Emsal Mahkeme Kararı Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/497 E. 2022/37 K. 25.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANKARA
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/497
KARAR NO : 2022/37
Türk Milleti Adına Yargılama Yapmaya ve Hüküm Vermeye Yetkili
ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR
ESAS NO : 2018/497
KARAR NO : 2022/37

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 05/07/2018
KARAR TARİHİ : 25/01/2022
KAR. YAZ. TAR. : 26/01/2021

Mahkememizce yapılan yargılama sonunda verilen ‘davanın kısmen kabulü’ kararının taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle, Yargıtay 11.HD’sinin 12/12/2018 tarih, 2016/14309 E., 2018/7709 K. sayılı kararı ile ‘bozulmasına’ karar verilerek yollanan ve Mahkememize tevzi edilen ve yukarıdaki esas numarasına kaydı yapılan dosyanın incelenmesi sonucunda:
DAVA:
Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında 29/04/2010 tarihinde “Bağlantı Anlaşması” ve 09/04/2013 tarihinde “Sistem Kullanım Anlaşması” yapıldığını; bu anlaşmalar ile müvekkilinin iletim sistemi kullanıcısı haline geldiğini; davalının, EPDK tarafından belirlenen tarifeler uyarınca sistem kullanım ve sistem işletim bedelleri aldığını; tarifelerin belirlenmesinde … tarafından hazırlanarak EPDK’nın onayına sunulan “İletim Sistemi Sistem Kullanım ve Sistem İşletim Tarifelerini Hesaplama ve Uygulama Yöntem Bildirimi”nin esas alındığını; 31/12/2013 tarihli ve 4814 sayılı Kurul Kararıyla onaylanan “Yöntem Bildirimi”nde iletim sistemi maliyetlerinin kontrol edilebilen ve kontrol edilemeyen olarak iki ana başlık altında toplandığını; Kasım 2013 ve Ocak 2015 tarihleri arasındaki 15 aylık dönem boyunca kontrol edilemeyen bileşen kapsamında …’ın net kâr elde ettiğini ancak bu kârı iletim sistemi kullanıcılarına dağıtmazken Nisan ve Mayıs 2015 tarihlerinde yan hizmetler kapsamında oluşan maliyetleri iletim sistemi kullanıcılarının faturalarına yansıttığının görüldüğünü; müvekkilinin kontrol edilemeyen bileşen kaynaklı net kârın piyasa katılımcılarına doğrudan dağıtılmasına veya ileride hesaplanacak EKHB’ler ile mahsuplaşılmasına dair karar alınmasını istediği ve fakat bu talebinin EPDK tarafından …. sayılı kararı ile reddedildiğini ve bu karara karşı Ankara …. İdare Mahkemesi’nin …. E. sayılı davasının açıldığını; davalının bu dosyada verdiği cevapta 2013 Kasım 2014 Aralık döneminde yan hizmetler kapsamında oluşan net kârı sistem kullanıcılarına yansıtmadığını ve bu kalemi gelir olarak uhdesinde tuttuğunu itiraf ettiğini; elektrik kalite hizmet bedelinin …’ın gelir elde edebileceği unsurlar arasında düzenlenmediğini; bu sebeple, şimdilik 500.000,00 TL’nin 22/06/2015 tarihinden itibaren ticarî faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini, talep ve dava etmiştir.
YANIT:
Davalı vekili, yanıt dilekçesinde kısaca; uyuşmazlığın idarî yargı yolunda görülmesi gerektiğini; hukukî yarar bulunmadığını; elektrik enerjisi iletim faaliyetlerinin 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na göre … tarafından yürütüldüğünü; davalı ile 09/04/2013 tarihli
“Sistem Kullanım Anlaşması” yapıldığını; müvekkilince aylık dönemler hâlinde iletim faturaları düzenlendiğini; iletim sistemi kullanıcılarının iletim sistemi sistem kullanım ve sistem işletim faturalarında yer alan sistem kullanım bedeli, sistem işletim bedeli ve EKHB (elektrik kalite hizmet bedeli) adı altında yan hizmetlere ilişkin maliyetlerin bahse konu faturalara yansıtılmasına ilişkin iletim sistemi sistem kullanım ve sistem işletim tarifelerini hesaplama ve uygulama yöntem bildiriminin EPDK kararı ile onaylandığını ve Resmî Gazete’de yayımlandığını; dava konusu yıllara ait 4211, 4814 ve 5398-1 sayılı EPDK kararları ile onaylanan Yöntem Bildirimlerine göre sistem işletim tarifesi başlıklı 5’inci bölümde sistem işletim tarifesini oluşturan maliyetlerin iki grup bileşenden oluştuğunu, bahse konu maliyetlerin gerçekleştiği miktarda tamamıyla tüm iletim sistemi kullanıcılarına yansıtılacağını; iddiaların doğru olmadığını; 2013 Kasım-2015 Mayıs dönemine ilişkin, 2013 Kasım 2014 Aralık dönemi için sadece eksi bakiye maliyeti oluştuğunu ve artı bakiye oluşmadığı için mahsuplaşma işlemi yapılmadığını; bu sebeple davanın reddine karar verilmesini, savunmuştur.
