Emsal Mahkeme Kararı Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/27 E. 2021/143 K. 09.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANKARA
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/27
KARAR NO : 2021/143
Türk Milleti Adına Yargılama Yapmaya ve Hüküm Vermeye Yetkili
ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR

ESAS NO : 2018/27
KARAR NO : 2021/143

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 11/01/2018
KARAR TARİHİ : 09/03/2021
KAR. YAZ. TAR. : 06/04/2021

Mahkememize tevzi edilen ve Mahkememizin yukarıdaki esas sırasına kaydı yapılan dosyanın yapılan incelenmesi sonucunda:

DAVA:
Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; dava dışı “… Beton Ticaret ve Sanayi Ltd. Şti”nin faturaya dayalı olarak … Müdürlüğü’nün … E.sayılı takip dosyasından davalı hakkında icra takibi yaptığını ve 23/03/2017 tarihinde alacağını müvekkiline temlik ettiğini; faturanın davalı ile dava dışı şirket arasında sulh görüşmeleri sonrasında varılan mutabakatla düzenlendiğini; dava dışı temlik eden şirket ile davalı şirket arasında imzalanan 17/10/2016 tarihli ek protokol uyarınca dava dışı temlik veren ile davalının sözleşmelerin tümünün feshi üzerinde uzlaştığını ve dava dışı temlik verenin davalı aleyhine hiçbir hak ve alacak talebinde bulunmayacağını ve dava ve icra takibi başlatmayacağını kabul ettiğini ancak bu tarafların iki ay sonra 07/12/2016 tarihinde yeniden bir araya gelerek bir kısım harcama kalemleri yönünden yeniden tutanak tuttuklarını; temlik edenin faturaya dayalı olarak … Müdürlüğü’nün … E.sayılı takip dosyasından davalı hakkında icra takibi yaptığını ve 23/03/2017 tarihinde alacağını müvekkiline temlik ettiğini; icra takibinde yetkiye yapılan itiraz ve sonrasındaki talep nedeniyle takip dosyasının … Müdürlüğü’nün … E. sırasına kayıt edildiğini ve bu sebeple itirazın iptali ile %20 icra inkâr tazminatına karar verilmesini, talep ve dava etmiştir.

YANIT:
Davalı vekili, yanıt dilekçesinde kısaca; davacının ve temlik edenin müvekkilinden alacağı bulunmadığını; dava dışı temlik edenin sözleşme 1.11 hükmüne göre sözleşme veya sözleşmeden doğan hak ve yükümlülüklerinin temlik edilemeyeceğini ve bu nedenle dava dışı temlik edenin alacağı temlik etme hak ve yetkisinin de bulunmadığını; takip konusu faturanın iade edilmiş olduğunu; temlik eden ile müvekkili arasında 17/10/2016 tarihinde düzenlenen protokol ile önceden yapılan sözleşmelerin feshedildiğini ve protokolün 2.maddesine göre temlik eden ve temlik alanın alacak, hak ve talepte bulunmasının mümkün olmadığını; temlik edenin dayandığı … ile …’nın şirketi temsil yetkisi bulunmadığını, bu nedenle davanın reddi ile %20’den az olmamak üzere tazminata karar verilmesini, savunmuştur.

DELİLLER :
1-… Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası,
2-Temlikname,
3-Dava dışı temlik eden ile davalı arasındaki 01/01/2016 tarihli sözleşme ve ekleri,
4-Fatura ve 07/12/2016 tarihli tutanaklar,
5-Beşiktaş …. Noterliğinin 27/01/2017 tarih (…) yevmiye sayılı ihtarnamesi,
6-Davalı ihtarnamesi,
7-17/10/2016 tarihli fesih protokolü ve taahhütname,
8-… Beton İç Yönergesi
9-Bilirkişi raporu,
10-Tüm dosya münderecatı,

