Emsal Mahkeme Kararı Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/229 E. 2021/754 K. 23.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANKARA
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/229
KARAR NO : 2021/754

Türk Milleti Adına Yargılama Yapmaya ve Hüküm Vermeye Yetkili
ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR
ESAS NO : 2018/229
KARAR NO : 2021/754
DAVA : Limitet Şirket Yöneticisinin Sorumluluğundan Kaynaklanan Tazminat Davası
DAVA TAR. : 23/03/2018
KARAR TAR. : 23/11/2021
KARAR YZ. T. : 23/11/2021

Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi, Mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydı yapıldı.
DAVA:
Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; merhum …’nın “… Madeni Eşya Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti.”nde 3200/4000 paya sahipken 22/04/2016 tarihinde vefat ettiğini, müvekkilinin kardeşleri ile birlikte babalarından intikal eden şirket paylarına 1/4’er oranında hissedar olduklarını; davalının 02/06/2016 tarihinde şirket müdürü olarak atandığını ve 03/01/2018 tarihine kadar aralıksız devam ettirdiğini; davalının, hesap vermediği gibi hakların kullanımına izin vermediğini ve genel kurulu yapmadığını; davalının şirket mallarını kendisine ait “… Grup Mutfak Eşya Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti.” ne düşük bedelle fatura etmek suretiyle şirketin içini boşalttığını; davalının şirket müdürlüğünden ayrılırken eş zamanlı olarak payını da dava dışı …’ya devrederek ayrıldığını; şirketin uğradığı zararın tespitini istediklerini; bu sebeple, 09 Haziran 2016-18 Ocak 2018 döneminde kusurlu işlerinden kaynaklanan maddî zararın tespiti ile dava tarihinden itibaren reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile “… Madeni Eşya Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti.”ne ödenmesine, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
YANIT:
Davalı vekili, yanıt dilekçesinde kısaca; tarafların ortak murisi …’nın 22/04/2016 tarihinde vefat ettiğini, hisselerin mirasçılara intikal ettiğini ve müvekkilinin 09/06/2016 tarihinde alınan ortak kararla şirket müdürü olarak atandığını ve 03/01/2018 tarihine kadar müdürlük görevini devam ettirdiğini; şirket müdürü hakkında dava açılmasının genel kurul kararına bağlı olduğunu; müvekkilinin görevini özenle ve itinayla yerine getirdiğini; davacının bilgi alma ile ilgili bir talebinin bulunmadığını ve davacının TTK m.614 uyarınca kendisine tanınan yetkilerini kullanmadığını; merhum … döneminde genel kurul yapılmadığını, müvekkili döneminde de eski yöntemin devam ettirildiğini, bu hususun ortaklarca bilindiğini ve ileri sürülmesinin hakkın kötüye kullanımı olduğunu; şirkete ait emtiaya yönelik talep hususunda hukukî yararın bulunmadığını, usulsüzlük yapıldığı iddiasının doğru olmadığını ve bu sebeple davanın reddine karar verilmesini, savunmuştur.
DELİLLER :
1-Ticaret sicili kayıtları,
2-Dava dışı şirkete ait defter, belge ve kayıtlar,
3-Uzman görüşü,
4-Bilirkişi raporları,
5-Tüm dosya münderecatı,

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKÎ NİTELENDİRME :
Dava, dava dışı şirket müdürünün fiilleri nedeniyle uğranıldığı iddia olunan zararın tazmini, davasıdır.
Dava dışı “… Madeni Eşya Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti.”, Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün (…) sicil numarasında kayıtlıdır. Ticaret sicili kaydından, davacı şirketin ortaklarının, … (400 pay), … Kaya (200 pay), … (200 pay) ve … (200 pay) olduğu, görülmüştür. Davalı, 02/06/2016 tarihinde şirket müdürü olarak atanmış, 03/01/2018 tarihine kadar bu görevini yürütmüştür. Şirketin 04/01/2018 tarihli kararına göre aksi karar alınıncaya kadar şirketi münferiden temsile … seçilmiştir.
