Emsal Mahkeme Kararı Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/875 E. 2021/354 K. 10.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2017/875 Esas
KARAR NO : 2021/354

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 25/12/2017
KARAR TARİHİ : 10/06/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 17/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinden …’ın müşterek çocuk …’a gebe kaldığını öğrendiğinde tıbbi yardım almak için … İlinde yer alan … Devlet Hastanesi’ne başvurduğunu ve bu hastanede çalışan Kadın Doğum Uzmanı Dr. …’ın kontrolü altına girerek doğum öncesi gebelik takibini yaptığını, bu takiplerde doktorun herşeyin yolunda gittiğini, müvekkilinin çok sağlıklı bir çocuk dünyaya getireceğini beyan ettiğini, ancak çocuk … 06/05/2011 tarihinde Down Sendromlu olarak dünyaya geldiğini, bu nedenle tıbbi kötü uygulamaya ilişkin zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamında şimdilik 160.000,00 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; sigorta poliçesinin tespit edilemediğini, sunulan belgelerden, sigortalının kendisine tazminat talebinde bulunulduğunu öğrendiği an belirlenemediğinden, söz konusu poliçe kapsamında herhangi bir değerlendirme imkanı olmadığını bildirerek davanın reddini istemiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, GEREKÇE VE KABUL:
Dava, kötü tıbbi uygulamaya dayalı sigortaya karşı açılan tazminat davasıdır.
Davacı taraf, küçük çocuk …’a davacı anne …’ın gebe kaldığı dönemde tıbbi yardım almak için … İlinde yer alan, … Devlet Hastanesi’ne başvurarak bu hastanede çalışan kadın doğum uzmanı Dr. …’dan doğum öncesi gebelik takibi aldığını, bu takiplerde doktorun kendisine herşeyin yolunda gittiğini, sağlıklı bir çocuk dünyaya getireceğini beyan ettiğini, ancak doğum sonrası müşterek çocuk …’in 06/05/2011 tarihinde down sendromlu olarak dünyaya geldiğini, davacı annenin ileri bir yaş olan 35 yaşında gebe kalması nedeniyle takipleri düzenli yaptırdığını, defalarca muayene edildiğini, ancak bebeğin down sendromlu olduğunun tespit edilemediğini, bunun mümkün olması halinde istenmeyen gebeliğin sonlandırılması mümkün iken bu imkandan davalı sigortanın sigortalısı olan Dr. …’ın tıbbi özel eksikliği nedeniyle yararlanılamadığını, bu nedenlerle down sendromlu olarak dünyaya gelen küçük için sürekli iş göremezlik, maddi tazminat, manevi tazminat yine anne baba için manevi tazminat ödenmesi gerektiğini ileri sürmektedir.
Davalı sigortanın dava dışı Dr. …’ın tıbbi kötü uygulamaya ilişkin ZMMS poliçesi düzenleyen sigortacısı olduğu anlaşılmaktadır.
Mahkememizce taraf delilleri toplanarak davacının … … Devlet Hastanesi’ndeki, yine … Cumhuriyet Üniversitesi Hastanesi’ndeki tüm tıbbi tedavi evrakları celbedilerek dosyaya konulmuş, Dr. Sami Ulus Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi’nden küçük …’in down sendromlu olduğuna ilişkin raporu aldırılmış, yine yargılamanın safahatı sırasında İstanbul ATK 7. İhtisas Kurulu tarafından talep edilen tıbbi tedavi belgeleri dosyaya kazandırılarak Kadın Doğum Uzmanı Dr. …’ın beyanlarına başvurulmuştur.
