Emsal Mahkeme Kararı Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/595 E. 2021/737 K. 18.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2017/595 Esas – 2021/737
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2017/595 Esas
KARAR NO : 2021/737
DAVA : Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/09/2017
KARAR TARİHİ : 18/11/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 13/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalılardan … Ltd.Şti. arasında 31.01.2013 ve 12.02.2014 tarihli genel kredi sözleşmelerinin imzalandığını, bu sözleşmelere istinaden kullandırılan kredilerin ödenmemesi üzerine hesabın kat edilerek icra takipleri başlatıldığını ve takiplerin kesinleştiğini, borçluların adreslerinden ayrıldığını ve yapılan mal varlığı araştırmasında … Şirketinin müvekkili bankaya ipotekli olan taşınmazları dışında başka taşınmaz kaydına rastlanmadığını ve yapılan hacizlerin semeresiz kaldığını, borçlu şirket …… … … LTD.ŞTİ.nin ortağı ve kefili olan … ile diğer davalı … … LTD.ŞTİ.’nin sahibi olan …’ın kardeş olduklarını, Her iki şirketin aynı konuda ve aynı web adresi üzerinden faaliyette bulunduklarını, borçlu şirketten nakit çıkışı sağlayabilmek ve şirketin içini boşaltabilmek için borçlu firma tarafından …’a taşınmaz devri yapıldığını, … … Ltd.Şti.nin kuruluşundan 9 ay gibi kısa bir süre içerisinde 50.000 TL olan sermayesini 1.950.000 TL daha artırarak 2.000.000 TL’ye tamamlayacağını taahhüt etmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davalı … Şirketi ile diğer davalı … … Ltd.Şti. arasında organik bağ bulunduğunu, tüm davalıların müvekkili bankadan ve diğer alacaklılardan mal kaçırmayı amaçladıklarını, davalı şirketlerin ortaklarının ve faaliyet konularının, faaliyet gösterdikleri web sitelerinin aynı olduğu gibi her iki davalı şirketin arasında belirli bir iktisadi ve ticari bağımlılık, kader birlikteliği ve birlikte hareket etme olgusunun bulunduğunu, şirketler arasındaki tüzel kişilik perdesinin kaldırılarak tüm davalıların borçtan sorumlu tutulması gerektiğini, iddia ederek, … … Ltd.Şti. ve … adına kayıtlı menkul, gayrimenkul mallar ile 3. Kişilerdeki hak ve alacaklardan, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla şimdilik dava konusu alacak miktarının ihtiyaten haczine ve bu malların davalılar tarafından 3. Kişilere devir ve temlikini önlemek üzere tedbir konulmasına, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak ve tahsilde tekerrüt olmamak kaydıyla müvekkili banka alacağını şimdilik 300.000 TL’sinin işleyecek %20,80 temerrüt faizi ve %5 gider vergisi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı bankanın yetersiz teminat karşılığı kullandırmış olduğu kredilerin geri dönmemesinden kaynaklanan sorumluluğunu gerçeğe aykırı bir şekilde müvekkillerine yüklemeye çalıştığını, müvekkillerinden …’ın ablası …’nun sahibi olduğu diğer davalı şirkette 11.01.2008-12.10.2012 tarihleri arasında çalıştığını, 10.02.2015 tarihine kadar ise müvekkilinin Türkiye’de sigortalılık kaydının bulunmadığını, bu dönemde KKTC’de çalıştığını, Müvekkili …’ın ablasına ait şirkette herhangi bir ortaklığı bulunmadığı hususunun davacı Bankanın da kabulünde olduğunu, Müvekkilinin ablasına ait şirkette çalışması dolayısıyla onun işlerine yardımcı olmasının, görüşmeler yapmasının doğal olduğunu, Her iki şirketin kuruluş ve faaliyet adreslerinin ayrı olduğunu, davacı tarafın dosyaya ibraz ettiği çıktıların web sitelerine ait olmayıp “…” ve “…” isimli iş bulma sitelerine ait çıktılar olduğunu, bu çıktılar üzerindeki bilgilerden de görüleceği üzere her iki şirketin aynı web sitelerinden faaliyet göstermediğini, … markasının … … LTD.