Husumet yönünden eksiklik bulunmamaktadır. TTK m.644 atfıyla limited şirketlerde müdürlerin sorumluluğu ile ilgili konulara anonim şirketlere ilişkin sorumluluğu düzenleyen TTK m.553/1 vd. hükümleri uygulanır. TTK m.553/1 gereğince; “Kurucular, yönetim kurulu üyeleri, yöneticiler ve tasfiye memurları, kanundan ve esas sözleşmeden doğan yükümlülüklerini kusurlarıyla ihlal ettikleri takdirde, hem şirkete hem pay sahiplerine hem de şirket alacaklılarına karşı verdikleri zarardan sorumludurlar.” Şirketin uğradığı zararın tazminini, şirket ve her bir pay sahibi isteyebilir. Pay sahipleri tazminatın ancak şirkete ödenmesini isteyebilirler (TTK m.555/1). Bu hükümler çerçevesinde, davacı ortağın, davalı eski şirket müdürü hakkında ‘sorumluluk’ nedeni ile tazminat davası açması için herhangi bir genel kurul kararına ihtiyat bulunmamaktadır. Sorumluluk davası açılması yönünde genel kurul kararı ancak ‘şirket’ tarafından açılan davada bahis konusudur. Bu sebeple, davalı vekilinin bu yöndeki savunması yerinde görülmemiştir.
Davalı vekili, yetki, tahkim, zamanaşımı ve işbölümü itirazı ileri sürmüştür. Eldeki dava, paydaş tarafından, müdüre karşı açılan sorumluluk davasıdır. Sorumlular aleyhinde şirketin merkezinin bulunduğu yer asliye ticaret mahkemesinde dava açılabilir (TTK m.561, f.1) hükmü ile özel hukuk tüzel kişilerinin, ortaklık veya üyelik ilişkileriyle sınırlı olmak kaydıyla, bir ortağına veya üyesine karşı veya bir ortağın yahut üyenin bu sıfatla diğerlerine karşı açacakları davalar için, ilgili tüzel kişinin merkezinin bulunduğu yer mahkemesi kesin yetkilidir (HMK m.14, f.2) hükmü dikkate alındığında; dava dışı “… Madeni Eşya Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti.”nin “Altındağ/ANKARA” adresine göre yetki itirazı yerinde değildir. Tahkim itirazının koşulu bulunmamaktadır. Zamanaşımı def’i yönünden ise, davalı vekilinin kabulünde olduğu gibi davalı 02/06/2016 tarihinde alınan ortak kararla şirket müdürü olarak atanmış ve 03/01/2018 tarihine kadar müdürlük görevini devam ettirmiş olup dava 28/03/2018 tarihinde açılmıştır.
Kurucular, yönetim kurulu üyeleri, yöneticiler ve tasfiye memurları, kanundan ve esas sözleşmeden doğan yükümlülüklerini kusurlarıyla ihlal ettikleri takdirde, (…) hem şirkete hem pay sahiplerine hem de şirket alacaklılarına karşı verdikleri zarardan sorumludurlar (TTK m.553, f.1). Şirketin uğradığı zararın tazminini, şirket ve her bir pay sahibi isteyebilir. Pay sahipleri tazminatın ancak şirkete ödenmesini isteyebilirler (TTK m.55, f.1). Sorumlu olanlara karşı tazminat istemek hakkı, davacının zararı ve sorumluyu öğrendiği tarihten itibaren iki ve her hâlde zararı doğuran fiilin meydana geldiği günden itibaren beş yıl geçmekle zamanaşımına uğrar. Şu kadar ki, bu fiil cezayı gerektirip, Türk Ceza Kanununa göre daha uzun dava zamanaşımına tabi bulunuyorsa, tazminat davasına da bu zamanaşımı uygulanır (TTK m. 560, f.1). Bu hükümler çerçevesinde, 03/01/2018 tarihine kadar müdürlük görevini devam ettiren davalı hakkında, sorumluluğa ilişkin 28/03/2018 tarihinde açılan dava süresinde olup, zamanaşımı def’i reddedilmiştir. İşbölümü itirazı ise tartışılmaya değer görülmemelidir.
