Emsal Mahkeme Kararı Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/502 E. 2021/163 K. 15.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
Türk Ulusu Adına Yargılama Yapmaya ve Hüküm Vermeye Yetkili
ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR

ESAS NO : 2018/502 Esas
KARAR NO : 2021/163

DAVA : MENFİ TESPİT
DAVA TARİHİ : 06/07/2018

KARAR TARİHİ : 15/03/2021
YAZIM TARİHİ : 14/04/2021
Mahkememizde açılan Menfi Tespit davasının yapılan yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :
Davacı vekili ; Yenilenebilir enerji sektöründe faaliyet gösteren davacının güneş enerjisinden elektrik üretilmesi için kurulacak tesislerin yapımı ve hizmete alınması konusunda davalı ile anahtar teslimi götürü bedel içeren eser sözleşmesi imzaladıklarını, taraflar arasında düzenlenen protokol ile bir tanesi 20.000,00 USD bedelli, diğerleri 3.140,00 USD bedelli olmak üzere 12 adet bononun düzenlenerek davalıya teslim edildiğini, davalının 30/04/2018 tarihinde tamamlanmış olması gereken üstlendiği işin dava tarihi itibariyle dahi eksiksiz olarak tamamlayarak teslim etmediğini, sözleşme ve protokolde belirtilen işlerin bir bölümünün ayıplı ve eksik ifa edildiğini, eksikliklerin giderilmesi amacı ile tarafların anlaşıp protokol düzenlediklerini, buna rağmen davalının yine üstlendiği işleri yerine getirmediğini, bu nedenle sözleşme ve protokolü fesih ettiklerini belirtip, toplam bedeli 57.680,00 USD olan bonolardan henüz ödemedikleri 3.140,00 USD bedelli 9 adet bono nedeni ile davalı şirkete borçlu olmadıklarının tespitine, bir tanesi 20.000,00 USD bedelli, diğer 3 tanesi 3.140,00 USD bedelli bonolar için ödenen toplam 29.420,00 USD’nin dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan alınmasına karar verilmesini istemiştir.
YANIT :
Davalı vekili ; İşletmenin sözleşme hükümlerine uygun biçimde davacıya teslim edildiğini, davalının bu işletmeyi çalıştırarak elektrik enerjisi üretip pazarlayarak gelir elde etmeye devam ettiğini, işletmenin çalışmasına engel olmayacak nitelikte ve en fazla işin % 5’ine karşılık gelen eksikliklerin kaldığını, bu eksiklikleri inşaat sahasına girmelerinin davacı tarafından engellenmesi nedeni ile tamamlayamadıklarını, üstelik davacının sözleşme ve protokol uyarınca ödemesi gereken borçlarını süresinde ödemediğini, ödemeler zamanında yapılmadığı için 50.000,00 TL zarara uğradıklarını, inşaat sırasında şantiyeye götürdükleri fakat alınmadıkları için inşaat alanında kalan malzeme bedeli yanında davacı protokole aykırı davrandığı için cezai şart ve vade farkı alacaklarının oluştuğunu, inşaatın yürütülmesi sırasında idare binası olarak kullanılmak üzere kendileri tarafından yapılan ve halen davacının kullanmaya devam ettiği bekçi kulübesi nedeni ile de davacıdan alacaklı olduğunu, davacı tarafından yapılmış fazla ödeme olmadığı gibi halen kendilerinin alacaklı olduğunu belirtip davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLER :
-Taraflar arasında imzalanan eser sözleşmesi ve protokol başlıklı belge,
-Tarafların karşılıklı olarak düzenledikleri ihtar ve buna ilişkin tebliğ belgeleri,
-Davacıya ait elektrik enerjisi üretim tesisinde keşif yapılmak suretiyle düzenlenen delil tespiti ve daha sonra yapılan bilirkişi incelemeleri sonucu düzenlenen raporlar, bu raporlara yönelik itirazlar üzerine hazırlanan ek raporlar,
-Tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Davadaki talep ; davalı tarafından imalatı yapılmak üzere taraflar arasında imzalanan eser sözleşmesi kapsamındaki işin davalı tarafından eksik ve ayıplı gerçekleştirildiği gerekçesi ile, davalıya verilen bonoların bir bölümü nedeni ile borçlu olunmadığının tespiti ile birlikte ödeme yapılan bonolar yönünden ödenen miktarların davalıdan tahsili istemine ilişkindir.
