Emsal Mahkeme Kararı Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/832 E. 2022/873 K. 23.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2016/832 Esas – 2022/873
Türk Ulusu Adına Yargılama Yapmaya ve Hüküm Vermeye Yetkili
ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR

ESAS NO : 2016/832 Esas
KARAR NO : 2022/873

DAVA : TAZMİNAT
DAVA TARİHİ : 31/10/2016

KARAR TARİHİ : 23/12/2022
YAZIM TARİHİ : 13/01/2023
Mahkememizde açılan tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :
Davacılar vekili ; davalılardan …’a ait olup, olay sırasında diğer davalı …’ın kullandığı ve davalı … Sigorta tarafından trafik sigorta poliçesi düzenlenen … plaka sayılı araç ile davacılardan …’ın kullandığı ve diğer davacı …’nın yolcu olarak bulunduğu … plaka sayılı araçların 11/09/2014 tarihinde neden oldukları trafik kazası sonucu her iki davacının yaralandığını, ceza yargılaması sırasında alınan raporda sigortalı araç sürücüsünün tam kusurlu olduğunun kabul edildiğini, kazada yaralanan davacı …’ın müteahhitlik işi yaptığı, kendisine ait iş makinesi bulunduğu, taşıma ve yükleme işi nedeniyle gelir elde ettiğini, diğer davacı …’nın ev hanımı olduğunu, meydana gelen kaza nedeniyle yaralanan davacıların her biri için çalışma gücü, iş gücü kaybı, tedavi ve hasta bakım giderleri için ayrı ayrı 5.000,00 TL olmak üzere toplam 10.000,00 TL maddi tazminatın tüm davalılardan, her iki davacı için ayrı ayrı 50.000,00 TL olmak üzere toplam 100.000,00 TL manevi tazminatın gerçek kişi davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Talep edilen tazminatlarr her bir davacı yönünden ayrıştırması istenildiğinde davacılar vekili 23/10/2017 tarihli dilekçe ile. her bir davacı için tedavi giderleri yönünden 750,00 TL, bakıcı giderleri için 750,00 TL, sürekli iş gücü kaybı için 1.000,00 TL ve geçici iş göremezlik nedeniyle 2.500,00 TL tazminat talep ettiği şeklinde beyanda bulunmuştur.
YANIT :
Davalı … ve … vekilleri; trafik kazasının oluş şekline ilişkin kaza tespit tutanağı dikkate alındığında ceza yargılaması sırasında belirlenen kusur dağılım oranının olaya uygun olmadığını ve bu nedenle tamamen kusurlu olduklarının kabul edilemeyeceğini, sigorta şirketinin tarafları eşit kusurlu kabul edilip buna göre araç hasar ödemesi yaptığını, müvekkillerine ait araçta bulunan sürücü ve yolcuların da kazada yaralandığını, davacı …’ın ticari faaliyeti nedeniyle elde ettiğini ileri sürdüğü geliri ispat etmesi gerektiğini ve talep edilen manevi tazminatın fahiş olduğunu belirtip, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı sigorta şirketi vekili ; davadan önce yasada aranan tüm belgeler eklenmek suretiyle usulüne uygun şekilde başvuru yapılmadığı için özel dava şartının gerçekleşmediğini, bu nedenle davanın usulden reddi gerektiğini, kazaya karışan … plaka sayılı araç için kendilerinin poliçe düzenlediğini, kişi başı sorumluluklarının poliçe limiti olan 268.000,00 TL ile sınırlı olduğunu, olayda sigortalı araç sürücüsünün %100 kusurlu olduğuna ilişkin ceza yargılaması sırasında alınan raporun kabul edilemeyeceğini, geçici iş göremezlik, tedavi ve yol giderlerinin poliçe kapsamında olmadığını, davacılara yaralandıkları dönemde kızları ve gelinleri tarafından bakıldığı için ayrıca bakıcı gideri talep edilemeyeceğini belirtip, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLER :
-… plaka sayılı araçla ilgili ruhsat, poliçe örneğini de içeren hasar dosyası,
-Davacılar ile davalı gerçek kişiler yönünden yapılan gelir araştırması sonucu,
-SGK’ya yazılan yazıya verilen cevap,
-Bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen raporlar.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Davadaki talep; davalıların sürücüsü, işleteni ve sigortacısı oldukları aracın neden olduğu kaza sonucu her iki davacıda oluşan bedensel zararlar ile tedavi ve yol giderleri yanında manevi tazminatın davalılardan tahsili istemine ilişkindir.