Uyuşmazlık; iddia olunan zararın varlığı ve miktarı hususlarına ilişkindir.
Taraf vekillerinin beyanları tutanaklara yansıtılmış, bilgi ve belgeler getirtilmiş, tüm deliller toplanmıştır. Bilirkişi Sn. Prof. Dr. …’ın 04/03/2019 tarihli kök raporu itiraza uğradığından başka bir heyetten rapor alınmıştır. Bilirkişiler Sn. Prof. Dr. … ile Sn. Doç. Dr. …’dan 13/05/2020 tarihli kök ve bu heyete Sn. …’nun ilavesiyle alınan 05/05/2021 tarihli ek rapor dosyadadır.
Dosyada yer alan ticaret sicili kayıtlarından şu hususlar tespit edilmiştir: “… Madeni Eşya Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti.” 05/01/2004 tarihinde kurulmuştur. …’nın vefatı sebebiyle 02/06/2016 tarihli ortaklar kurulu kararında; vefat nedeniyle …’nın müdürlüğü iptal edilmiş, … tek imza ile şirket müdürü olarak seçilmiştir; karar, oy birliğiyle alınmıştır. “… Grup Mutfak Eşya Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti.” ise; 27/01/2011 tarihinde kök muris … ile davalı … tarafından kurulmuştur. … 06/01/2015 tarihinde hissesine diğer ortak Emel’e devretmiş, 22/04/2016 tarihinde vefat etmiştir. Dolayısıyla davacı …’nin hisselerinin kaynağı olan kök muris döneminde “… Grup Mutfak Eşya Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti.” aynı isim ile faaldir.
Davacı vekili, 30/05/2018 tarihli dilekçesinde; “açtığımız dava, kötü yönetim nedeniyle sorumluluk” davası olup(…)” şeklinde tespitte bulunmuştur. Dolayısıyla, davacı iddiasını temelde kötü yönetime dayandırmış, özelde de, şirket mallarının, kendisine ait “… Grup Mutfak Eşya Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti.” ne düşük bedelle fatura edildiğini, iddia etmiştir. Bu savlar, ancak, davalının yönetimde olduğu tarih aralığı yönünden değerlendirilebilir; zira, davalıdan önce yönetimde olan davacının da kök murisidir. Hemen belirtmek gerekir ki … Markasının şirkete kattığı değer yani şirket değeri yönünden alınan uzman raporu, dosyada yer alan her iki bilirkişi heyeti raporu karşısında yerinde görülmemiştir. Davalı ancak görev süresindeki eyleminden sorumlu tutulabileceğinden, 2008 yılından itibaren hesaplama yöntemi tercih etmiş olan uzman raporu hukuken yerinde görülemez.