Davacı ile davalı yüklenici arasında davacıya ait Kars İli Selim İlçesi’nde bulunan güneş enerji santrali yapımını konu alan eser sözleşmesi imzalanmıştır. Sözleşmede tarafların yükümlülükleri ayrıntılı olarak belirlenmiş olup, işin anahtar teslimi ve götürü bedel KDV hariç 630.000,00 USD bedel ile yapımını davalı üstlenmiştir.
Davacı davalının sözleşme ile üstlendiği işi sözleşme ve fen kurallarına uygun biçimde yerine getirmediğini, protokol uyarınca belirlenen borcu için toplam bedeli 57.680,00 USD olan bonoları davalıya verdiğini, bu bonolardan 29.420,00 USD bedelli olanlarını ödediklerini, toplam bedeli 28.260,00 USD olan bonolar için ödeme yapmadıklarını, tüm bonolar nedeniyle borçlu olmadıklarının tespiti ile birlikte ödeme yapılan bono bedellerinin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemektedir.
Davalı yüklenici, eser sözleşmesine konu yapının elektrik enerjisi üretecek şekilde inşaatının tamamlandığını, davacının bu santrali kullanarak elektrik üretmeye başladığını, elektrik üretimine engel olmayacak şekilde kısmi eksiklikler bulunduğunun doğru olduğunu, bu kısmi eksiklikleri gidermek için protokol imzalanmış olmasına rağmen kendilerinin ve alt yüklenicilerinin davacı tarafından inşaat sahasına sokulmamaları nedeniyle eksiklikleri gideremediklerini, bunun yanında davacının aralarında düzenlenen protokol ile 57.675,00 USD ile 23.917,43 TL alacaklarının varlığını kabul ettiğini, bunun yanında davacının protokolde belirlenen borçlarından kaynaklanan ödemelerini düzenli yapması halinde davalının alacağı olan 7.311,00 USD vade farkı ve 50.000,00 TL ödemelerin geç yapılmasından kaynaklanan alacağından vazgeçeceği kararlaştırıldığı halde, davacı protokole uygun ödeme yapmadığı için yukarıda belirtilen dört ayrı alacak nedeni ile davacıdan halen alacakları olduğu gibi, inşaat sahasında kalan malzeme bedeli yanında inşaatın devamı sırasında yapılan ve halen davacı tarafından bekçi kulübesi olarak kullanılan idare binası için yaptıkları giderlerin de davalı alacağı olarak dikkate alınması gerektiğini, bu alacakları dikkate alındığında davacı tarafından yapılmış fazla ödeme olmadığı gibi halen davacıdan alacakları bulunduğunu ileri sürmektedir.
Taraflar arasında imzalanan eser sözleşmesi kapsamında yapılacak işin bedeli KDV hariç 630.000,00 USD olup, bu miktara KDV de eklendiğinde iş bedelinin 743.400,00 USD olduğu mahkememizce belirlenmiştir. Söz konusu sözleşme götürü bedel ve anahtar teslimi şeklinde düzenlendiği için işin eksiksiz olarak tamamlanması halinde davalı yüklenicinin talep edebileceği tüm alacağın sözleşme bedeli olan 743.400,00 USD’den ibaret olduğu tartışmasızdır. Sözleşmede kararlaştırılan işin davalı yüklenici tarafından eksik yapıldığının ortaya çıkması halinde davalı yüklenicinin talep edebileceği alacağının tüm inşaatın ne kadarlık miktarının tamamlandığının belirlenerek, tamamlanma oranına karşılık gelen sözleşme bedeli ile sınırlı olacağı da tartışmasızdır.
