Emsal Mahkeme Kararı Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/183 E. 2021/109 K. 23.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANKARA
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/183
KARAR NO : 2021/109
Türk Milleti Adına Yargılama Yapmaya ve Hüküm Vermeye Yetkili
ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR

ESAS NO : 2018/183
KARAR NO : 2021/109
DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/03/2018
KARAR TARİHİ : 23/02/2021
KAR. YAZ. TAR. : 10/03/2021

Mahkememize tevzi edilen ve Mahkememizin yukarıdaki esas sırasına kaydı yapılan dosyanın yapılan incelenmesi sonucunda:
DAVA:
Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; Davacı Bankanın … Şubesi ile Davalı “… Tüketim Maddeleri Gıda Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti.” arasında genel kredi sözleşmesi düzenlenerek kredi tahsis edildiğini ve diğer davalının müteselsil kefil olarak imza koyduğu; Ankara … Noterliği’nin 22/01/2018 tarih ve… yevmiye numaralı ihtarnamesiyle hesabın kat edildiğini ve … Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasından icra takibi yapıldığını; davalıların takibe itiraz ettiklerini; bu sebeple, itirazın iptali ile %20’den az olmamak üzere icra inkâr tazminatına karar verilmesini, talep ve dava etmiştir.
YANIT:
Davalılar vekili yanıt dilekçesinde kısaca; görev, yetki, zamanaşımı ve husumet ehliyeti itirazlarının yanı sıra, borcun ipoteklerle teminat altına alındığını, kefaletin şekil şartlarının bulunmadığını, faiz oranını kabul etmediklerini ve davanın reddi ile %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına karar verilmesini, savunmuştur.

DELİLLER :
1-Genel kredi sözleşmesi,
2-İhtarname,
3-Banka kayıtları,
4-20/10/2019 tarihli uzlaşma tutanağı,
5-… Müdürlüğünün … E. sayılı takip dosyası,
6-Bilirkişi raporu,
7-Tüm dosya münderecatı,

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKÎ NİTELENDİRME :
Dava; genel kredi sözleşmesinden doğduğu iddia olunan alacağın tahsili amacıyla başlatılan takibe itiraz edilen alacaklının alacağının varlığını genel hükümlere dayanarak ispat suretiyle itirazın iptaline ilişkindir. (İİK m.67)
… Müdürlüğünün … E. sayılı takip dosyasından; davalı borçlular hakkında, 15/01/2018 tarihi itibariyle genel kredi sözleşmesinden, hesap kat ihtarından ve kefaletnameden kaynaklanan alacağından dolayı; 600.000,00 TL alacağın tahsili istemiyle ilâmsız icra takibine geçildiği; davalılar/borçlular vekilinin 09/02/2018 tarihinde borca itiraz ettiği ve takibin durduğu; 09/03/2018 tarihi itibariyle açılan mezkûr itirazın iptali davasının süresinde olduğu, görülmektedir.
Davacı Banka ile davalı asıl borçlu şirket arasında K1 00702413 nolu 16/05/2013 tarihli ve K2 00025070 nolu 03/09/2015 tarihli olmak üzere iki adet genel kredi sözleşmesi ve bunlara bağlı kredi sözleşmeleri imzalanmıştır. Bilirkişinin tespitinden, hesap kat ihtarına konu edilen bütün kredilerin 03/09/2015 tarihli genel kredi sözleşmesinin akdedilmesinden sonra kullandırıldığı saptanmıştır. Davalı …’ın 29/03/2017 tarihli 600.000,00 TL limitli kefalet sözleşmesi imzaladığı ve 03/09/2015 tarih ve K2 25070 numaralı genel kredi sözleşmesi kapsamında kullanılan/veya kullanacağı nakdi ve/veya gayrinakdi kredilerden doğmuş ve doğacak borçlara kefil olduğu gözlenmiştir. Yeri gelmişken belirtmek gerekir ki; düzenlenen kefalet sözleşmesinde, 6098 sayılı TBK’nın 583’üncü maddesinin birinci fıkrasına uygun olarak, kefalet sözleşmesinin, yazılı şekilde yapıldığı ve kefilin sorumlu olacağı azamî miktar ile kefalet tarihinin belirtildiği, müteselsil kefil sıfatıyla yükümlülük altına girdiğini kefalet sözleşmesinde kendi el yazısıyla belirttiği izlenmiştir. Aynı Yasa’nın 584’üncü maddesi uyarınca eş Mehmet Ali Alkan’ın rızası alınmıştır. Dolayısıyla, itiraza karşın, kefaletin unsurlarının bulunduğu ve usulüne uygun olduğu belirlenmiştir.
