Emsal Mahkeme Kararı Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/761 E. 2021/105 K. 23.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANKARA
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
Esas No : 2016/761
Karar No : 2021/105
Türk Milleti Adına Yargılama Yapmaya ve Hüküm Vermeye Yetkili
ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR

ESAS NO : 2016/761
KARAR NO : 2021/105

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 04/10/2016
KARAR TARİHİ : 23/02/2021
KAR. YAZ. TAR. : 10/03/2021

Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi, Mahkememizin yukarıdaki esas numarasına kaydı yapılarak incelenmesi sonucunda:
DAVA:
Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; davacı müvekkilinin, davalı şirket ile konteyner temini için anlaştığını ve davalı şirkete 12/01/2016, 13/01/2016, 14/09/2016, 19/01/2016 tarihli konteynerlerin bedeli için faturalar keserek, fatura kapsamında malları teslim ettiğini; davalının 407.712,86 TL’yi ödemediğini; davacı ile davalının “ticari işletmede teslim” (EXW) yolu ile konteynerlerin teslim edileceği hususunda anlaştıklarını; müvekkili tarafından davalıya teslim edilen malların davalı tarafından yurtdışına gönderildiğini; bu sebeple 407.712,86 TL’nin avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini, talep ve dava etmiştir.
YANIT:
Davalı, süresinde yanıt dilekçesi vermemiştir.

DELİLLER :
1-18/10/2015 tarihli sözleşme ve ekleri,
2- Fatura, yazışmalar,
3-Bilirkişi görüşleri,
4-Tüm dosya münderecatı,

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKÎ NİTELENDİRME :
Dava, taraflar arasındaki sözleşme kapsamında fatura bedellerinin tahsilini amaçlayan alacak davasıdır.
Davacı, sözleşme hükümleri gereğince konteynerlerin “ticarî işletmede teslim” (EXW) yolu ile teslim edildiğini ve bedelinin ödenmediğini iddia etmektedir. Davalı ise süresinden sonra verdiği beyan dilekçesinde; yapılan incelemede konteynerlerin tümünün kusurlu, malzeme açısından kalitesiz, proje ve ihale şartnamesindeki şartlara uygun olmadığının görüldüğünü, bu eksikliklerin belediye yetkililerince tespit edilmesi üzerine müvekkilinin ihale sürecini durdurduğunu, hataların düzeltilmesini yönünden taleplerini bildirdiklerini, davacının Almanya’yı terk ettiğini, müvekkilinin eksik ve kusurlu işlerin tamamını kendisinin tamamladığını, müvekkilinin alacaklı konumda bulunduğunu ve bu sebeple davanın reddine karar verilmesini, savunmuştur.
Mahkememiz, uyuşmazlığa bakma noktasında görevli ve yetkilidir.