Davacı … tarafından Ankara …Asliye Ticaret Mahkemesi’nde aynı davalılara karşı … esas sayılı dava ile araçlarında oluşan hasar bedelinin tahsili talep edilmiş, bu dava başlangıçta mahkememizdeki dava ile birleştirilmiş olmakla birlikte, ana dava ile ilgili tüm deliller toplandıktan sonra araç hasarı konusunda raporun bulunmadığı görülmekle, işin sürüncemede kalmaması için birleşen dava ana davadan ayrılmış, bu dava yeni bir esasa kaydedilerek, eldeki davada sadece davacıların bedensel zararları ile manevi tazminat talepleri yönünden dyürütülmüştür.
Trafik sigorta poliçesi düzenleyen sigorta şirketleri sigortalı aracın işletilmesi sırasında neden olduğu ve 3.kişilerde oluşan bedensel zararlar için sigortalı ya da onun eylemlerinden sorumlu olan sigortalı araç sürücüsünün neden olduğu poliçe kapsamındaki zararları poliçe limitine bağlı olarak sigortalısı adına ödemeyi üstlenmektedir.
Zarar miktarının belirlenmesi amacıyla öncelikle her iki araç sürücüsü ile yaralananların olaydaki kusur oranlarının belirlenmesi, bu aşamadan sonra davacılarda kazaya bağlı olarak ortaya çıkan geçici ve sürekli iş göremezlik oranı ve süresi ile bakıcı ihtiyacı olup olmadığının, daha sonra da bu nedenlerle talep edilebilecek tazminat miktarlarının bilirkişi raporu ile belirlenmesi gerekmektedir.
Temin edilen kayıtlardan da anlaşıldığı gibi; davalılardan …’a ait … plaka sayılı araç için davalı sigorta şirketi tarafından kaza tarihi içinde koruma sağlayacak şekilde trafik sigorta poliçesi düzenlenmiştir. Sigortalı araç diğer davalı … idaresinde 11/09/2014 tarihinde Altındağ İlçesi Kavaklı Mahallesinde Tatlar Mahallesi yönünden Kavaklı Mahallesi yönünde seyir halinde iken davacı sürücü … idaresindeki … otomobil ile Sakız ağacı mevkisinde çarpışarak davacıların yaralanması ile sonuçlanan trafik kazası meydana gelmiştir. Trafik görevlileri tarafından düzenlenen kaza tespit tutanağında …’ın kullandığı … plaka sayılı aracın şerit ihlali yaptığı ve kavşaklara yaklaşırken hızını azaltmadığı, davacı …’ın kullandığı … plakalı araç sürücüsünün şerit ihlalinde bulunduğu için kusurlu oldukları tespiti yapılmıştır.