Davalılar vekili, görev, yetki ve husumet ehliyeti itirazı ile zamanaşımı def’i ileri sürmüştür. Davalı şirketin banka genel kredi sözleşmesinin, gerçek kişinin de kefaletnamenin tarafı olduğu; banka genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan ihtilâfın asliye ticaret mahkemesinin görev alanına girdiği ve bu sebeple Mahkememizin görevli olduğu anlaşılmıştır. Banka genel kredi sözleşmesinin 10.11 maddesinde kanunen yetkili mahkemelerin yetkisinin saklı tutulmuş olduğu, davalı gerçek kişinin tacir olmadığı ve kefaletnamedeki yetki şartının bağlayıcı olmadığı, bu sebeple davalıların yerleşim yeri adresi itibariyle yetki itirazının koşullarının bulunmadığı belirlenmiştir. Genel kredi sözleşmesi ve hesap kat ihtarının tarihine göre genel on yıllık zamanaşımının dolmadığı (BK m.146) belirlenmiş ve koşulları bulunmayan zamanaşımı def’i reddedilmiştir.
İhtilâf, borç bulunup bulunmadığı ve varsa miktarı ile tazminat isteminin haklı olup olmadığı, noktalarında toplanmaktadır.
Taraf vekillerinin iradeleri tutanağa yansıtılmış, tüm deliler toplanmış ve bilirkişi görüşü alınmıştır.
Davacı Banka tarafından Ankara …. Noterliğinin 22/02/20198 tarih ve … yevmiye sayılı ihtarnamesinin keşide edildiği; 3.194.329,24 TL nakdi ve 28.200,00 TL gayrinakdi olmak üzere toplam 3.222.529,24 TL borç bulunduğu ve 3.194.329,24 TL nakdi borcun ödenmesi için (1 gün) süre verildiği; davalılara çıkan ihtarnamenin 24/01/2018 tarihinde tebliğ edildiği belirlenmiştir. Dolayısıyla, davalılar yönünden 26/01/2018 tarihinde temerrütün oluştuğunu, anlaşılmıştır.
Dosya kapsamından ve bilirkişinin tespitinden; … nolu bağımsız bölümde 530.000,00 TL, …..bağımsız bölümde 600.000,00 TL olmak üzere toplam (5) taşınma üzerinde, ‘asıl borçlu şirketin asaleten veya kefaleten açılmış veya açılacak her nevi kredi veya sair nedenlerden dolayı doğacak borçlarına teminat olmak üzere’ ipoteklerin tesis edildiği görülmüştür. Dolayısıyla, müteselsil kefil Nejla’nın kredi borcu, ipotek ile teminat altında değildir. Keza, …. plaka sayılı araçlar üzerinde rehin bulunmaktadır.
Hemen belirtmek gerekir ki, alacaklı, borçluyu takip etmeden veya taşınmaz rehnini paraya çevirmeden kefili takip edebilir (Bk m.586, f.1). Hesap kat ihtarının tebliğiyle birlikte, borçlunun, ifada geciktiği ve ihtarın sonuçsuz kaldığı, belirgindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığa onlar yönünden bağlayıcı olan sözleşme hükümleri uygulanacaktır. Ticari taşıt ve ticari ihtiyaç kredileri yönünden; 03/09/2015 tarihli Genel Kredi Sözleşmesinin 9.02 maddesinde: “Kredi alan (…) temerrüdün doğduğu tarihten bunları bankaya ödeyeceği tarihe kadar geçecek günler için yetkili mercilerce veya banka tarafından ödünç para verme mevzuatına göre tespit edilmiş en yüksek kredi faiz oranına veya ileride artırıldığı takdirde artmış en yüksek kredi faiz oranına, bu oranın %50 ilavesi suretiyle bulunacak oran üzerinden temerrüt faizi ve onun gider vergisini ödemeyi kabul ve taahhüt eder.” denildiği; bilirkişinin tespitinden, TCMB’ye bildirilen 25/12/2017 tarihli bildirim formunda en yüksek kredi faiz oranın %35 olduğu ve dolayısıyla temerrüt faizinin %35+%17,50=%52,50 olduğu tespit edilmiştir. Kredili mevduat hesapları yönünden ise, 2/4/2006 tarihli ve 26127 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Kredi Kartı İşlemlerinde Uygulanacak Azami Faiz Oranları Hakkında 2006/1 sayılı Tebliğin 3’üncü maddesine göre akdi ve gecikme faiz oranlarını geçemeyeceği hükmü karşısında, dava konusu kredili mevduat hesabına uygulanması gereken temerrüt faiz oranının aylık %2,34 (yıllık %28,08) olduğu, bilirkişi tespitinden, belirlenmiştir.
