Emsal Mahkeme Kararı Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/662 E. 2021/672 K. 26.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANKARA
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/662
KARAR NO : 2021/672
Türk Milleti Adına Yargılama Yapmaya ve Hüküm Vermeye Yetkili
ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR
ESAS NO : 2018/662
KARAR NO : 2021/672
DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/09/2018
KARAR TARİHİ : 26/10/2021
KAR. YAZ. TAR. : 09/11/2021

Mahkememize tevzi edilen ve Mahkememizin yukarıdaki esas sırasına kaydı yapılan dosyanın yapılan incelenmesi sonucunda:

DAVA:
Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; davacı bankanın Tandoğan Şubesi tarafından dava dışı borçlu “… İnş. Mad. En. Müh. Tur. Teks. Taah. Tic. Ltd. Şti.”ne 16/11/2012 tarihli 50.000.000,00 TL, 24/03/2010 tarihli 10.000.000,00 TL ve 09/05/2012 tarihli 100.000.000,00 TL bedelli genel kredi taahhütname/sözleşmelerine istinaden nakdi ve gayrinakdi krediler kullandırıldığını; davalıların müteselsil kefil olarak imza koyduklarını; Kefil … …’in vefatı sebebiyle mirasçıları olan … … …, … … ve … … …’in HMK m.124/3-4 uyarınca davaya dâhil edildiklerini; Ankara …Noterliği’nin 13/08/2018 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesiyle hesabın kat edildiğini ve borcun ödenmemesi üzerine Ankara … Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasından icra takibi yapıldığını ve borçluların itiraz ettiklerini; bu sebeple, itirazın iptali ile %20’den az olmamak üzere icra inkâr tazminatına karar verilmesini, talep ve dava etmiştir.

YANIT:
Davalılar … …, …… … ve … … vekili yanıt dilekçezinde; kredi sözleşmelerinde temerrüt halinin bulunmadığını, kredi borçlusu hakkında konkordato talebiyle ilgili geçici mühletin verilmesiyle kredi sözleşmesinin sonlandırıldığını ve kefillere karşı takibe geçildiğini; borçlunun temerrüte düşmediğini, bu sebeple davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Davalılar … … …, … … … ve … … vekili yanıt dilekçesinde; müvekkillerinin murisi adına borca, imzaya ve fer’ilerine itiraz edildiğini, murisin takipten önce vefat ettiğini ve mirasçıların takibe dâhil edilmesinin geçersiz olduğunu, Ankara … Mahkemesinin … E. sayılı dosyasından icra takibinin iptali için dava açıldığını ve dosyanın derdest olduğunu; ölüm ile kefaletin sona ereceğini ve kabul anlamına gelmemek kaydıyla müvekkillerinin ancak ölüm tarihine kadar olan borçtan sorumlu olacaklarını, takibe dayanak sözleşme ve taahhütnamedeki imzaların murise ait olmadığını, kefaletin geçersiz olduğunu, asıl borçlunun konkordato isteminde bulunması nedeniyle kredi sözleşmesinin sonlandırılmasının hukuka aykırı olduğunu, bu sebeple, davanın reddine ve kötü niyet tazminatına karar verilmesini savunmuştur.
Davalı … Petrol Tic. Ltd. Şti. vekili yanıt dilekçesinde; dava dilekçesinde borcun dayanağının gösterilmediğini, kefil beyanı altındaki imzanın yetkili tarafından atılmadığını, müvekkilinin davacıya borçlu olmadığını, genel işlem koşulları bulunduğunu, davanın … İnşaat Madencilik Enerji Mühendislik Turizm Tekstil Taahhüt Ticaret Limited Şirketi, … …, …… ve … Grup Yatırım İnşaat Turizm AŞ’ye ihbarını istediklerini; bu sebeple, davanın reddine ve %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına karar verilmesini, savunmuştur.

