Emsal Mahkeme Kararı Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/389 E. 2021/610 K. 05.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANKARA
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/389
KARAR NO : 2021/610
Türk Milleti Adına Yargılama Yapmaya ve Hüküm Vermeye Yetkili
ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR
ESAS NO : 2017/389
KARAR NO : 2021/610
DAVA : Aracın Davacı Adına Tescili Olmadığı Takdirde Bedelinin Tahsili
DAVA TARİHİ : 09/05/2019

KARAR TARİHİ : 05/10/2021
KAR. YAZ. TAR. : 08/10/2021
Mahkememize açılan ve yukarıdaki esas numarasına kayıt edilen dava dosyası ile birleştirme kararı verilerek yollanan dava dosyalarının hep birlikte yapılan yargılamaları neticesinde:
DAVA:
Asıl davada:
Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; davacı ile davalı arasında, …parselde yapılan inşaata ilişkin 01/12/2016 tarihli Demir kalıp (malzemeli) ve beton imalatı ile işçiliği sözleşmesiyle, … adresinde yapılan inşaata ilişkin 01/12/2016 tarihli demir kalıp (malzemeli) ve beton imalatı ile işçiliği alt yüklenici sözleşmesi imzalandığını; 30/12/2016, 30/01/2017 ve 14/02/2017 tarihli hakedişlerin düzenlendiğini; taraflar arasında 17/03/2017 tarihli ek protokol imzalandığını; müvekkilinin, yükümlülüklerini davalı tarafından yapılan haksız fesih tarihine kadar yerine getirdiğini; davalının isteği üzerine 31/03/2017 tarihine kadar yapılan önceki imalatları da kapsar 03/04/2017 tarihli tek hakediş düzenlendiğini, hakedişin imzalanmadığını, davalıya …yevmiye sayılı ihtarnamesinin yollandığını, davalının … yevmiye sayılı ihtarnamesiyle sözleşmeleri tek taraflı feshettiğini bildirdiğini; bu sebeple, sözleşmelerden kaynaklanan alacaklarının tespiti ile şimdilik 200.000,00 TL’nin 25/04/2017 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, karar verilmesini, talep ve dava etmiştir.
Birleştirilen Ankara … Ticaret Mahkemesinin … E., … K. sayılı dava dosyasında:
Davacı vekili dava dilekçesinde; Davalı ile yapılan … parselde yapılan inşaata ilişkin 01/12/2016 tarihli Kalıp, Beton, Demir imalatı ve işçiliği sözleşmesiyle, …. adresinde yapılan inşaata ilişkin 01/12/2016 tarihli Kalıp, Beton, Demir imalatı, montajı ve işçiliği yüklenici sözleşmesinden kaynaklı olarak davacıya zilyetliği teslim edilip devri yapılmayan … plakalı aracın müvekkili firma adına tescili aksi takdirde bedeli için şimdilik 10.000,00 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini, talep ve dava etmiştir.
Birleştirilen Ankara Asliye … Ticaret Mahkemesinin … E., … K. sayılı dava dosyasında:
Davacı vekili dava dilekçesinde; Davalı ile … parselde ve ….parselde yapılan inşaata ilişkin kalıp demir beton imalatlarının malzemeleli olarak yapılması için 01/12/2016 tarihli ve 17/10/2016 tarihli taşeronluk sözleşmeleri yapıldığını; karşı yanın sözleşmelere aykırı davranarak alt taşeron ve işçiler çalıştırması, ödemelerini yapmaması nedeniyle işçilerin işi bıraktıklarını ve bu nedenle zorunlu olarak 17/03/2017 tarihli ek protokol düzenlendiğini; Ankara …. SHM’nin … D.İş sayılı dosyasından tespit yaptırıldığını; 17/10/2016 tarihli sözleşmedeki 150.000,00 TL cezai şartı ve 01/12/2016 tarihli sözleşmedeki 500.000,00 TL cezai şartı doğduğunu, davalının yapmadığı işler için başka bir taşeron ile 01/07/2017 tarihli alt yüklenici sözleşmesi imzalandığını, yeni sözleşmede birim fiyatın KDV hariç 195 m³/TL olduğunu; bu sebeple, toplam 650.000,00 TL cezai şartın ve sözleşmenin yüksek fiyatla başkasına yaptırılmasından dolayı 10.000,00 TL tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini, talep ve dava etmiştir.