İkinci bilirkişiler kurulu da 13/05/2020 tarihli kök ve 05/05/2021 tarihli ek raporlarında birinci bilirkişi gibi şirketin öz varlığını saptamış ve 325.053,74 TL öz kaynak zararı saptamıştır. Davalı savunmasında, kendi döneminde genel kurul toplantısı yapılmamasını, merhum … döneminde de genel kurul yapılmamasına bağlamış ise de yasanın amir hükümleri karşısında savunma değer göremez. Genel kurul toplantısı yapılmaması işlemlerin denetlenmesini engeller ki yöneticiler, kanundan ve esas sözleşmeden doğan yükümlülüklerini kusurlarıyla ihlal ettikleri takdirde, hem şirkete hem pay sahiplerine hem de şirket alacaklılarına karşı verdikleri zarardan sorumludurlar (TTK m.553, f.1). Somut olayda, toplanan deliller ve bilirkişilerin birbirini tamamlayan raporlarından davalının yöneticilik yaptığı dönemde şirketin öz varlığının azaldığı ve zarar oluştuğu, anlaşılmıştır. Oluşan zarar miktarı 325.053,74 TL’dir. Bu noktada tartışılması gereken sorun, bu zarardan yalnızca şirket müdürünün sorumlu tutulup tutulmayacağıdır. Başka bir deyişle şirket ortakları da genel kurul toplantısı yapılmamış olması nedeniyle olağan ve olağanüstü genel kurul toplantılarının yapılması için mahkemeye müracaat edilmesi, şirket müdürünün denetimi, sorumluluğu yoluna tevessül edilip zararın oluşmasına veya en azından artmasına neden oldukları kanaatine varılmıştır. Davalı şirket müdürü önceden de genel kurul toplantısı yapılmamasına dayanarak yeni genel kurulu toplantısı yapmamış ise de davacı ortak ve diğerleri de bu hususa kayıtsız kalmış, şirketin genel kurul toplantısının yapılmaması, zararın artmasına neden olmuştur. Mahkeme heyetimiz dosyadaki tüm bilgi ve belgeler ışığında ortakların da kusurlu olduğu kanısındadır. Bilindiği gibi TBK’nın 52,1 maddesi gereğince; “Zarar gören, zararı doğuran fiile razı olmuş veya zararın doğmasında ya da artmasında etkili olmuş yahut tazminat yükümlüsünün durumunu ağırlaştırmış ise hâkim, tazminatı indirebilir veya tamamen kaldırabilir” hükmü bulunmaktadır. Türk Borçlar Yasası, 22/11/2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medenî Kanununun Beşinci Kitabı olup, onun tamamlayıcısıdır (TBK m 646). Türk Ticaret Yasası da,22/11/2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medenî Kanununun ayrılmaz bir parçasıdır (TTK m.1,1). Dolayısıyla Borçlar Yasasında yer alan 52,1 maddesi haksız eylem ile zarar doğması durumunda müterafik kusur yönünden eldeki uyuşmazlığa uygulanmalıdır. Mahkeme heyetimiz, yapılan bütün bu açıklamalar ve dosyada yer alan bilgi ve belgeler çerçevesinde zararın doğmasında diğer ortakların da birlikte kusurlu olduğu kanısında olup, davalı şirket müdürünün %50 nispetinde müterafik kusurlu olduğu kanaatine varmıştır. Bu nedenle, kusurlu eylem nedeniyle oluşan 325.053,74 TL zarardan dolayı davalının %50 oranı üzerinden sorumlu olduğu miktar 325.053,74x%50= 162.526,87 TL’dir. Bu tutar yönünden davanın kabulüne ve fazlaya ilişkin kısmın reddine karar verilmelidir.
Yukarda açıklanan yasal ve hukuksal olgu göz önüne alınarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlere, kararın dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, dosyadaki kanıtlara ve Kurul’un takdirine göre;
1.-Davanın kısmen kabulü ile,
162.526,87 TL’nin 23/03/2018 dava tarihinden itibaren reeskont faizi ile birlikte davalıdan alınarak dava dışı “… Madeni Eşya Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti.”ne ödenmesine,
Fazlaya ilişkin kısmın reddine,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince, alınması gereken 11.102,21 TL ilâm harcından peşin alınan 3.415,50 TL’nin indirilmesi ile eksik kalan 7.686,71 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
3.-Davacı tarafça yapılan; 5,20 TL ilk dava, 261,00 TL tebligat ve posta gideri, 4.700,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 4.966,20 TL yargılama giderlerinden davanın kabul ve red oranına göre 4.035,70 TL’si ile 35,90 TL başvurma, 3.415,50 TL peşin harç toplamı 7.487,10 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin kısmın davacı üzerinde bırakılmasına; HMK m.333/1 gereğince harcanmaya gider avansının hüküm kesinleştiğinde davacıya iadesine,
4.-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığına,
5.-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca, davacı yararına hesaplanan 19.390,05 TL nispî vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6.-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca, davalı yararına hesaplanan 5.620,97 TL nispî vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair, davacı vekili Av. …’nın yüzlerine karşı; kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere 23/11/2021 tarihinde oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup, usûlen anlatıldı.