Emsal Mahkeme Kararı Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/104 E. 2021/282 K. 26.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
Türk Ulusu Adına Yargılama Yapmaya ve Hüküm Vermeye Yetkili
ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR

ESAS NO : 2018/104 Esas
KARAR NO : 2021/282

DAVA : TAZMİNAT
DAVA TARİHİ : 09/02/2018

KARAR TARİHİ : 26/04/2021
YAZIM TARİHİ : 20/05/2021
Mahkememizde açılan tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :
Davacı vekili ; Taraflar arasında 01/06/2016 tarihinde yürürlüğe giren 23/05/2016 tarihli ” İş Sağlığı Güvenliği Hizmet Sözleşmesi” imzalandığını, davalının yan şirketlerine aynı amaçla sağladığı hizmet bedeli ödenmediği için davacı tarafından icra takibi başlatıldığını, bu takibin hemen sonrasında haklı hiç bir gerekçe gösterilmeden bu davanın dayanağı olan sözleşmenin davalı tarafından 23/02/2017 tarihinde fesih edildiğini, üstelik gösterilen gerekçelerin de sözleşmeye uygun olmadığını, sözleşmenin iki yıl uygulanacağı düşüncesi ile planlama yaptıklarını, sözleşmenin altı ay sonra fesih edilmesi nedeni ile kimi personeli başka işlere aktarma şansları olmadığı için bu kişilere ödeme yapmak zorunda kaldıklarını, ayrıca işin organizasyonu, çalışanların konaklamaları, ulaşımları, personelin eğitimi ve diğer ihtiyaçları için yatırımlar yaptıklarını, fesih nedeni ile çalışamadıkları dönem için kar yoksunluklarının oluştuğunu, haksız fesih nedeni ile manevi olarak zarara uğradıklarını belirtip, şimdilik 1.000,00 TL maddi ve 5.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davacı vekili 02/03/2020 tarihli dilekçe ile maddi tazminat isteklerinin 100,00 TL sinin organizasyon gideri ve 900,00 TL sinin ise kar kaybına ilişkin olduğunu belirtmiştir. Davacı taraf 19/04/2021 tarihli dilekçe ile maddi tazminat taleplerini 165.851,27 TL olarak ıslah etmiştir.
YANIT :
Davalı vekili ; Sözleşmenin 7.8 ve 36.3 maddeleri uyarınca tek taraflı ve tazminatsız fesih haklarını kullandıklarını, kesin hesap, personel ve malzeme tahliyesi için görevli talep ettiklerini, davalının bunun üzerine iki personel görevlendirdiğini ve SGK ilişiksizliğine ilişkin belgeyi gönderip nakdi teminatın iadesini talep ettiğini, kendilerinin ise kesin hesap yapılmadan teminat iadesinin mümkün olmadığını bildirdiklerini, daha sonra davacıya ait tüm malzemenin iadesinin sağlandığını, çalışılan döneme ilişkin hiç bir alacak talebi olmamasının kendilerinin ödeme yapmalarından kaynaklandığını, fesih işleminin sözleşme hükümlerine uygun olduğunu, davacının aynı şekilde pek çok iş yürüttüğü için personelinin bu yerlere aktarılmasının mümkün olduğunu, işin organizasyonu için yapıldığı ileri sürülen tüm giderlerin sözleşme ile ödenen bedele dahil olup davacının yükümlülüğünde olduğunu, maddi ve manevi tazminat talep koşullarının oluşmadığını belirtip, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLER :
-Taraflar arasında imzalanan sözleşme ve ekleri,
-Sözleşmenin feshine ilişkin ihtar ve tebliğ belgesi,
-Tarafların karşılıklı diğer ihtarnameleri ve tebliğ belgeleri,
-Bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen raporlar,
-Tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Davadaki talep, taraflar arasında 01/06/2016 tarihinde yürürlüğe giren 23/05/2016 tarihli ” İş Sağlığı Güvenliği Hizmet Sözleşmesi” nin süresinden önce ve haklı neden olmaksızın fesih edildiği iddiasına dayalı olarak oluştuğu ileri sürülen maddi ve manevi tazminatın davalıdan tahsili istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki sözleşmenin süresi iki yıl olarak belirlenmiş olup, 23/02/2017 tarihinde henüz sürenin kısa bir bölümü geçmiş iken, davalı tarafından sözleşme fesih edilmiştir. Davacı taraf, sözleşmenin haklı nedenle ve sözleşme hükümlerine uygun şekilde fesih edilmediğini, bu nedenle maddi ve manevi zararlarının oluştuğunu belirtip alacak talebinde bulunmakta, davalı taraf ise feshin sözleşme hükümleri uyarınca tazminat ödenmesini gerektirmeyecek şekilde gerçekleştirildiğini ileri sürmektedir.
