Emsal Mahkeme Kararı Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/468 E. 2021/27 K. 25.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
Türk Ulusu Adına Yargılama Yapmaya ve Hüküm Vermeye Yetkili
ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR

ESAS NO : 2018/468 Esas
KARAR NO : 2021/27

DAVA : ALACAK (ESER SÖZLEŞMESİNDEN KAYNAKLANAN)
DAVA TARİHİ : 25/06/2018

KARAR TARİHİ : 25/01/2021
YAZIM TARİHİ : 10/02/2020
Mahkememizde açılan alacak davasının yapılan yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :
Davacı vekili ; Davalının ihale ile yapımını üstlendiği iki ayrı iş ile ilgili olarak taraflar arasında alt yüklenicilik sözleşmeleri imzalandığını, işleri sözleşme hükümlerine uygun şekilde bitirdikleri halde alacaklarının ödenmemesi nedeni ile sözleşmelerin fesih edildiğini, işin yapımına devam etmeleri istenildiği için yeniden sözleşmeler imzalandığını, davalı bu sözleşmelere de aykırı davrandığı için bu sözleşmelerin de fesih edildiğini, yaptıkları işle ilgili tespit yaptırdıklarını belirtip, iş bedelinden kaynaklanan alacakları nedeni ile şimdilik 1.000,00 TL nin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
YANIT :
Davalı vekili ; Davacıdan kaynaklanan nedenler ile sözleşmelerin fesih edildiğini, düzenlenen fesih protokolünden kaynaklanan ödemeleri de yaptıkları için davacının alacağı olmadığını belirtip, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLER :
-Taraflar arasında imzalanan 05/02/2013 ve 20/08/2013 tarihli sözleşmeler,
-15/02/2014 tarihli fesih protokolü ,
-Tesbit ile ilgili …. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2/14/2 ve …. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2014/3 D.İş sayılı dosyalarının örneği,
-Bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen rapor,
-Tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Davadaki talep, alt yüklenicilik sözleşmeleri kapsamında davacı tarafından yapılan iş nedeni ile oluştuğu ileri sürülen davacı alacağının davalı iş verenden tahsili istemine ilişkindir.
….Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfının ihale ettiği ” 300 Kişilik Öğrenci Pansiyon Binası Yapım ve Çevre Düzenleme ” işini ihaleyi kazanan davalı üstlenmiştir. Aynı iş ile ilgili olarak taraflar arasında 05/02/2013 tarihli alt yüklenicilik sözleşmesi ve yine davalının yükümlülüğündeki ” 10 Yataklı Enteğre İlçe Hastanesi Yapım İşi ” ni konu alan alt yüklenicilik sözleşmesi imzalanmış, davacı bu sözleşmeler ile alt yüklenici olarak ihaleye konu her iki işin yapımını üstlenmiştir. Bu konu taraflar arasında çekişmesizdir.
Davacı taraf sözleşmeler ile üstlendiği işleri sözleşmelerde belirlenen özellikte ve eksiksiz olarak yapmaya devam ettiğini, davalı iş verenin alacaklarını ödemekten kaçındığını, bu nedenle sözleşmenin 15/02/2014 karşılıklı anlaşma ile fesih edildiğini, davacının ödemelerini yapacağını taahhüt etmesi nedeni ile … ‘deki işle ilgili olarak 15/03/2014 tarihli ve aynı koşullar ile işe devam edilmesini hedefleyen yeni bir sözleşme yapıldığını, davalının ödemelerini yine aksatması üzerine sözleşmenin yeniden fesih edildiğini, … Sulh Hukuk Mahkemesinin 2/14/2 D.İ sayılı dosyası ile yaptıkları işin miktarı ve bedelinin belirlendiğini, ….’taki işle ilgili olarak davalının ödemeleri geciktirmesine rağmen yine davalı tarafından sözleşmenin 29/03/2014 tarihinde tek yanlı ve haklı neden olmaksızın fesih edildiğini, yaptıkları işi … Sulh Hukuk Mahkemesinin 2014/3 D.İş sayılı dosyalarından alınan rapor ile belirlediklerini, davalının alacaklarını ödemediğini ileri sürmektedir. Davalı taraf ise her iki sözleşmenin 15/02/2014 tarihli fesih belgesi ile sona erdirildiği, yapılan iş ile ilgili tüm ödemeleri yaptıklarını, davacı ile daha sonra yapılmış yeni bir sözleşme olmadığını, davacı şantiye sahalarını terk etmediği için ihtarname düzenlediklerini, ayrıca … Kaymakamlığına yaptıkları başvuru üzerine davacının sahadan çıkarıldığını, davacının fesih sonrası yaptığı iş olmadığını, yapılan iş bedellerini de ödedikleri için, davacının kendilerinden alacağı kalmadığını ileri sürmektedir.