ŞTİ. isimli firmanın davacı tarafından bilinçli veya bilinçsiz olarak karıştırılmakta olduğunu, …’un bir marka olduğunu ve Marka Hukuku prensiplerine göre hak sahipleri tarafından kullanılabileceğini, bu nedenle … …Ltd.Şti.nin … markasının sahibi olmaması halinde sırf isminde …yazıyor diye o markayla irtibatlı olamayacağını, Intermob markasının en son … … Ltd.Şti. tarafından devralındığını, müvekkili …’ın geçmiş yıllardaki çalışmalardan elde ettiği birikimlerin davalı … Ltd. Şti.ni finanse etmek amacıyla kullanıldığını, müvekkilinin kendisine ati bir taşınmazı ablasının şirketine devretmiş olmasının kendisine fon aktarımından ziyade borçlu şirkete fon aktarımı niteliğinde olduğunu, borçlu şirkete ait bir evin 2008 yılında müvekkili …’a devredilmiş olmasının davalı …firması ile müvekkili arasındaki organik bağın göstergesi olarak kabul edilemeyeceğini, Müvekkilin ailesindeki isimlerin adreslerinin farklı olmasının işbu davayla bir ilgisinin bulunmadığını, borçlu firma ile müvekkile ait firma arasında organik bağ bulunmadığını, her iki şirket çalışanlarının dahi farklı kişilerden oluştuğunu, belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, GEREKÇE VE KABUL:
Dava, davalı şirketler arasında organik bağ bulunması nedeniyle tüzel kişilik perdesinin aralanması suretiyle davacı banka tarafından davalı borçlu … … Şirketine kullandırılan nakdi ve gayrinakdi ticari kredi sözleşmelerinden kaynaklanan alacağın tahsili isteminden ibarettir.
Davacı banka davalılardan … … Şirketine 31/01/2013 ve 12/02/2014 tarihli genel ticari kredi sözleşmelerine istinaden nakdi ve gayrinakdi ticari krediler kullandırıldığını, borçların ödenmemesi üzerine hesabın 26/03/2014 tarihinde kat edilerek borçlu şirketin 2.575.430,55 TL borcunun ve gayrinakdi çek kredisi bedelinin depo edilmesinin ihtar edildiğini, bu ihtarların sonuçsuz kaldığını, bu nedenle borçlu … … Şirketi ile … aleyhine Ankara … ATM’nin .. D.iş Sayılı dosyasından alınan 01/04/2014 tarihli ihtiyati haciz karraı alındığını, yine, tahsilde tekerrür olmaması kaydıyla Ankara … Müd.’nün … esas sayılı dosyası ile ipoteğin paraya çevrilmesi ve Ankara … Müd.’nün 2014/8154 esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takipleri başlatıldığını, borçlu şirkete ve …’na çıkan tebligatların TK 35 ve 21.maddelerine göre yapılarak takiplerin kesinleştiğini, ancak takiplerde borçluların hiçbir mal varlığına, araç kaydına, banka ve kurumlarda hesap ve alacaklarına rastlanılmadığını, yapılan haciz işleminde adresin kapalı olup, borçlunun evinin boşaltıldığının tespit edildiğini, borçlu şirketin ticaret sicilindeki adresine son kez 18/04/2014 tarihinde gidilen hacizde de adresin kapalı olduğunun, bu adreste bir başka şahsın faaliyette bulunduğunun tespit edildiğini, söz konusu haciz tutanaklarının İİK 105 madde uyarınca geçici aciz vesikası