Tüm deliller toplandıktan sonra mahkememizce önce Hacettepe Üniversitesi’nden seçilen uzman bilirkişilerden rapor alınmasına karar verilmiş, dosyaya rapor sunan Hacettepe Üniversitesi Kadın Hastalıkları ve doğum A.D. Perinatoloji bilim dalı başkanı Prof. Dr. …. tarafından sunulan 17/05/2018 tarihli bilirkişi raporunda özetle; hastaya gebelik haftası göz önünde bulundurularak kombine test istendiği ve sonuçların olumsuz çıkmaması üzerine prenatal tanı önerilmediğinin anlaşıldığını, uygulamanın doğru olduğunu, rutin uygulamada tek bir tarama testinin istenmesinin yeterli olacağını, yapılan hekimlik uygulamasının normlara uygun olduğunu, ihmal ve kötü tıbbi uygulamanın söz konusu olmadığının bildirildiği görülmüştür. Yine Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Dahili Bilimler Tıbbi Genetik Ana Bilim Dalı Öğretim Üyeleri Prof. Dr… tarafından düzenlenen17/12/2018 tarihli bilirkişi raporunda özetle; zararlı sonuç olan Down Sendromlu bebeğin teşhis edilememesiyle doğrudan neden sonuç ilişkisinin bulunmadığını, bununla beraber tutulması gereken kayıtları düzenli tutmadığının anlaşıldığını, bu davranışının hafif derecede mesleki kusur olduğunun bildirildiği görülmüştür.
Bilirkişi heyetinin kendi arasında farklı görüşler içerdiği anlaşılmakla, mahkememizce İstanbul ATK Başkanlığı 7. İhtisas Kurulu’ndan rapor alınmasına karar verilmiş, 7. İhtisas Kurulu tarafından bildirilen 26/04/2019 tarihli ön raporda bildirilen tüm eksiklerin ikmalinden sonra en son düzenlenen 17/03/2021 tarihli ATK raporunda özetle; Gebelik takiplerinin yapılmasına rağmen bebeğindeki down sendromu tanısını doğum sonrası aldığı bildirilen … oğlu, …doğumlu, … hakkında düzenlenen adli ve tıbbi belgelerin değerlendirildiğini, Anne …’ın … Devlet Hastanesine 04/11/2010 tarihinde gebelik nedenli başvurduğunu, tiroid fonksiyon testi, tam idrar tetkiki, biokimya, hemogram tetkikleri istendiğini, sistit tanısı konulduğunu, reçete verildiğini, Glukoz:106 olması nedenli açlık kan şekeri bakılması, hemogram planlandığını, ikili testin ve TORCH tetkikinin …’ta yapılacağı, … Cumhuriyet Üniversitesinde 29/11/2010 tarihli tetkiklerinde TORCH negatif olduğunu, 24/12/2010, 04/01/2011 tarihinde ilgili hekime normal gebeliğin gözlemi amaçlı kontrolleri olduğunu, ultrason yapıldığını, 03/02/2011 tarihli kontrolünde 50 gr glukoz yükleme testi, TİT, Hemogram tetkiki istendiğini, 18/02/2011 tarihli kontrolde hemogram bakıldığını, ultrason yapıldığını, … Cumhuriyet Üniversitesinde 21/02/2011 tarihli Obstetrik US da polihidroamnios, her iki böbrekte pyelektazi olduğunu, takip US inceleme önerildiğini, fetal organlarda gross anomali izlenmediğini, 16/03/2011 tarihli tarihli kontrolde hemogram, TİT bakıldığı, ultrason yapıldığını, 13/04/2011 tarihli kontrolde ultrason yapıldığını, 02/05/2011 tarihinde ileri yaş, polihidramnios tanısı ile üniversiteye yönlendirildiğini, … Cumhuriyet Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Uygulama ve Araştırma Hastanesine 03/05/2011 tarihinde sancılanma şikayeti ile kontrole gelen hastanın yatışı yapıldığını, USG:FKA+ Baş geliş, 36 hafta ile uyumlu gebelik, fundal sağ yön, AML:24 cm, muayenede uterus 37 haftalık cesamette, polihidriamnioz, KFD ve doppler USG’nin kötü gelmesi üzerine hastaya sezeryan ile baş geliş 3300 gr, 48 cm, APGAR 9/10 erkek bebek doğurtulduğunu, çocukta sekundum ASD, Down sendromu ve orta derecede mental retardasyon olduğu anlaşıldığını, down tarama testleri konusunda ailenin bilgilendirilmesinin güncel tababet uygulamaları içinde olduğunu, tarama testlerinin Sağlık Bakanlığı tarafından