YANIT:
Asıl davada:
Davalı vekili yanıt dilekçesinde, kısaca; taraflar arasında, … parsel ile ilgili 17/10/2016 tarihli alt yüklenici (taşeronluk), …. parsel, ile ilgili 01/12/2016 tarihli alt yüklenici (taşeronluk) sözleşmeleri ile 23/01/2017 tarihli ve 17/03/2017 tarihli Ek Protokoller düzenlendiğini; davacının, iş ve işçi sağlığı kurallarına uymadığını; davacının taahhüt etmesine karşın alt taşeron çalıştırdığını ve işçi ücretlerini ödemediğini, bu durumun fesih hakkı doğurduğunu, yeterli sayıda kalifiye işçi bulundurulmadığını, imalattan fazla ödeme yapılmasına rağmen işçilik ödemelerinin yapılmadığını, davacının 17/10/2016 ve 01/12/2016 tarihli sözleşmelere uymadığını ve işçilerin işi bırakması nedeniyle zorunlu olarak 17/03/2017 tarihli ek protokol düzenlendiğini, günlük 3.500-4.000 m³beton atılmasının taahhüt edildiğini ve 10 gün içinde konvansiyonel kalıpların şantiyeye getirileceğinin taahhüt edildiğini; davacı şirket alacaklarına mahsuben 50.000,00 TL’nin Mart 2017 işçi maaşlarının ödendiğini; bu nedenle Ankara 60.Noterliği’nin 17372 yevmiye sayılı ve 25/04/2017 tarihli ihtarnamesiyle sözleşme ve protokolleri haklı olarak feshettiğini; müvekkilinin, davacı namı hesabına:
Ekip başlarına (alt taşerona) 50.000,00 TL,
Mart 2017 işçi aylıkları için 199.710,00 TL,
SGK prim borçları için 69.500,00 TL,
Haritacıya 15.000,00 TL,
SGK prim borçları için 128.616,75 TL,
Alt taşeronun (…/… …)’ün davacıdan alacaklarına mahsuben ve temlik olarak çalışan işçilerin banka hesaplarına 165.000,00 TL,
Ödemelerde bulunulduğunu,
Davacının tespit edilebilen borçlarının ise:
Kendi alt taşeronuna (…/… …)’e 982.000,00 TL,
… adlı şirkete kalıp ve iskele bedeli olarak 586.000,00 TL,
Birikmiş işçi alacaklarının 200.000,00 TL,
Eksik bildirilen SGK prim borçlarının 69.500,00 TL,
Yapılan işe isabet eden SGK prim borçlarının 150.000,00 TL,
İş güvenliği firmasına 16.000,00 TL,
Haritacıya 11.00000 TL,
Olarak tespit edildiğini; haritacıya 15.000.00 TL olarak ödendiğini; dava dışı … Portatif çelik İskele Kalıp San. ve Tic. A.Ş.’nin davacının borçları nedeniyle ihtiyati haciz kararı aldığını; davacı ile yapılan anlaşma gereği m³168,00 TL olmasına rağmen, aynı işi m³’ünü 195,00 TL’den anlaşma yapıldığını; bu nedenle davanın reddine karar verilmesini, savunmuştur.
Birleştirilen Ankara … Ticaret Mahkemesinin … E., … K. sayılı dava dosyasında:

Birleşen bu dosyaya ilişkin davalı vekili yanıt dilekçesinde; dava konusu aracın bedeli olan 132.500 TL’nin müvekkili şirkete ödenmesi şartı ile dava dışı … …’a verildiğini ve teslim edildiğini; husumet ve derdestlik itirazını ileri sürmüş, davanın reddini istemiştir.

Birleştirilen Ankara Asliye … Ticaret Mahkemesinin … E., … K. sayılı dava dosyasında: …-… …’ün müvekkilinin taşeronu olmayıp ekip başı olarak görevlendirilen kişi olduğunu, davacının, haksız feshe kılıf aradığını, cezai şartın fahiş olduğunu, davacının fesihte kusurlu bulunduğunu, bu nedenle davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
DELİLLER :
1-01/12/2016 tarihli eser sözleşmeleri ve ek protokoller,
2-Ankara … Noterliğinin 25/04/2017 tarih, … yevmiye numaralı fesih ihtarnamesi,
3-Ankara ..’ncı Noterliğinin ..yevmiye numaralı ihtarnamesi,
4-Cevabî ve diğer ihtarnameler,
5-06/03/2017 tarihli para makbuzu,
6-17/03/2017 tarihli ek protokol, 23/01/2017 tarihli ek protokol,
7-Taraf defter, kayıt ve belgeleri, yazışmalar
8-Ankara … SHM’nin …D.İş sayılı dosyaları,
9-… plakalı araç trafik kaydı,
10-Bilirkişi raporu,
11-Tüm dosya münderecatı,
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKÎ NİTELENDİRME :
Asıl davada iddia, taraflar arasında yapılan … parselde yapılan inşaata ilişkin 01/12/2016 tarihli demir kalıp (malzemeli) ve beton imalatı ile işçiliği sözleşmesiyle, …adresinde yapılan inşaata ilişkin 01/12/2016 tarihli demir kalıp (malzemeli) ve beton imalatı ile işçiliği alt yüklenici sözleşmesi kapsamında sözleşmelerden kaynaklanan alacakların tahsilidir.
Birleştirilen Ankara Asliye …Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dava dosyasında iddia, … plakalı aracın davacı adına tescili aksi takdirde bedelinin tahsiline ilişkindir. Bu dosyaya ilişkin harç ikmali yapılmıştır.
Birleştirilen Ankara Asliye …Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dava dosyasında iddia, taraflar arasındaki eser sözleşmesi kapsamında cezaî şart ve sözleşmenin yüksek fiyatla yaptırılmasından doğan zararın tahsili istemlerine ilişkindir.
Davacı ile davalı arasında, birisi … nolu bağımsız bölüm için yapılan iki adet alt yüklenici sözleşmesi vardır. Sonradan 17/03/2017 tarihli ek protokol imzalanmıştır. Taraflar arasındaki sözleşmeler asıl davada davalı … Şirketi tarafından Ankara …. Noterliğinin … yevmiye sayılı ihtarnamesi ile feshedilmiştir.