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKÎ NİTELENDİRME :
Dava; temlik eden … Beton’un, davalı … Beton’dan, faturadan doğduğu iddia olunan alacağın tahsili amacıyla başlatılan takibe itiraz edilen alacaklının alacağının varlığını genel hükümlere dayanarak ispat suretiyle itirazın iptaline ilişkindir. (İİK m.67)
Dava dışı … beton, alacağını davacı …’e temlik etmiştir.
Dava dışı temlik eden … Beton, davalı şirket aleyhine önce … Müdürlüğünün ….esas sayılı takip dosyasından 21/03/2017 tarihinde ilâmsız icra takibi yapar; borçlu vekili 28/03/2017 tarihinde yetki ve borca itiraz dilekçesi sunar; 23/03/2017 tarihinde alacaklı … Beton alacağını davacı …’e temlik eder; yetki itirazının alacaklı vekili tarafından 07/12/2017 tarihinde kabulü üzerine icra takip dosyası … Müdürlüğünün … esas sayısına kayıt edilir ve 26/12/2017 tarihinde ödeme emri tebliğe çıkar. Çıkan ödeme emri fatura ve temliknameye dayalı olup:
1.967.753,84 TL asıl alacak
+ 13.323,33 TL işlemiş faiz
1.981.077,17 TL alacağın tahsili istemiyle ilâmsız icra takibine geçer ve borçlu vekili, 04/01/2018 tarihinde borca itiraz eder. 11/01/2018 tarihi itibariyle açılan mezkûr itirazın iptali davası süresindedir.
İhtilâf, borç bulunup bulunmadığı ve varsa miktarı ile tazminat isteminin haklı olup olmadığı, noktalarında toplanmaktadır.
Taraf vekillerinin iradeleri tutanağa yansıtılmış, tüm deliler toplanmış ve bilirkişi görüşü alınmıştır.