DELİLLER :
1-Genel kredi sözleşmesi,
2-İhtarname,
3-Banka kayıtları,
4-Ankara … Müdürlüğünün … E. sayılı takip dosyası,
5-Ankara 4. SHM’nin … K. sayılı mirasçılık belgesi,
6-Bilirkişi raporu,
7-Tüm dosya münderecatı,

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKÎ NİTELENDİRME :
Dava; genel kredi sözleşmesinden doğduğu iddia olunan alacağın tahsili amacıyla başlatılan takibe itiraz edilen alacaklının alacağının varlığını genel hükümlere dayanarak ispat suretiyle itirazın iptaline ilişkindir. (İİK m.67)
Ankara … Müdürlüğünün … E. sayılı takip dosyasından; davalı borçlular MYS Şirketi, … …, … …, …… …, … …, … Petrol Tic. Ltd. Şti. hakkında, 20/09/2018 tarihi itibariyle genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağından dolayı:
777.533,12 TL nakdi alacak toplamı,
21.591.601,00 TL gayrinakdi alacak toplamı
22.369.134,12 TL toplam alacağın tahsili istemiyle ilâmsız icra takibine geçildiği, Yaşar, …, … vekilinin 03/09/2018, … … mirasçıları … … …, … … …, … …’in 05/09/2018, … Petrol Şirketinin 03/09/2018 tarihinde borca itiraz ettiği ve takibin durduğu; 24/09/2018 tarihi itibariyle açılan mezkûr itirazın iptali davasının süresinde olduğu, görülmektedir.
Ankara 4. SHM’nin … K. sayılı mirasçılık belgesine göre, … …’in 22/06/2014 tarihinde vefatı ile mirası … … …, … … … ve … …’e intikal etmiştir.
Davacı vekili, mirasçılar yönünden ayrıca ödeme emri tebliğ ettirmiştir, mirasçılar/borçlular vekili takibe itiraz etmişlerdir. HMK’nın 124/3. maddesi uyarınca maddî bir hatadan kaynaklanan veya dürüstlük kuralına aykırı olmayan taraf değişikliği talebinin kabulü için, karşı tarafın rızası aranmaz. Aynı maddenin 4.fıkrasında da; “Dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayanıyorsa, hâkim karşı tarafın rızasını aramaksızın taraf değişikliği talebini kabul edebilir” düzenlemesi yer almaktadır. Anılan hükmün icra takiplerinde de uygulanması gerekir. Buna göre, alacaklı tarafından ölü kişinin mirasçısı yerine ölü kişi hakkında takip yapılması, maddî hataya ve kabul edilebilir bir yanılgıya dayalı olup, dürüstlük kuralına da aykırı olmadığından alacaklının HMK.nun 124/3-4.maddesi uyarınca taraf değişikliği yapmak suretiyle bu yanlışlığı düzeltmesi mümkündür. Davacı alacaklı banka bu düzeltmeyi yapmış mirasçılar hakkında ödeme emri tebliğ ettirmiş olup, Mahkememizce herhangi bir usulsüzlük saptanmamış olup Yargıtay 12 HD’nin, 2017/4200 E., 2017/ 13076 K. sayılı kararı da benzer mahiyettedir.
Davalı … … mirasçıları vekili muris yönünden imza inkarında bulunmuştur. Davalı … Petrol Şirketi vekili de kefil beyanı altındaki imzanın yetkili tarafından atılmadığını, iddia etmiştir. Alınan Jandarma Genel Komutanlığı Kriminal Laboratuvarının 22/01/2021 tarihli raporundan; … Petrol Şirketine atfen atılı olan imzaların … …’e ve … …’e atfen atılı imzanın da … … eli ürünü olduğu saptanmıştır.
Bir kısım davalılar murisi … … Ankara …. yevmiye sayılı ihtarnamesinde, … İnşaatın kullandığı kredilere kefil olduğunu, gördüğü lüzum üzerine bu tarihten itibaren şirket lehine verilecek kredilerden şahsi kefaletinden rücu ettiğini, ihtar etmiştir. Eldeki dava, ihtar tarihinden önce kullandırılan kredilere ilişkindir.
Dosyada yer alan Ticaret Sicili Gazetesinin 2 Kasım 2010 tarihli nüshasına göre … Petrol Ticaret Ltd. Şti.’ni 10 yıl süre ile … … temsil etmektedir.
Davacı Banka ile davalı asıl borçlu … İnşaat Maden Ener. Müh. Tur. Teks. Taah. Tic. Ltd. Şti. arasında 09/05/2012 tarihli 100.000.000,00 TL ve 24/03/2010 tarihli 10.000.000,00 TL limitli genel kredi sözleşmeleri imzalanmıştır. Davalılar … …, …… …, … Petrol Ticaret Ltd. Şti’nin 100.000.000,00 TL, … …’in 110.000.000,00 TL ve … …’in ise 110.000.000,00 TL ile müteselsil kefil olarak imza koydukları izlenmiştir. Kefalet sözleşme tarihleri itibariyle 818 sayılı TBK hükümlerine tabi olup, kefaletlerde usulsüzlük bulunmamaktadır. Yine davacı banka ile davalı asıl borçlu … İnşaat Maden Ener. Müh. Tur. Teks. Taah. Tic. Ltd. Şti. arasında 16/11/2012 tarihli 50.000.000,00 TL limitli genel kredi sözleşmesi imzalanmış olup davalılar …, ……, … Petrol, … ve … bu sözleşmeye 50.000.000,00 TL limit ile müteselsil kefil olarak imza atmışlardır. Davalılar …… …, … … ve … … yönünden eş rızası mevcuttur. … …’in ise 26/11/2002 tarihinde boşandığı yeni evliliğinin 2012/2014 tarihi olduğu nüfus kaydından görüldüğünden sözleşmeler tarihinde bekâr olduğu, dolayısıyla kefaletin usulüne uygun bulunduğu belirlenmiştir.
Davalılar vekilinin, genel kredi sözleşmesinin kimi maddelerinin genel işlem koşulları mahiyetinde olduğuna ilişkin savı, gerek sözleşme hükümleri gerek ticari işlerde faiz oranı serbestçe belirleneceği hususu (TTK m.8,f.1) ile ticaret şirketi olan asıl borçlu ile banka arasında kredi sözleşmesinin müzakere edildiği sözleşme ve eklerinden anlaşılmakla hakkaniyete aykırı olduğu da kanıtlanmayan istem yerinde görülmemiştir.