Taraflar arasında düzenlenen 12/02/2018 tarihli protokol kapsamından da anlaşıldığı gibi, eser sözleşmesine konu yapının elektrik enerjisi üretimine engel olmamakla birlikte sözleşmede belirtilen kimi işlerin henüz yapılmamış olduğu tartışmasızdır. Davacı taraf davalının eksik işleri tamamlamadığını söylemesine karşılık bir örneği dava dosyası içerisinde bulunan ve davalı yüklenici çalışanları tarafından düzenlenen tutanağa göre, davacı tarafından davalı ve alt yüklenicileri inşaat sahasına alınmadığı için işin bir bölümü halen tamamlanmamış durumdadır.
Sözleşmeye konu iş götürü bedelli olarak belirlendiği için tamamlanan iş nedeni ile davalı yüklenicinin alacağının işin tamamlanma yüzdesi belirlenerek ortaya çıkarılması gerekmektedir. Bu amaçla Selim Mahkemeleri’ne talimat yazılmış, yerinde keşif yapılmak suretiyle düzenlenen bilirkişi raporlarında davalı yüklenici tarafından yapılmayan işlerin tüm işin % 2’sine karşılık geldiği, bu haliyle davalı tarafından gerçekleştirilen işin % 98 oranında tamamlandığı, % 2 eksik iş bedelinin ise (743.400,00 USD x 2/100 = 14.868,00 USD) 14.868,00 USD olduğu mahkememizce hesaplanmıştır.
Davacı taraf sözleşme ve protokolden kaynaklanan tüm ödeme yükümlülüklerini yerine getirmiş ise, iş götürü bedelli olduğu için davalı yükleniciden eksik iş bedeli nedeniyle ancak 14.868,00 USD’yi geri isteme hakkına sahiptir.
Davalı yüklenicinin davacı işverenden olan alacağının belirlendiği temel dayanak taraflar arasında imzalanan 12/02/2018 tarihli protokoldür. Bu protokol ile açıkça davalı yüklenicinin davacı işverenden 23.917,43 TL ve 57.675,00 USD alacağının bulunduğu belirlenmiştir. USD cinsinden borçların ödenmesi amacı ile de davaya konu bonolar davacı tarafından düzenlenerek davalıya verilmiştir. Davacının davalıya olan borcu sadece yukarıda belirtilen miktarlar ile sınırlı olmayıp davacı protokolde belirtilen borçlarını ödemek için düzenleyip davalıya verdiği bonolar için davanın açıldığı tarihte dahi 28.260,00 USD bedelli bonoları ödemediği için yukarıda belirtilen miktarlar dışında ayrıca 37.675,00 USD alacağın vadelere bölünmüş olmasından kaynaklanan 7.311,00 USD vade farkı alacağı ve sözleşmeye uygun ödeme yapılmamasından ve gecikmesinden dolayı davalının uğramış olduğu 50.000,00 TL zarardan da feragat edileceği açıkça düzenlenmiş olup, davacı taraf sözleşme hükümleri uyarınca dava tarihi itibari ile protokolde belirtilen 28.260,00 USD bedelli 9 adet bono nedeni ile ödeme yapmadığı için protokolün açık hükmü gereği davalının davacıdan protokol kapsamında 23.917,43 TL, 57.675,00 USD, 7.311,00 USD ve 50.000,00 TL’den oluşan toplam 73.917,43 TL cinsinden ve 64.986,00 USD cinsinden alacağının bulunduğu kabul edilmiştir.