Eser sözleşmesi, yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi, iş sahibinin de bir bedel ödemeyi üstlendiği iki taraflı işgörme sözleşmesidir. Eldeki asıl davada davalı işsahibi, davacı ise alt yüklenicidir.
“Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür” (MK m.6) hükmü ile “ispat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir” (HMK m.190, f.1) hükmü çerçevesinde davada taraflar iddia ettikleri/dayandıkları vakıaları kanıtlama yükü altındadırlar. Dolayısıyla; asıl davada davacı, sözleşmeler kapsamında imalat alacağını kanıtlamalıdır. Birleşen Ankara Asliye …Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dava dosyasında, … plakalı aracın davacı adına tescili gerektiği kanıtlanmalıdır.
Birleştirilen Ankara Asliye …Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dava dosyasında ise, taraflar arasındaki eser sözleşmeleri kapsamında cezaî şartın hakedildiği ve sözleşmenin haklı nedenle feshi nedeniyle daha yüksek fiyatla iş yaptırılmasından dolayı zararın doğduğu ve miktarı kanıtlanmalıdır.
Asıl davada davacı, 200.000,00 TL tutarlı dava açmış, bilahare 2.408,321,00 TL’ye ıslah etmiştir. Islah dilekçesi karşı yana tebliğ edilmiştir. Birleşen Ankara … Ticaret Mahkemesinin … E. sayılı dava dosyası … plakalı aracın tescili olmadığı takdirde fazlaya ilişkin hak saklı kalarak 10.000,00 TL’nin tahsili istemlidir. Birleşen Ankara … Ticaret Mahkemesinin … E. sayılı dava dosyası yüklenici … … tarafından açılan 650.000,00 TL cezaî şart (iki sözleşme nedeniyle) ve 10.000,00 TL maliyet farkı alacaklarına ilişkindir.

../../2016 tarihli alt yüklenici (taşeronluk) sözleşmesinin 6’ncı maddesinde: “(…) Taşeron işi şirketin onayını almadan, anlaşmaya varılmadan hiçbir şekilde kimseye devir ve temlik edemez. Böyle bir durumda müteahhitin (işverenin) sözleşmeyi tek taraflı fesh etme hakkı doğmuş ve gerçekleşmiş sayılacaktır. Devir ve temlik yasağına aykırı olarak işin devri halinde, taşeron firmanın tüm hakedişi, şirket irat kaydedilecektir. Taşeronun işin belirli kısımlarını kendi sorumluluğu altında ve işverenin yazılı onayını alarak alt taşeronlara verebilmesi de şirketin onayına bağlıdır. Şirketin bilgisi dışında işin kısmen dahi üçüncü kişilere devredilmesi halinde taşeron 150.000,00 TL cezai şart ödemeyi kabul ve taahhüt eder.”
01/12/2016 tarihli alt yüklenici (taşeronluk) sözleşmenin 6’ncı maddesi de aynı şekildedir: “(…)Taşeron işi şirketin onayını almadan, anlaşmaya varılmadan hiçbir şekilde kimseye devir ve temlik edemez. Böyle bir durumda müteahhitin (işverenin) sözleşmeyi tek taraflı fesh etme hakkı doğmuş ve gerçekleşmiş sayılacaktır. (…) Devir ve temlik yasağına aykırı olarak işin devri halinde, taşeron firmanın tüm hakedişi, şirkete irat kaydedilecektir. Taşeronun işin belirli kısımlarını kendi sorumluluğu altında ve işverenin yazılı onayını alarak alt taşeronlara verebilmesi de şirketin onayına bağlıdır. Şirketin bilgisi dışında işin kısmen dahi üçüncü kişilere devredilmesi halinde ve işi bitirmediği geç kaldığı takdirde taşeron 500.000,00 TL cezai şart ödemeyi kabul ve taahhüt eder.”

Dosyada yer alan 17/03/2017 tarihli ek protokol işveren … …, taşeron … Şirketi ve alt taşeron … …-… … tarafından imzalanmıştır. Ek protokolde kimi hükümler şöyle kaleme alınmıştır:
“-İşbu protokol, ruhsat alınmadan önce (ruhsat tarihi 31/12/2016) yapılan ana sözleşme maddeleri geçerli olmak üzere taşeron firmanın ana sözleşme maddelerine uymadığı görülerek işveren firmanın talebi üzerine görüşmeler neticesinde yazıya alınmıştır.
-Ana sözleşmede belirtildiği üzere taşeron firma işverenin izni olmadığı halde alt taşeron çalıştırmıştır.
-Bu sözleşmenin imza tarihinden itibaren işveren taşeron firmaya alt taşeron çalıştırma hakkını tanır (Ana sözleşmedeki cezaî şart saklı kalmak üzere). Ancak işveren tarafından taşeron firmaya yapılacak ödemelerde alt taşeronların da mutabakatı (imzası) aranacaktır. Aksi takdirde ödeme yapılmayacaktır.
-Yukarıda yazan bütün maddeler (…) … parsel içinde geçerlidir. (…)”
Yine uyuşmazlıkla ilgili olan iki belge şöyledir: a) Dosyada örneği bulunan 06/03/2017 tarihli para makbuzunda, … plakalı aracın 132.500 TL mukabili … Batıra verildiği yazılıdır. b)23/01/2017 tarihli ek protokolde; “… Şirketi ile … Şirketi imzalamış oldukları 23/01/2017 tarihli ek protokol ile yapılan 17/10/2016 tarihli taşeronluk sözleşmesine istinaden taşerona iş karşılığı verilmesi taahhüt edilen her türlü araç, gayrimenkul satışları firmanın isteği üzerine şirket yetkilisi … … adına satışı verilmiş olup, 2.derecedeki şahıslara da verdirmek istedikleri bu şirket adına sözleşme gereği alınmış sayılacağı kabul ve taahhüt olunur” denilmiştir.