Davacı/temlik alan; dava dışı temlik eden şirket ile davalı şirket arasında imzalanan 17/10/2016 tarihli ek protokol uyarınca dava dışı temlik veren ile davalının sözleşmelerin tümünün feshi üzerinde uzlaştığını ve dava dışı temlik verenin davalı aleyhine hiçbir hak ve alacak talebinde bulunmayacağını ve dava ve icra takibi başlatmayacağını kabul ettiğini ancak bu tarafların iki ay sonra 07/12/2016 tarihinde yeniden bir araya gelerek bir kısım harcama kalemleri yönünden yeniden tutanak tuttuklarını; temlik edenin faturaya dayalı olarak alacaklı olduğunu ve bu alacağın ödenmemesi nedeniyle … Müdürlüğü’nün … E.sayılı takip dosyasından davalı hakkında icra takibi yaptığını ileri sürer. Davalı ise davacının ve temlik edenin müvekkilinden alacağı bulunmadığını; dava dışı temlik edenin sözleşme 1.11 hükmüne göre sözleşme veya sözleşmeden doğan hak ve yükümlülüklerinin temlik edilemeyeceğini ve bu nedenle dava dışı temlik edenin alacağı temlik etme hak ve yetkisinin de bulunmadığını; takip konusu faturanın iade edilmiş olduğunu; temlik eden ile müvekkili arasında 17/10/2016 tarihinde düzenlenen protokol ile önceden yapılan sözleşmelerin feshedildiğini ve protokolün 2.maddesine göre temlik eden ve temlik alanın alacak, hak ve talepte bulunmasının mümkün olmadığını; temlik edenin dayandığı … ile …’nın şirketi temsil yetkisi bulunmadığını, ileri sürerek davanın reddini istemiştir.
Dava dışı temlik eden ile davalı arasındaki 01/01/2016 tarihli sözleşme ile ilgili olarak 17/10/2016 tarihli fesih protokolü ve taahhütname, imzalanmıştır. Fesihname nedeniyle 02/03/2015 tarihli sözleşmenin 1.11 maddesinde yer alan temlik yasağı geçerliliğini korumaz; bu nedenle, davalı savunması yerinde görülmemiştir.
Dava dışı temlik eden … Beton’un, Beşiktaş … Noterliğinin 27/01/2017 tarih (…) yevmiye sayılı ihtarnamesini keşide ederek; fesih protokolü ve taahhütnameden çok sonra 07/12/2016 tarihinde tarafınca talep edilen, 67.500 TL transmikser kira tutarı, 27.288 TL motorin tutarı, 181.700 yönetim binası ve malzemeleri, 100.000 TL koğuş binası malzemeleri, 18.300 TL konteyner tutarı ve 1.500.000 TL tamir ve bakım giderleri olmak üzere toplam 1.894.788 TL tutara nefaset uygulanarak tespit edilen, 37.000 TL transmikser kira tutarı, 27.288 TL motorin tutarı, 50.848 yönetim binası ve malzemeleri, 14.000 TL koğuş binası malzemeleri, 10.000 TL konteyner tutarı ve 1.500.000 TL tamir ve bakım giderleri olmak üzere toplam 1.667.588 TL’nin tespit edildiğini, ihtar etmiştir.
İcra takibinin dayanağı; 24/02/2017 tarihli faturadır. Bu faturada, “Motorin, Bina, Koğuş Konteyner Malzemeleri” 1 adet 130.588.00 TL, “Transmikser Kira Tutarı” 1 adet 37.000.00 TL ve “Tamir ve Bakım Giderleri ” 1 adet 1.500.000,00 TL olmak üzere toplamda 1.667.588,00 TL+ KDV % 18=)1,967.753,84 TL’dir. Takip dayanağı olan bu fatura 17/12/2016 tarihli tutanaklara dayandırılmıştır.
Davalı … Beton 17/12/2016 tarihli tutanakların, imza yetkisi olmayan görevlilerce imzalandığını öne sürmüştür. Bu ön sorunun çözümü gerekir. Şöyle ki: 17/12/2016 tarihli tutanaklarda … Beton’u temsilen iki imza vardır. Bunlar: 1)…, 2)…’dır. Davalı bu kişilerin değer itibariyle bu tutanağı imzaya yetkili olmadıklarını söylemektedir. Davacı/temlik alan vekilinin, cevaba cevap dilekçesinde yer alan; “…01/01/2016 tarihli sözleşmenin ödemeye ilişkin hükümlerinin düzenlendiği 1.5 maddesinde düzenlenen … Beton tesis yetkilileri ile varılacak mutabakata göre Uzman Ekip tarafından kesilecek fatura karşılığında ödeme yapılacaktır” hükmünün ödeme yetkisini tesis yetkilisine verdiğini iddia etmekte ise de bu hüküm ‘tesis yetkilisi’ne varılacak mutabakat konusunda görev yüklediği, fakat ödeme kararının yetkili ‘iki imza’ sahibine ait olması gerektiği değerlendirilmiştir.