hükmünde olup, İİK 277.madde uyarınca bankaya yazılı hakları tanıdığını, bu çerçevede yapılan araştırmada da alacağın tahsilini sağlayacak düzeyde herhangi bir mal varlığının tespit edilemediğini, yapılan ipotekli takiplerde ipotekli taşınmazların satışının yapılarak 25/04/2016 tarihinde 2.759.610,94 TL üzerinden rehin açığı belgesi verildiğini, diğer ilamsız takipte de borçluların aczi kabil herhangi bir mal varlığına rastlanılamadığını, tüm bu veriler çerçevesinde borçlu şirket ile diğer davalılar … … … Şirketi ve … arasındaki ilişkileri irdelendiğini, davalı …’ın kefil olan …’nun kardeşi olduğunu, borçlu şirkete kredi kullandırım aşamasında firma yetkilisi sıfatıyla banka yetkilileri ile görüşmelerin … tarafından yapıldığını, borçlu …Şirketinin 2004 yılında … (%99) ve … … (%1) ortaklığı ile kurulduğunu, 25/03/2014 tarihinde ortaklık yapısının değiştirildiğini, … ve … …’ın hisselerinin tamamını …’e devrederek 24/03/2014 tarihinde şirket merkezini terk ettiklerinin tespit edildiğini, borçlu firmanın son ve tek ortağı olan … isimli kişinin çalışmayıp, ilkokul mezunu olduğu, aktif ve pasif sorgulamalarında herhangi bir mal varlığı kaydına rastlanılmadığını, diğer davalı … … … Şirketi’nin ise bankaya kredi borçlusu olan …Şirketi ile aynı konuda ve aynı web sitesi üzerinden 20/04/2016 tarihinde faaliyete başlayarak kurulduğunu, bu şirketin tek ortağının … olduğunu, 9 ay gibi kısa bir süre içerisinde 50.000,00 TL olan sermayesini 1.950.000,00 TL daha artırarak 2.000.000,00 TL’ye tamamlayacağının tespit edilip, bu kadar kısa bir sürede yüksek bir tutarı tasarruf etmesinin açıklanması gerektiğini, yine davalı …’ın 2012 yılında mülkiyetinde olan Yenimahalle Ankara’daki taşınmazını 2013 yılında borçlu firma …Şirketi’ne sattığının tespit edildiğini, takipten önce yapılan bu satışta borçlu şirketten davalı …’a fon aktarımı sağlanarak bu fonun 2016 yılında davalı … tarafından davalı … …… Şirketi’nin sermayesine aktarılmış olmasının kuvvetle muhtemel olduğunu, yine 2007 yılında borçlu …Şİrketi mülkiyetinde olan 31649 Ada, 1 Parsel sayılı taşınmazın 2008 yılında ..’a, 2 gün sonra borçlu şirket ortağı ve kefili …’nun eşi …’na, 4 gün sonra da …’nun kardeşi davalı …’a satıldığının tespit edildiğini, kısa aralıklarla yakın akrabalar arasında gerçekleşen bu devir işlemlerinin muvazaalı olduğunun kuvvetle muhtemel olduğunu, dava dışı kredi borçlusu kefil … ile eşi …’nun mernis adreslerinin farklı olduğunun ve bu adreslerinin her ikisinin de boş olmasının alacaklılardan mal kaçırma eğiliminde olduklarının göstergesi olduğunu, Yargıtay kararlarında karı-koca, baba-oğul, kardeş gibi yakın akrabalar arasında mevcut ilişkilerde organik bağ bulunduğunun kabul edildiğini, bu nedenle davalı … … Şirketi’nin diğer davalı …… Şirketinin devamı niteliğinde olup, borçlu …Şirketi’nin sermayesinin boşaltılarak davalı … Şirketi’ne aktarılarak aynı konuda faaliyete devam edilip, aynı kişilerce yönetilmesi dikkate alındığında iki şirket arasındaki tüzel kişilik perdesinin kaldırılarak her iki şirketin tek bir şirket gibi değerlendirilmesi gerektiğini ileri sürerek şimdilik 300.000,00 TL’lik banka alacağının ferileri ile birlikte tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini istediği anlaşılmaktadır.