Taraf vekillerinin iradeleri zabıtlara yansıtılmış, tüm belgeler ve deliller toplanmıştır. Teknik inceleme gerektirmesi sebebiyle bilirkişilerden kök ve ek raporlar alınmıştır.
Yapılan yargılama sonundan toplanan tüm deliller bir arada değerlendirilmiştir. Buna göre:
A)Asıl dava dosyası bakımından:
Davacı alt yüklenici … Şirketi ile davalı … … Şirketi arasında, ../../2016 tarihli … parsel “… Projesi” ile 01/12/2016 tarihli …adresinde yapılacak inşaata ilişkin alt yüklenici sözleşmeleri imzalanmıştır. Davacı alt yüklenici, iş bu sözleşmelerden doğan imalat alacağını talep etmiştir. Sözleşmeler davalı iş sahibi tarafından feshedilmiştir. Sözleşmelerin feshinde alt yüklenicinin imalat alacağı ödenmelidir. Bu noktada davalının savunmalarında sözü edilen her iki sözleşmenin ayrı ayrı 6’ncı maddelerinde yer alan, taşeronun işi şirketin onayını almadan, anlaşmaya varılmadan hiçbir şekilde kimseye devir ve temlik edemeyeceğine, böyle bir durumda müteahhitin (işverenin) sözleşmeyi tek taraflı fesh etme hakkının doğduğuna ve devir ve temlik yasağına aykırı olarak işin devri halinde, taşeron firmanın tüm hakedişi, irat kaydedeceğine ilişkin hükme değinmek gerekmiştir. Gecikme cezası ve cezaî şart olumlu zararlardan olup, sözleşmenin feshinde olumlu zararın istenmemesi gerekir. Fakat taraflar bunun aksini sözleşmede kararlaştırabilirler. Nitekim her iki sözleşmede de taşeronun, şirketin onayını almadan, işi devretmesi durumunda tek taraflı fesih hakkı doğacağı gibi taşeron firmanın tüm hakedişinin irat kaydedeceği ve ../../2016 tarihli alt yüklenici (taşeronluk) sözleşmesine göre taşeron 150.000,00 TL, 01/12/2016 tarihli alt yüklenici (taşeronluk) sözleşmenine göre de 500.000,00 TL cezai şart ödemeyi kabul ve taahhüt ettiği kararlaştırılmıştır. Buna göre taraflar sözleşme ile, fesih halinde dahi gecikme tazminatı ile cezai şartın ödeneceği hususunu hüküm altına almışlardır. Bu hükümlerde cezai şart yanında alt yüklenicinin hakedişlerinin irat kaydedileceği başka bir anlatımla imalat bedelini isteyemeyeceği düzenlenmiştir. Bu cezai şart hükmünün geçerliliği bir bütün olarak değerlendirilmelidir.
Türk Borçlar Hukuku kural olarak “sözleşme serbestîsi” ilkesini benimsemiştir.
Kişiler serbest iradeleri ile meydana getirdikleri akitlere aynen uymak zorundadırlar. Bu akitlerin taraflardan yalnız birinin isteğiyle değiştirilebilmesi veya ortadan kaldırılabilmesi mümkün değildir. Borçlar Kanunu’nun 26. ve 27. maddelerinde sözleşme serbestîsi ilkesinin sınırları çizilmiş ve 26. maddede; “Taraflar, bir sözleşmenin içeriğini kanunda öngörülen sınırlar içinde özgürce belirleyebilirler.” şeklinde düzenleme yapılmış; 27. maddede ise;“Kanunun emredici hükümlerine, ahlaka, kamu düzenine, kişilik haklarına aykırı veya konusu imkânsız olan sözleşmeler kesin olarak hükümsüzdür. Sözleşmenin içerdiği hükümlerden bir kısmının hükümsüz olması, diğerlerinin geçerliliğini etkilemez. Ancak, bu hükümler olmaksızın sözleşmenin yapılmayacağı açıkça anlaşılırsa, sözleşmenin tamamı kesin olarak hükümsüz olur.” hükmüne yer verilmiştir.
Hâkim, cezanın aşırı olup olmadığını, hakkaniyet ölçülerini aşıp aşmadığını araştırırken, özellikle, borca aykırı davranış nedeniyle alacaklının uğradığı zararı, borçlunun kusur derecesini, alacaklının ortak kusurunu ve tarafların (özellikle borçlunun) ekonomik durumunu dikkate alır. Bu unsurlar dikkate alındığında, alacaklının uğradığı zarar ile kararlaştırılan ceza arasında hakkaniyet ölçüleri ile bağdaşmayan açık bir nispetsizlik varsa ceza indirilir. Cezaî şartın aşırı olup olmadığı değerlendirilirken, cezaî şartın amacının alacaklının durumunu iyileştirmek olduğu göz önünde bulundurulmalıdır. Kararlaştırılan ceza indirilirken, her hâlde, alacaklının müspet zararını karşılamak için genel kurallara göre isteyebileceği tazminat miktarının üstünde kalınmalıdır. Aşırı olan cezaî şartın indirilmesi olanağı, zayıf durumda bulunan borçlunun sömürülmesini önlemeye yönelik, kamu düzenine ilişkin bir kuraldır. Bu nedenle, borçlunun “indirilme olanağından önceden feragati” geçersizdir.