Davalının protokol içeriği uyarınca belirlenen ve yukarıda ayrıntıları gösterilen alacağı dışında iki ayrı nedenden kaynaklanan alacak iddiası bulunmaktadır. Bunlardan birincisi sahada kaldığı ileri sürülen malzeme bedeli, ikincisi ise inşaatın yapımı sırasında inşa edilen ve halen davacı tarafından bekçi kulübesi olarak kullanılan yapı bedeline ilişkindir. Davalı inşaat sahasında kalan malzeme bedeli nedeni ile de davacıdan alacağı bulunduğunu ileri sürmekle birlikte tüm yargılama süreci içerisinde alınan raporlar dikkate alındığında davalının inşaat sahası içerisinde bıraktığı malzemenin varlığını ve bu nedenle alacaklı olduğunu kanıtlayamadığı kabul edilmiştir. Davalının alacak iddiasının diğer dayanağı bekçi kulübesi olarak davacı tarafından kullanılan binaya ilişkin olup, bu binanın davalı tarafından imalatının yapıldığı, inşaatın devamı sırasında idare binası olarak kullanıldığı, davalının inşaat sahasından çıkarılmasından sonra ve halen de davacı tarafından fiilen bekçi kulübesi olarak kullanılması nedeniyle belirlenecek bina bedelinin davalı alacağı olarak kabulü gerektiği sonucuna varılmıştır. Bu yapının değerinin belirlenmesi için bilirkişiler tarafından hazırlanan raporda bina bedelinin 16.344,72 TL olduğu, bu bedelin binanın niteliği itibariyle piyasa fiyatlarıyla uyumlu olduğu kabul edilmiştir.
Taraflar arasında imzalanan götürü bedelli eser sözleşmesi davacı tarafından düzenlenen Üsküdar 1. Noterliği’nin 13/06/2018 tarih ve 8024 yevmiye nolu ihtarnamesiyle fesih edilmiş olup, fesih iradesini içeren ihtarname 21/07/2018 tarihinde davalıya tebliğ edilmiştir. Düzenlenen bu ihtarnamenin davalı yükleniciye tebliği ile birlikte eser sözleşmesinin fesih edildiği tartışmasızdır. Yukarıda da ayrıntılı olarak açıklandığı gibi eser sözleşmesi fesih edilmiş olmakla birlikte davalı tarafından yapılan imalat bedelinin talep edilmesini engelleyen herhangi bir yasal düzenleme bulunmamaktadır. Davalının fesih edilen ve götürü bedelli olarak düzenlenen bu sözleşme nedeniyle talep edebileceği alacağı işin tamamlanma oranına bağlı olarak belirlenmesi gerekir. Yukarıda da belirtildiği gibi alınan bilirkişi raporları ile davalı yüklenicinin işi % 98 oranında tamamlamış olması nedeni ile davacı tarafından tüm iş bedelinin ödendiği kabul edildiğinde tamamlanamayan işe karşılık gelen 14.868,00 USD yönünden davacının davalıya ödeme yapmaktan kaçınma, ödeme yapmış ise bu miktarı geri isteme hakkı bulunmaktadır.
Durum yukarıda anlatılan şekilde olmakla birlikte, davalı yüklenicinin tek alacağı gerçekleştirdiği işin bedeli olmayıp davacı işverenden başkaca nedenden kaynaklanan alacaklarının da bulunduğu kabul edilmiştir. Bu konudaki temel dayanak taraflar arasında imzalanan protokol olup, bu protokolde açıkça davacının davalıya 23.917,43 TL ve 57.675,00 USD borcunun bulunduğu, davacı ödemelerini protokolde belirtilen şekilde ve sürede öder ise davalının ayrıca 7.311,00 USD vade farkı alacağı ve ödemelerin geç yapılmasından kaynaklanan ve 50.000,00 TL’ye ulaşan zararını talep etmeyeceği açıkça belirtilmiş olup, davacı işveren protokolde belirtilen borçları için düzenlenen ve toplam bedeli 28.260 USD olan 9 adet bono bedelini dava tarihi itibari ile de ödemeyip davalıya karşı bu bonolardan dolayı borçlu olmadığının tespitini talep ettiği için davalının davacıdan olan alacağının protokolde belirtilen (23.917,43 TL + 50.000,00 TL gecikme zararı = 73.917,43 TL) 73.917,43 TL ve (57.675,00 USD + 7.311,00 USD vade farkı alacağı = 64.986,00 USD) 64.986,00 USD olduğu kabul edilmiştir. Bunun yanında davacının davalıdan ayrıca bilirkişi raporu ile 16.344,72 TL olarak bedeli belirlenen ve davacı tarafından bekçi kulübesi olarak fiilen kullanılan yapıdan kaynaklanan alacağının da bulunduğu kabul edilmiştir.
