Emsal Mahkeme Kararı Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/879 E. 2021/529 K. 14.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANKARA
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/879
KARAR NO : 2021/529
Türk Milleti Adına Yargılama Yapmaya ve Hüküm Vermeye Yetkili
ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR

ESAS NO : 2016/879
KARAR NO : 2021/529
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 18/11/2016
KARAR TARİHİ : 14/09/2021
KAR. YAZ. TAR. : 08/10/2021

Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi, Mahkememizin yukarıdaki numarasına kaydı yapılarak dosyanın incelenmesi sonucunda:

DAVA:
Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; davacı bankanın Zeytinburnu/İstanbul Şubesi’nin dava dışı “… Metal San. ve Tic. Ltd. Şti”ne 19/09/2013 tarihinde 600.000,00 TL tutarlı kredi tahsis ettiğini, dava dışı … … ve … …’ın kefaletleri alınarak ve ipotek teminatı da alınarak 462.000,00 TL kredi kullandırıldığını; teminat kapsamında …parselde kayıtlı taşınmazlar üzerinde 21/10/2013 tarihinde 1.200.000,00 TL bedelli 1.derecede ipotek tesis edildiğini; söz konusu taşınmazın değerinin Davalı “… Gayrimenkul Değerleme A.Ş.” tarafından düzenlenen 01/10/2013 tarih 463473, 463474 sayılı, 02/10/2013 tarih 463443 sayılı ekspertiz raporları ile gayrimenkullerin toplam değerinin 600.000,00 TL tespit edilerek ipotek tesis edildiğini ve dava dışı müşteriye 462.000,00 TL kredi kullandırıldığını; dava dışı borçlu tarafından borcun ödenmemesi üzerine krediye 18/08/2015 tarihinde muaccelliyet verilerek ipoteğin paraya çevrilmesi ve kefiller hakkında genel haciz yoluyla takibe geçildiğini; icra müdürlüğünce yapılan kıymet takdiri sonunda taşınmazların toplam değerinin 101.862,13 TL olarak takdir edildiğini; dava dışı gayrimenkul değerleme firmalarına yaptırılan ekspertizle tespit edilen kıymetlerin birbirini teyit etmesi nedeniyle kıymet takdir raporuna itiraz etmeyerek kesinleştirildiğini; Seferihisar İcra Müdürlüğü’nün …Tal. sayılı dosyasından davaya konu gayrimenkullerin toplam 72.000,00 TL bedelle satıldığını; davalının, sözleşmeden doğan özen yükümlülüğüne aykırı davranarak hatalı rapor tanzim ettiğini; müvekkili Banka’nın zararının hatalı rapordan kaynaklandığını; fazlaya ilişkin hakları saklı tutularak 375.711,00 TL Banka zararından davalının sorumlu olduğunu; davalı ile düzenlenen 07/12/2009 tarihli Ekspertiz Hizmet Sözleşmenin 11.8 maddesinde,“… eksperin yaptığı her türlü hata ve ihmalden ve bu hata ve ihmal nedeniyle Banka’nın hukuken tespit ve tescil edilmiş (karar altına alınmış) zarardan ise değerleme kuruluşunun sorumlu olacağı”, 11.11. maddesinde “…Banka’nın hatalı/eksik bilgi/verilerle düzenlenmiş raporları dayanarak işlem tesis etmesinin değerleme kuruluşunun rapordaki eksikler nedeniyle bankanın uğradığı zararları tazmin yükümlülüğünü kaldırmayacağı” hükümlerine göre davalının, müvekkili bankanın zararından sorumlu olduğunu; bu nedenle, banka zararı olan 375.711,00 TL ve 18/08/2015 tarihinden dava tarihine kadar işlemiş faiz tutarı olan 50.188,73 TL olmak üzere toplam 425.899,00 TL’nin anaparaya dava tarihinden itibaren 3095 sayılı Yasa’nın 2/2 maddesi gereğince avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini, talep ve dava etmiştir.

YANIT:
Davalı vekili, yanıt dilekçesinde kısaca; usule ilişkin olarak hak düşürücü süre, zamanaşımı, yetki, görev, işbölümü, derdestlik ve husumet itirazında bulunduklarını; müvekkili şirket tarafından hazırlanan raporların hatalı olduğu iddialarının kabul edilemeyeceğini; raporun icra müdürlüğünce aldırılan kıymet takdiri raporu veya davacı tarafından alınan harici raporlar yerine rapor tarihi olan 01/10/2013 ve 02/10/2013 tarihlerindeki piyasa koşullarındaki değerinin esas alınması gerektiğini; müvekkili şirkete başvuru koşulunun oluşmadığını; zarar koşulunun gerçekleşmesi için davacının tüm hukukî yolları tüketmesi, borçlu, ipotek borçlusu ve kefillere karşı icra takibi yapması ve kredi alacağının tamamen tahsil edilmemiş olmasının gerektiğini; davacının, müvekkili tarafından 01/10/2013 ve 02/10/2013 tarihlerinde rapor düzenlenmeden 19/09/2013 tarihinde borçluya 650.000,00 TL limitli kredi tahsis ettiğini; değerleme raporu ile zarar arasında illiyet bağı bulunmadığını; davacının kusurunun bulunduğunu; davacının Seferihisar İcra Müdürlüğü’nce hazırlanan kıymet takdiri raporuna itiraz etmeyerek kendi kusuru ile düşük kıymet takdiri raporunun kesinleşmesine sebebiyet verdiğini; zararın hesabının hatalı olduğunu; bu sebeple, davanın reddini savunmuştur.