Davamıza konu trafik kazası nedeniyle yaralananlar olduğu için Ankara 37. Asliye Ceza Mahkemesi’nde dava açılmış, mahkemenin keşif yapmak suretiyle trafik polisi bilirkişi … …’tan aldığı 22/06/2015 tarihli raporda; kazanın tanık … …’nun ifadesinde belirtilen şekilde meydana geldiği, bu durumda sigortalı araç sürücüsünün şerit ihlali yaptığı için %100 oranında kusurlu olduğu şeklinde görüş bildirilmiştir. Mahkememiz için rapor düzenleyen bilirkişi … 01/02/2018 tarihli raporunda; ceza yargılama dosyasındaki deliller ve dava dosyamıza kazandırılan delilleri hep birlikte değerlendirdikten sonra, davacı sürücü … …’ın yolun sağ kenarını takip ederek seyir halinde olduğu sırada önündeki araçlar ve yolu dikkatli şekilde araç kullanması gerekirken karşı yönden gelen ve davalı …’ın kullandığı aracı fark edip kendi şeridine dönmekte oldukça geç kaldığı, olay öncesinde şerit ihlalinde bulunarak seyri nedeniyle davalı sürücünün yanlış tedbir almasına neden olmakla ve yeterince fren tedbirine başvurmayarak 1.derecede ve % 60 oranında, davalı sürücü …’ın ise; aracını yol ve hava koşullarına uygun şekilde kullanmayıp azami hız sınırının 50 km olduğu olay yerinde oldukça yüksek hızla yol aldığı, karşı yönden şerit ihlali yaparak gelen aracı gördüğünde yolun sağına yanaşıp fren tedbirine başvurması gerekirken hatalı olacak biçimde yolun sağ şeridine geçmeye çalışıp karşı yönden gelen araçlar için ayrılan yol bölümüne geçtikten sonra karşı yönden gelen ve şerit ihlali yapan aracın kendi şeridine dönebileceğini düşünmeden hareket etmek suretiyle olayda 2.derecede ve % 40 oranında kusurlu olacak şekilde kazaya neden oldukları şeklinde görüş bildirmiştir.
Ceza yargılaması sırasında düzenlenen 22/06/2015 tarihli rapor ile mahkememiz için hazırlanan 01/02/2018 tarihli raporlar arasında kusur dağılımı konusunda aykırılık bulunduğu için sorunun giderilmesi amacıyla 3 kişiden oluşturulan heyetten 05/03/2019 tarihli rapor alınmıştır. Bilirkişilerimizin yaptığı değerlendirme sonucu; ceza yargılaması sırasında … plaka sayılı sigortalı araç sürücüsünün şerit ihlali yaptığı kabul edilerek kusur dağılım oranı belirlenmiş ise de; tüm dosya içeriği dikkate alındığında hangi aracın şerit ihlali yaptığının tespit edilmesinin mümkün olmadığı, 01/02/2018 tarihli olup … tarafından hazırlanan raporda tanığın ifadesine üstünlük tanınmış ise de; davacı sürücü …’ın anlatımları ile tanık anlatımları uyuşmadığı için olayın bu iki kişiden hangisinin anlatımına uygun şekilde gerçekleştiği belirlenemeyeceği, bu durumda tehlike sorumluluğu dikkate alındığında Yargıtay’ın benzeri olaylarda kabul ettiği ilkeden hareketle sürücülerden hangisinin şerit ihlali yaptığı tespit edilemediğinden, her iki sürücünün olayda %50 oranında eşit kusurlu kabul edilmeleri gerektiği şeklinde görüş bildirilmiştir.
Bu aşamaya kadar alınan 3 bilirkişi raporunun kusur dağılımı konusunda uyuşmaması nedeniyle İstanbul Ticaret Mahkemeleri’ne talimat yazılmak suretiyle İTÜ’den seçilen ve 3 kişiden oluşan heyetten 28/06/2019 tarihli yeni rapor alınmıştır. Konunun uzmanı oldukları tartışmasız olan bu bilirkişiler tüm dava dosyası ve önceki bilirkişi raporlarını değerlendirdiklerinde, araç sürücülerinden hangisinin şerit ihlali yaptığının tespit edilmesinin mümkün olmadığı, bu durumda bir önceki raporda belirtildiği gibi her iki araç sürücüsünün eşit ve %50 oranında kusurlu sayılmaları gerektiği yönünde görüş bildirmişlerdir.