Taraflar arasında; 18/10/2015 tarihli “İş Sözleşmesi” imzalanmıştır. Davacı … Mühendislik Çelik Kons. Mak. San. ve Tic. Ltd. Şti. (…), davalı … ise (…) sıfatıyla sözleşmede yer almaktadır. Bu sözleşmede ilgi ‘konut yapım işi’ olarak belirlenmiştir. Sözleşmenin ‘kapsam’ bölümü 1.1’de “… firması … ile 20/10/2015 tarihinde sözleşme imzaladı.”; 1.2’de “06/10/2015 tarihli KEV 240 nolu sözleşme (bakınız Ek.1) ile … firması … Belediyesi arasında mültecileri için bir yaşam alanının inşaası için yetkilendirildi. Bundan böyle yaşam alanı olarak adlandırılacaktır. Bu yaşam alanı için … ve … firmaları arasında proje bazlı bir iş sözleşmesi imzalanmıştır. Bu sözleşmenin temel dayanağı … firması ve … Belediyesi arasında imzalanan sözleşmedir ve sözleşmenin ayrılmaz bir parçasıdır” denilmiştir. Sözleşmenin ‘iş kapsamı’ başlıklı 2’ci maddesi şöyledir: m.2.1 “… firması bu yaşam alanı için aşağıda belirtilen faaliyetlerden yükümlüdür.”, m.2.2’de “… firması … firması tarafından belirtilen iş terminini ve iş kapsamını zamanında, eksiksiz ve yüksek kalitede inşaa etmeyi taahhüt etmektedir”. Sözleşme fiyatı başlıklı 3’üncü maddede, bu işe ait sözleşme tutarının toplam değiştirilemez ve sabit 250.000 EURO olduğu kararlaştırılmıştır. ‘Ödeme’ başlıklı 4’üncü madde şöyle düzenlenmiştir: m.4.1; “Sözleşme imzalandıktan sonra sözleşme tutarının %30’u teminat mektubu karşılığında … firmasına ödenir. m.4.2; “Daha sonraki %30 tutar tüm konteynerler sahaya vardıktan sonra ödenir. m.4.3; “Yaşam alanının inşaat tamamlandıktan sonra %30 daha ödenir. m.4.4;”İş tesliminden sonra tüm evrakların teslimine müteakip kalan %10 bakiye ödenir”. Sözleşmenin 5’inci maddesine göre, sözleşmede ayrıca açıkça belirtilmeyen işlere ait geçerli olan şartname de işbu sözleşmenin ayrılmaz bir parçasıdır.
… Belediyesi Özel Şartnamesinde mülteciler için yaşam konutlarının, … Belediyesi … İlçesinde, …. adresinde iki katlı binanın mülteciler için inşaa edileceği; binanın modüler çelik bina şeklinde, 11.80 m genişliğinde boyutta, dış yürüme yolu ile birlikte 13.30 m eninde ve 21.00 m uzunluğunda olacağı, bina alanın düz bir yerde yer aldığı ve konum itibariyle vinç ve mobil vinçle taşınmasının uygun olduğu, yazılmıştır. Gerekli tüm temellerin sahada atılacağı, temel projeler, bağlantı detayları (gaz, su, elektrik, telefon ve atık su) aynı zamanda ana panonun topraklanması işinden sonra işin işverene sunulacağı düzenlenmiştir. … Belediyesi ile … arasında 06/10/2015 tarihli şartname bulunmaktadır.
Tercüme edilerek Türkçeye çevrilen 22/01/2016 ve 25/01/2016 tarihli çevirilerde, şantiyede yapılan kontrollerde tespit edilen ayıplı hususların e-mail olarak bildirildiği, gözlenmiştir. Bu noktada, davalı, 3.kişiler tarafından kendisine düzenlenen faturalarla eksik ve ayıplı işi tamamladığına dair faturaları ibraz etmiştir. Bu faturalar 624.995,45 Euro toplam tutarlıdır. İçerisinde dava tarihinden sonra da bulunan olmak üzere ilgisiz harcama kalemleri yer almıştır.