İhtilâf, borç bulunup bulunmadığı ve varsa miktarı ile tazminat isteminin haklı olup olmadığı, noktalarında toplanmaktadır.
Taraf vekillerinin iradeleri tutanağa yansıtılmış, tüm deliler toplanmış ve bilirkişi görüşü alınmıştır.
Davacı Banka tarafından Ankara …Noterliğinin 13/08/2018 tarih ve … yevmiye sayılı ihtarnamesinin keşide edildiği; 688.079,10 TL’nin ödenmesi ve 21.681.780,08 TL’nin depo depo edilmesi için (1 gün) süre verildiği; dava dışı … İnşaata ve … Petrol’e çıkan tebligatın 13/08/2018 tarihinde tebliğ edildiği; … …, … …, … … ve …… …’e çıkanın tebliğ edilmediği, izlenmiştir. Bu sebeple dava dışı … İnşaata ve … Petrol yönünden 15/08/2018 tarihinde, borçlular … …, … …, … … ve …… … yönünden de 15/08/2018 takip tarihinde temerrütün oluştuğu belirlenmiştir. … … mirasçıları için ise temerrüt yine 15/08/2018 takip tarihidir.
Ankara … Asliye Ticaret Mahkemesinin 06/03/2020 tarih, … K. sayılı kararına göre, 09/08/2018 tarihi itibariyle geçici mühlet kararı verilmiş olup, yargılama sonunda; … İnşaat Maden Ener. Müh. Tur. Teks. Taah. Tic. Ltd. Şti. yönünden konkordatonun tasdikine, …… … yönünden konkordatonun tasdikine, … İnşaat Madencilik Enerji Hayvancılık İmalat Taahhüt Sanayi Ltd. Şti. yönünden konkordato talebinin reddine karar verilmiştir.
Bu noktada, asıl borçlu şirket yönünden ‘konkordato’ talep edilmiş olması ve ‘geçici mühlet’ kararı verilmesi sebebiyle müteselsil kefiller yönünden ‘hesap kat’ ihtarının usulüne uygun olup olmadığı hususunun irdelenmesi gerekli olmuştur.
Dosyada yer alan hesap kat ihtarına göre, davacı banka tarafından kredi hesabı 13/08/2018 tarihinde kat edilmiştir (kapatılmıştır).
Müteselsil kefalet 6098 sayılı Türk Borçlar Yasası’nın 586’ncı maddesinde düzenlenmiştir. Madde şu şekildedir:
Müteselsil kefalet
m. 586- Kefil, müteselsil kefil sıfatıyla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girmeyi kabul etmişse alacaklı, borçluyu takip etmeden veya taşınmaz rehnini paraya çevirmeden kefili takip edebilir. Ancak, bunun için borçlunun, ifada gecikmesi ve ihtarın sonuçsuz kalması veya açıkça ödeme güçsüzlüğü içinde olması gerekir.
Maddenin lafzından, alacaklının, borçluyu takip etmeden veya taşınmaz rehnini (ipotekli taşınmaz) paraya çevirmeden müteselsil kefil hakkında takip yapabilmesi için; borçlunun, ifada gecikmesi ve ihtarın sonuçsuz kalması veya açıkça ödeme güçsüzlüğü içinde olması gerekir. İnceleme konumuz, konkordato talep etmiş bir borçluya verilen kefalete ilişkin olduğundan; öncelikle, borçlunun, İİK m.285 gereğince konkordato talep etmesi ve talebinde, borçlarını, vadesi geldiği hâlde ödeyemediğini veya vadesinde ödeyememe tehlikesi altında bulunduğunu beyan etmiş olması şarttır. Aksi hâlin kabulü zaten konkordato talebinde geçici mühlet kararı verilmeksizin istemin reddini gerektirir ki alacaklı genel hükümler çerçevesinde borçluyu ve kefili takip edebilir. Borçlu, konkordato istemiyle birlikte borçlarını vadesi geldiği hâlde ödeyemediğini yahut vadesinde ödeyememe tehlikesi altında bulunduğunu ikrar etmiştir, bu ikrar, borçlu yönünden, ifada gecikmesi veya açıkça ödeme güçsüzlüğü içinde olduğuna karine sayılacağından, müteselsil kefili takip edilebilme şartını sağlamıştır.