Davalılar … ve … … Şirketinin ise savunmalarında; davacı bankanın yetersiz teminat karşılığı kullandırdığı kredilerden davalıları sorumlu tutmaya çalıştığını, davalı …’in ablası …’nun sahibi olduğu diğer borçlu şirkette 11/01/2008 tarihinden 12/10/2012 tarihine kadar çalıştığını, bu şirketin temizlik ürünlerinin pazarlaması üzerine faaliyet gösterdiğini, 10/02/2015 tarihine kadar davalı …’in Türkiye’de herhangi bir SGK kaydı bulunmadığını, zira 15/10/2012 ile 15/10/2013 tarihleri arasında Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde pazarlamacı olarak çalıştığını, 15/10/2014 tarihine kadar orada kaldığını, sonrasında Türkiye’ye dönerek temizlik malzemelerinin pazarlaması sektöründe çalışmaya devam ettiğini, sonuç olarak davalı …’in ablasına ait şirket ile başladığı temizlik ürünlerinin pazarlanması sektöründe yaklaşık 8 yıllık tecrübesinin ardından kendi tecrübesi ve sermayesi ile davalı … … Ltd Şti’ni kurduğunu, diğer borçlu şirket ile hiçbir ilişkisi olmadığını, davalılara herhangi bir sorumluluk yüklenemeyeceğini özetle bildirdiği görülmektedir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davalı şirketler arasında organik bağ bulunup bulunmadığı, tüm davalıların ortak hareket ederek muvazalı işlemlerle davacı bankayı zarara uğratıp uğratmadıkları, tüzel kişilik perdesinin aralanması teorisinin uygulama alanı bulup bulunmadığı, bu çerçevede davacı bankanın davalı …Şirketi’nden olan kredi alacağını diğer davalılardan talep edip edemeyeceği noktasında toplandığı anlaşılmaktadır.
Mahkememizce taraf delilleri toplanmış, tarafların dosyaya sundukları belgeler incelenmiş, dava dışı … ile davalı …’a ilişkin SGK hizmet dökümleri dosyaya konulmuş, yine dava dilekçesinde sözü edilen taşınmazlara ilişkin delilleri içeren tapu kayıtları celbedilerek dosyaya konulmuş, dava dışı Kefil … ile davalı …’ın abla-kardeş olduklarını gösterir nüfus kayıtları dosyaya konulmuş, ticaret sicil müdürlüğünden davalı şirketlerin ticaret sicil kayıtları kapsamlı olarak celbedilerek dosyaya alınmış, SGK kayıtları celbedilmiş, davacı banka tarafından davalı …Şİrketi ile dava dışı kefile kullandırılan kredilere ilişkin tüm belgeler davacı bankadan celbedilerek dosyaya konulmuş, davalı şirketlerin ticari defter ve kayıtlarını dosyaya ibraz etmeleri istenilmiş, davalılardan … … Şirketi’nin ticari defter ve kayıtlarını mahkeme incelemesine sunduğu, ancak diğer borçlu şirketin çıkarılan muhtıralara rağmen dosyaya herhangi bir bilgi belge ibraz etmediği, ihtarlı çıkarılan davetiyelerin de sonuçsuz kaldığı anlaşılmıştır.