DELİLLER :
1-Genel ticarî kredi sözleşmesi,
2-Tapu kayıtları,
3-07/12/2009 tarihli değerleme (Ekspertiz) hizmet sözleşmesi,
4-Değerleme raporları,
5-Taraf kayıtları,
6-İhtarnameler,
7-İstanbul … Müdürlüğünün … esas sayılı ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip,
8-İstanbul … Müdürlüğünün … esas sayılı kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip,
9-Keşif ve bilirkişi raporları,
10-Tüm dosya münderecatı, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKÎ NİTELENDİRME :
Dava, taraflar arasında yapılan 07/12/2009 tarihli değerleme (ekspertiz) hizmet sözleşmesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
Davacı T.C. … Bankası ile davalı … Gayrımenkul Değerleme A.Ş. arasında 07/12/2009 tarihli değerleme (ekspertiz) hizmet sözleşmesi imzalanmıştır. İş bu sözleşmenin 3’üncü maddesi tanımlara ilişkindir. Ekspertiz (değerleme); “(…) ve kredi teminatını oluşturan/takipteki alacakların güvencesini oluşturan üçüncü şahıslara ait veya çeşitli amaçlarla alım-satım ve kira değerinin tespiti gereken gayrimenkullerin piyasa değerinin tespiti” şeklinde tanımlanmıştır. Sözleşmenin konusu, “(…) T.C. … Bankası A.Ş. Gayrimenkul Değerleme Hizmeti Alım Teknik Şartnamesi çerçevesinde değerleme kuruluşu tarafından yapılması, değerleme raporunun hazırlanması esas ve usullerinin belirlenmesi ile bu raporlar için değerleme kuruluşuna ödenecek ücretin belirlenmesi” olarak saptanmıştır. Sözleşmenin 11’inci maddesi “hak ve yükümlülükler”e ilişkindir. Söz.m.11.8’de; “(…) Eksperin yaptığı her türlü hata ve ihmalden ve bu hata ve ihmal nedeniyle bankanın uğrayacağı hukuken tespit ve tescil edilmiş (karar altına alınmış) zarardan ise değerleme kuruluşu sorumlu olacaktır.” Söz.m.19.2’de, “Bankanın uğradığı her türlü zarar ve ziyanda, ayrıca protesto çekmeye ve ilam almaya gerek kalmaksızın sözleşme banka tarafından tek taraflı olarak feshedilir” denilmiştir.
Davacı banka ile dava dışı asıl borçlu … Metal Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. arasında 19/09/2013 tarihli 650.000,00 TL tutarlı genel kredi sözleşmesi imzalanmıştır. … … ile … … iş bu sözleşmeye müteselsil kefil olarak imza koymuşlardır.
Davacı banka, dava dışı asıl borçlu … Metal Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. hakkında İstanbul … Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasından “ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip” yapmış ve toplam 411.158,58 TL için icra emri yollamıştır. Seferihisar İcra Müdürlüğünün … talimat sayılı dosyasından; 307/230 parsel 9.800,00 TL, 307/332 parsel 9.000,00 TL, 197/25 parsel 25.100,00 TL, 177/23 parsel 14.000,00 TL, 259/1 parsel ise 14.100,00 TL olmak üzere toplamda 72.000,00 TL’ye satılmıştır.
Davacı banka, İstanbul … Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasından, borçlular … Metal Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti., … … ve … … hakkında toplam 416.324,70 TL tutarlı kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip başlatmıştır.
Davalı vekilinin, hiçbir gerekçe içermeyen vaki hak düşürücü süre, zamanaşımı, yetki, görev, işbölümü, derdestlik ve husumet itirazının reddedilmiştir. Şöyle ki: Hak düşürücü süre için dayanak ve koşul gösterilmemiştir, 07/12/2009 tarihli değerleme (Ekspertiz) hizmet sözleşmesi tarihine göre yasal on yıllık zamanaşımı süresi dolmamıştır; 07/12/2009 tarihli sözleşmenin 20’nci maddesinde Ankara Mahkemeleri kesin yetkilidir; şirketler arasındaki iş bu uyuşmazlıkta TTK m.4,5 gereğince Mahkememiz görevlidir; işbölümü itirazı HMK’ye yer almamakta olup, derdestlik için gerekçe sunulmamış ve sözleşme tarafı olması sebebiyle davalının husumet itirazı yasal ve yerinde görülmemiştir.