Kefalet sözleşmesinin 3.12 maddesinde: “… Kefil, gayrinakdi kredilerde bankanın depo talebinin yerine getirilmesinden de sorumlu olduğunu kabul ve beyan eder” hükmü kararlaştırılmıştır.
Dava tarihinden sonra, davacı banka ile davalı asıl borçlu … … Ltd. Şti. ve dava dışı kefiller arasında 20/01/2019 tarihinde “Uzlaşma Tutanağı” düzenlenmiştir. Uzlaşma tutanağının bağlayıcılığı, taraflarca belirlenen hükümlerin yerine getirilmiş olmasına bağlıdır. Bilirkişinin ek raporundaki tespitinden, borçların uzlaşma tutanağındaki ödeme planına göre vadelerinde eksiksiz ve tam olarak ödenmemiş olması, uzlaşma tutanağının 4.3 maddesine göre ipoteklerin davacı banka lehine 30 gün içinde tesis edilmemesi, icra takipleri yönünden itirazların geri alınmamış olması gibi hükümlere riayet edilmediği anlaşılmıştır. Davacı banka Ankara …. Noterliğinin 16/04/2019 tarih ve … sayılı ihtarnamesini keşide ederek uzlaşma tutanağındaki yüklenen edimlerin yerine gelmediğini ve uzlaşma tutanağı yönünden temerrüde düşüldüğünü ihtar etmiştir. Protokolün hükümlerine uyulmaması sebebiyle uyuşmazlık protokol öncesi hukukî ilişki çerçevesinde çözülmelidir.
Diğer bir mesele dava dışı icra takipleridir. … Müdürlüğünün … E. sayılı takip dosyası ‘kambiyo senetlerine özgü takip yoluyla’ yapılan icra takibidir. Kambiyo senedinin genel kredi sözleşmesi dışında bir borç ilişkisi için verildiği davacı banka tarafından ileri sürülmemiştir. İkinci takip dosyası ise … Müdürlüğünün … E. sayılı ‘ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla’ takiptir. Bu takipte toplam 2.550.000,00 TL tutarında ipotek bedeli bulunmaktadır.
Bilirkişi Sn. …’un 08/04/2019 tarihli kök ve 09/03/2020 tarihli ek raporunda; 30/01/2018 takip tarihi itibariyle davalı asıl borçlu yönünden:
3.207.215,44 TL asıl alacak
23.228,09 TL işlemiş temerrüt faizi
1.161,40 TL BSMV
3.231.604,93 TL alacak hesaplamıştır.
Rehinle temin edilmiş bir alacağın borçlusu iflâsa tabi şahıslardan olsa bile alacaklı yalnız rehinin paraya çevrilmesi yoliyle takip yapabilir. Ancak rehinin tutarı borcu ödemeğe yetmezse alacaklı kalan alacağını iflâs veya haciz yoliyle takip edebilir.
Asıl borçlu şirket bakımından, toplam 2.550.000,00 TL tutarında ipotek tesis edildiği ve takip konusu yapılmış olduğu yukarıda söz edilmiştir. Bu tutarın İİK’nın 45’inci maddesi gereğince tenzili sonunda (3.231.604,93 TL – 2.550.000,00 TL=) 681.604,93 TL alacak yönünden haciz yoluyla takip yapılması mümkündür. Eldeki dava dayanağı takipte 600.000,00 TL tutarlı takip yapılmış olup, herhangi bir usulsüzlük bulunmamaktadır. Bu sebeple, asıl borçlu şirket yönünden, takibin 600.000,00 TL asıl alacak ve bu alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %52,50 oranı üzerinden temerrüt faizi uygulanması yönünden davanın kabulüne karar verilmelidir.