Cezaî şartla ilgili BK’nın 182. maddesinin birinci fıkrası hükmü, “taraflar, cezanın miktarını serbestçe belirleyebilirler prensibini kabul ettikten sonra, üçüncü fıkrası hükmü ile, “Hâkim, aşırı gördüğü ceza koşulunu kendiliğinden indirir.” hükmünü koymuştur. Halbuki, 6102 sayılı TTK’nın 22. maddesi hükmü aynen; ” Tacir sıfatını haiz borçlu, Türk Borçlar Kanununun 121 inci maddesinin ikinci fıkrasıyla 182 nci maddesinin üçüncü fıkrasında ve 525 inci maddesinde yazılı hâllerde, aşırı ücret veya ceza kararlaştırılmış olduğu iddiasıyla ücret veya sözleşme cezasının indirilmesini mahkemeden isteyemez.” hükmünü içermektedir.
Ticaret Hukukumuzda cezai şart, miktarı yönünden sadece, BK’nın 27. maddesindeki “ahlâka aykırılık” kavramı ile sınırlanmış bulunmaktadır. TTK’nın 22. maddesi uyarınca tacirin, borçlu olduğu cezai şartın tenkisini istemesi mümkün değildir. Ancak, TTK’nın 22. maddesi ile tacir olan şahsa ve onun âkidine tanınmış olan bu (akit serbestisi) ilkesi, bütün akitler için sınırlayıcı bir hüküm mahiyetinde olan TTK’nın birinci maddesi hükmünün atfı nedeniyle BK’nın (kesin hükümsüzlük) matlabını taşıyan 27. maddesi hükmü ile, tahdit edilmiştir. Şayet, taraflarca sözleşme ile tespit edilmiş olan (cezaî şart) miktarı, borçlu durumda olan tacirin, iktisaden mahvını mucip olacak ve onun eskisi gibi ticarî faaliyetini devam ettirmesine imkân tanımayacak derecede (ağır) ve (yüksek) ise, o zaman, böyle bir (cezaî şartı) ahlâk ve adaba aykırı bir şart olarak kabul ederek, (kısmen) veya (tamamen) iptali cihetine gitmek mümkündür. Çünkü, ahlâk ve adaba aykırılık dolayısıyla sözleşmede yer alan (cezai şart)’ın (butlanı), hukukun genel bir ilkesidir. TTK’nın 22. maddesi hükmünün, bu genel müeyyidenin dışında kalacağını düşünmek mümkün değildir. Bir borçlunun, iktisadî ve ticarî faaliyet ve mevcudiyetinin tehlikeye girmesini veya yıkılmasını mucip olacak bir nisbete ulaşan her (cezaî şart), ahlâk ve adaba aykırıdır.
Yukarıdan beri yapılan açıklamalar çerçevesinde, alt yüklenicinin hiç bir talepte bulunamayacağına (hakedişin irat kaydı) dair kararlaştırılan ceza, alt yüklenicinin mahvına neden olacağından ahlâka aykırıdır. Alt yüklenicinin mahvına neden olacak biçimde açık hakkaniyetsizlik içeren bu ceza düzenlemesi ahlâk ve adaba aykırı olduğundan batıl olup geçersizdir (Yargıtay 15. HD’nin 02/07/2018 tarih, 2018/979 E., 2018/2795 K. sayılı benzer ilâmı).
Bu kabul doğrultusunda alt yüklenicinin imalat alacağı talebinde esas itibariyle haklılık vardır. Taraflar arasında üç adet hakediş düzenlenmiş olup imalatın miktar ve bedeli noktasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. İhtilâf, 14/02/2017-25/04/2017 fesih tarihine kadar olan temel betonu, kat betonu imalatı ile grobeton işçiliği miktarında çıkmaktadır. Bilirkişiler 28/08/2018 tarihli kök raporlarında 2.408.321,81 TL imalat alacağı hesaplamışlardır. Kök rapora yapılan itiraz ve bu arada birleşen Ankara … Ticaret Mahkemesinin … E. sayılı dava dosyası nedeniyle alınan 15/03/2019 tarihli ek raporda, 1.854.072,78 TL imalat alacağı ve 554.249,03 TL hakediş alacağı olmak üzere toplam 2.408.321,81 TL alacak hesaplanmış; birleşen davanın konusu olan … plakalı aracın tescili istemi bakımından da, “…davalı vekili esas dosyaya verdiği cevap dilekçesi ekinde 32 nolu ek olarak müvekkili şirketin davacı … Ltd. Şti. ile ilgili muhasebe kayıtlarını ibraz etmiştir. Bu kayıtlara raporumuz ekinde de yer verilmiş olup, 132.500,00 TL’lik makbuzun bu kayıtlarda davacı … Ltd. Şti’ne ödeme olarak kayıt edildiği, bu kayıtların davalı tarafça gayrı resmi tutulan kayıtlar olduğu, (…) dolayısıyla, davalının, davacıyla ilgili çift kayıt tuttuğu, (…) dava konusu … plakalı BMW araç bedelinin taraflar arasındaki eser sözleşmesi kapsamında davacının iş bedelinden mahsup edildiği, (…)” tespiti yapılmıştır.