Bilirkişilerin tespitinden, davacı defter kayıtlarına göre; davacı tarafından davalıya 210.000,00 Euro bedelli 40 kap 652 adet emtiyaya ilişkin fatura keşide edilmiştir. 89.910,00 Euro ödemesinin tenzili ile bakiye alacak 120.090,00 Euro karşılığı (120.090×3.3720=) 404.943,48 TL’dir.
Gelinen noktada, davacı firmanın, mülteciler için iki katlı, 11.80 m genişliğinde dış yürüme yolu ile birlikte 13.30 m eninde 21.00 m uzunluğunda modüler çelik binanın inşaasını üstlendiği; yapılacak işin, … firması ve … Belediyesi arasında imzalanan sözleşme ve şartnameye uygun yapılması gerektiğinin sözleşmede belirlendiği görülmektedir. Yanlar arasındaki iş ‘eser’ sözleşmesidir. Konteynerlerin yalnızca satımı değil, iş sahibi belediyenin sözleşme ve şartnamesine uygun olarak yerinde inşaası davacı tarafından yüklenilmiştir. Bu sebeple, satışın “ticarî işletmede teslim” (EXW) olduğu yollu iddia yerinde değildir. Sözleşmenin ‘Ödeme’ başlıklı 4’üncü maddesinde, aşama aşama ödeme yapılacağı düzenlenmiş olup, sözleşme imzalandıktan sonra sözleşme tutarının %30’u, tüm konteynerlerin sahaya varmasından sonra %30’u, yaşam alanında inşaat tamamlandıktan sonra %30 ve iş tesliminden sonra tüm evrakların teslimine müteakip kalan %10 bakiye ödeneceği kararlaştırılmıştır. Dolayısıyla, konteynerlerin sahaya varması, inşaatın tamamlanması, işin bitimine kadar davacı yüklenicinin edim sorumluluğu devam etmektedir.
Dolayısıyla ihtilâf, ayıplı imalat bulunup bulunmadığı noktasında düğümlenmektedir. Davalı, eksik ve ayıplara ilişkin faturalar ibraz etmiştir.
Taraf vekillerinin iradeleri tutanağa yansıtılmış, tüm deliller toplanmış, teknik inceleme gerektirdiğinden bilirkişi görüşü alınmıştır.
Birinci bilirkişiler kurulu, 23/09/2019 tarihli raporlarında; davacının sözleşme ile üstlendiği edimlerin kendisi veya üçüncü kişiler tarafından yerine getirildiğine ilişkin belgelerin uzman bilirkişi tarafından incelenmesi gerektiğini mütalaa etmişlerdir.
Ayıplı imalatın bulunup bulunmadığı yönünden inceleme yapmak üzere yeni bir bilirkişi kurulu oluşturulmuştur. Bilirkişiler Sn. ….’dan 20/03/2020 tarihli kök ve itirazlar nedeniyle 08/12/2020 tarihli ek rapor alınmıştır.
Yapılan yargılama sonunda toplanan bütün deliller ile ikinci bilirkişiler kurulunun kök ve bunu tamamlayan ek raporu birlikte değerlendirildiğinde:
Davacı ile davalı arasında düzenlenen sözleşmenin birinci ve ikinci maddelerinin birlikte okunması sonunda; davacı şirketin, davalı ile dava dışı işveren … Belediyesi arasında yapılan 06/10/2015 tarihli KEV 240 nolu sözleşme kapsamında yer alan mülteciler yaşam alanının inşaası işinin teminini ve iş kapsamında zamanında, eksiksiz ve yüksek kalitede inşaa etmeyi taahhüt ettiği belirlenmiştir. Yapılacak işin … firması ve … Belediyesi arasında imzalanan sözleşme ve şartnameye uygun yapılması gerektiği sözleşmede açıkça belirlenmiş; sözleşmenin 4’üncü maddesinde yer alan ödemeler işin bitimine kadar aşama aşama düzenlenmiştir. Dolayısıyla konteynerlerin sahaya varması, inşaatın tamamlanması ve işin bitimine kadar davacı yüklenicinin edim sorumluluğunun devam ettiği kanaatine varılmıştır. Dava dışı belediye tarafından davalıya gönderilen 22/01/2016 tarihli ve 25/01/2016 tarihli yazılardan; bir kısım noksanlık ve kusurlardan söz edildiği bilirkişilerce saptanmıştır. Bu hususlar kabaca şöyledir: Konteynerlerin kapı renklerinin uygun olmadığı, dış duvarda knauf alçıpanların şartnamaya uygun olmadığı, modül birleşimlerinde 30 cm dolayında açıklıkların olduğu, konteyner dış duvar panellerinin bazılarında hasarların olduğu, teknik odada zemin geçişi açılmadığı, duvar kağıdında eksikliklerin olduğu, girişte bulunan alüminyum kapıların PVC olarak yapıldığı, ıslak hacimdeki dış cepheler buzlu görünmez camların düz beyaz cam yapıldığı, davlumbazdan çıkacak hava için duvardan geçiş açılmadığı, kurutma ve çamaşırhane odasında en az 1.20 m yerine 1.18 m olduğu, modüler arasında 3 cm boşluk mevcut olduğu, pencere parjurlarının birçoğunun fonksiyonlarında sorun bulunduğu, izolasyon kalınlıklarının şartnameye uygun olmadığı knauf gurdex alçıpan malzemesinin Almanya sınırları içerisinde kullanımının yasak olduğu, Almanya’da bir cephe malzemesi olarak dahi görülmediği ve izinleri olmadığı ve zemin basmaya karşı su ve nem dayanımı bulunmadığı, hususlarıdır. Bu şekilde özetlenen ayıplı ve kusurlu imalat davacının sorumluluğundadır. Diğer yandan malzemede bulunan kimi kusurlar elbette montaj yerinde uygulama sırasında ortaya çıkabilecek ve görülebilecek kusurlardır. Esasen sözleşmede belirlenen aşamalı ödeme takvimi de yüklenicinin sorumluluğunu işin tamamına yaymıştır; eş deyişle