Ancak tam bu noktada 2004 sayılı İcra ve İflâs Yasası’nın 296’ncı maddesi değerlendirilmelidir. Bu hüküm ‘sonraki’ tarihlidir ve daha özel bir düzenlemedir. Sözü edilen İİK’nın 296’ncı maddesi şöyledir:
“Sözleşmenin karşı tarafının konkordato projesinden etkilenip etkilenmediğine bakılmaksızın, borçlunun taraf olduğu ve işletmesinin faaliyetinin devamı için önem arz eden sözleşmelerin devamı esastır. Bu sözleşmelerde yer alıp da borçlunun konkordato talebinde bulunmasının sözleşmeye aykırılık teşkil edeceğine, haklı fesih sebebi sayılacağına yahut borcu muaccel hâle getireceğine ilişkin hükümler, borçlunun konkordato yoluna başvurması durumunda uygulanmaz. Sözleşmede bu yönde bir hüküm bulunmasa dahi sözleşme, borçlunun konkordatoya başvurduğu gerekçesiyle sona erdirilemez. (Ek cümle:9/6/2021-7327/4 md.) Bu fıkra kapsamında geçici ve kesin mühlet süresince devam eden sözleşmeler nedeniyle borçlanılan edimler karşılıklı olarak ifa edilir.”
Somut olayda, dava konusu genel kredi sözleşmelerinde asıl borçlu “… İnşaat Madencilik Enerji Mühendislik Turizm, Tekstil, Taahhüt Ticaret Ltd. Şti.” Ankara … Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyasından ‘konkordato’ talep etmiştir. İş bu dosyadan 09/08/2018 tarihinde ‘geçici mühlet’ kararı verilmiş ve geçici mühlet kararı İİK’nın 288, f.2 hükmü uyarınca 10/08/2018 tarihinde ticaret sicili gazetesinde ve Basın-İlan Kurumunun resmî ilân portalında ilân edilmiştir. Hesap kat ihtarı tarihi ise 13/08/2018’dir. Dolayısıyla geçici mühlet kararının ilânından sonra hesap kat edilmiştir eş deyişle hesap kapatılmıştır. Hesabın kapatılması (geri çağrılması) İİK’nın 296’ncı maddesinin birinci fıkrasına aykırıdır. Genel kredi sözleşmelerinde konkordato nedeniyle sözleşmenin feshedilmeyeceği yönünde bir hüküm bulunmasa dahi sözleşme, borçlunun konkordatoya başvurduğu gerekçesiyle sona erdirilemez. Davacı bankanın, konkordatoya başvurulmaması nedeninden dolayı değil de kredi borcunun ödenmemesinden dolayı -temerrüt- hesabın çağrıldığı iddiası dosyadaki belgeler ve bilirkişi raporu ile desteklenmemektedir. Zira, geçici mühlet kararından sonra geçici mühlet kararından önceki borcun ‘konkordato’ya tabi olduğu belirgindir. Konkordato, tasdik kararıyla bağlayıcı hâle geli (İİK m.308/c, f.1). Bağlayıcı hâle gelen konkordato, konkordato talebinden önce veya komiserin izni olmaksızın mühlet içinde doğan bütün alacaklar için mecburidir (İİK m.308/c, f.2). Dolayısıyla, konkordato talebinden önceki kredi borcu zaten konkordato kapsamındadır. Çözümlenecek sorun, geçici mühletten sonra da kredi ödemelerinin zamanında sözleşme koşullarına uygun olarak ifa edilip edilmediğidir. Geçici mühlet kararından sonra da kredi geri ödemesinin (taksitlerinin) yapılmaması durumunda bankanın asıl borlu yönünden hesap kat’ı haklı ve yerinde olur; lâkin bilirkişinin