DELİLLER :
1-29/04/2010 tarihli “Bağlantı Anlaşması” ve 09/04/2013 tarihli “Sistem Kullanım Anlaşması” ve ekleri
2-Ankara … İdare Mahkemesi’nin …. E. sayılı dosyasından verilen karar,
3-Tüm dosya münderecatı,
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKÎ NİTELENDİRME :
Dava, taraflar arasındaki sözleşme kapsamında davalının, Kasım 2013 ve Ocak 2015 tarihleri arasındaki 15 aylık dönem boyunca kontrol edilemeyen bileşen kapsamında …’ın net kâr elde etmesine karşın bu kârı iletim sistemi kullanıcılarına dağıtmadığı savına dayalı alacak isteminden ibarettir.
Tacir olan taraflar arasında sözleşmeden kaynaklanan eldeki uyuşmazlık yönünden adlî yargı görevli olduğundan görev itirazı reddedilmiş, sözleşme tarafları bakımından hukukî yarar itirazı yerinde görülmemiştir.
Davacı şirket ile davalı … arasında, 29/04/2010 tarihli “Bağlantı Anlaşması” ve 09/04/2013 tarihli “Sistem Kullanım Anlaşması” imzalanmıştır. Dava dilekçesinde de bahsedildiği gibi, iletim sistemi sistem kullanım ve sistem işletim tarifelerinin belirlenmesinde ve uygulanmasında … tarafından hazırlanarak EPDK’nın onayına sunulan ve yayınlanan “İletim Sistemi Sistem Kullanım ve Sistim İşletim Tarifelerini Hesaplama ve Uygulama Yöntem bildirimi” esas alınmaktadır. Yöntem bildirimi EPDK Kurulu tarafından kabul edilen genel düzenleyici bir işlemdir. EPDK’nın yapmış olduğu bu işlem mevzuatın kendisine verdiği yetki ile çıkarılmaktadır. Genel düzenleyici işlem niteliğinde olan Yöntem Bildirimi piyasada faaliyet gösteren herkesi bağlamaktadır (Doç Dr. Beşir Fatih Doğan, …’ın uyguladığı cezai şartların hukuka uygunluğu).
Dava dilekçesinin eklerinden; davacı şirketin, Yöntem Bildirimi’nde gerekli değişikliğin yapılarak geçmiş 17 ay içerisinde oluşan kontrol edilemeyen bileşen kaynaklı net kârın piyasa katılımcılarına dağıtılmasını istemiştir. Davacı şirket EPDK’ya başvurmuş, bu istem EPDK’nın …. sayılı kararı ile reddedildiğinden mevcut ihtilâf idarî yargıya taşınmıştır. Ankara İdare Mahkemesinin 2016/796 esas sayılı dosyasından görülen davada, davacı …&… Elektrik Üretim A.Ş., davalı … Kurumu’dur. ….A.Ş., davada, davalı yanında müdahil olmuştur. İdare Mahkemesindeki dava, davacı şirket tarafından EPDK’nın “Elektrik Kalite Hizmet Bedeline ilişkin uygulamada değişikliğe gidilerek, ilgili hesabın artı bakiye verdiği dönemlere ilişkin meblağın katılımcılara iade edilmesine yönelik taleplerin reddine” yönelik …. sayılı kararının iptali istemiyle açılmıştır. Ankara …. İdare Mahkemesinin ….K. sayılı kararında: [(…)Olayda, söz konusu İletim Sistemi Sistem Kullanım ve Sistem İşletim Tarifelerini Hesaplama ve Uygulama Yöntem Bildirimi’nin Tarifelerin Hesaplanması başlıklı 2.7 maddesinde de açıkça belirtildiği üzere sistem kullanım tarifesi bileşenlerinin iletim sisteminin bakımının gerçekleştirilmesinin maliyetlerini yansıtmak üzere belirlenen kalemler olduğu, bu bakımdan “Elektrik Kalite Hizmet Bedeli”nin de farklı noktalar arasında toptan elektrik naklini sağlamak amacı doğrultusunda faturalara yansıtılan bir maliyet bileşeni olduğu, söz konusu bileşenin teknik sebeplerden ötürü artı bakiye vermesi durumunda bu bakiyenin de sistem bakımının sağlanması adına, sistem için kullanılması gerekmesi, bu nedenle maliyet kalemi olarak belirlenen bileşenin gelir kalemi olarak dağıtılmasının mümkün olmaması sebebiyle, davacının “Elektrik Kalite Hizmet Bedeline ilişkin uygulamada değişikliğe gidilerek, ilgili hesabın artı bakiye verdiği dönemlere ilişkin meblağın katılımcılara iade edilmesine yönelik taleplerin reddine” yönelik 10/12/2015 tarih ve 5910-6 sayılı Kurul Kararında hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Açıklanan nedenlerle, davanın reddine (…)] denilmiştir. İş bu karar istinaf edilmiş, Ankara Bölge İdare Mahkemesi 8. İdari Dava Dairesinin 29/05/2019 tarih, 2018/2466 E., 2019/1316 K. sayılı kararla ‘istinaf başvurusunun reddine’ karar verilmiş, bu kararın da temyizi nedeniyle Danıştay 13. Dairesinin 01/04/2021 tarih, 2019/2621 E., 2021/1157 K. sayılı onama kararı ile kararın kesinleştiği hususu, Mahkemesince karara verilen şerhten görülmüştür.
