Emsal Mahkeme Kararı Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/398 E. 2022/791 K. 05.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2018/398 Esas – 2022/791
Türk Ulusu Adına Yargılama Yapmaya ve Hüküm Vermeye Yetkili
ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR

ESAS NO : 2018/398 Esas
KARAR NO : 2022/791

DAVA : İTİRAZIN İPTALİ
DAVA TARİHİ : 25/05/2018

KARAR TARİHİ : 05/12/2022
YAZIM TARİHİ : 29/12/2022
Mahkememizde açılan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :
Davacı vekili ; davacı banka ile davalı borçlu … Et Şirketi arasında kredi sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşmeye davalılar … ve …’nün kefil olarak katıldıklarını, kullandırılan kredinin ödenmemesi üzerine hesap kat edilip ihtarname düzenlendiğini, yine ödeme yapılmaması üzerine alacaklarının tahsilini sağlamak üzere başlattıkları icra takibinin davalıların itirazı üzerine durduğunu belirtip, itirazların iptaline ve icra inkar tazminatının davalılardan alınmasına karar verilmesini istemiştir.
YANIT :
Davalılara usulüne uygun şekilde davetiye tebliğ edildiği halde cevap verilmediği gibi davalılar adına duruşmalara katılan da olmamıştır.
DELİLLER :
-Ankara …İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı icra takip dosyası,
-Davacı ile davalılardan … Şirketi arasında imzalanan sözleşmeler, davalıların bu sözleşmeye kefil olarak katıldıklarına ilişkin kayıtlar,
-Kefillerin imza tarihinde asıl borçlu şirketin ortak ve yetkilisi olduklarına ilişkin kayıtlar,
-Davalılardan …’nün dava devam etmekteyken 03/02/2021 tarihinde öldüğüne ilişkin nüfus kayıt tablosu,
-Bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen rapor.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Davadaki talep ; davacı banka ile davalı şirket arasında imzalanan ve diğer davalıların kefil olarak yer aldıkları sözleşme uyarınca kullandırılan ve ödenmediği ileri sürülen kredi alacağının tahsili için başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı bankanın Gimat Ankara Şubesi ile davalılardan … Et Limited Şirketi arasında 04/08/2015 tarihli sözleşme imzalanmış, bu sözleşme uyarınca davalı şirkete kredi kullandırılmıştır. Temin edilen şirket kayıtlarına göre sözleşmenin imzalandığı tarihte asıl borçlu şirketin ortak ve yetkilileri olan … ile … söz konusu sözleşmeye kefil olarak katılmıştır. Sözleşme limiti 520.000,00 TL olup gerçek kişi davalılar bu miktar kadar sözleşmede kefil olarak yer almışlardır.
Kefalete ilişkin sözleşme hükümleri incelendiğinde; her iki gerçek kişi kefilin sözleşmenin imzalandığı tarihte asıl borçlu şirketin ortak ve yetkilisi oldukları, bu nedenle eş rızasına gerek olmadığı, kefil olunan miktar, kefaletin türü ve tarihi ile diğer kısımların kefillerin kendi el yazıları ile doldurulduğu, imza ve yazı inkarı bulunmadığı için geçerli şekilde kefalet ilişkisinin oluştuğu kabul edilmiştir.
Davalı gerçek kişiler müteselsil kefil olup, asıl borçluya başvurulmadan kendileri hakkında icra takibi yapılması mümkün olmamakla birlikte, hesap kat ihtarının hem asıl borçluya hem de kefillere gönderildiği, ihtarnamenin tebliğ edilmesi ve ödeme yapılmamış olması karşısında kefillere başvuru koşulunun da gerçekleştiği kabul edilmiştir.
Yargılama sürmekte iken 03/02/2021 tarihinde davalılardan …’nün öldüğünün anlaşılması üzerine yapılan araştırma sonucu mirasçılarının … …, … ve diğer davalımız … olduğu anlaşılmış, bu kişilere ölenin mirasçısı olmaları sıfatıyla davetiyeler tebliğ edilerek taraf oluşumu sağlanmıştır.