Tüm dosya kapsamı ve bilirkişi raporları birlikte değerlendirildiğinde; ceza yargılaması sırasında verilen kararda olayın oluş şekli hukuk hakimi açısından yol gösterici olmakla birlikte, belirlenen kusur dağılım oranı hukuk mahkemeleri için bağlayıcılık oluşturmamaktadır. Bir tanesi ceza yargılaması sırasında alınmış, diğer üçü mahkememiz tarafından alınmış bilirkişi raporlar hep birlikte değerlendirildiğinde, araç sürücülerinden hangisinin şerit ihlali yaparak yaralanma ile sonuçlanan kazaya neden olduklarının somut olayda belirlenemediği, bu durumda her iki araç sürücüsünün tehlikeye katlanma sorumlulukları kapsamında %50 oranında kusurlu olacak şekilde yaralanma ile sonuçlanan kazaya neden oldukları, davacı …’a ait araçta yolcu olarak bulunan diğer davacı …’nın kazanın meydana gelmesine etkili trafik kuralı ihlali ya da davranışı bulunmadığı için olayda kusursuz kabul edilmesi gerektiği kabul edilmiştir.
Her iki araç sürücüsünün kusur dağılım oranları ile ilgili sorun giderildikten sonra kazaya bağlı olmak koşulu ile davacılarda oluşan geçici ve sürekli iş göremezlik oranı ve süresi ile bakıcı ihtiyacı konusunda rapor alınması gerektiği kabul edilmiştir.
Davacı … yönünden Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı tarafından hazırlanan 03/11/2017 tarihli raporda; olay tarihinde yürürlükte olan “Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kayıp Oranı Tespit İşleri Yönetmeliği”ne göre bu davacıda %12,2 oranında sürekli çalışma gücü kaybı oluştuğu, 4 ay süre ile geçici iş göremezlik meydana geldiği, geçici iş göremezlik süresinin tamamında başka birinin bakımına muhtaç olduğu şeklinde görüş bildirilmiştir. Aynı davacı ile ilgili ATK 2. İhtisas Kurulu’nun 19/02/2021 tarihli raporunda; yine “Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kayıp Oranı Tespit İşleri Yönetmeliği”ne göre %21,2 oranında sürekli çalışma gücü kaybı oluştuğu, yaralanmaların 4 ay süre ile geçici iş göremezlik meydana getirdiği, bu sürenin 1 aylık bölümünde başka birinin bakımına ihtiyaç duyduğu şeklinde görüş bildirilmiştir. Aynı yönetmelik hükümleri dikkate alınarak hazırlanan ve davacı … ile ilgili iki rapor arasında aykırılık bulunduğu için aykırılığın giderilmesi amacıyla Adli Tıp 2. İhtisas Üst Kurulu’ndan 11/08/2022 tarihli yeni bir rapor alınmış, Üst Kurul tüm tedavi evrakı ile daha önce düzenlenen raporları da değerlendirmek suretiyle yaptığı inceleme sonucu; davacıdaki yaralanmaların % 21,2 oranında sürekli çalışma gücü kaybı oluşturduğu, yaralanmaların 4 ay süre ile geçici iş göremezliğe neden olduğu ve bu sürenin 1 aylık bölümünde başka birinin bakımına muhtaç olduğu şeklinde görüş bildirilmiştir.
Davacı … ile ilgili yukarıda içeriği özetlenen raporlar hep birlikte değerlendirildiğinde; kaza tarihi itibariyle yürürlükte olan “Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kayıp Oranı Tespit İşleri Yönetmeliği”ne göre rapor hazırlandığı, üniversite tarafından hazırlanan rapor ile ATK 2. İhtisas Kurulu’nun raporları arasındaki aykırılığın ATK yönetmeliğinde öngörülen biçimde genişletilmiş üst kuruldan alınan rapor ile giderildiği, sonuç olarak ATK 2. İhtisas ve ATK 2. İhtisas Üst Kurulu’nun raporlarında belirtildiği gibi, davacı …’daki yaralanmaların davamıza konu trafik kazasından kaynaklandığı, bu yaralanmaların davacıda %21,2 oranında sürekli çalışma gücü kaybı oluşturduğu, yaralanmaların 4 ay süre ile geçici iş göremezliğe neden olduğu ve bu sürenin 1 aylık bölümünde başka birinin bakımına muhtaç olduğu kabul edilmiştir.