Davalının ticari defterlerini inceleyen bilirkişinin 09/05/2019 tarihli raporunda, fesih öncesi verilen hizmet nedeni ile davalının davacıya borcunun bulunmadığı tespit edilmiştir.
Davacı kayıtlarını inceleyen bilirkişilerin 07/10/2019 tarihli raporlarında, sözleşmenin 7.8 ve 36.3 maddeleri uyarınca davacının kar yoksunluğu da dahil alacak taleplerinin yerinde olmadığını, kar yoksunluğu talebinin mahkeme tarafından kabulü halinde bu miktarın 165.851,27 TL olduğu şeklinde görüş bildirmiştir. Aynı bilirkişiler itiraz üzerine hazırladıkları 29/01/2020 tarihli ek raporlarında, asıl raporlarındaki tespitlerinde ısrar etmiştir. Bu rapora yönelik itirazlar nedeni ile yeni oluşturulan bilirkişi heyeti 23/10/2020 tarihli raporlarında, davacının aynı nitelikte yeni bir iş bulabilmesi için geçecek süre dokuz ay olup, bu süre içerisinde elde edilemeyen gelirin 97.986,52 TL olduğunu, yeni bir iş bulunamaması halinde fesih sonrası kalan süre nedeni ile oluşun kar kaybının 137.977,10 TL olduğu şeklende görüş bildirmiş, itiraz üzerine hazırladıkları 23/02/2021 tarihli ek raporlarında önceki görüşlerinde değişiklik yapmamıştır.
Davalı vekili taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 7.8 maddesi uyarınca davacının kendilerinden maddi ve manevi tazminat talep edemeyeceklerini ile sürmekte ve dayanak olarak bir örneği dava dosyası içerisinde bulunan Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin …. Karar sayılı ilamını göstermektedir.
Taraflar arasında imzalanan ve davalı tarafından süresinden önce fesih edilen sözleşmenin 7.8 maddesinde açıkça ” İşveren işlerin ifası sırasında göreceği lüzum üzerine, fazla veya eksik miktarda iş yaptırmaya, bir kısım işlerin yapılmasından tamamen vazgeçmeye veya yeni işler yaptırmaya veya her cins işi dilediği miktarda artırıp eksiltmeye yetkilidir. Yüklenici bu yöndeki artış veya eksilişleri sebep göstererek, kardan mahrumiyet, zarar, ziyan vb. adı altında tazminatta dahil olmak üzere her hangi bir talep ve itirazda bulunamayacağını şimdiden kabul ve taahhüt eder. ….. Yüklenici bunlarla ilgili ayrıca hiç bir hak ve/veya alacak talebinde bulunmayacaktır. ” düzenlemesi yer almaktadır.
Somut olay incelendiğinde, davalının sözleşmede öngörülen süre dolmadan sözleşmeyi tek taraflı olarak fesih edip, işin kalan kısmını davacıya yaptırmaktan vazgeçtiği tartışmasızdır. Davacı fesih işleminin sözleşme hükümlerine uygun olmadığını belirtip, manevi tazminat ve kâr mahrumiyeti talebinde bulunulduğu anlaşılmaktadır.
İşin davacıya yaptırılmaktan vazgeçilen kısmı, taraflar arasındaki sözleşmenin 7.8 maddesine göre eksiltme yapma veya işin bir bölümünü yaptırmama hak ve yetkisi kapsamında kaldığı için davacının kâr mahrumiyetine ilişkin talebinin reddi gerektiği kabul edilmiştir.
Davacının bir diğer talebi manevi tazminat istemine ilişkin olup, sözleşmenin feshi işleminin davacı şirketin kişilik haklarına saldırı oluşturacak eylem ve söz ileri sürülmeden yapıldığı, davacının kişilik haklarına saldırı olmadığı için manevi tazminat talep koşullarının da oluşmadığı kabul edilip, davacının maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine ilişkin aşağıdaki hüküm oluşturulmuştur.
HÜKÜM: Nedenleri yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın REDDİNE,
Alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 112,47 TL ile ıslah harcı olarak yatırılan 2.835,00 TL toplamı 2.947,47 TL’den mahsubu ile artan 2.888,17 TL’nin karar kesinleştiğinde ve istemi halinde davacıya İADESİNE.
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
Davalı lehine hüküm tarihindeki AAÜT’si uyarınca hesaplanan 19.620,37 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE.
Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığına,
Karar kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansı kalması halinde bildirilecek hesap numarası olur ise hesaba, hesap numarası bildirilmez ise gider avansından karşılanmak koşulu ile posta havalesi ile yatıran tarafa İADESİNE.
Dair, Davacı vekili Av. …, davalı vekili Av. ….’ın yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.26/04/2021

Katip …

Hakim …