Davacı şirket ile EPDK arasında görülün ve kesinleşen iş bu kararla şu husus kesinleşmiştir: Elektrik Kalite Hizmet Bedelinin, farklı noktalar arasında toptan elektrik naklini sağlamak amacı doğrultusunda faturalara yansıtılan bir maliyet bileşeni olduğu, söz konusu bileşenin teknik sebeplerden ötürü artı bakiye vermesi durumunda bu bakiyenin de sistem bakımının sağlanması adına, sistem için kullanılması gerektiği, bu nedenle maliyet kalemi olarak belirlenen bileşenin gelir kalemi olarak dağıtılmasının mümkün olmadığıdır. İdari yargının kesinleşen kararı, kararda ismi geçen davacı yönünden bağlayıcıdır.
Somut olayda; davacı, taraflar arasındaki sözleşme kapsamında davalının, Kasım 2013 ve Ocak 2015 tarihleri arasındaki 15 aylık dönem boyunca kontrol edilemeyen bileşen kapsamında …’ın net kâr elde etmesine karşın bu kârı iletim sistemi kullanıcılarına dağıtmadığı savına dayalı alacak isteminde bulunmuş ise de, iletim sistemi sistem kullanım ve sistem işletim tarifelerinin belirlenmesinde ve uygulanmasında … tarafından hazırlanarak EPDK’nın onayına sunulan ve yayınlanan “İletim Sistemi Sistem Kullanım ve Sistim İşletim Tarifelerini Hesaplama ve Uygulama Yöntem bildirimi”nin esas alındığı; Yöntem Bildirimi’nin EPDK Kurulu tarafından kabul edilen genel düzenleyici bir işlem olduğu; EPDK’nın yapmış olduğu bu işlemin mevzuatın kendisine verdiği yetki ile çıkarıldığı; genel düzenleyici işlem niteliğinde olan Yöntem Bildiriminin piyasada faaliyet gösteren herkesi bağladığı, belirgindir. Davacı şirket tarafından İdare Mahkemesinde açılan, “Elektrik Kalite Hizmet Bedeline ilişkin uygulamada değişikliğe gidilerek, ilgili hesabın artı bakiye verdiği dönemlere ilişkin meblağın katılımcılara iade edilmesine yönelik taleplerin reddine” yönelik EPDK’nın …. sayılı kararının iptali davasında, kesinleşen ve davacıya da bağlayan idare mahkemesinin kararı çerçevesinde, Elektrik Kalite Hizmet Bedelinin, farklı noktalar arasında toptan elektrik naklini sağlamak amacı doğrultusunda faturalara yansıtılan bir maliyet bileşen olduğu, söz konusu bileşenin teknik sebeplerden ötürü artı bakiye vermesi durumunda bu bakiyenin de sistem bakımının sağlanması adına, sistem için kullanılması gerektiği, bu nedenle maliyet kalemi olarak belirlenen bileşenin gelir kalemi olarak dağıtılmasının mümkün olmadığı anlaşıldığından, yasal koşulları bulunmayan davanın reddine karar verilmesi gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan yasal ve hukuksal olgu göz önüne alınarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlere, kararın dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, dosyadaki kanıtlara ve Kurul’un takdirine göre;
1.-Davanın REDDİNE,
2.- 492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince, alınması gereken 80,70 TL karar ve ilâm harcından, peşin alınan 8.538,75 TL’nin indirilerek artan 8.458,05 TL harcın, karar kesinleştiğinde istemi ve başvurusu halinde davacıya iadesine,
3.-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına; HMK m.333/1 uyarınca harcanmayan gider avansının hüküm kesinleştiğinde davacıya iadesine,
4.-Davalı tarafından yapılan 24,50 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine; HMK m.333/1 uyarınca harcanmayan gider avansının hüküm kesinleştiğinde davalıya iadesine,
5.-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca, davalı yararına hesaplanan 42.050,00 TL nispi vekâlet ücretinin davacıdan alınarak, davalıya verilmesine,
Dair, davacı vekili Av. …. ile davalı vekili Av. …’nin yüzlerine karşı; kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere 25/01/2022 tarihinde oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup, usûlen anlatıldı.