Davacı bankanın Gimat Ankara şubesi ile davalılar arasında imzalanan 04/08/2015 tarihli sözleşme uyarınca asıl borçlu davalı şirkete kredi kullandırılmış, davalı şirket oluşan borçlarını ödemediği için banka tarafından hesap kat edilerek ödeme yapılması istenmiştir. Hesap kat ihtarının tebliğine rağmen ödeme yapılmadığı için davacı tarafından alacağının tahsili amacıyla Ankara …İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı icra takibi başlatılmıştır. Bu icra takibi ile 19.902,13 TL asıl alacak, 9.816,84 TL işlemiş temerrüt faizi, 490,84 TL işlemiş faizin BSMV’si ve 416,26 TL ihtarname giderinden oluşan toplam 30.626,08 TL’nin tahsili talep edilmiş, ayrıca 12.090,00 TL gayrinakdi alacağın faiz getirmeyen bir hesapta depo edilmesi talep edilmiştir. Henüz ödeme emirleri tebliğ edilmeden davalıların 22/11/2017 tarihli itirazları üzerine icra takibi durdurulmuştur. Davalılar itirazlarında bankaya borçları bulunmadığını söylemişlerdir.
Davacı bankanın davalılardan alacağı olup olmadığının belirlenmesi için dava dosyası ve banka kayıtları üzerinde inceleme yapılmak suretiyle bilirkişi …’dan 02/06/2020 tarihli ön rapor, 25/01/2021 tarihli asıl rapor ile itirazlar üzerine 06/09/2022 tarihli ek rapor alınmıştır. Bilirkişi raporunda da belirtildiği gibi, asıl borçlu şirket için gönderilen hesap kat ihtarının bu şirketin sözleşmede belirtilen adresinden ayrıldığı için iade edildiği, diğer davalılar …. ve …’ye ise 20/10/2016 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki sözleşmenin tebligatların yapılış biçimine ilişkin açık hükmünde de belirtildiği gibi, davacı asıl borçlu şirketin sözleşmede yer alan adresine davetiyenin gönderilmesi sonrası, bu adres yeni bir adres bildirilmeden terk edilmiş ise önceki adrese yapılan bildirimin tebligat yerine geçeceğine ilişkin düzenleme karşısında her üç davalı yönünden ihtarnamelerin tebliği ve verilen sürenin tamamlanması ile temerrüt durumunun gerçekleştiği kabul edilmiştir.
Davacı taraf alacaklarına %72 oranında temerrüt faizi uygulanmasını istemiştir. Yine taraflar arasındaki sözleşmenin temerrüt faizini düzenleyen 4.2 maddesinde “Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’na bildirilen en yüksek CARİ akdi faiz oranının %100 fazlasının temerrüt faizi olduğu” belirtilmiştir. Davacı taraf Merkez Bankası’na bildirilen en yüksek akdi faizin yıllık %36 olduğunu, sözleşmeye göre temerrüt faizi oranının bu nedenle yıllık %72 olması gerektiğini ileri sürmüş ise de; taraflar arasındaki sözleşmenin 4.2 maddesinde açıkça Merkez Bankası’na bildirilen cari faiz oranının temerrüt faizi oranının belirlenmesinde esas alınacağı belirtilmiş olup, Yargıtay uygulamasına göre cari faizden kastedilenin Merkez Bankası’na bildirilen faiz oranı olmayıp, bankanın herhangi bir müşterisine fiilen uyguladığı faiz oranı olması gerektiği, davacı bankanın mahkemenin talebine rağmen yıllık %36 oranında akdi faiz uyguladıkları bir sözleşme sunmaması nedeniyle, davamızın dayanağı sözleşmenin yıllık akdi faiz oranı olan %17’nin herhangi bir müşteriye uygulanan en yüksek faiz oranı olduğu, bu durumda davacının yıllık %34 oranında temerrüt faizi talep etmesinin mümkün olduğu kabul edilmiştir.