Diğer davacı … ile ilgili rapor ATK 2. İhtisas Kurulu tarafından düzenlenmiş olup, 08/02/2021 tarihli raporda belirtildiği gibi; Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kayıp Oranı Tespit İşleri Yönetmeliği”ne göre davacıdaki yaralanmaların % 48,2 oranında sürekli çalışma gücü kaybı, 9 ay süre ile geçici iş göremezlik hali oluşturduğu, tedavi sürecinin 2 aylık bölümünde geçici olarak başka birinin bakımına ihtiyaç duyduğu şeklinde görüş bildirmiştir. Rapora yönelik itirazlar üzerine ATK 2. İhtisas Üst Kurulu’ndan 11/08/2022 tarihli rapor alınmıştır. Davacı ile ilgili temin edilen tüm tedavi evrakı ve daha önce düzenlenen rapor da irdelenmek suretiyle hazırlanan yeni raporda da; 2. İhtisas Kurulu raporunda belirtilen tespitlerin yerinde olduğu bildirilmiştir.
Davacı … ile ilgili yukarıda içeriği özetlenen raporlar hep birlikte değerlendirildiğinde; kaza tarihi itibariyle yürürlükte olan “Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kayıp Oranı Tespit İşleri Yönetmeliği”ne göre ATK 2. İhtisas Kurulu tarafından hazırlanan ve itiraz sonrası genişletilmiş üst kuruldan alınan raporlarda da belirtildiği gibi, davacı …’daki yaralanmaların davamıza konu trafik kazasından kaynaklandığı, bu yaralanmaların davacıda % 48,2 oranında sürekli çalışma gücü kaybı oluşturduğu, yaralanmaların 9 ay süre ile geçici iş göremezliğe neden olduğu ve bu sürenin 2 aylık bölümünde başka birinin bakımına muhtaç olduğu kabul edilmiştir.
Araç sürücülerinin kusur dağılım oranlarına ilişkin raporlar ile çalışma gücü kayıp oranı ile ilgili raporlar düzenlendikten sonra her bir davacının talep edebileceği alacak miktarının belirlenmesi gerekli olmuştur. Bu amaçla görevlendirilen bilirkişi Damla SEYHAN’dan 20/11/2022 tarihli bilirkişi raporu alınmıştır. Mahkememiz tarafından kabul edilen ve her iki araç sürücüsünün %50 oranında kusurlu oldukları şeklindeki rapor ile yine her iki davacıya ilişkin ATK 2. İhtisas Üst Kurulu raporlarında belirtilen tespitlerden hareket edilip Anayasa Mahkemesi’nin kısmi iptal kararı sonrası Yargıtay tarafından kabul edilen yaşam süresine ilişkin TRH 2010 yaşam tablosu ile asgari ücret esas alınmak suretiyle yapılan hesaplama sonucu; davacı …’nın vergi istisnası dahil edildiğinde 384.327,16 TL sürekli iş göremezlik alacağı, 3.773,45 TL geçici iş göremezlik alacağı ve 891,04 TL bakıcı gideri talebinin yerinde olduğu, diğer davacı … için vergi istisnası dahil edildiğinde 148.912,11 TL sürekli iş göremezlik alacağı, 1.792,81 TL geçici iş göremezlik alacağı ve 445,52 TL bakıcı gideri talep edebileceği hesaplanmıştır.