uygulanması zorunlu bir tetkik olarak bildirilmediğini, bu testin yapılması durumunda doğacak bebekte Down Sendromu vardır veya yoktur şeklinde kesin bir sonuca gitmenin mümkün olmadığını, tarama testlerinde annenin yaşı, hormonal değerleri ve testin özelliğine göre USG sonuçlarını göz önüne alarak bir risk oranı belirlendiğini, oranın istatistikler ışığında risk sınırının üstünde bir değer göstermesi durumunda amniosentez gibi ileri tetkikler önerilebileceğini, tanı koydurucu olan bu ileri gelişimsel tetkiklerde %1 oranında düşük riski olduğunu, tarama testlerinin sonuçlarının risk sınırı üzerinde çıkmasının bebekte mutlaka Down Sendromu olduğu anlamına gelmeyeceği gibi, risk sınırının altında olduğu durumlarda dahi bebekte Down Sendromu görülebileceğini, test sonucunun söz edilen parametrelere göre kaç gebenin birinde karşılaşabileceğini gösterdiğini, dava konusu olayda gebelik takiplerinin uygun aralıklarda yapıldığını, annenin 04/11/2010 tarihinde yapılan kontrol muayenesinde hastaya ikili test hakkında bilgi verildiğinin ve … Cumhuriyet Üniversitesine ikili test ve TORCH testi için yönlendirildiğinin kayıtlı olduğunu, davalı hekim ifadesinde gebelik dönemlerinde gebeliğin haftasına göre gerekli olan testlerin … Devlet Hastanesinde yapılması için gerekli cihazların olmaması sebebiyle hastalara gerekli bilgilendirmeleri yaparak … merkezdeki bu testleri yapabilecek hastanelere yönlendirdiğini ifade ettiğini, kişiye ait tıbbi kayıtlarda Kişinin … Cumhuriyet Üniversitesi’ne gidip bu testleri yaptırıp yaptırmadığının anlaşılamadığı ancak ilgili hekim tarafından ikili ve üçlü testten birisinin önerilmesinin tıbben yeterli olduğunu, tüm bu nedenlerle Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. …’ın eylemlerinin tıp biliminin genel kabul görmüş ilke ve kurallarına uygun olduğunu, sağlık hizmetinin yürütülmesinde idarenin organizasyon hatası tespit edilmediğinin bildirildiği görülmüştür.
Tüm dosya kapsamı ve deliller, İstanbul ATK 7. İhtisas Kurulu Başkanlığı’nın Mahkememizce benimsenen raporu kapsamı hep birlikte dikkate alındığında; Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. …’ın eylemlerinin ATK raporu kapsamında gerekçeleriyle açıklandığı üzere tıp biliminin genel kabul görmüş ilke ve kurallarına uygun olduğu, sağlık hizmetinin yürütülmesinde herhangi bir hata tespit edilemediği açıkça anlaşıldığından, davacıların tazminat taleplerinin yerinde olmadığı yönünde tam bir vicdani kanaat oluştuğundan davanın reddine yönelik aşağıdaki şekilde hüküm kurulması gerekmiştir.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
Maddi tazminat davasında Bu karar nedeniyle alınması gerekli 59,30 TL harcın peşin alınan 546,48 TL harçtan çıkartılarak artan 487,18 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
Davalı iş bu davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen maddi tazminat üzerinden AAÜT gereğince hesaplanan;
4.080,00 TL’nin …’dan alınarak davalıya verilmesine,
Davalı tarafından yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
Manevi tazminat davası nedeniyle alınması gerekli 59,30 TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davalı iş bu davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen manevi tazminat üzerinden AAÜT gereğince hesaplanan;
4.080,00 TL’nin …’dan alınarak,
4.080,00 TL’nin …’dan alınarak,
4.080,00 TL’nin …’dan ayrı ayrı alınarak davalıya verilmesine,
Davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
Dair, Davacı Vekili Av. …’nun yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.10/06/2021

Katip …

Hakim …