tespitinden ve hesap kat ihtarı tarihinden anlaşıldığına göre geçici mühlet içinde kredi taksit ödemeleri için hiç bir imkân tanınmadan banka hesabı geri çağırmıştır ki artık hesap kat ihtarı İİK’nın 296’ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince usulsüz olduğu anlaşılmıştır. Hesap kat ihtarının usulsüz olması borçlu hakkında girişilen icra takibini sakatlar. Fakat yapılan bütün bu açıklamalar ve tespit ‘konkordato talep eden’ ‘asıl borçlu’ yönünden geçerlidir. Eş deyişle banka ‘konkordato talep eden’ “… İnşaat Madencilik Enerji Mühendislik Turizm, Tekstil, Taahhüt Ticaret Ltd. Şti.” hakkında icra takibi yapmış olsaydı ‘hesap kat ihtarı’nın usulsüzlüğü sonucu ile karşı karşıya kalacaktı. Somut olayda, genel kredi sözleşmelerinde müteselsil kefil olarak imza koyanlar yönünden icra takibi ve buna bağlı olarak itirazın iptali dava edilmiştir. Müteselsil kefiller için 6098 sayılı TBK’nın 586’ncı maddesinin birinci fıkrasına göre, “Kefil, müteselsil kefil sıfatıyla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girmeyi kabul etmişse alacaklı, borçluyu takip etmeden veya taşınmaz rehnini paraya çevirmeden kefili takip edebilir. Ancak, bunun için borçlunun, ifada gecikmesi ve ihtarın sonuçsuz kalması veya açıkça ödeme güçsüzlüğü içinde olması gerekir.” hükmü gereğince ‘asıl borçlu’ takip edilmeden müteselsil kefil takip edilebilir; bunun için gerekli koşul ‘borçlunun, ifada gecikmesi ve ihtarın sonuçsuz kalması veya açıkça ödeme güçsüzlüğü içinde olması’dır. Somut olayda ‘konkordato’ talep eden asıl borçlu şirket ‘ödeme güçsüzlüğü’ içindedir ve bu nedenle başka koşul gerekmeden alacaklı bankanın müteselsil kefilleri takip hakkı doğmuştur. Bu nedenle, bu yöne ilişen itirazlar yerinde görülmemiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığa onlar yönünden bağlayıcı olan sözleşme hükümleri uygulanacaktır. Genel Kredi Sözleşmesinin gecikme ve temerrüt faizi başlıklı 2.7.1 maddesinde: “Müşteri, temerrüdün doğduğu tarihten itibaren borcun tasfiye edildiği tarihe kadar, bankanın müşteriye kullandırdığı nakdi kredi türlerine kredinin kullandırıldığı tarih ile temerrüt tarihi arasındaki süre içinde bankaca uygulanan (TL krediler için TL kredilere uygulanan, …) en yüksek kredi faiz oranının 2 katı tutarında, temerrüt tarihi itibariyle temerrüt faizi hesaplanmasına; (…)” şeklindedir. Bilirkişinin tespitinden; en yüksek faiz oranının %30 olduğu belirlenmiş ve temerrüt faizi yıllık %60 olarak uygulanması gerektiği anlaşılmıştır. Artı para kredisi için temerrüt faizi aylık %2,52 yıllık %30,24 olacaktır. Hesaplama bu tutarlar üzerinden yapılacaktır.
Bilirkişi Sn. …’un 31/08/2021 tarihli raporunda; davacı bankanın Tandoğan Şubesince davalı asıl borçlu şirkete kullandırıldığı tespit edilen kredilerden dolayı yapılan ayrı ayrı hesaplama yapılmıştır. Buna göre taleple bağlı kalınarak:
Kredi Tutar Nevi
47-1 nolu kredi 186.489,35 TL Asıl alacak
1.555,64 TL İşlemiş akdi faiz
77,78 TL BSMV
188.122,77
47-2 nolu kredi 88.579,08 TL Asıl alacak