sorumluluk iş teslimine kadar devam etmektedir. Konteynerler ile ilgili ayıplı imalat bulunduğu ve bu ayıpların davalı tarafından giderildiği ibraz edilen bir kısım faturalardan anlaşılmıştır. Bu aşamada davalı tarafından sunulan giderlerden hangilerinin/kadarının işle ilgili olduğu sorunu çözümlenmelidir. Hemen belirtmek gerekir ki 20/03/2020 tarihli kök raporda, davalı tarafından sunulan bütün giderlerin dava dışı belediye tarafından 22/01/2016 ve 25/01/2016 tarihli yazılarda tespit edilen noksan ve kusurlu imalat ile ilgili olmadığı fark edilmiştir. Esasen davacı ile davalı arasındaki işin 250.000,00 Euro ile ikmal edildiği bir durumda davalının 425.088,34 Euro eksik ve kusurlu imalat giderimi iddiası doğru olamaz. Bilirkişiler ilgisiz giderleri saptamışlardır. Taraflar arasındaki götürü bedelli işte iş kalemleri detayının yer almadığı, noksan ve kusurlu işlerin ayrı ayrı pursantaja göre hesabının mümkün olmadığı ortadadır. Tek çare genel bir oran uygulanmasıdır. Bilirkişiler yazılarda belirtilen noksan ve kusurlu işlerin toplam iş bedelinin %10’u dâhilinde giderilebileceğini, dolayısıyla tamamlanan işin %90 olduğunu mütalaa etmişlerdir. İtirazlar nedeniyle 08/12/2020 tarihli ek rapor alınmıştır. Bilirkişiler ek raporda, yapılan işle ilgili olmayan harcama kalemlerini tek tek belirlemiş; dava dışı belediye tarafından davalı tarafa gönderilen 22/01/2015 ve 25/01/2015 tarihli yazılarda yer alan noksan ve kusurlu işlerin bedelinin toplam işe oranının %10 kapsamındaki bir bedelle giderilebileceğini hesap ve takdir etmişlerdir. Bilirkişilerin 20/03/2020 tarihli kök ve 08/12/2020 tarihli ek raporundaki tespitleri dosyaya, bilgi ve belgelere uyumlu olduğundan Mahkememizce benimsenmiş ve hükme esas alınmıştır. Davacı vekilinin itirazlarının yanı sıra davalı vekilinin itirazlarına dayanak gösterdiği … Prefabrik Şirketinin proje teklifi de bilirkişilerin tespit ve açıklamaları karşısında yerinde görülmemiştir. Kaldı ki, davalının kusurlarla ilgili davacıya açık bir bildirimi yokken yüksek bedellerle eksikliğin tamamlandırıldığına ilişkin savunması yerinde görülemez. İkinci bilirkişiler kurulu gerek kök gerekse açık bir şekilde kaleme aldıkları 08/12/2020 tarihli ek raporlarında; davacı tarafından tamamlanan işin %90, kusurlu ve noksan işin %10 olduğu kanaatine varıldığından; 210.000,00 Eurox%10=21.000,00 Euro’nun tenzili gerekir. Dava tarihi itibariyle bu tutar 21.000,00 Eurox3.3720=70.812,00 TL’dir. Davacı tarafından düzenlenen 694.799,25 TL faturaya davalı tarafından 276.877,75 TL avans ödemesi yapılmış olup, bakiye alacak (694.799,25-276.877,75=) 417.921,50 TL olduğundan; kusurlu imalat miktarı olan 70.812,00 TL’nin tenzili ile (417.921,50 TL-70.812,00=) 347.109,50 TL davacı alacağı bulunmaktadır. Davanın, bu tutar yönünden kısmen kabulüne ve fazlaya ilişkin kısmın reddine karar verilmelidir.
Yukarıda açıklanan yasal ve hukuksal olgu göz önüne alınarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlere, kararın dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, dosyadaki kanıtlara ve Kurul’un takdirine göre;
1.-Davanın kısmen kabulü ile,
347.109,50 TL alacağın 04/10/2016 dava tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Fazlaya ilişkin istemin reddine,
2.- 492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince, alınması gereken 23.711,05 TL karar ve ilâm harcından, peşin alınan 6.962,72 TL harçtan indirilerek eksik kalan 16.748,33 TL harcın, davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
3.-Davacı tarafça yapılan; 4,30 TL ilk dava, 237,00 TL tebligat ve posta gideri, 7.700,00 TL bilirkişi ücreti toplamı 7.941,30 TL’nin davanın kabul/red oranına göre 6.760,89TL’si ile 29,20 TL başvurma, 6.962,72 TL peşin harç toplamı13.752,81 TL yargılama giderlerinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine; fazlaya ilişkin kısmen davacı üzerinde bırakılmasına,
4.-HMK m.333/1 uyarınca harcanmayan gider avansının hüküm kesinleştiğinde davacıya iadesine,
5.-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığına,
6.-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca, davacı yararına hesaplanan 32.747,67 TL nispî vekâlet ücretinin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
7.-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca, davalı yararına hesaplanan 8.678,44 TL nispî vekâlet ücretinin davacıdan alınarak, davalıya verilmesine,

Dair, davacı vekili Av. ….ile davalı vekili Av. …’in yüzlerine karşı; kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere 23/02/2020 tarihinde oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup, usûlen anlatıldı.

Başkan … Üye … Üye … Katip
¸ ¸¸¸