Bu noktada, asıl davada davacı vekili 10/05/2019 tarihli dilekçesinde, talebini artırarak, 2.408.321,00 TL olarak ıslah etmiştir. Islah dilekçesi karşı yan vekiline tebliğ edilmiş, yargılama sürdürülmüştür.
Bilirkişiler 20/05/2020 tarihli ek raporda asıl dava yönünden aynı tespitleri yapmışlardır. Bilirkişiler son olarak tüm dosyayı ve belgeleri irdeleyerek 15/04/2021 tarihli ek raporlarını düzenlemişlerdir.
Somut olayda, bilirkişilerin dosyaya ve oluşa uygun olan raporlarından davacı şirketin toplam imalat alacağının 2.408.321,00 TL olduğu saptanmıştır. Davalı işsahibi sözleşmeyi feshetmiş olmakla ve ek protokol gereğince ‘hakedişlerin irat kaydedileceği’ yönündeki hüküm ahlâka aykırı olması sebebiyle geçersiz kabul edildiğinden, imalat alacağın ödenmesinde haklılık bulunmaktadır.
Davacı tarafından keşide edilen …yevmiye numaralı ihtarnameleri belirli bir tutarı içermemeleri nedeniyle TBK m.117 uyarınca temerrüde elverişli ihtarlar değildir.
Bu sebeple, 200.000,00 TL alacağın 01/06/2017 dava tarihinden itibaren ve 2.208.321,00 TL’nin ise 10/05/2019 ıslah tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesi gerekmiştir.
Davalı iş sahibi … … Şirketi vekilinin işçilik alacaklarının mahsubu isteminde bulunmuştur. Dosya kapsamından davalı iş sahibinin defterlerinin dahi sunmadığı dikkate alındığında, sözleşmelerin feshedildiği ve üçüncü kişi ile sözleşme akdedilmesi sebebiyle iddia edilen işçilik alacaklarının kendi defterlerinin dahi sunulmamasının yanı sıra ödemelerinin dava tarihlerinden sonraya ilişkin oldukları, her davanın dava tarihindeki koşullarla çözümlenmesi gerektiği ilkesi nedeniyle açılacak başka bir davada değerlendirilmesi gerektiği düşünülmüştür.
B)Ankara … Ticaret Mahkemesinin … E. sayılı dava dosyası dava dosyası bakımından:

Birleştirilen Ankara Asliye …Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dava dosyasında iddia, … plakalı aracın davacı adına tescili aksi takdirde bedelinin tahsiline ilişkindir. İş bu dosyada 132.500,00 TL yönünden harç ikmali vardır.
Dosyada bulunan 06/03/2017 tarihli para makbuzu örneğinde, … plakalı aracın 132.500 TL mukabili … …a verildiği yazılıdır. Asıl dava dosyası ile ilgili olarak (A) bendinde yer alan bilirkişinin tespitinden; 132.500,00 TL’lik makbuzun, kayıtlarda davacı … Ltd. Şti’ne ödeme olarak kayıt edildiği, saptanmıştır. Bu nedenle, 132.500,00 TL’lik makbuzun davalı kayıtlarında davacı … Ltd. Şti’ne ödeme olarak kayıt edildiği, bu kayıtların davalı tarafça gayrı resmi tutulan kayıtlar olduğu, görülmüştür.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 20/d maddesi uyarınca trafikte tescilli araçların mülkiyetini nakledici nitelikte sözleşmelerin noterde yapılmasının zorunlu olduğu, geçersiz sözleşmelerin taraflara hak ve borç tahmil etmeyeceği ancak tarafların verdiklerini karşılıklı olarak haksız iktisap hükümleri uyarınca geri alabilecekleri anlaşılmıştır (Yargıtay 11.HD’sinin 07/10/2020 tarih, 2020/2497 E., 2020/3925 K. sayılı benzer kararı). Somut olayda, aracın tescili isteminin reddine, araç bedeli olarak ödenen 132.500,00 TL’nin dava tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmelidir.
C)Ankara … Ticaret Mahkemesinin … E. sayılı dava dosyası dava dosyası bakımından:
Birleştirilen Ankara Asliye …Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dava dosyasında iddia, taraflar arasındaki eser sözleşmesi kapsamında cezaî şart ve sözleşmenin yüksek fiyatla yaptırılmasından doğan zararın tahsili istemlerine ilişkindir.

Dosyada yer alan 17/03/2017 tarihli ek protokol işveren … …, taşeron … Şirketi ve alt taşeron … …-… … tarafından imzalanmıştır. Ek protokolde kimi hükümler şöyle kaleme alınmıştır:
“-İşbu protokol, ruhsat alınmadan önce (ruhsat tarihi 31/12/2016) yapılan ana sözleşme maddeleri geçerli olmak üzere taşeron firmanın ana sözleşme maddelerine uymadığı görülerek işveren firmanın talebi üzerine görüşmeler neticesinde yazıya alınmıştır.
-Ana sözleşmede belirtildiği üzere taşeron firma işverenin izni olmadığı halde alt taşeron çalıştırmıştır.