KMH (Artı para) Kredisi 494.145,26 TL Asıl alacak
3.725,66 TL İşlemiş akdi faiz
186,28 TL BSMV
782,15 TL İhtarname masrafı
498.839,35 TL

Kredi kartı kredisi 1.899,11 TL Asıl alacak
Toplam 771.112,80 TL Asıl alacak
5.281,30 TL İşlemiş akdi faiz
264,07 TL BSMV
782,15 TL İhtarname masrafı
777.440,32 TL
Olarak hesaplanmıştır. Dolayısıyla kefiller …… …, … …, … … ve … Petrol Ltd. Şti. yönünden bu tutarlar için hakkılık olduğu belirtilmiştir. Gayrinakdi krediler yönünden ise sözleşmelerde/taahhütnamelerde gayrinakdi kredilerin depo edilmesi yönünde açık hüküm bulunmadığı anlaşılmıştır. Vefat eden … … mirasçıları için ayrı hesaplama yapılmıştır. Bilirkişinin tespitinden, takip tarihi itibariyle nakit kredi yönünden borç bulunmadığı belirlenmiş, gayrinakdi kredi yönünden keza sözleşmelerde/taahhütnamelerde gayrinakdi kredilerin depo edilmesi yönünde açık hüküm bulunmadığı belirlenmiştir.
Gayrinakit krediler yönünden sözleşmede açık hüküm bulunmaması sebebiyle buna ilişkin istemlerin reddi gerekmiştir.
Bilirkişinin bütün bu tespitleri, dosyaya, bilgi ve belgelere uyumlu olup, Mahkeme heyetimizce benimsenmiştir.
Somut olayda, uyuşmazlık banka kredi sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, nakdi alacak ‘likit’ olduğundan, davacının icra inkâr tazminatı talebi yerinde görülmüştür.
Reddedilen kısım yönünden takip haksız olmakla birlikte kötü niyet saptanmadığından davalıların kötü niyet tazminatı istemlerinin reddine karar verilmelidir.
Yukarıda açıklanan yasal ve hukuksal olgu göz önüne alınarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlere, kararın dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, dosyadaki kanıtlara ve Kurul’un takdirine göre;
1.-Davalılar; … …, …… …, … … ve … Petrol Tic. Ltd. Şti. yönünden açılan davada:
Davanın kısmen kabulü ile, adı geçen davalıların, Ankara … Müd.’nün … esas sayılı takip dosyasına vaki itirazının;
Kredi Tutar Nevi
47-1 nolu kredi 186.489,35 TL Asıl alacak
1.555,64 TL İşlemiş akdi faiz
77,78 TL BSMV
188.122,77
47-2 nolu kredi 88.579,08 TL Asıl alacak