Davalı şirket, zarara neden olunduğu iddia edilen ekspertiz raporunda, ipotekli taşınmazların değeri toplamda 600.000,00 TL olarak belirlenmiştir. Banka hatalı ekspertiz raporu nedeniyle uğradığı zararı, davalı şirketten talep edilebilmesi için öncelikle ipoteklerin paraya çevrilmesi, alacağın tahsiline ilişkin yasal yollara başvurulması ve belki de tüketilmesi gerekir. Bu yolla alacağın tahsili eldeki davayı konusuz kılar.
Taşınmazlar üzerinde keşif yapılarak rapor alınması yönünde mahalline istinabe yazılmış, kök ve itiraz nedeniyle ek rapor alınmıştır.
Bankacı Bilirkişi Sn. …’tan kök ve bilahare ek rapor alınmıştır. Bilirkişinin raporundan, davacı banka tarafından dava dışı asıl borçlu şirkete toplamda 600.000,00 TL kredi tahsis edildiği, 397.560,00 TL kredi kullandırıldığı, 31/08/2015 tarihinde hesap kat edilerek kredinin çağrıldığı, izlenmiştir.
Yapılan yargılama sonunda toplanan tüm deliller bir arada değerlendirildiğinde; davalı şirketin taşınmaz için belirlediği değerin 600.000,00 TL olduğu, Mahkememizce istinabe yolu ile alınan ve dosyaya uygun olduğu kanısına varılan bilirkişi raporuna göre değerin 330.414,20 TL olması sebebiyle 269.585,80 TL fark oluştuğu, izlenmiştir. Somut uyuşmazlıkta davalının zarara neden olan eylemi, davacının kredi kullandırdığı dava dışı kişinin teminat olarak gösterdiği taşınmazların değerinin, gerçek değerinin üzerinde bir tutar olarak belirlemesidir. Davacının zararının, kredi alacağı bulunmak kaydıyla, taşınmazın değerleme tarihindeki gerçek değeri ile davalının eksperlerinin belirlediği değer arasındaki fark kadar olacağının kabulü gerekmektedir (Yargıtay 11.HD’nin 21/04/2015 tarih ve 2014/17204 E., 2015/5587 K. sayılı benzer kararı). Sözleşme 11.8 maddesi de iş bu sorumluluğu gerektirmektedir.
Somut olayda, davalının eylemi gerçekte 330.414,20 TL değeri bulunan taşınmazların ipotek bedelini toplamda 600.000,00 TL olarak göstermekten ibarettir. Bu durumda davacı bankanın zararı kredi alacağı bulunmak kaydıyla 600.000,00 TL ile 75.000 TL farkı kadar olmaktadır ki bu tutar 269.585,80 TL’dir.
Bu noktada, bilirkişinin 08/01/2020 tarihli ek raporunda; bankanın ipoteklere uyguladığı marjın %25 olduğunu, 600.000,00 TL değer için kullandırılacak kredinin (600.000:1,25=) 480.000,00 TL ve 330.414,20 TL için kullandırılabilecek kredinin (330.414,20 TL:1,25)=264.331,36 TL olacağını; bu hesaba göre, banka zararının: 480.000,00-264.331,36 TL=215.668,64 TL hesaplanacakken bankanın 397.560,00 TL kredi kullandırması sebebiyle (397.560,00-264.331,36=) 133.228,74 TL olarak hesaplandığını; bankanın kıymet raporuna itiraz etmemesini %50 kusur olarak belirlediği, yönündeki görüşü yerinde ve uygulanabilir görülmemiştir. Zira, davalının zarar doğuran eylemi davacının kredi kullandırdığı dava dışı kişinin teminat olarak gösterdiği taşınmazların değerinin, gerçek değerinin üzerinde bir tutar olarak belirlemesidir. Bilirkişinin 17/05/2021 tarihli ek raporunda dava tarihi itibariyle alacak miktarının 503.518,19 TL olarak belirlenmesi nedeniyle’kıymet raporuna itiraz edilmemesi’ hususu, davacı delilleri dikkate alınarak kusur indirimi için yerinde görülmemiştir. Dosyada yer alan bilgi ve belgelerden davacı bankanın TBK m.52 anlamında ‘zararın doğmasında veya artmasında’ etkili olduğu yönünde herhangi bir inandırıcı kanıt bulunmamıştır. Bu nedenle bilirkişinin bu yöndeki görüşü ile davalının savunmaları uygulanabilir bulunmamıştır.