Taraflar arasında tartışma konusu olmayan bir diğer konu ise 15/02/2014 tarihli SÖZLEŞME FESİH ve İBRA yı konu alan sözleşmenin imzalanmış olamasıdır.
İddiaların ileri sürülüş şekli itibarı ile davacının her iki işle ilgili olarak sözleşmelerin feshi sonrası …’deki işle ilgili olarak yeni bir sözleşmenin imzalandığını ve işe devam ettiklerini, her iki iş nedeni ile davalıdan tahsili gereken alacakları bulunduğunu kanıtlaması gerekmektedir.
Davacı taraf …’deki işle ilgili olarak ilk sözleşmenin fesih edilmesinden sonra 15/03/2014 tarihli yeni bir alt yüklenicilik sözleşmesi imzalandığını ileri sürmüş ise de, yazılı bir sözleşme sunulmamış, diğer işle ilgili olarak ise fesih sonrası yeni bir sözleşmenin varlığından söz edilmediği gibi bu işe devam edildiğini de ileri sürmemiştir.
Bilirkişiler tarafından hazırlanan ve dosya içeriğine uygun olduğu için hükme esas alınan 15/12/2020 tarihli rapor da da belirtildiği gibi ; Davacı taraf ….’deki işin 14/02/2014 tarihinde feshi sonrası 15/03/2014 tarihli yeni bir sözleşmenin imzalandığını ve işe devam ettiklerini ileri sürmüş ise de, davalı tarafından düzenlenen Ankara …Noterleğinin 19/03/2014 tarihli olup, sözleşmelerin fesih edilmesi nedeni ile her iki şantiye sahasının terk edilmesi istenildiği için davacının işe devam için yeni sözleşme imzalandığı ve işe devamlarına izin verildiği şeklindeki beyanına itibar edilmesinin mümkün olmadığı kabul edilmiştir. Yine … Kaymakamlığının 05/05/2014 tarihli yazıları ile sözleşmenin fesih edilmesi nedeni ile sahadan çıkmalarının istenilmiş olması nedeni ile bu işle ilgili yeni bir sözleşmenin olmadığının kabulü için yeterli olmadığı kabul edilmiştir.
Davacı vekilinin imzasını inkar etkidiği 15/02/2014 tarihli fesih ve ibrayı konu alan belge içeriğinde davacının her iki işten kaynaklanan alacaklarını aldığı, tarafların karşılıklı olarak biri birlerini ibra etmiş olmaları nedeni ile artık davacının davalıdan tahsili gereken alacağının bulunmadığı kabul edilmiştir.
Davalı vekili her ne kadar duruşmada ibranameye konu alacaklarının ödenmediğini ileri sürmüş ise de, imzası inkar edilmeyen belgede davacı taraf her iki sözleşmeden kaynaklanan alacaklarını tahsil ettiklerini belirtip karşılıklı olarak ibralaştıklarını da sözleşmeye ekledikleri için bu iddianın da dikkate alınmasının mümkün olmadığı kabul edilip, davanın reddine ilişkin aşağıdaki hüküm oluşturulmuştur.
HÜKÜM: Nedenleri yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın REDDİNE,
Alınması gereken 68,31 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 35,90 TL’nin mahsubu ile bakiye 32,41 TL’nin davacıdan tahsili ile HAZİNEYE ÖDENMESİNE.
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığına,
Davalı lehine hüküm tarihindeki AAÜT’si uyarınca hesaplanan 1.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara VERİLMESİNE.
Karar kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansı kalması halinde bildirilecek hesap numarası olur ise hesaba, hesap numarası bildirilmez ise gider avansından karşılanmak koşulu ile posta havalesi ile yatıran tarafa İADESİNE.
Dair, Davacı Vekili Av. ….’nin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
25/01/2021

Katip …

Hakim …