sözleşmenin götürü bedel anahtar teslim esasına uyduğu, tarafların ticari defter ve kayıtları kapsamına göre davacının davalıdan alacaklı olmayıp bilakis aksine borçlu olduğunun bilirkişiler tarafından tespit edildiği, davacının iş yerinde imalat yapmayı sonlandırdığı tarihin … Müşavirlik Fİrmasınca düzenlenen onaylı tutanağa göre 23/06/2016 tarihi olduğu, davacı tarafın tüm işi kendisinin yaptığına ilişkin iddialarının bilirkişi raporu kapsamına göre ispatlanamadığı, davacının davalı yüklenimindeki yapım işinde şantiye sahasını 23/06/2016 tarihinde terk ettiğinin anlaşılmasına göre 20/06/2016 tarihine kadar yapılan işlere yönelik taraflar arasında düzenlenen aynı tarihli 11 nolu hakediş raporu kapsamına göre davacının yaptığı toplam iş tutarının 10.033.259,61 TL olduğu, zira bu hakediş raporunda davacının onayının olup, ihtirazi kaydının olmadığı, davalı tarafından davacı işlerine yapılan ödemeler dikkate alındığında davacının talep edebileceği alacak tutarının bilirkişilerce 262.304,11 TL olarak hesaplandığı, bu durumda 11 nolu ihtirazi kayıt bulunmayan hakediş raporundan tevkifatlı KDV ve stopaj kesintilerinden sonra davacının 262.304,11 TL alacağının kaldığı, ancak somut olayda kesin kabulün 15/04/2019 tarihinde yapılıp, dava tarihinin 04/10/2018 olması ve bakiye alacak tutarının teminat kesintisi tutarından az olması dikkate alındığında dava tarihi itibariyle davacının alacak hakkının oluşmadığı açıkça anlaşıldığından davacının alacak hakkının 15/04/2019 tarihinde kesin kabul ve kesin hesap onayından sonra doğduğu kanaatine varıldığından yerinde görülmeyen davanın reddine yönelik aşağıdaki şekilde karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
Bu karar nedeniyle alınması gerekli 80,70 TL harcın peşin alınan 170,78 TL harçtan çıkartılarak artan 90,08 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
Davalı iş bu davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davalı tarafından yapılan 89,10 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
Dair, Davacı Vekili (e-duruşma) Av. … , Davalı Vekili Av. …’ın yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.20/10/2022

Katip …

Hakim …