Sonuç olarak somut olayda; taraflar arasında 07/12/2009 tarihli değerleme (ekspertiz) hizmet sözleşmesi imzalandığı; sözleşme hükümlerine göre (m.11.8) eksperin yaptığı her türlü hata ve ihmalden ve bu hata ve ihmal nedeniyle bankanın uğrayacağı hukuken tespit ve tescil edilmiş (karar altına alınmış) zarardan ise değerleme kuruluşunun sorumlu tutulduğu, sözleşme hükümlerinin taraflar için normatif bir alan meydana getirdiği ve ‘yasa gücünde’ onlar için bağlayıcı olduğu; davacı bankanın dava dışı … Metal Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. arasında 19/09/2013 tarihli 650.000,00 TL tutarlı genel kredi sözleşmesi imzalandığı ve … … ile … … iş bu sözleşmeye müteselsil kefil olarak imza koydukları, adı geçen şirkete kredi kullandırıldığı; kredinin geri dönmemesi nedeniyle hesabın kat edildiği ve icra takipleri yapıldığı; dava dışı asıl borçlu … Metal Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. hakkında İstanbul … Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasından “ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip” yapıldığı ve taşınmazların toplamda 72.000,00 TL’ye satıldığı; davacı bankanın, İstanbul … Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasından, borçlular … Metal Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti., … … ve … … hakkında toplam 416.324,70 TL tutarlı kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip başlattığı, haczi kabil mal bulunmadığına ilişkin haciz zabıt örneklerinin dosyaya sunulu oldukları, bu koşullar içerisinde davacı bankanın davalı gayrimenkul değerleme şirketine hatalı ekspertiz raporu nedeniyle ve sözleşmeye dayanarak başvurusunda önşart eksikliği bulunmadığı; yapılan açıklamalar çerçevesinde davalının haksız eyleminin, gerçekte 330.414,20 TL değeri bulunan taşınmazların ipotek bedelini toplamda 600.000,00 TL olarak göstermekten ibaret olduğu ve bu durumda davacı bankanın zararının kredi alacağı bulunmak kaydıyla 600.000,00 TL ile 75.000 TL farkı kadar olacağı ki bu tutarın 269.585,80 TL olduğu anlaşıldığından, bu tutar yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmelidir. Fazlaya ilişkin kısım reddedilmelidir.
Davacı bankanın, banka zararının tasfiye olunacak hesaplar alacaklılar hesabına aktarıldığı 19/08/2015 tarihinden itibaren avans faizi istemi yerinde görülmemiştir. Muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarıyla temerrüde düşeceğinden (TBK m.117, f.1) ve dosya kapsamından Zeytinburnu 5. Noterliğinin 14/03/2016 tarih 02797 yevmiye sayılı ihtarnamesinin belirli bir meblağın ödenmesi ihtarı koşulunu sağlamaması nedeniyle usule uygun bulunmaması ve başkaca da temerrüt ihtarının sunulmaması nedeniyle alacağa dava tarihinden itibaren avans faizi uygulanması gerektiği anlaşılmıştır.
Yukarıda açıklanan yasal ve hukuksal olgu göz önüne alınarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlere, kararın dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, dosyadaki kanıtlara ve Kurul’un takdirine göre;
1-Davanın kısmen kabulü ile,
269.585,80 TL alacağın 18/11/2016 dava tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Fazlaya ilişkin istemin reddine,
2.- 492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince; alınması gereken, 18.415,41 TL nispî karar ve ilam harcından, peşin alınan 7.273,30 TL harçtan indirilerek eksik kalan 11.142,11 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
3.-Davacı tarafça yapılan 4,30 TL ilk dava, 745,00 TL tebligat ve posta gideri, 5.250,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 5.999,30 TL yargılama giderinden davanın kabul ve red oranına göre 3.797,44 TL’si ile 29,20 TL başvurma, 7.273,30 TL peşin harç toplamı 11.100,04 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine; fazlaya ilişkin kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, HMK m.333/1 uyarınca harcanmayan gider avansının hüküm kesinleştiğinde davacıya iadesine,
4.-Davalı tarafından yapılan 100,00 TL yargılama giderinden davanın red ve kabul oranına göre 36,70 TL’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, artan kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
5.-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca, davacı yararına hesaplanan 27.321,01 TL nispî vekâlet ücretinin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
6.-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca, davalı yararına hesaplanan 18.799,75 TL nispî vekâlet ücretinin davacıdan alınarak, davalıya verilmesine,

Dair, davacı vekili Av. …’ın yüzlerine karşı; kararın tebliğinden itibaren iki hafta çerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere 14/09/2021 tarihinde oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup, usûlen anlatıldı.