-Bu sözleşmenin imza tarihinden itibaren işveren taşeron firmaya alt taşeron çalıştırma hakkını tanır (Ana sözleşmedeki cezaî şart saklı kalmak üzere). Ancak işveren tarafından taşeron firmaya yapılacak ödemelerde alt taşeronların da mutabakatı (imzası) aranacaktır. Aksi takdirde ödeme yapılmayacaktır.
-Yukarıda yazan bütün maddeler (…) … parsel içinde geçerlidir. (…)”

Dolayısıyla, davacı alt yüklenici (taşeron) … Şirketinin de imzasını taşıyan iş bu ek protokolde açıkça ‘firmanın ana sözleşme maddelerine uymadığı’, ‘Ana sözleşmede belirtildiği üzere taşeron firma işverenin izni olmadığı halde alt taşeron çalıştırıldığı’ olguları kabullenildiği gibi ana sözleşmedeki cezaî şart saklı bırakılmıştır. Taraflar arasındaki her iki ana sözleşmede de cezaî şart hükmü konulmuştur. Bunlardan: ../../2016 tarihli alt yüklenici (taşeronluk) sözleşmesinin 6’ncı maddesinde: “(…) Taşeron işi şirketin onayını almadan, anlaşmaya varılmadan hiçbir şekilde kimseye devir ve temlik edemez. Böyle bir durumda müteahhitin (işverenin) sözleşmeyi tek taraflı fesh etme hakkı doğmuş ve gerçekleşmiş sayılacaktır. (…) Şirketin bilgisi dışında işin kısmen dahi üçüncü kişilere devredilmesi halinde taşeron 150.000,00 TL cezai şart ödemeyi kabul ve taahhüt eder.” denilmiş; 01/12/2016 tarihli alt yüklenici (taşeronluk) sözleşmenin 6’ncı maddesinde de aynı şekilde: “(…)Taşeron işi şirketin onayını almadan, anlaşmaya varılmadan hiçbir şekilde kimseye devir ve temlik edemez. Böyle bir durumda müteahhitin (işverenin) sözleşmeyi tek taraflı fesh etme hakkı doğmuş ve gerçekleşmiş sayılacaktır. (…) Şirketin bilgisi dışında işin kısmen dahi üçüncü kişilere devredilmesi halinde ve işi bitirmediği geç kaldığı takdirde taşeron 500.000,00 TL cezai şart ödemeyi kabul ve taahhüt eder.” Hükmü konulmuştur. Bu hükümler taraflar yönünden bağlayıcıdır. Her ne kadar yukarıda yapılan açıklamalardan tüm hakedişin irat kaydedileceği hükmü ahlâk ve adaba aykırı olduğundan batıl olup geçersiz ise de 150.000,00 TL ve 500.000,00 TL cezai şart hükümleri geçerlidirler. Gecikme tazminatı, olumlu zararlardan olup, sözleşmenin feshi durumunda istenemez ise de taraflar bunun aksini kararlaştırabilirler. Sözleşmeyi fesheden taraf müspet zarar kapsamında gecikme tazminatı isteyemez ise de her iki sözleşmenin 6’ncı maddelerinde aksi kararlaştırılmış olduğundan ve sonradan düzenlenen 17/03/2017 tarihli ek protokolde de ana sözleşmedeki cezai şart hükmü saklı tutulduğundan, birleşen davacı … … Şirketi, toplam 650.000,00 TL cezai şart isteminde haklıdır.
Davalı (alt yüklenici) vekili cezai şartın fahiş olduğunu iddia etmiştir. Davalı alt yüklenici her iki sözleşmede cezai şartı kabul etmiş, bununla yetinmeyerek düzenlenen 17/03/2017 tarihli ek protokolde de ana sözleşme maddelerine uymadığını, işverenin izni olmadığı halde alt taşeron çalıştırdığını kabullenmiş ve cezai şart hükmünü saklı tutan belgeyi imzalamıştır. Asıl dosyada alt yüklenicinin toplam iş miktarı 4.063.556,94 TL olarak belirlenmiş 2.408.321,00 TL imalat alacağı bulunduğu dikkate alındığında toplam iş miktarına göre 650.000,00 TL cezai şart hükmünün fahiş olduğu ileri sürülemez. Bu sebeple, cezai şart talebinin haklı olduğu ve ödenmesi gerektiği düşünülmüştür.
Ankara 60’ncı Noterliğinin 25/04/2017 tarih, 17372 yevmiye numaralı fesih ihtarnamesinde, 650.000,00 TL’nin (3 işgünü) içerisinde ödenmesi ihtar edilmiştir. İş bu ihtarname 26/04/2017 tarihinde tebliğ edilmiş olup, 02/05/2017 tarihinde temerrüt oluşmuştur. Ancak, birleşen dava dilekçesinde temerrüt tarihinden itibaren faizi ile ödeme talebi bulunmamaktadır. Bu sebeple, 650.000,00 TL’nin tahsiline ilişkin karar verilmelidir.
Sözleşmenin yüksek fiyatla yaptırılmasından doğan zararın tahsili istemlerine ilişkin talep yönünden ise, bilirkişilerin 15/04/2021 tarihli ek-3’üncü raporlarında, dava konusu alt yüklenici sözleşmelerinde birim fiyatın KDV hariç 168,00 TL/m³, KDV dâhil 198,24 TL/m³ olduğunu, dava dışı şirket ile yapılan sözleşmede ise işin bedelinin KDV dâhil 195,00 TL/m³ olarak belirlenmesi sebebiyle zararın oluşmadığını rapor ettikleri izlenmiş, bilirkişilerin raporlarından bu iddianın yasal delillerle kanıtlanmadığı anlaşıldığından istemin reddine karar verilmelidir.