Tüm deliller toplandıktan sonra bir bankacı bilirkişiden rapor düzenlenmesi istenilmiş, bankacı bilirkişi … tarafından dosyaya sunulan 12/11/2018 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davalı şirketler arasında organik bağ bulunup bulunmadığı hususu yönünden; Davalı … Ltd.Şti.nin; 11.10.2014 tarihinde, … … (…) ve … … ortaklığında 5.000 TL sermaye ile kurulduğunu, sermayenin 28.08.2009 tarihinde 250.000 TL’ye ve 22.05.2013 tarihinde 675.000 TL’ye yükseltildiğini, Şirketin 24.02.2011 tarihinde “…Yenimahalle/ANKAR/A” adresine nakledildiğini, …’nun şirkette bulunan %99’luk payını 24.03.2014 tarihli Ortaklar Genel Kurulu kararı ile … isimli şahsa devrettiğini, davalı … … Ltd.Şti.nin; 20.04.2016 tarihinde 50.000 TL sermaye ile 4» 100 … sahipliğinde kurulduğunu, Şirket kuruluş adresinin “…ANKARA” olduğunu, 50.000 TL olan şirket sermayesinin 15.12.2016 tarihli Genel Kurul Kararına istinaden 1.950.000 TL artırımla 2.000.000 TL’ye yükseltildiği, artırılan tutarın Şirket Ortaklarının Alacağı olan kısımdan karşılanacağı yönünde karar alındığını, Davalı …’ın; dava dışı … …’nun kardeşi olduğunu, 11.01.2008 tarihinde davalı … LTD.ŞTİ.nde işe başladığı ve bu işyerinden 12.10.2012 tarihinde ayrıldığını, 2012 yılı 10. Ayını takiben 10.02.2015 tarihine kadar sigorta kaydının bulunmadığını, 10.02.2015 tarihinde …KIRTASİYE İNŞ.TİC.LTD.ŞTİ.’nde işe başladığı ve 20.04.2016 tarihinde bu işyerinden ayrıldığını, 21.04.2016 tarihinden itibaren “zorunlu sigortalılık” kapsamında prim ödemelerinin devam ettiğini, …markasının; …markası 11.04.2008 tarihli başvuruya istinaden 19.02.2009 tarihinde tescil edilmiş olup 10.07.2014 tarihinde… TEMİZLİK KIRTASİYE GIDA İNŞAAT TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ’ne devir edildiğini, dava tarihi itibariyle belirtilen marka kullanım hakkının adı geçen şirkette olduğunun belirlendiğini, bu tespitlerden hareketle hakim ortaklarının kardeş oldukları anlaşılan her iki şirketin faaliyet konuları aynı olmasına karşın kuruluş tarihleri, ortakları ve ticaret siciline tescilli adreslerinin ayrı olduğunun anlaşıldığını olup, yukarıda belirtilen tespitlere esas bilgi ve belgeler dışında adı geçen davalı şirketler arasında organik bağ bulunduğunu belirlemeye, özellikle davalı borçlu şirketten diğer davalı şirkete finansal aktarım yapıldığını, davalı borçlu şirket iş ve işlemlerinin diğer davalı şirket üzerinden yürütüldüğüne yönelik somut bilgi ve belge bulunmadığını, dolayısıyla, takdirin mahkemeye ait olmak üzere, dosya kapsamındaki mevcut bilgi ve belgelerin davalı şirketler arasında organik bağ bulunduğu hususunu tespite yetersiz olduğunu, M.2. Tüm davalıların ortak hareket ederek muvazaalı işlemlerle davacı bankayı zarara uğratıp uğratmadıkları yönünden; davalı …’ın sahibi bulunduğu gayrimenkulü 03.07.2013 tarih 34368 yevmiye numarası ile ……satışını yaptığını, …… CLEANING … LTD.