KMH (Artı para) Kredisi 494.145,26 TL Asıl alacak
3.725,66 TL İşlemiş akdi faiz
186,28 TL BSMV
782,15 TL İhtarname masrafı
498.839,35 TL

Kredi kartı kredisi 1.899,11 TL Asıl alacak

Olmak üzere toplam 777.440,32 TL
alacak üzerinden iptaline ve takibin devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine,
Kredi kartı kredisi yönünden; 1.899,11 TL asıl alacağa 15/08/2018 takip tarihinden itibaren yıllık %30,24 temerrüt faizi ve bu faizin %5 BSMV uygulanmasına,
KMH (Artı para) Kredisi yönünden; 494.145,26 TL asıl alacağa, 15/08/2018 takip tarihinden itibaren yıllık %30,24 temerrüt faizi ve bu faizin %5 BSMV uygulanmasına,
47-1 nolu kredi yönünden; 186.489,35 TL asıl alacağa, 15/08/2018 takip tarihinden itibaren yıllık %60,00 temerrüt faizi ve bu faizin %5 BSMV uygulanmasına,
47-2 nolu kredi yönünden; 88.579,08 TL asıl alacağa, 15/08/2018 takip tarihinden itibaren yıllık %60,00 temerrüt faizi ve bu faizin %5 BSMV uygulanmasına,
2.-Müteselsil Kefil … …’in mirasçıları olan davalılar, … … …, … … ve … … … hakkında açılan davada:
Davanın reddine,

3.- Davalılar; … …, …… …, … … ve … Petrol Tic. Ltd. Şti. yönünden; hükmedilen nakdi alacağın %20’si üzerinden hesap edilen 155.488,06 TL icra inkar tazminatının anılan davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
4.-Davalıların koşulları bulunmayan kötü niyet tazminatı istemlerinin reddine,
5.-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince; nakdi alacak nedeniyle alınması gereken, 53.106,95 TL karar ve ilâm harcı ile gayri nakdi alacak yönünden, alınması gereken 59,30 TL maktû karar ve ilâm harcı toplamı 53.166,25 TL harçtan, peşin alınan 270.455,12 TL harçtan indirilerek artan 217.288,87 TL harcın karar kesinleştiğinde istemi ve başvurusu hâlinde davacıya iadesine,
6.-Davacı tarafça yapılan; 5,20 TL ilk dava, 1.707,14 TL tebligat ve posta gideri, 1.250,00 TL bilirkişi ücreti toplamı olan 2.962,34 TL yargılama giderinden davanın kabul ve red oranına göre hesaplanan 102,96TL’si ile 35,90 TL başvurma, 270.514,42 TL peşin harç toplamı 270.653,28 TL yargılama giderinin davalılar … …, …… …, … … ve … Petrol Tic. Ltd. Şti.’den alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin kısmın davacı üzerinde bırakılmasına; HMK m.333/1 uyarınca harcanmayan gider avansının hüküm kesinleştiğinde davacıya iadesine,

7.-Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığına,
8.-HMK m.333/1 uyarınca harcanmayan gider avansının hüküm kesinleştiğinde davalılara iadesine,
9.-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca;
A)Nakdi alacak yönünden,
Davacı yararına hesaplanan 55.922,02 TL nispî vekâlet ücretinin Davalılar … …, …… …, … … ve … Petrol Tic. Ltd. Şti.’den alınarak, davacıya verilmesine,
Davalılar … …, …… …, … … ve … Petrol Tic. Ltd. Şti. yararına hesaplanan 92,81 TL maktû vekâlet ücretinin davacıdan alınarak, anılan davalılara verilmesine,
Davalılar … … …, … … ve … … … yararına hesaplanan 55.926,66 TL nispî vekâlet ücretinin davacıdan alınarak adı geçen davalılara verilmesine,
10.-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca;
Gayri nakdi alacak yönünden,
Davalılar … …, …… …, … … ve … Petrol Tic. Ltd. Şti. yararına hesaplanan 4.080,00 TL maktû vekâlet ücretinin davacıdan alınarak, anılan davalılara verilmesine,
Davalılar … … …, … … ve … … … yararına hesaplanan 4.080,00 TL maktû vekâlet ücretinin davacıdan alınarak, anılan davalılara verilmesine,
Dair, davacı vekili …yüzlerine karşı; kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’nde İstinaf yolu açık olmak üzere 26/10/2021 tarihinde oy birliği ile verilen karar açıkça okunup, usûlen anlatıldı.