Davacıların bir diğer talepleri SGK tarafından karşılanmayan tedavi ve yol giderlerine ilişkin olup, bu konudaki rapor ise bilirkişi Adnan PARKAN tarafından hazırlanan 11/03/2019 tarihli rapor olup, bu rapora göre; davacı …’ın SGK tarafından karşılanmayan tedavi ve yol gideri alacağının 2.969,35 TL olduğu, olayda davacı %50 kusurlu olduğu için talep edebileceği alacağının 1.484,68 TL olması gerektiği, aynı şekilde davacı …’nın talep edebileceği ve SGK tarafından karşılanmayan tedavi ve yol gideri alacağının 3.939,33 TL olduğu, %50 kusur oranına karşılık gelen 1.969,87 TL’nin davalılardan talep edilmesinin mümkün olduğu kabul edilmiştir.
Davacıların yaralanması ile sonuçlanan trafik kazası 11/09/2014 tarihinde meydana gelmiş, eylem TCK’da suç olarak düzenlenip 8 yıl zaman aşımı süresi öngörülmüş olup 2918 sayılı Yasa’nın 109/2. maddesi uyarınca uzamış zaman aşımı süresinin tazminat istekleri yönünden de dikkate alınması gerektiği, bu durumda 11/09/2014 tarihinde başlayan 8 yıllık zaman aşımı süresinin 11/09/2022 tarihinde sona ermesi gerekir iken davacının 11/09/2022 tarihinde harcını tamamladığı dilekçe ile ıslah işlemi yaptığı, bu hali ile ıslah işleminin yapıldığı tarihte davacıların alacakları için öngörülen zaman aşımı süresinin tamamlanmadığı kabul edilmiştir.
Davacılar vekili ıslah dilekçesi ile davacı … için geçici iş göremezlik alacağının 3.800,00 TL’ye, sürekli iş göremezlik alacağının 383.000,00 TL’ye ve tedavi bakıcı giderini ise 1.150,00 TL’ye yükseltmiştir. Aynı dilekçede davacı … yönünden geçici iş göremezlik alacağı 1.650,00 TL, sürekli iş göremezlik alacağı 147.500,00 TL’ye ve tedavi bakıcı giderleri ise 550,00 TL’ye yükseltilmiştir. Islah dilekçesi davalılara tebliğ edilmek suretiyle yargılamaya devam edilmiştir.
Her ne kadar geçici iş göremezlik, bakıcı gideri ve tedavi yol giderlerinin poliçe kapsamında olmadığı ileri sürülmüş ise de; oluşan zararın BK’nın 54.maddesi hükümleri dikkate alınarak belirlenmesi gerektiği, bu madde kapsamında çalışılamayan dönemde elde edilemeyen gelir ve iyileşme için yapılan giderlerin de bedensel zararlar kapsamında sigorta şirketi ve olaya neden olan haksız fiil sorumluları tarafından karşılanması gerektiği kabul edilmiştir.
Toplanan delillere göre; her iki araç sürücüsünün eşit oranda kusurlu oldukları kabul edilen trafik kazası sonucu davacıların yaralandıkları, her bir davacının ATK 2. İhtisas Üst Kurulu’nun raporunda belirtildiği şekilde sürekli çalışma gücü kaybı, geçici iş göremezlik ve geçici bakıcı ihtiyaçlarının oluştuğu, davacı tarafın ıslah dilekçesi ile hesap bilirkişilerinin hazırladığı raporlar birlikte değerlendirildiğinde davacı … yönünden 1.150,00 TL tedavi ve bakıcı gideri, 3.800,00 TL geçici iş göremezlik alacağı ile birlikte 383.000,00 TL sürekli iş göremezlik alacağının davalılardan tahsili gerektiği, bu davacı zararından kaynaklanan alacağın sigorta şirketi yönünden poliçe limitini aştığı için sigorta şirketinin olay tarihindeki limiti olan 268.000,00 TL ile sınırlı olacak şekilde sorumlu olması gerektiği, diğer davacı … yönünden; 550,00 TL tedavi ve bakıcı gideri, 1.650,00 TL geçici iş göremezlik alacağı ile birlikte 147.500,00 TL sürekli iş göremezlik alacağının davalılardan tahsili gerektiği kabul edilmiştir.