ŞTİ.’nin ise 09.07.2013 tarihinde 189.519 TL tutarında ödeme yapmak suretiyle …’ın davacı Banka nezdindeki konut kredisi borcunu kapattığını, Dikkate alındığında, davalı şirket tarafından ödenen 189.519 TL’nin satın alınan gayrimenkule karşılık geldiğini, dolayısıyla, karşılığında şirket mal varlığına gayrimenkul dahil edilmiş olduğu için davalı borçlu şirket kasasından yapılan ödemenin karşılıksız, bu bağlamda şirketin içini boşaltmaya yönelik bir işlem olarak değerlendirilemeyeceğini, … … Ltd.Şti.nin 50.000 TL olan sermayesinde yaptığı 1.950.000 TL tutarındaki sermaye artırımının, …’ın şirketten olan alacakları ile karşılandığı hususunun Ticaret Sicil Gazetesinde belirtilmiş olduğu, diğer yandan, söz konusu 1.950.000 TL’nin davalı borçlu şirketin mal varlığına dahil finansal kıymetlerden karşılandığına dair dosya kapsamında bir bilgi ve belge bulunmadığını, dolayısıyla, dosya kapsamındaki mevcut bilgi ve belgelerle davalılar tarafından davacı Bankayı zarara Uğratmak amacıyla muvazaalı işlemler yapıldığı hususunun kanıtlanamadığı, somut olayda tüzel kişilik perdesinin aralanması teorisinin uygulama alanı ve bu nedenle davacı bankanın davalı … Ltd.Şti.nden olan kredi alacağını diğer davalılardan da talep edip edemeyeceği yönünden; her iki davalı şirketin ortaklarının kardeş olmaları, aynı iş kolunda faaliyet göstermeleri, internet sayfası çıktılarında faaliyet adreslerinin aynı olması, davalı şirket ortaklarının aile bireylerinin farklı adreslerde ikamet ediyor olmaları gibi hususların şirketler arasında organik bağ bulunduğuna işaret ettiği yönündeki davacı taraf iddiaları ile, davalı borçlu şirketin ticari faaliyetlerini diğer davalı şirket üzerinden yürüttüğüne, davacı Bankaya olan borçlarından kurtulabilmek amacıyla içini boşaltarak diğer davalı şirkete finansal aktarım yaptığına, her iki davalı şirket arasında iktisadi ve ticari bağımlılık bulunduğuna, bu şirketlerin birlikte hareket ettiğine, kısacası her iki davalı şirket arasında organik bağ bulunduğuna dair dosya kapsamında yeterli bilgi ve belge bulunmadığının, davalı borçlu şirket ile davacı Banka arasında akdedilmiş olan kredi sözleşmelerinde davalı … … Ltd.Şti. ile davalı …’ın taraf olarak yer almadığını, yönündeki tespitler, konunun hukuki boyutlarıyla birlikte değerlendirilerek, “tüzel kişilik perdesinin aralanması” teorisinin davaya konu olayda uygulanıp uygulanamayacağı hususundaki takdirin Mahkemeye ait olduğunu, davalı …’a husumet yöneltilip yöneltilemeyeceği yönünden; Uzmanlık alanı dışında kalan ve hukuki değerlendirme gerektiren bu hususun takdirinin mahkemeye ait olduğunun bildirildiği görülmüştür.
Mahkememizce davacı bankanın itirazı üzerine yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilerek dosyamız bankacı hukukçu bilirkişi … ile mali müşavir bilirkişi …’a tevdi edilmiş, bilirkişilerin 10/07/2019 tarihli ön bilirkişi raporunda özetle; bir takım eksiklerin tamamlanmasından sonra asıl raporun düzenlenebileceğinin bildirildiği görülmüştür.