Yukarıdaki kabuller dikkate alınarak hazırlanan bilirkişi raporunda da belirtildiği gibi, davacı bankanın davalılardan 18.526,22 TL asıl alacak, 6.753,83 TL işlemiş faiz, 337,69 TL işlemiş faizin BSMV’si ve 416,26 TL ihtarname gideri olmak üzere toplam 26.034,00 TL alacağının bulunduğu, bu alacağa yönelik davalı itirazları haklı nedene dayanmadığı için iptali gerektiği, ayrıca davacı alacağının sözleşme hükümleri uyarınca hesaplanması mümkün olup, davacı alacağı bu nedenle belirlenebilir ve likit olduğu için hüküm altına alınan alacağın % 20’si oranında icra inkar tazminatının davalılardan tahsili gerektiği kabul edilmiştir.
Davacının icra takibindeki bir diğer talebi 12.090,00 TL çeklerden kaynaklanan gayrinakit riskin depo edilmesine ilişkin olup, sözleşmede gayrinakit alacakların depo edilmesine ilişkin açık hüküm olmadığı için davalı kefiller yönünden depo talep edilmesinin mümkün olmadığı, davalı asıl borçlu şirket ile banka arasında imzalanan çek taahhütnamesi hükümleri uyarınca borçlu şirketin çeklerden kaynaklanan banka riskini depo etmesi gerektiği anlaşılmakla; davanın kısmen kabulüne ilişkin aşağıdaki hüküm oluşturulmuştur.
HÜKÜM: Nedenleri yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜNE,
Davalıların Ankara …İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı icra takibine yönelik itirazlarının 18.526,22 TL asıl alacak, 6.753,83 TL işlemiş temerrüt faizi, 337,69 TL işlemiş faizin BSMV’si ve 416,26 TL ihtarname giderinden oluşan toplam 26.034,00 TL üzerinden iptaline,
18.526,22 TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %34 oranında temerrüt faizi ve faizin %5’i oranından BSMV uygulanmak suretiyle takibin devamına,
26.034,00 TL’nin % 20’sine karşılık gelen 5.206,80 TL icra inkar tazminatının davalılardan müteselsilen alınıp davacıya ödenmesine,
Tüm davalılar yönünden kredi alacağı ile ilgili fazla istemin reddine,
12.090,00 TL çek riskinin davacı bankadan faiz getirmeyen bir hesapta davacıya ödenmek üzere davalılardan … Limited Şirketi tarafından depo edilmesine,
Davalı gerçek kişiler yönünden depo talebi isteğinin reddine,
Alınması gereken 1.778,38 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 523,02 TL’nin mahsubu ile bakiye 1.255,36 TL’nin davalılardan müteselsilen tahsili ile HAZİNEYE ÖDENMESİNE.
Davacı tarafından yatırılan 35,90 TL başvurma harcı, 523,02 TL peşin harç olmak üzere toplam 558,92 TL’nin davalılardan müteselsilen tahsili ile davacıya VERİLMESİNE.
Davacı lehine hüküm tarihindeki AAÜT’si uyarınca hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müteselsilen alınarak davacıya VERİLMESİNE.
Davacı tarafından yapılan tebligat ve posta gideri 877,40 TL, ilan masrafı 1.168,20 TL ve bilirkişi ücreti 750,00 TL olmak üzere toplam 2.795,60 TL yargılama giderinden davanın kabul ve ret oranına göre takdiren 2.376,43 TL’sinin davalılardan müteselsilen alınarak davacıya ÖDENMESİNE, artan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığına,
Karar kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansı kalması halinde bildirilecek hesap numarası olur ise hesaba, hesap numarası bildirilmez ise gider avansından karşılanmak koşulu ile posta havalesi ile yatıran tarafa İADESİNE.
Dair, Davacı Vekili Av. …(e-duruşma)karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.05/12/2022