Davacıların bir diğer talepleri trafik kazasına bağlı yaralanma sonucu ortaya çıkan manevi zararlarının giderilmesine ilişkindir. Her iki araç sürücüsünün eşit kusurlu oldukları trafik kazası sonucu ATK 2. İhtisas Üst Kurulu’nun düzenlediği raporda belirtilen şekilde yaralanan davacıların tedavi süreçleri, tedavi süresi içerisinde bir başkasının bakımına muhtaç hale gelmeleri, belirlenebilen gelir durumları da dikkate alınarak davacıların olay nedeniyle duydukları acı ve üzüntülerinin bir ölçüde giderilmesi amacıyla özellikle sürekli çalışma gücü kayıp oranlarındaki farklılık da göz önünde bulundurulup davacı … için 30.000,00 TL, diğer davacı … için 40.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı gerçek kişilerden müteselsilen tahsili gerektiği kabul edilmiştir.
Sigortalı araç temin edilen ruhsat örneği incelendiğinde, ticari amaçla kullanılan açık kasa kamyonet olarak tescil edildiği için sigorta şirketinden avans faizi, haksız fiil nedeniyle sorumlu olan gerçek kişi davalılar yönünden ise yasal faiz talep edilmesinin mümkün olduğu kabul edilmiştir.
Davalı gerçek kişiler haksız fiil nedeniyle sorumlu olup, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte gerçek kişiler yönünden temerrüt oluştuğu için davacıların talep ettikleri tüm alacakları yönünden gerçek kişiler için kaza tarihinden itibaren, davalı sigorta şirketinin ise kendisine yapılan başvuru eksik belge ile gerçekleştiğinden temerrütün dava açılmakla oluştuğu, bu nedenle dava dilekçesinde belirtilen miktar yönünden dava tarihinden itibaren, davanın kısmi dava olarak açılmış olması nedeniyle ıslah işlemine konu bakiye alacak yönünden ise ıslah tarihinden itibaren faiz talep edilmesinin mümkün olduğu kabul edilip davacı talepleri ile ilgili aşağıdaki hüküm oluşturulmuştur.
HÜKÜM: Nedenleri yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı … …’ın talepleri yönünden;
A)Maddi tazminat isteği ile ilgili olarak;
550,00 TL tedavi ve bakıcı gideri,
1.650,00 TL geçici iş göremezlik alacağı,
147.500,00 TL sürekli iş göremezlik alacağı olmak üzere toplam;
149.700,00 TL’nin her üç davalıdan müteselsilen alınıp adı geçen davacıya ödenmesine,
Davalılar … ve … yönünden davacı alacağı olan 149.700,00 TL’ye 14/09/2014 kaza tarihinden itibaren hesaplanacak değişen oranlı avans faizi uygulanmasına,
Davalı sigorta şirketi yönünden davacı alacağının 5.000,00 TL’sine 31/10/2016 dava tarihinden itibaren, kalan 144.700,00 TL’sine 14/09/2022 ıslah tarihinden itibaren değişen oranlı avans faizi uygulanmasına,
Fazla talebin saklı tutulmasına,
B)Manevi tazminat isteği ile ilgili olarak;
Talebin kısmen kabulüne,
30.000,00 TL manevi tazminatın 11/09/2014 kaza tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlı yasal faiziyle birlikte davalılar … ve …’dan müteselsilen alınıp davacıya ödenmesine,
2-Davacı … … yönünden;
A)Maddi tazminat talebi ile ilgili olarak;
1.150,00 TL tedavi ve bakıcı gideri,
3.800,00 TL geçici iş göremezlik gideri,
383.000,00 TL sürekli iş göremezlik gideri olmak üzere toplam;
387.950,00 TL’nin her üç davalıdan (davalı sigorta şirketi 268.000,00 TL poliçe limiti ile sınırlı olarak sorumlu olmak kaydıyla) müteselsilen alınıp adı geçen davacıya ödenmesine,