Bilirkişiler tarafından bildirilen eksiklerin davacı banka tarafından tamamlanmasından ve davalı …Şirketi’ne ilişkin 2014/2015/2016/2017 yılı ticari kayıt ve defterleri ile bu yıllara ilişkin hesap dökümlerinin dosyaya ibrazı için çıkarılan ihtarların sonuçsuz kalması üzerine dosya yeniden bilirkişilere tevdi edilmiş, bu kez bilirkişilerin 07/11/2019 tarihli ikinci ön bilirkişi raporunda özetle; açık ve hüküm tesisine elverişli rapor düzenlenebilmesi için, davalı bankaca, 1. 47476573-1011 nolu kredi hesabının;Kredi, TOA ve faiz ekstrelerinin, 2. 47476573-1024 nolu kredi hesabının;Faiz ekstresinin, 3. 47476573-1045 nolu kredi hesabının;Kredi, TOA ve faiz ekstrelerinin, 4. 47476573-1051 nolu kredi hesabının;Faiz ekstresinin, 5. 47476573-1057 nolu kredi hesabının;Kredi, TOA ve faiz ekstrelerinin, 6. 47476573-1063 nolu kredi hesabının;Faiz ekstresinin, 7. 47476573-1066 nolu kredi hesabının;Faiz ekstresinin, 8. 47476573-1069 nolu kredi hesabının;Faiz ekstresinin, 9. 47476573-1072 nolu kredi hesabının;Faiz ekstresinin, 10. 47476573-1078 nolu kredi hesabının;Kredi, TOA ve faiz ekstrelerinin, 11. 47476573-1081 nolu kredi hesabının;Kredi, TOA ve faiz ekstrelerinin, 12. Kredi Kartı Hesabının; Kredi Hesap Özetlerinin ve TOA ekstresinin, 13. 12.02.2014 tarihli Genel Kredi Sözleşmesi’nin 2. Sayfasının, ibrazının gerektiği, Davalı …… … … Ltd. Şti.’nce 2014, 2015, 2016 ve 2017 yılı Yevmiye Defteri, Kebir Defteri ve Envanter Defterleri ile bu yıllara ilişkin 100, 101, 102, 103, 108, 120, 320, 321, 420 ve 421 nolu hesapların hesap bazında ayrı ayrı dökümlerinin Dosyaya ibrazının gerektiğinin bildirildiği görülmüştür.
Mahkememizce bildirilen eksiklerin davacı banka tarafından ikmal edilmesi sağlanmış, davalı …Şirketi’ne çıkarılan tüm ihtarların sonuçsuz kaldığı tespit edilerek dosya yeniden asıl raporun düzenlenmesi için bilirkişilere tevdi edilmiştir.
Bilirkişilerin dosyaya sundukları 09/09/2021 tarihli asıl bilirkişi raporunda özetle; davacı Bankanın Davalı kredi lehtarı/asıl borçlu …… … … Ltd. Şti.’nden Dava tarihi 12.09.2017 tarihi itibariyle, Rotatif/BCH ve Taksitli Kredilerden kaynaklanan 2.518.335,22 TL ile Kurumsal Kredi Kartından kaynaklanan 49.933,75 TL olmak üzere toplam 2.568.268,98 TL Asıl Alacağı, 1.516.285,95 TL Temerrüt faizi ve 75.814,30 TL BSMV ile birlikte toplam 4160.369,22 TL alacaklı olduğunu, Dava tarihinden itibaren asıl alacak miktarı 2,518.335,22 TL üzerinden yıllık 28,00 temerrüt faizi ve faizin %5’i nispetinde BSMV talep hakkına sahip bulunduğunu, asıl alacak miktarı 49.933,75 TL üzerinden yıllık %28,08 ve 5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu’nun 26/3. Maddesi uyarınca ilerde Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın Kredi Kartı İşlemlerinde Uygulanacak Azami Faiz Oranları Hakkında Tebliğleri ile belirlenecek gecikme faiz oranlarından faiz ve faizin Vo 5’i nispetinde BSMV talep hakkına sahip bulunduğunu, ancak talebiyle bağlı olarak 300.000,00 TL asıl alacağı Dava tarihinden itibaren yıllık “6 20,80 temerrüt faizi ve faizin Vo 5’i nispetinde BSMV ile birlikte talep hakkına sahip bulunduğunu, davalı Şirketlerin ticari defter ve belgeleri ibraz olunmadığından Davalılar arasında alacak ve borçlandırma işlemlerinin olup olmadığına, Davacı Bankaya borçlu Şirketin aktif değerleri ile Diğer Davalı Şirketin mal varlığı arasında iktisadi bütünlük olup birbirinin devamı mahiyetinde olup olmadığına dair bir tespitimizin bulunmadığını, davalılar … … Temizlik Ekipmanları Üretim İthalat İhracat Depolama ve Lojistik Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. ve … bakımından Davalı kredi lehtarıv/asıl borçlu …… … … Ltd. Şti. arasında organik bağ bulunduğu yönünden Davacı Bankanın ileri sürdüğünü, …Ltd. Şti. nde pazarlama ve dağıtım işlerini yürüten, kredi kullanım aşamasında Banka yetkilileri ile firma adına görüşmeler yapan, firma ortağı ve kefili …’nun kardeşi olan …’ın, aynı zamanda diğer davalı … Ltd. Şti. nin de tek kurucu ortağı olması, … Ltd. Şti.’nin Bankamıza borçlu …… … … … Ltd.