Bilirkişi kök ve ek raporunda, Kefil … yönünden de;
600.000,00 TL asıl alacak
4.217,14 TL işlemiş temerrüt faizi
210,86 TL BSMV
600.428,00 TL alacak hesaplamıştır. Bu tutar yönünden davanın kabulüne karar verilmelidir. 600.000,00 TL alacağın 46.452,42 TL’si kredili mevduat hesabı kredisinden kaynaklı olup, takip tarihinden itibaren yıllık %28,08 oranı üzerinden temerrüt faizi uygulanmalıdır. 553.457,58 TL tutarlı kısmı ticarî taşıt ve ticarî ihtiyaç kredilerinden kaynaklı olup, takip tarihinden itibaren yıllık %52,50 oranı üzerinden temerrüt faizi uygulanmalıdır.
Bilirkişinin tespiti de bu yönde olup dosyadaki bilgi ve belgelere uyumlu olup Mahkeme heyetimizce benimsenmiştir.
Kredi Garanti Fonu ödemesinin takibe devamı engelleyici olmaması hususu yasal zorunluluktur.
Somut olayda, uyuşmazlık banka kredi sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, nakdi alacak ‘likit’ olduğundan, davacının icra inkâr tazminatı talebi yerinde görülmüştür.
Yukarıda açıklanan yasal ve hukuksal olgu göz önüne alınarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlere, kararın dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, dosyadaki kanıtlara ve Kurul’un takdirine göre;
1.- Davalı … Tüketim Maddeleri Gıda Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. hakkındaki davanın kabulü ile,
Davalının, … Müd.’nün … esas sayılı takip dosyasına vaki itirazının;
600.000,00 TL asıl alacak üzerinden iptaline ve takibin devamına,
Asıl alacağa (30/01/2018) takip tarihinden itibaren yıllık %52,50 oranı üzerinden temerrüt faizi uygulanmasına,
2.-Davalı … hakkındaki davanın kabulü ile,
Davalının, … Müd.’nün … esas sayılı takip dosyasına vaki itirazının;
600.000,00 TL asıl alacak üzerinden iptaline ve takibin devamına,
46.452,42 TL’si kredili mevduat hesabı kredisinden kaynaklı asıl alacağa (30/01/2018) takip tarihinden itibaren yıllık %28,08 oranı üzerinden temerrüt faizi uygulanmasına,
553.457,58 TL tutarlı ticarî taşıt ve ticarî ihtiyaç kredilerinden kaynaklı asıl alacağa (30/01/2018) takip tarihinden itibaren yıllık %52,50 oranı üzerinden temerrüt faizi uygulanmasına,
3.-Hükmedilen alacağın %20’si üzerinden hesap edilen 120.000,00 TL icra inkar tazminatının davalılardan alınarak davacıya verilmesine,

4.- 492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince, alınması gereken, 40.986,00 TL karar ve ilâm harcından peşin alınan 7.246,50 TL harcın mahsubu ile eksik kalan 33.739,50 TL harcın davalılardan alınarak Hazineye irat kaydına,
5.-Davacı tarafça yapılan; 7.287,60 TL ilk dava, 193,00 TL tebligat ve posta gideri, 600,00 TL bilirkişi ücreti toplamı olan 8.080,60 TL yargılama giderinin davalılardan alınıp davacıya verilmesine,
6.-HMK m.333/1 uyarınca harcanmayan gider avansının hüküm kesinleştiğinde davacıya iadesine,
9.-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca, davacı yararına hesaplanan 47.050,00 TL nispî vekâlet ücretinin davalılardan alınarak, davacıya verilmesine,
Dair, davacı vekili Av. ….’un yüzüne karşı; kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’nde İstinaf yolu açık olmak üzere 23/02/2021 tarihinde verilen karar açıkça okunup, usûlen anlatıldı.