Davalılar … ve … yönünden davacı alacağı olan 387.950,00 TL’ye 14/09/2014 kaza tarihinden itibaren değişen oranlı yasal faiziyle birlikte davalılar … ve …’dan müteselsilen alınıp davacıya ödenmesine,
Davalı sigorta şirketi yönünden davacı alacağının bu davalının sorumlu olduğu 268.000,00 TL’nin 5.000,00 TL’sine 31/10/2016 dava tarihinden itibaren, kalan 263.000,00 TL’sine 14/09/2022 ıslah tarihinden itibaren değişen oranlı avans faizi uygulanmasına,
Fazla istemin saklı tutulmasına,
B)Manevi tazminat talebi ile ilgili olarak;
Talebin kısmen kabulüne,
40.000,00 TL manevi tazminatın 11/09/2014 kaza tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlı yasal faiziyle birlikte davalılar … ve …’dan müteselsilen alınıp davacıya ödenmesine,
Fazla istemin reddine,
Maddi tazminat talebi yönünden alınması gereken 36.726,87 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 375,71 TL ile ıslah harcı olarak yatırılan 1.805,00 TL toplamı 2.180,71 TL’nin mahsubu ile bakiye 34.546,16 TL’nin davalılardan müteselsilen tahsili ile HAZİNEYE ÖDENMESİNE.
Manevi tazminat talebi yönünden alınması gereken 4.781,70 TL karar ve ilam harcının davalılar … ve …’dan müteselsilen tahsili ile HAZİNEYE ÖDENMESİNE.

Davacı tarafından yatırılan 29,20 TL başvurma harcı, 2.180,71 TL peşin harç(ıslah harcı dahil) olmak üzere toplam 2.209,91 TL’nin davalılardan müteselsilen tahsili ile davacıya VERİLMESİNE.
Maddi tazminat talebi yönünden davacı … lehine hüküm tarihindeki AAÜT’si uyarınca hesaplanan 23.455,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müteselsilen alınarak adı geçen davacıya VERİLMESİNE.
Maddi tazminat talebi yönünden davacı … lehine hüküm tarihindeki AAÜT’si uyarınca hesaplanan 57.313,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müteselsilen alınarak adı geçen davacıya VERİLMESİNE.
Manevi tazminat talebi yönünden davacı … lehine hüküm tarihindeki AAÜT’si uyarınca hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalılar … ve …’dan alınarak adı geçen davacıya VERİLMESİNE.
Manevi tazminat talebi yönünden davacı … lehine hüküm tarihindeki AAÜT’si uyarınca hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalılar … ve …’dan alınarak adı geçen davacıya VERİLMESİNE.
Davacı …’ın Ret edilen Manevi tazminat talebi yönünden davalı … ve … lehine hüküm tarihindeki AAÜT’si uyarınca hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacı …’dan alınarak adı geçen davalılara VERİLMESİNE.
Davacı …’nın Ret edilen Manevi tazminat talebi yönünden davalı … ve … lehine hüküm tarihindeki AAÜT’si uyarınca hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacı …’dan alınarak adı geçen davalılara VERİLMESİNE.
Maddi tazminat talebi yönünden davacı tarafından yapılan tebligat ve posta gideri 719,40 TL, ATK rapor gideri 5.690,00 TL ve bilirkişi ücreti 6.150,00 TL olmak üzere toplam 12.559,40 TL yargılama giderinin davalılardan müteselsilen alınarak davacıya ÖDENMESİNE.
Karar kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansı kalması halinde bildirilecek hesap numarası olur ise hesaba, hesap numarası bildirilmez ise gider avansından karşılanmak koşulu ile posta havalesi ile yatıran tarafa İADESİNE.
Dair, Asıl ve birleşen davada davacılar Vekili Av. …’ın(e-duruşma) yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.23/12/2022