Davacı işveren her ne kadar davalı yüklenici adına 70.513,14 TL SGK’ya ödeme yaptığını, kendisinin de bu nedenle davalıdan alacağı bulunduğunu ileri sürmekte ise de bu alacak yönünden davacının davalı hakkında Ankara …. İcra Müdürlüğü’nün …sayılı icra takibini başlattığı, davalının şikayet başvurusu üzerine bu taleple ilgili uyuşmazlığın halen Ankara …. İcra Hukuk Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyasında çekişmeye konu olduğu anlaşılmıştır.
Yukarıda da belirtildiği gibi; davalının davacıdan olan alacağının protokolde belirtilen (23.917,43 TL + 50.000,00 TL gecikme zararı = 73.917,43 TL) 73.917,43 TL ve (57.675,00 USD + 7.311,00 USD vade farkı alacağı = 64.986,00 USD) 64.986,00 USD olduğu, bunun yanında davacının davalıdan ayrıca bilirkişi raporu ile 16.344,72 TL olarak bedeli belirlenen ve davacı tarafından bekçi kulübesi olarak fiilen kullanılan yapıdan kaynaklanan alacağının da bulunduğu mahkememizce kabul edilmiştir. Davalının % 2 oranına karşılık gelen eksik imalatı nedeni ile davacının davalıdan olan alacağının ise 14.868,00 USD olduğu, çekişmeli talep halen yargılamaya konu edilmiş olup, bir an için 70.513,14 TL SGK ödemesi yönünden davacının haklı olduğu kabul edilse dahi davalının alacağının bir kısmı çekişmeli olan davacının alacağından daha fazla olduğu, davacı tarafından halen davalıya yapılması gereken borç ödemesi bulunduğu, bu hali ile davaya konu edilen ödenmeyen bonolar yönünden açılan menfi tespit davası ile fazladan ödendiği ileri sürülen ve istirdat istemine konu bonolar yönünden ileri sürülen taleplerin yerinde olmadığı, bu nedenle davanın reddi gerektiği kabul edilip aşağıdaki hüküm oluşturulmuştur.

HÜKÜM: Nedenleri yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın REDDİNE,
Davaya konu bonolar için icra takibi başlatılması, başlayan icra takiplerinin durdurulmasına yönelik ihtiyati tedbir kararı verilmediği için davalının koşulları oluşmayan kötüniyet tazminatı isteminin reddine,
Alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 4.546,51 TL’den mahsubu ile artan 4.487,21 TL’nin karar kesinleştiğinde ve istemi halinde davacıya İADESİNE.
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığına,
Davalı lehine hüküm tarihindeki AAÜT’si uyarınca hesaplanan 27.085,95 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE.
Karar kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansı kalması halinde bildirilecek hesap numarası olur ise hesaba, hesap numarası bildirilmez ise gider avansından karşılanmak koşulu ile posta havalesi ile yatıran tarafa İADESİNE.
Dair, Davacı Vekili Av. …, Davalı Vekili Av. ….’ın yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.15/03/2021

Katip …

Hakim …