Şti. ile aynı konuda ve aynı web sitesi üzerinden faaliyete başlaması, …Ltd. Şti.’nden nakit çıkışı sağlayabilmek ve şirketin içini boşaltabilmek için borçlu firma tarafından …’a taşınmaz devri yapılmış olması, … Ltd. Şti.’nin 9 ay gibi kısa bir süre içerisinde 50.000 TL olan sermayesini — 1.950.000 TL daha artırarak — 2.000.000-TL’ye tamamlayacağını taahhüt etmesi, söz konusu sermaye artırımının ve kısa sürede bu kadar yüksel tutarda tasarruf etmiş olmasının hayatın olağan akışına aykırı olması, şeklindeki hususlar tüzel kişilik perdesinin kaldırılması ya da organik bağın varlığının kabulü için yeterli olup olmadığının takdirinin mahkemeye ait olduğunun bildirildiği görülmüştür.
Tüm dosya kapsamı ve deliller hep birlikte değerlendirildiğinde; tarafların iddia ve savunmaları kapsamına, banka kayıtlarına, davacı banka tarafından yapılan takiplerin sonuçsuz kalmasına, davalı …’ın savunmalarında bildirdiği SGK’lı ve SGK dışı çalışmaları kapsamına, çalışmalarının mahiyetine, taşınmaz devir işlemlerine, davalı …’in ablasına ait borçlu davalı …Şirketi’nin davacı bankadan kullandığı kredilerde bu kredilerin kullanım aşamasındaki aktif rol almasına, …Ltd. Şti. nde pazarlama ve dağıtım işlerini yürüten, kredi kullanım aşamasında Banka yetkilileri ile firma adına görüşmeler yapan, firma ortağı ve kefili …’nun kardeşi olan …’ın, aynı zamanda diğer davalı … Ltd. Şti. nin de tek kurucu ortağı olmasına, … Ltd. Şti.’nin bankaya borçlu …… … … … Ltd.Şti. ile aynı konuda ve aynı web sitesi üzerinden faaliyete başlamasına, …Ltd. Şti.’nden nakit çıkışı sağlayabilmek ve şirketin içini boşaltabilmek için borçlu firma tarafından …’a taşınmaz devri yapılmış olmasına, … Ltd. Şti.’nin 9 ay gibi kısa bir süre içerisinde 50.000 TL olan sermayesini -1.950.000 TL daha artırarak 2.000.000-TL’ye tamamlayacağını taahhüt etmesine, söz konusu sermaye artırımının ve kısa sürede bu kadar yüksel tutarda tasarruf etmiş olmasının kendi savunmalarında yer alan çalışmalarının mahiyeti ile SGK kayıtları kapsamına göre hayatın olağan akışına aykırı olmasına göre tüzel kişilik perdesinin kaldırılması gerektiği, davalı şirketler arasında organik bağ bulunduğu yönünde mahkememizde tam bir vicdani kanaat getirildiği anlaşıldığından yerinde görülen davanın kabulüne yönelik aşağıdaki şekilde karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜNE,
300.000,00 TL alacağın dava tarihinden işleyecek yıllık %20,80 temerrüt faizi ve bu faizin %5’i nispetinde BSMV’si ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı bankaya verilmesine,
Bu karar nedeniyle alınması gerekli 20.493,00 TL harçtan peşin alınan 5.123,25 TL harcın mahsubu ile bakiye 15.369,75 TL harcın davalılardan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacı iş bu davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince hesaplanan 29.450,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan 7.161,55 TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
Dair, Davacı Vekili Av….’nın yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.18/11/2021