Dosyada yer alan Ankara 57. Noterliğinin …. yevmiye sayılı imza sirkülerine göre; … Beton Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi Yönetim Kurulu İç Yönergesi’nin 5’inci maddesinde: “İş taahhüt sözleşmeleri, iş ortaklığı anlaşmaları, ortak girişim beyannameleri, ortaklık ön anlaşması, satın alınan mal ve hizmetlerle ilgili sözleşmeler, taşeron firmalarla yapılan sözleşmeler, ihale makamı ile imzalanan sözleşmeler ve şirketin faaliyet konusu ile ilgili diğer sözleşmelerden; a) 1.500.000 Türk Lirası ve üzeri tutarında olanlar yönetim kurulu kararına dayandırılmış olmak kaydıyla; birinci derecede imza yetkisini haiz A Grubundan iki yetkili veya imzalardan birinin A Grubuna, diğerinin B Grubundan Mali ve İdari İşler Müdürü’ne ait olmak üzere birinci derece imza yetkisini haiz iki yetkili tarafından imzalanır” hükmü bulunduğu, izlenmiştir. Davalı … Beton İş Yönergesi ticaret sicili gazetesinde yayımlanmıştır. Dolayısıyla bu yönerge üçüncü kişileri bağlayıcıdır. …’nın Avrupa Bölge Müdürü olarak ikinci derecede D Grubundan imza yetkisinin bulunduğu, …’nın ise imza yetkisinin bulunmadığı, belirlenmiştir. Somut olayda, icra takibine dayanak kılınan 17/12/2016 tarihli tutanakların içerdiği rakamlar itibariyle imza yetkisini haiz bulunanlardan; birinci derecede imza yetkisini haiz A Grubundan iki yetkili veya imzalardan birinin A Grubuna, diğerinin B Grubundan Mali ve İdari İşler Müdürü’ne ait olmak üzere birinci derece imza yetkisini haiz iki yetkili tarafından imzalanması gerekirken bu yetkiye sahip olmayan görevlilerce imzalanmış olması sebebiyle davalı … bağlayıcılığının bulunmadığı anlaşılmıştır. İcra takibi dayanağı olan fatura 07/12/2016 tarihli tutanağa istinaden düzenlenmiştir. Davacı vekili 05/11/2019 tarihli dilekçesinde de, “…Önemle belirtmek isteriz ki, dava konusu fatura bedeli dava dışı şirket ile davalının fesih tarihinden sonra bir araya gelerek düzenledikleri tutanağa dayanmaktadır” şeklinde açıklama yapmıştır. Dolayısıyla, bu ‘tutanak’a dayanılarak düzenlenen faturaya dayalı girişilen icra takibine yapılan itirazın iptali davası takip ile sıkı sıkıya bağlı olup ‘tutanak’ın usulü uygunluğu ölçüsünde takipte haklılık olacaktır. Elbette, ‘tutanak’ dışındaki deliller ile hakkın kanıtlanması mümkün olmakla beraber bu talebin görüleceği yer ‘itirazın iptali’ davası olmayacaktır. Somut olayda, 17/12/2016 tarihli tutanakların içerdiği rakam ve yükümlülük itibariyle geçerliliği için gerekli imza yetkisine haiz olanlarca imzalanması gerekirken bu gerekliliğe uyulmadığı belirlenmiştir. O hâlde ‘tutanaklar’ davalı yönünden bağlayıcı olmayacaktır. Bu ‘tutanaklar’a dayalı olarak ileri sürülen talep dayanaksız kalır. Davacı/temlik alan, alacak istemini, tutanaklara/sözleşmeye değil sözleşme dışı ilişkiye dayandırabilir. Bunun için icra takibine konu edilen iş/işlemlerin fiilen yapıldığını ispat etmesi gerekir ki bu da eldeki davanın konusu olmayacaktır; çünkü, itirazın iptali davası takiple sıkı sıkıya bağlı olup takip, ‘tutanak’a/sözleşmeye dayandırılmıştır; sözleşme dışı işe değil. Bu nedenle, kanıtlanamayan davanın reddine karar verilmesi gerekmiştir.
Somut olayda, takip haksız olmakla beraber ‘kötü niyet’ saptanmadığından, davalının kötü niyet tazminatı isteminin reddine karar verilmelidir.
Yukarıda açıklanan yasal ve hukuksal olgu göz önüne alınarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlere, kararın dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, dosyadaki kanıtlara ve Kurul’un takdirine göre;
1.-Davanın reddine,
2.-Davalının, koşulları bulunmayan kötü niyet tazminatı isteminin reddine,
3.- 492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince, alınması gereken, 59,30 TL karar ve ilâm harcından peşin alınan 23.926,46 TL harcın mahsubu ile artan 23.867,16 TL harcın karar kesinleştiğinde, istemi ve başvurusu halinde davacıya iadesine,
4.-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5.-HMK m.333/1 uyarınca harcanmayan gider avansının hüküm kesinleştiğinde davacıya iadesine,
6.-Davalı tarafından yapılan 52,50 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7.-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca, davalı yararına hesaplanan 99.484,39 TL nispî vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,

Dair, davacı vekili Av. …. ile davalı vekili Av. …’in yüzüne karşı; kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’nde İstinaf yolu açık olmak üzere 09/03/2021 tarihinde verilen karar açıkça okunup, usûlen anlatıldı.

Başkan … Üye … Üye … Kâtip