Yukarıda açıklanan yasal ve hukuksal olgu göz önüne alınarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlere, kararın dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, dosyadaki kanıtlara ve Kurul’un takdirine göre;
1.-Asıl davada:
Davanın, ıslah da dikkate alınarak kabulü ile,
200.000,00 TL alacağın 01/06/2017 dava tarihinden itibaren ve 2.208.321,00 TL alacağın ise 10/05/2019 ıslah tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2.-Birleştirilen Ankara … Ticaret Mahkemesinin … E., … K. sayılı dava dosyasında:
A)Yasal koşulları bulunmayan aracın tescili isteminin reddine,
B)Araç bedelinin tahsili istemi bakımından:
Davanın kabulü ile,
Dava konusu … plakalı aracın bedeli olan 132.500,00 TL’nin 14/12/2017 dava tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3.-Birleştirilen Ankara Asliye … Ticaret Mahkemesinin … E., … K. sayılı dava dosyasında:
A) Cezai şart alacağı bakımından:
Davanın kabulü ile 650.000,00 TL’nin alacağın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
B)Sözleşmenin yüksek fiyatla yaptırılmasından doğan zararın tahsili bakımından:
Davanın reddine,
4.-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince;
A)Asıl davada , alınması gereken, 164.512,41 TL karar ve ilâm harcından, peşin alınan 3.415,50 TL ile 37.712,61 TL ıslah harcı toplamı olan 41.128,11 TL harçtan indirilerek, eksik kalan 123.384,30 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
B)Birleşen Ankara … Ticaret Mahkemesinin … E., … E. sayılı dava dosyasında; alınması gereken, 9.051,08 TL karar ve ilâm harcından, peşin alınan 170,78 TL ile 2.100,00 TL tamamlama harcı toplamı olan 2.270,78 TL harçtan indirilerek, eksik kalan 6.780,30 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
C)Birleşen Ankara … Ticaret Mahkemesinin … E., … E. sayılı dava dosyasında; alınması gereken, 44.401,50 TL karar ve ilâm harcından, peşin alınan 11.271,15 TL harçtan indirilerek, eksik kalan 33.130,35 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
4.-Yargılama giderleri bakımından:
Asıl davada, davacı tarafça yapılan; 41.164,11 TL ilk dava (ıslah harcı dahil) 356,90 TL tebligat ve posta gideri, 1.600,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 43.121,01 TL yargılama giderinin davalıdan alınıp, davacıya verilmesine; HMK m.333/1 uyarınca harcanmayan gider avansının hüküm kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Birleşen Ankara … Ticaret Mahkemesinin … E., … E. sayılı dava dosyasında, davacı tarafça yapılan; 2.306,78 TL ilk dava (tamamlama harcı dahil), 142,78 TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 2.449,56 TL yargılama giderinin davalıdan alınıp, davacıya verilmesine; HMK m.333/1 uyarınca harcanmayan gider avansının hüküm kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Birleşen Ankara … Ticaret Mahkemesinin … E., … E. sayılı dava dosyasında; davacı tarafça yapılan; 6,40 TL ilk dava, 234,90 TL tebligat ve posta gideri, 3.600,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 3.841,30 TL yargılama giderinden kabul ve red oranına göre 3.783,10 TL’si ile 44,40 TL başvurma, 11.271,15 TL peşin harç toplamı 15.098,65 TL’nin davalıdan alınıp, davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin kısmın davacı üzerinde bırakılmasına; HMK m.333/1 uyarınca harcanmayan gider avansının hüküm kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Birleşen Ankara … Ticaret Mahkemesinin … E., … E. sayılı dava dosyasında; davalı tarafça yapılan yargılama gideri bulunmadığına,
6.-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca,
Asıl davada, davacı yararına hesaplanan 107.174,78 TL nispî vekâlet ücretinin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
Birleşen Ankara … Ticaret Mahkemesinin … E., … E. sayılı dava dosyasında, davacı yararına hesaplanan 16.537,50 TL nispî vekâlet ücretinin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
Birleşen Ankara … Ticaret Mahkemesinin … E., … E. sayılı dava dosyasında, davacı yararına hesaplanan 49.550,00 TL nispî vekâlet ücretinin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
Birleşen Ankara … Ticaret Mahkemesinin … E., … E. sayılı dava dosyasında, davalı yararına hesaplanan 4.080,00 TL maktû vekâlet ücretinin davacıdan alınarak, davalıya verilmesine,

Dair, asıl ve birleşen Birleşen Ankara … Ticaret Mahkemesinin … E., … E. sayılı dava dosyasında davacı vekili Av. …. ile Av. … ile asıl ve birleşen Ankara … Ticaret Mahkemesinin … E., … E. sayılı dava dosyasında davalı, birleşen Ankara … Ticaret Mahkemesinin … E., … E. sayılı dava dosyasında davacı vekili Av. …’un yüzlerine karşı; kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’nde İstinaf yolu açık olmak üzere 05/10/2021 tarihinde oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.
Başkan … Üye … Üye … Kâtip ….
¸ ¸ ¸ ¸